Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Nisan ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu gerçekleştirildi. 2022 yılı faaliyet raporunun görüşüldüğü oturuma Meclis Birinci Başkanvekili Mustafa Özuslu başkanlık yaptı.
Oturuma geçtiğimiz ayda ataması yapılan AK Parti İzmir’in yeni İl Başkanı Bilal Saygılı da katılım gösterdi.
AYDIN: SİZİN SİYASİ TERCİHLERİNİZİN HALKTAN, EMEKÇİDEN YANA DEĞİL
Faaliyet raporu görüşmelerinden ilk olarak söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Siyaset dediğimiz şeyin temelde tercihler yapma ve bu tercihlerin gereğini yerine getirme işi olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Böyle olduğu içindir ki seçimle iş başına gelenler kamusal harcama ve yatırımları siyasal tercih ve önceliklerinin gereği olarak yerine getirir. Basit bir örnek vermem gerekirse; vergilerle topladığınız kamu kaynağını; yoksulluğu azaltmaya, gençlere, öğrencilere, dar gelirlilere, güven içinde yaşayabileceği bir eve sahip olmayanlara değil sınırlı sayıda insanın kullanacağı, yapanlara yüksek kazanç getiren inşaatlara harcar, bununla da yetinmeyip bu inşaatları yapanlara uzun yıllara sari olacak şekilde gelir garantisi verirseniz bu durum sizin siyasi tercihlerinizin halktan, emekçiden yana değil ranttan, bir avuç zenginden yana olduğunu gösterir. Pırlantayı, faizi, lüks tüketim araçlarını vergi dışı bırakır ya da düşük vergi oranlarına tabi tutar sonra da emeği ile geçinenlerin ücretlerine yüksek vergi oranları belirlerseniz bu sizin siyasi tercihlerinizin halktan, emekçiden yana değil ranttan, bir avuç zenginden yana olduğunu gösterir. Bugünkü siyasi iktidarın tercihinin emeği ile çalışandan, üretenden değil sermayeden olduğunu sadece bir veriye bakarak bile söylemek mümkün. TÜİK tarafından Şubat ayında açıklanan verilere göre; ücretlilerin milli gelirden aldığı pay sadece son iki yılda yüzde 30.1’den yüzde 26.6’,a düştü. Yine son iki yılda sermayenin milli gelirden aldığı pay yüzde 52.5’den yüzde 54.5’e yükseldi. Bu rakamlar, iktidarın kimin çıkarını öncelediğini apaçık göstermektedir” dedi.
“GELİŞMENİN KARŞISINDAKİ KİŞİLER, İSTEMEZÜKÇÜLER OLARAK GÖSTERMEKTEN…”
İzmir’in yararına çalıştıklarını vurgulayan Aydın, “Siyasi tercihlerinizin gerektirdiği bir durum daha vardır. O da gelişmeden, kalkınmadan ne anladığınız ve kimin gelişmesini, kalkınmasını ve ne pahasına istediğinizdir. Sürdürülebilir kalkınmayı, doğa ile uyumlu gelişmeyi değil ne pahasına olursa olsun zenginleşmeyi ve bu zenginliği bir avuç imtiyazlı zümreye vermeyi hedefleyen bir siyasi anlayışa sahipseniz doğayı talan etmekte beis görmezsiniz. Hatta bununla yetinmeyip doğanın talan edilmesine karşı çıkanları “gelişmenin karşısındaki kişiler, istemezükçüler” olarak göstermekten çekinmezsiniz. Ama bizler İzmir’in yararına olmayan, kamu çıkarına değil birkaç kişinin çıkarına hizmet eden işlere karşı çıkmayı ve halkın yararını savunmayı sürdüreceğiz. Sürdürülebilir, doğayla ve kentle uyumlu, toplum yararını gözeten her yatırımın destekçisi olacağız” şeklinde konuştu.
“ÇEVRE BAKANLIĞININ YAPTIĞI PLAN KAMU YARARINA AYKIRIDIR”
Buca Cezaevi arazisi örneğini vererek konuşmasına devam eden Aydın, “Söylemeye, ısrarla anlatmaya devam edeceğiz. Çevre Bakanlığının yaptığı plan kamu yararına aykırıdır. Arazinin yüzde 85’ine bina yapan, yeşil alanı sadece yüzde 15’lik kısma sıkıştıran plan hukuka da aykırıdır. Bu planın iptali istemi ile CHP Meclis Grubu olarak dava açtık. Bizim dışımızda İzBB, İzmir Barosu, meslek odaları, STK’lar ve kişiler de devam açtı. Bu davalar halen görülmekte. Yapmış olduğumuz yürütmeyi durdurma talebinin reddine dair kararı geçtiğimiz günlerde İzmir Bölge İdare Mahkemesi kaldırdı ve yerinde keşif yapıldıktan sonra karar verilmesini istedi. Davayı gören İzmir 4. İdare Mahkemesi yakında keşif günü belirleyecek. Bucalıları, İzmirlileri, çevreye, kamu yararına önem veren herkesi keşif gününde cezaevi arazisinde olmaya çağırıyoruz. Buca Cezaevi arazisi halkındır ve halka, İzmirlilere ait araziyi İzmir’in kurtuluşunun 100 yılı kutlanırken 9 Eylül 2022’de satılmasını İzmir halkı hiç unutmayacak, bu arazinin kamunun kullanımına açık yeşil alan olması için mücadele etmeyi sürdürecektir” diye konuştu.
“SANATIN “İÇİNE TÜKÜREN” OLURSUNUZ”
Kültür ve sanatın öneminden bahseden Aydın, “İnsanların yaşam koşulları yaşam biçimleri, talep ve beklentileri hakkındaki tavırlarınız da sizin siyasi tercihlerinizi gösterir. Kimin kimle nasıl yaşayacağına, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına, nerde gülüp nerde gülmeyeceğine karışanlardansanız halkın özgürlüğünü ve mutluluğunu değil kendi baskıcı anlayışınızı hayata geçirmeye çalışan bir siyasi anlayışa sahipsiniz demektir. İnsan hayatının mutluluğu için kültür ve sanatın önemli olduğuna inanmazsanız kültür ve sanat faaliyetlerini kısar, konserleri yasaklar, buna rağmen sanat üretmeye çalışanların ürettiği sanatın “içine tüküren” olursunuz. İnsanın mutlu ve huzur içinde yaşaması için kent içi alanlara, parklara ihtiyacı olduğunu, kamusal alanların kamunun kullanımına açık olması gerektiğine inanmayanlardansanız bulduğunuz her boşluğa, eski cezaevi arazilerine ve hatta deprem ve afetlerde insanların toplanması ve geçici olarak barınması için bırakılan alanlara göz diker oraları binalarla donatmayı kalkınma ve gelişmişlik sayarsanız” açıklamalarında bulundu.
“TÜM BASKILARA, SORUŞTURMALARA, ENGELLEMELERE RAĞMEN…”
İzBB’nin baskılara ve engellemelere rağmen çalışmalarını devam ettiğine ifade eden Aydın, “Sözün özü; kimin yararını gözettiğiniz, gelecekte nasıl bir ülke hayal ettiğinizi ortaya koyan hep tercihleriniz ve bu tercihlerinize göre ürettiğiniz siyasettir. O nedenledir ki hiçbir şey siyaset dışı ya da siyaset üstü değildir. Ben de konuşmamı bu çerçevede İzBB’yi yöneten CHP’nin siyasi tercihlerinin belediye faaliyetlerine yansımasını dile getirmeye çalışacağım. İzBB’nin 5 yıllık stratejik planında ortaya koyduğu misyonu inin misyonu ani kendine biçtiği görevi bir kez daha hatırlatmak isterim. İzBB’nin misyonu yani görev tanımı; “halktan aldığı gücü, şehrin müşterek menfaatlerini ve sürdürülebilir gelişimini gözetecek şekilde kullanan, yenilikçi bir belediye hizmeti sunmaktır.” İzBB tüm faaliyetlerini bu görev tanımına uygun şekilde yerine getirmek için çaba sarf ediyor. Tüm baskılara, soruşturmalara, engellemelere rağmen halkın, kamunun yararını gözeten, bir avuç imtiyazlı zümrenin değil geniş halk kitlelerinin yararına olan işleri yapmaya çalışıyor” diye konuştu.
“İZMİR’İN EN BÜYÜK YATIRIMI OLACAK”
Ulaşım hizmetlerini anlatırken Karabağlar – Gaziemir Metrosu’nun İzmir’in en büyük yatırımı olacağını söyleyen Aydın, “Ulaşım hizmetlerinin verilmesi büyükşehirler bakımından en önemli ve en zorlu görevlerin başında geliyor. İzBB ulaşım hizmetlerinin verilmesinden temel tercih olarak toplu ulaşımı geliştirme ve özendirmeyi, toplu ulaşımı mümkün olan en yüksek oranda demir tekerli araçlarla vermeyi benimsedi. Bu kapsamda en büyük yatırım harcamalarını raylı sistemlerin kurulmasına ayırıyor. Raylı sistemlerle ilgili yatırımların bir kısmını bütçe içi imkânlar ve öz kaynaklarla yaparken bir kısmını uluslararası yatırım kredileriyle gerçekleştiriyor. 2022 yılında Buca Metrosunun inşaatına tüm engellemelere rağmen başladık ve hızla ilerliyoruz. Buca Metrosu 4 yıllık inşaat süresinin sonunda İzmir halkının hizmetinde olacak. 2022 yılında Narlıdere Metrosu ile Çiğli Tramvayı inşaatları önemli ölçüde ilerledi. 2023 yılında bu iki önemli demir ağ hizmete girecek ve İzmir’e demir ağlarla örme hedefine bir kez adım daha yaklaşacağız. Buca Metrosu 1 milyar avroya yaklaşan bedeli ile İzmir’de yapılan en büyük kamusal yatırım ve bu yatırımı hepimizden vergi alan milyarlarca dolarlık bütçeyi yöneten daha doğrusu çarçur eden merkezi hükümet değil İzBB yapıyor. Ve İBB 2022 yılında Karabağlar – Gaziemir Metrosu için de yola çıktı. Bu proje ile kendi yatırım rekorumuzu yine kendimiz kırıyoruz. Karabağlar – Gaziemir Metrosu toplam 2 milyar 105 milyon avroluk bütçesi ile İzmir’in en büyük yatırımı olacak” dedi.
“U HARFİ İLE GÖSTERİLMİŞ METRO İSTASYONU GÖREMEZSİNİZ”
İzmir’de U harfi ile gösterilmiş metro istasyonunun olmadığına dikkat çeken Aydın, “İzmir’de merkezi idarenin bütçesi ile yapılmış hiçbir metro hattı olmadığı için İzmir’de U harfi ile gösterilmiş metro istasyonu göremezsiniz. Ve merkezi hükumet yıllardır yapma sözü verdiği Otogar – Halkapınar Metrosunu yapmayacağını bir kez daha dile getirdi. 2014 yılından bu yana bu metro hattı için yatırım bütçesine para ayırmadı ve İzmir halkıyla alay edercesine bu yıl da 3 bin liralık iz bedel koymakla yetindi” ifadelerini kullandı.
“ANKARA - İZMİR HIZLI TREN HATTI NEREDE?”
Ankara - İzmir Hızlı Tren Hattı hakkında da konuşan Aydın, “Bugün sizinle bir konuyu, yılan hikayesine dönmüş bir konuyu ayrıntısıyla konuşmak isterim. Ne de olsa İzmir BB Meclisindeyiz ve İzmir’in yararına olan işlerin peşindeyiz. O halde önce şunu soralım; Ankara – İzmir hızlı tren hattı nerede? En son Salihli civarlarında olduğu söylenmişti. Nerede ve ne zaman hizmete açılacak? Tıpkı Bayraklı Şehir Hastanesinde olduğu gibi hızlı trende de açılış tarihi konusunda rivayet muhtelif. Kendisi de halen İzmir Milletvekili olan Sayın Binali Yıldırım 21 Eylül 2013 tarihinde temeli atılan bu hattın 1080 günde yani 3 yılda biteceğini söylemişti. Bu açıklamaya göre hattın Eylül 2016 yılında açılmış olması ve biz İzmirlilerin ve Ege Bölgesinde yaşayanların tam altı buçuk yıldır bu hattı kullanıyor olması gerekirdi. Oysa ortada ne hat var ne tren. Tam 10 yıl geçti. Beş ayrı ulaştırma bakanı gördük ama hızlı tren bir türlü İzmir’e varamadı. Peki, bu hat ne zaman hizmete açılacak? 16 Kasım 2018 tarihinde açıklama yapan dönemin Ulaştırma Bakanı Cahit Turan’a göre hat 2020 sonunda ya da en geç 2021 başında İzmir’e ulaşmış ve hizmete açılmış olacaktı. 31.08.2022 tarihinde açıklama yapan Bakan Adil Karaismailoğlu’na göre hattın açılışı 2025 yılında. Fakat aynı bakan 16.10.2021 tarihinde, hattın Eşme ilçesinde tünelle ilgili törende, hattın 2022 yılının sonunda tamamlanacağını söylemişti. CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter’in soru önergesi üzerine TBMM’ne verdiği cevapta hattın 2024 yılında biteceğine dair bakanlık öngörüsünün olduğu söylenmiş. Yani tahmin yani hayırlısı inşallah cevabı verilmiş. Sonunda Sayın Bakan verdiği her tarih boş çıkınca tarih vermeyi bırakmış ve 22.03.2022 tarihli açıklamasında Ankara – İzmir Hızlı Tren Hattının bittiğinde kaç yolcu taşıyacağını, yolun ne kadar kısalacağını söylemiş ama bitiş tarihini vermekten özenle kaçınmış. Ancak Sayın Bakanın bilmediğini bilen, söylemediğini söyleyenler var. Mesela Ocak 2023’te açıklama yapan AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur’a göre hızlı tren 2024 yılında açılacak” dedi.
“PARALAR ATTAYA GİTTİĞİ İÇİN...”
Hızlı tren projesinin maliyetine de değinen Aydın, “Peki, bir soru daha: Ankara – İzmir hızlı tren projesi kaça mal olacak? 2013 yılında ilk ihale yapıldığında projenin bedeli 4 milyar 500 milyon lira yani temel atma tarihindeki dolar kuruna göre (1 dolar = 1,96 TL) yaklaşık olarak 2 milyar 300 milyon dolar. Ama bu parayla iş bitmedi. İşi üstlenen firma 19 Mart 2022 tarihinde bir müjde verdi. Hızlı tren için 17 Mart 2022 tarihinde 2,3 milyar dolarlık kredi bulunmuş. Ne demek bu? Hızlı tren için temel atıldığı tarihte bu projenin finansmanı yokmuş, varsa da gerçekçi olmadığı için ya da paralar attaya gittiği için para yetmemiş ve 9 yıl sonra para arayışına girilmiş, neredeyse projenin ilk ihale bedeli kadar bir miktar dış finansman bulunmuş. Gözlerindeki ışıltı gözlerimizi kamaştıran sayın bakan kredi bulduklarını müjdeliyor ama hat bir türlü bitmiyor, belirlenen hiçbir maliyet hesabı tutmuyor. CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu’nun Kasım 2022’de açıkladığına göre; temeli atıldığında 4 milyar 500 milyon liraya mal olacağı söylenen projenin maliyeti ona katlanarak 47 milyar liranın üzerine çıktı. Dünyada bu standarttaki tren hatları için kilometre başına 1 milyon 500 bin dolar harcanırken, Ankara - İzmir Hızlı Tren hattının kilometre başına maliyeti 5 milyon doları buldu ve daha da nereye çıkacağı belli değil.
“HANİ HAT 2024’TE BİTİYORDU?”
Aydın, İzmir Hızlı Tren hattının pazarlık usulü ile bir firmaya verildiğini ifade ederek, “Buca Metrosunu neden en düşük teklif verene değil bir sonraki şirkete verdiniz diye soran arkadaşlar, Ankara – İzmir Hızlı Tren hattı hangi firmaya ve hangi ihale usulü ile verildi biliyor musunuz? Bu hattın yapımı açık ihaleyle değil, pazarlık usulüyle bir firmaya verildi. Üstelik temeli 2013 yılında atılan projenin yeni ihalesi 6 Ekim 2020 tarihinde yapılmasına rağmen bakanlık işi pazarlık usulüyle ve 2 milyar 162 milyon 600 bin avro sözleşme bedeliyle bir firmaya verdiğine dair sonuç ilanını 2 yılı aşkın süre sonra, 22 Aralık 2022 tarihinde yayınladı. Tren hattı ihalelerinin TL ile yapıldığına dair 2020 yılında yapılan bakanlık açıklamasının gerçeği yansıtmadığı da bu şekilde anlaşılmış oldu. Hattın ne zaman hizmete açılacağına dair az önce söylediğim tarihlere bir yenisinin daha eklendiğini finansmanın bulunduğuna dair resmi açıklamadan öğreniyoruz. Finansmanın bulunduğuna dair 19 Mart 2022 tarihli açıklamada hattın yapımının 42 ayda biteceği söylenmiş. Hadi para hemen geldi ve işe hemen başladınız diyelim ve 42 aylık süreyi Mart 2022 tarihinden başlatalım. Bu tarihe 42 ay eklersek hattın bitiş tarihi Haziran 2025’e geliyor. Ee ne oldu şimdi? Hani hat 2024’te bitiyordu? Bu durumda hızlı tren hattının açılışı en erken 2025’e kalmış oldu. 2013 yılında temeli atılan hat, bu tarihten 12 yıl sonra açılmış olacak. Tabi mevcut siyasi iktidar değişirse. Değişmez ise İzmirlinin daha ne kadar bekleyeceği meçhul. Bu denli büyük alt yapı projeleri için proje hazırlanırken finansmanının da bulunmasının ne kadar önemli olduğunu bilme anlatabildim mi? Şuraya bir hat çizelim, bir de tren çizelim, güzel bir istasyon binası yapalım diye kağıt üzerinde planlar yaparken bu işin hangi parayla yapılacağını belirlemez, buluruz bir şeyler diye yola çıkarsanız olacağı budur. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Buca Metrosunun yapımı için gereken parayı projenin oluşturulması süreciyle birlikte yürütmesinin, inşaat başlamadan önce finansmanın da sağlanmasının ne kadar değerli olduğunu bilmem anlatabildim mi?” diye konuştu.
“BENCE BU ÖDÜL YANLIŞ OLMUŞ”
İzmir - Ankara Tren hattı projesine verilen ödülü de eleştiren Aydın, “İşin komik yanı ne biliyor musunuz? Bir türlü bitmeyen bu proje geçtiğimiz Mart ayında Londra’da düzenlenen bir törende ‘Yılın Ulaştırma Projesi’ ödülünü almış. Bence bu ödül yanlış olmuş, yılın projesi değil on yılların ulaştırma projesi ödülü verilmeliydi. Ve bu proje, siyasi tarihte bir şehir bir bölge siyasi tercihleri nedeniyle nasıl cezalandırılırın, kamu kaynakları nasıl heba edilirin örneği olarak gösterilmeli. Tabi hızlı tren inşaatını bir türlü yapamayan ve sürekli ilave ödemeler isteyen inşaat firmasının İngiltere merkezli bir iştirakinin olmasının bu ödül üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu, ihaleyi alan firmanın, yapılacak işin 2.1 milyar dolarlık kısmını İngiliz kaynaklı dış finansman ile karşılayacak olmasının İngiltere’de verilen bu ödüle etkisinin olup olmadığını hiç bilemeyeceğiz. Çok önemli de değil zaten” şeklinde konuştu.
“GELECEĞİ BELLİ OLMAYAN TRENİMİZ HIZLI TREN DEĞİL”
Bahsi geçen trenin artık hızlı tren olmadığını öne süren Aydın, “Artık hızlı tren de değil. Ama hepimizin gözden kaçırdığı bir şey var. İzmir halkının bilgisinden özen kaçırılan bir bilgiyi sizinle paylaşmak isterim. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı İzmir’le ilgili yatırımlarını duyurduğu raporda projeyi Ankara - İzmir Hızlı Tren Projesi olarak tanımlıyor ve hattın dizayn edilen hızının saatte 250 Km olduğunu söylüyor. Ben de konuşmam boyunca hızlı tren kelimesini kullandım. Oysa bu da doğru değil. Ankara - İzmir Hızlı Tren Hattı Projesinde 2021 yılında yapılan değişiklikle bu hattın adı artık yüksek standartlı demiryolu. Yani artık ne zaman İzmir’e geleceği belli olmayan trenimiz hızlı tren değil. Farkı ne diye sordum: Hızlı tren hatları saatte 250 Km hız yapıyor ve bu hattı yük trenleri kullanamıyor. Maliyeti de daha yüksek. Yüksek Standartlı Demiryollarında hız, saatte 200 Km ve hattı yük trenleri de kullanabiliyor. Yani demem o ki; devri iktidarlarında yapmayı planladıkları hızlı tren artık hızlı tren değil, bırakın 3 yılı 10 yıl geçmesine rağmen ortada tren yok ve maliyeti hızlı tren standardından vazgeçilmesine rağmen yola çıkıldığı zamana göre on kattan fazla arttı. Tablo bu. Ama İzmir merak etmesin, nasıl İzmir’e demir ağlarla örüyorsak, Mayıs sonrasında halkın iktidarını kurduğumuz da İzmir’e, İzmirlilere layık görülen bu duruma da son vereceğiz” dedi.
“OTOBÜS ALT YAPIMIZIN DA GÜÇLÜ OLMASI GEREKİYOR”
İZTAŞIT uygulaması hakkında konuşan Aydın, “Temel ulaşım tercihimiz raylı sistemler olmakla birlikte tüm ulaşımın raylı sistemle yapılması elbette mümkün değil. Bu nedenle lastik tekerli ulaşım dediğimiz otobüs alt yapımızın da güçlü olması gerekiyor. 2019 yılından bu yana, İZTAŞIT uygulamasıyla birlikte toplu ulaşıma 616 araç dahil oldu ve ESHOT filosunun yaş ortalaması 6,46. Bu oran, tüm yakıt ve bakım maliyetlerinde ciddi tasarruf sağlanmasını, ulaşımdan kaynaklanan karbon ayak izimizin küçülmesini sağlıyor. Ülkemizin temel meselesi, ekonominin çöküşü ve yoksulluktur. Bu nedenle ekonomi stratejik amacımız, içinden geçtiğimiz bu dönemde daha ayrıcalıklı bir yer tutuyor. Şehrin ekonomik hayatının canlanması için gereken çalışmalar 2022 yılında da artarak sürdürüldü” ifadelerini kullandı.
“UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLMEMELERİ İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ”
Çocukların eğitimden geri kalmamaları, için çaba sarf ettiklerini dile getiren Aydın, “Şehrimizin her köşesini sokakları, caddeleri, evlerimizi ve parklarımızı, Bir şehri şehir yapan ne varsa tümünü çocuklarımızla paylaşıyoruz. Bizlerin ağzından çıkan cümleler, aldığımız her bir karar, bizden çok çocuklarımızın yaşamına değiyor. Onların geleceğini belirliyor. İzBB çocuklar için yaşam koşullarının bugün ve gelecekte daha iyi olması için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Çocukların eğitimden geri kalmamaları, ucuz iş gücü olarak görülmemeleri için çaba sarf ediyoruz. Uzun yıllar süren, niteliği düşük ve sonunda da belli bir iş sağlamayan eğitim sistemimizin yarattığı sorunlara İzmir özelinden bir parça çözüm oluşturabilmek için Meslek Fabrikamız meslek edindirme kurslarını sürdürdü. Ayrıca tarımsal kalkınmaya verdiğimiz önemin parçası olarak Tarım Lisesi kurma faaliyetlerimiz de devam etti” şeklinde konuştu.
“PARTİZAN TUTUM TAKINAN KAMU GÖREVLİLERİNİ UNUTMADIK”
Üniversite öğrencilerine verilen yemek dağıtımlarının engellediğini iler süren Aydın, “İzmir Büyükşehir Belediyesi 2022 yılında da gençlerin yanında olmaya devam etti. Gençlerimizin bu ülkenin en önemli değeri ve kaynağı olduğunun bilincindeyiz. Yetişmiş insan gücümüzün başka ülkelere gitmesine neden olan ortamı ortadan kaldırmak hepimizin görevidir. Gençlerin hiç değilse temel sorunlarına çare olmak için canla başla çalışıyoruz. Sekiz noktada başlayan WizmirNET, kablosuz ve ücretsiz internet projemizi 30 ilçede devam ediyor. 2022 yılında; 70 park ve meydanda, 20 vapur, 7 iskele, 60 otobüs hattı, 17 metro istasyonu, 21 aktarma istasyonu, 41 tramvay, 76 köyde ücretsiz internet ağı hizmetimizi sürdürüyoruz. Dokuz Eylül, Ege, Katip Çelebi, Bakırçay, Demokrasi üniversitelerimizde ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde günlük yemek dağıtıyoruz. Altı noktada çorba dağıtıyoruz. Yemek dağıtımı konusunda yapılan engellemeleri, partizan tutum takınan kamu görevlilerini unutmadık ve unutmayacağız. Ama işimizi yapmaya, kim ne yaparsa yapsın gençlerimizin yanında olmaya da devam edeceğiz” dedi.
“1 AY SONRA KISA ÇÖP, UZUNDAN HAKKINI ALACAK”
İzBB’nin malı yapısı ve bütçesi hakkında konuşan Aydın, “İzBB harcamalarında yüksek yatırım oranını 2022 yılında da korudu. 2022 yılı harcamalarımızın yüzde 32’si yani yaklaşık 5 milyar lirası yatırıma harcandı. Bu rakam halen İzmir’de yapılan tüm kamu harcamalarının üçte ikisini oluşturmaya devam ediyor. Oysa İzmir halkının da ödediği vergilerden oluşan merkezi hükümet bütçesinden İzmir’in hakkı olanı alması halinde belediyenin yaptığı harcamaların tüm kamu harcamalarına olan oranı daha düşük olmalıydı. Hep söyledik yine söyleyeceğiz. İstediğiniz kadar, rakam ve kelime oyunları yapın, ödenen destek ve maaşları yatırım diye önümüze getirin gerçeği saklayamazsınız. İzmir vergi ödemede üçüncü şehir olduğu halde kamu yatırımlarında 70 ile 73 sıralar arasında gidip gelmesini nedenini size hep soracak. Bu partizan tutumu, merkezi yönetimin, siyasi tercihleri nedeniyle İzmir’e olan bakışını hep dile getirecek. Bu şehir, bütçe tercihleriyle kendisine yönelik olarak uygulanan cezalandırma politikalarına boyun eğmedi ve eğmeyecek. İzmir, vergilerinin hakkı olan yatırımı talep etmeyi sürdürecek. Ve çok değil 1 ay sonra kısa çöp, uzundan hakkını alacak.
“ASLA YORULMAMAK İÇİN YOLA ÇIKAN BİZLER…”
Aydın son olarak ise, “8 bin yıllık medeniyete sahip İzmir, tüm bileşenleri, tüm unsurları ile Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına hazır. Kurtuluşun ve kuruluşun şehri olan İzmir, ikinci yüzyılda kendisine düşen görev ve sorumluluğun bilincindedir. İzmir halkının oyları ile seçilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve yönetimi de bu sorumluluğun gereğini yerine getirmektedir. Asla yorulmamak için yola çıkan bizler, başta Büyük Atatürk olmak üzere 100 yıl önce bu ülkenin kurtuluş ve kuruluş mücadelesini vermiş atalarımızdan aldığımız ilhamla, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma yolunda yürümeye devam edeceğiz. CHP Meclis Grubu olarak 2022 yılındaki faaliyetleri nedeniyle Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e, tüm çalışma arkadaşlarına şükranlarımızı sunarız. CHP Meclis Grubu, 2019 yılında belirlenen stratejik plana, CHP’nin ilke ve değerlerine uygun şekilde gerçekleştirilmiş olan 2022 yılı faaliyetlerine dair raporlarla olumlu oy kullanacaktır” dedi.
HIZAL: HAMASİ KELİMELER KULLANARAK...
Faaliyet raporu hakkında eleştirilerini dile getiren AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, "Dışarıda Murat Beyle kısa sohbet etik. Kendisine bu faaliyet raporuna çok çalışamadım. Kendisi bende çalışamadım dedi ama konuşmasından anladım ki hiç çalışmamış. 2022 faaliyet raporuna hiç bakmamış. Hamasi kelimelerle bu yıl ki raporu kurtarma çabasına girmiş. Biz ısrarla İzmirlilerin sorunlarını konuşmaya devam edeceğiz. Biz 5’nci faaliyet raporunu görüşüyoruz. Bu heyetin görüşeceği son faaliyet raporu. Artık bu heyet önümüzdeki yıllarda İzBB faaliyetini görüşmeyecek. Bu şehri yöneten anlayışı ve başında bulunan İzBB başkanının 4 yılını değerlendireceğiz. Belediyecilik demince akla 2 ana husus gelir. Birincisi bir şehrin ve o şehirde yaşayan kişilerin yaşayan tüm Vanlıların günlük temel ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığına bakılır. İki ise günü koşularına çağın gelişmelerine göre ortaya çıkacak yeni ihtiyaçların nasıl giderildiğine bakılır. Bu iki unsur birbirinden ayrılmaz. Birini yapmazsanız başarısız belediyecilik olursunuz, ikisini yapamazsanız şehir için facia olur. 4 yıl ötesinde 25 yılını konuşacağız, 25 yıldır CHP tarafından yönetiliyor. Sayın başkana sorular sormak istiyorum; İzBB Başkanına göre İzmir’in en temel sorunu endir ve bununla alakalı hangi adımlar atılmıştır? Sayın Başkan göre göreve geldiği günden bu yana göreve gelme3dne önceki süreçte vermiş olduğu vaat sözlerin kaçını yerine getirmiştir? İzmir temel belediyecilik hizmetleri açısında ileri mi geri mi gitmiştir? Bu sorular üzerinden değerlendirme yapacağım” diye konuştu.
“DEPREM GERÇEĞİYLE İLGİLİ İZBB NE YAPTI?”
İzmir’in en önemli sorunu olarak deprem ve kentsel dönüşümü gösteren Hızal, “Deprem ve kentsel dönüşüm iki önemli sorun. Bu şehrin ne kadar çarpık kent yapısı içerisinde olduğunu hepimizi biliyoruz. Herhalde Türkiye’de gecekondulaşma oranının en yüksek olduğu şehir İzmir’dir. Deprem İzmir’i en korkunç gerçeği, ama gerçek bugün ortaya çıkmış değil. Bunlar İzBB Başkanı Tunç Soyer’in göreve gelmesinden önce de vardır. Bu deprem gerçeğiyle ilgili İzBB ne yaptı? 30 Ekim depremi oldu Başkan Soyer’ depremde ne çok hasar aldığı bayraklıya 4 saatte gelebildi. Demek ki İzBB, İzmir’de depreme hazır değil. Aslıda bu İzmir depremi bile değildi. Ardından asrın felaketi oldu. Bu depremden sonra Sayın Başkan bundan sonra biz İzBB olarak bütçemizin yüzde 10’unu depreme ve kentsel dönüşüme harcayacağız dedi. Büyük bir söz söyledi; İzmir’in yap stokunun yüzde 85’i depreme dayanıklı değil. Peki bugüne kadar ne yapıldı? 2019-2020-2021 yıllarında 8 milyar 374 milyon yatırım bütçesi ayırılmış. Bu rakamlarda şaibeli ama kabul edelim. Peki bu yatırımdan yüzde 10 kullanılsaydı 850 milyon kentsel sönüşüme kullanılması gerekiyordu ama 33 milyon kullanılmış. Binde 40 ediyor. 2022’de 55 milyon ayırmışsınız, bunu çok görüp kesmişsiniz. Bunun 33 milyonunu kullanmışsınız. Kentsel sönüşüm daire başkanlığını kapatın, boşuna 30 milyon kullanmayın. Kesinti yaptınız nereye gitti bu paralar? Temsil tanıtma giderleri için 74 milyon öngörmüşsünüz. Bakmışsınız gelen giden çok, pr işleri çok. Temsil tanıtma giderlerini 74 milyondan 104 milyona çıkarmışsınız. Deprem ve kentsel sönüşüme nakış açınızı gösteren 3 rakam. Bir şeyi yapmak için yaparsanız o işten sonuç alamazsınız. ‘Mış’ gibi yaparsanız bir yere ulaşamazsınız” dedi.
“İZBETON GERÇEK OLMAYAN KAHRAMAN”
İzmir’in kentsel dönüşüm karnesini değerlendiren Hızal, “Konutların karnelerini çıkarmışsınız, kentsel sönüşüm performansınıza bakalım. 2012 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 7 ilçede kentsel dönüşüm yapma izni almışsınız. 33 bin bağımsız bölümün dönüştürmesi gerekirken toplamda 970 alanı dönüştürmüşsünüz. Kendinize bir kahraman buldunuz, İZBETON. Pelerini olmayan kurtarıcı. Biz buna çizgi roman kahramanı diyoruz. Gerçek olmayan kahraman. İzBB’nin kentsel dönüşüm faaliyetleri yürüten İZBETON ne yapmış? Örnekköy 4. etap. Gelmesi gereken seviye yüzde 70, gelinen nokta yüzde 15. Sizin bu inşaatları 4 ay sonra bitirmeniz gerekiyor. Bitmezse İZBETON Büyükşehir’e ceza ödemek zorunda kalacak. Ama siz bürokratlarla konuşacaksınız bu ceza ödenmesin diye. Ben bürokratları uyarıyorum. Zimmet çıkar. Sakın yapmayın. Biz mecliste yapın diye verdik, yapmayın diye vermedik. Gaziemir 1. etap yüzde 31 olması gerekirken yüzde 3 seviyesinde. Genel başkanınız temel attırmıştınız. Uzundere’de mart ayında temel atacaksınız. Birileri mi engelledi sizi? Hiç kimse. Sizin kendi kabiliyetsizliğiniz yüzünden temel atılamadı. Bunlar beceremediğiniz inşaat faaliyetleri. Asıl sorun olan yer Ballıkuyu. Planı İzBB yaptı, 3,5 emsal verdi. Hadi yapın kentsel dönüşümü. Kentsel dönüşüm mü yapacaksınız, İzmir’in siluetini mi bozacaksınız? Demek ki siz 6 Şubattan sonra önümüzdeki dönemde yatırım bütçemizin yüzde 10’unu değil de, geçmişten yüzde 10 ayırmaya devam etseydiniz bugün bunları konuşmayacaktık” şeklinde konuştu.
“1118 MESKEN SATILMIŞ”
İzBB tarafından yapılan mesken satışlarına dikkat çeken Hızal, “Yüzde 10’u ayırmadığınız gibi göreve geldiğinizden bu yana bazı satışlar olmuş. 1898 adet İzBB’ye ait mesken varmış. 2022 yılında sayı 780’e düşmüş. 1118’i satılmış, değeri 1 milyar. Bari onunla konut yapsaydınız. Deprem konutlarını ücretsiz yapacağız dediniz ama daha ücretli olduğu halde konut üretemeyen İzBB var. Bu şehrin belediye başkanı bir adat anahtar teslimi yapmadı mı? İşte kentsel sönüşüm gerçeği. İzmir için deprem ne kadar büyük tehlike ise İzmir’i 25 yıldır yöneten CHP belediyecilik anlayışı da o kadar tehlikeli. Hiç bir şey yapmadınız dersek haksızlık ederiz. Bayraklı’da bir anıt yaptınız. Gece gündüz çalışıldı, çok zor şartlarda yapıldı. Bolca çalıştaylar düzenlendiniz. Bunun için bolca kaynak ve zaman ayırdınız” ifadelerini kullandı.
HIZAL’DAN KEMERALTI ÇAĞRISI
Kemeraltı çağrısında bulunan Hızal, “Sayın Başkanım ve Murat Bey, size bir teklifim var. Beraber Kemeraltı’na gidelim. Basın mensupları olsun ama basın ekibiniz olmasın. Gündüz vakti birlikte gidelim. Siz dükkanlar kapandığında gidiyorsunuz. Sizin 2 yıldır alt yapı ve üst yapı çalışmalarınızı inceleyelim” ifadelerini kullandı.
“KENDİ BÜTÇENİZDEN KULLANAMIYORSUNUZ, ÇÜNKÜ PARA YOK”
Narlıdere Metrosu’nda çalışmaların durduğunu öne süren Hızal, “Narlıdere metrosu dediğimde geçen yıl faaliyetini görüşürken benim inşaat durdu dememin arkasından bu salonda sahnelenen muhteşem tiyatro geliyor. Gerçekten güzel tiyatro sahnelendi. Narlıdere metrosunun inşaatı durdu dedim, hala sözümün arkasındayım. Sizin çalışmalar yüzde 90’da duruyor. Aslında 2 yıl önce bitmesi gerekiyordu. İzmirlilere 2 yıl borcunuz var. Şimdi ise önümüzdeki ayda deneme seferleri yapacağız diyorsunuz. Size gerekli olan finansman rakamı 1 milyar. Kendi bütçenizden kullanamıyorsunuz, çünkü para yok. Borçlanma da yapamıyorsunuz çünkü kredi limitiniz sizin gibi değil. O tiyatroyu sahnelediniz arkasında Narlıdere metrosunu bitiremediniz. Çiğli tramvayına gelince… Her şeyi hazırladınız değil mi? Size teklifte bulunuyorum. Şu an itibarıyla Çiğli tramvayına bağlanalım. Hadi gelin tiyatro yapalım. Durum ortada. Hani bütçesi hazırdı, hani projesi hazırdı. Çiğli tramvayı yok, yapılamıyor. Projenin altından İZSU hattı geçip geçmediğini bilmiyoruz. Bu hattın revize edilmesi için biz koşuyoruz. Murat Bey siz koşmayın. Son çıkıp diyorsunuz ki biz 18 milyar bütçe ayırdık. Görüyoruz ne kadar ayırdığınızı” dedi.
“1 METREKÜP ÇÖP DÖKMEK BİLE CİNAYETTİR”
Harmandalı Çöp Tesisi’ne atılan 1 metreküp çöpün cinayet olduğunu ifade eden Hızal, “Katip Çelebi ve Lale Durağı ne oldu? İhaleye firma girmiyormuş. Neden girmiyor? Çünkü İzBB’nin güvenirliliğini yitirdiniz. Firmaların ödemelerini yapmıyorsunuz. 300 tane çam ağacını İZBETO kesti. Sizin peşkeş çektiğiniz şirket kesti. İzBB çöp sorunu çözdü değil mi? Ne oldu Harmandalı Çöp Tesisi? Oraya 1 metreküp çöp dökmek bile cinayettir. Bunu siz de biliyorsunuz. Şimdi çıkıp çöpü Bergama’ya nasıl taşırız diye düşünüyorsunuz. Ödemiş’e çöp tesisi yaptınız. Yap işlet devret modelini yanlış anladınız. Firma parayı alıyor, size kuruş gelmiyor. Harmandalı’nda kazandığınız 3 kuruş parayı da oraya harcıyorsunuz. Bir Opera Binası projeniz vardı. 2018 yılında başladınız. 566 gün geriden geliyorsunuz. Gelinen seviye yüzde 40. 100 milyonlarca lira para harcamışsınız. Sonuç ne? Opera binasını yapan firmayla ihaleyi fesih ettiniz. Orada da geridesiniz” şeklinde konuştu.
“40 VERİP 1 ALIYORUZ SÖZÜNÜ ÇOK FAŞİZAN BULUYORUM”
Tunç Soyer'in 40 verip 1 alıyoruz sözlerine de dikkat çekici bir çıkışta bulunan Hızal, "40 verilip 1 alınıyor sözü doğru değil. Bunun için İzmir’e yapılan yatırımları kitapçık haline geitridm ve bu 2 kitapçığı başkana hediye edeceğim. Kendine sosyal demokratım diyen bir başkanın da 40 verip 1 alıyoruz sözünü de çok faşizan buluyorum. Ne yani İzmir’de üretilen bir malım vergi ile Mardin’de yardım yapılmasın mı? Bu söylem çok faşizan" dedi.
“FİNANSAL AÇIDAN İZBB’Yİ İFLASA SÜRÜKLEDİNİZ”
İZBETON ile ilgili bir iddia ortaya koyan Hızal, “İzmir’in sorunlarını çözmüyorsunuz, ne yapıyorsunuz? Elimde belge var. İzBB’nin verdiği bir belge İZBETON kentsel sönüşüm yamayan asfalt yapmayan İZBETON, 3 ayda adında İzmir olan ve gazetecilik faaliyeti yapan gazeteye 506 milyon para vermiş. Her gazeteye bu parayı veriyor musunuz? İzmir’in sorunlarını ortadan kaldırmak için bir faaliyet içerisine girmediniz. Finansal açıdan İzBB’yi iflasa sürüklediniz. Seferihisar’ın büyük örneğini burada görüyoruz. Seferihisar’ı kurtardınız ama İzBB’yi kurtaramayacaksınız. Onu kurtarmak ta bize kalacak” şeklinde konuştu.
HIZAL PROTESTO EDİLDİ
Hızal’ın İktisat Kongresi’ndeki konuşmacıları eleştirdiği bölümde, “Bu iktisat Kongresi’nde ‘100 yıllık cumhuriyetle hesaplaşacağız’ diyenlerin sözcülerini buraya çıkartıp… Senin masa altına sakladığın ortağın o. Sayın Mustafa Kemal Atatürk’e rüşvetçi suçlamasında bulundunuz. Bunu siz yaptınız” sözlerini kullanmasının ve konuşma süresinin 60 dakikayı geçmesinin ardından Millet İttifakına mensup meclis üyeleri meclis sıralarına vurarak Hızal’ı protesto etti.
Protestoyla birlikte mecliste tansiyon yükselirken kısa süren gerilim sonrasında oturuma devam edildi.
MUTLU: İZMİRLİLER BU HİZMETSİZLİĞİ HAK ETMİYOR
Faaliyet raporu hakkında eleştirilerini dile getiren MHP Grup Başkan Vekili Cüneyt Mutlu, '' Ülkemiz ve ilimiz gerçekten son 4 yılda inanılmaz olağanüstü felaketlerle karşı karşıya kaldı. 30 Ekim İzmir depremi, yangın ve sellerle boğuştuk. Diğer taraftan 2 yıl pandemi yaşadık ve arkasından asrın felaketi denilen Kahramanmaraş depremini yaşadık. Bunları niye söyledim, tüm belediyelerimiz için geçerli bunlar aslında mazeretler değil. Gerçekten bu şartlarla belediye hizmetlerini gerçekleştirmek mümkün değil. Ama sahada söylemek istediğim şeyler var. Özellikle İzmir'e dışarıdan gelen vatandaşlar defalarca önümüzü keserek dile getirdiği sorunlar var. Bunların başında trafik var. Trafik hakkında İzmir Büyükşehir Belediyesi tanımca üzerine düşen vazifeleri yerine getirmemiştir. İkinci sorun ise kokudur. Yaklaşık 25 yıldır biz bu soruna çözüm bulamadık. Hatta buraya gelirken şoför arkadaşımla birlikte Çiğli'de kokuyu alabilecek miyiz diye baktım ve koku hala duruyor. Çok basit görünen bir durum ama hala devam etmekte. Buna ne zaman çözüm bulacağız soru işaretidir. Murat Bey siyasi kararlarımızın sonuçlarından bahsetti. TBMM edasında sundu bizlere ve kendimizi TBMM hissettik. İyi anlamda söylüyorum. Siyasi kararlarımızın sonuçları 25 yıldır çektiğimiz bu trafiktir. Murat Bey'in elinde bir görsel gördüm. Buca Cezaevi alanının yapılması istenilen bir görsel. Burada Bergama'daki yüzde 80 seviyelerine gelen Millet Bahçesi'ne benzettim. Peki, bunu niye söylüyorum, İzmir Büyükşehir Belediyesi buna ihtar davası açtı. Şimdi Buca'da aynı şeyi istiyorsunuz ama Bergama'da istemiyorsunuz. Orayı engellemek istiyorsunuz. Biz orada engellemeye çalışanlarla boğuştuk. Buca Cezaevi'yle Bergama da yaptığınız çok tezat. O görsel Bergama'daki Millet Bahçesi'yle aynı, hiçbir farkı yok. Belediyedeki kadın çalışan sayısının arttırılması 2 bin civarı, inşallah 5 bin civarlarına çıkar. Daha önce az çalışanımız varsa 25 yıldır devam eden sorundur. Son 4 yıl ile geriye dönük 20 yıldan koparamazsınız. İzmirli vatandaşlarımızın, siyasi olarak sizlere verdiği bir siyasi görevler var. Belki biz düzgün muhalefet yapamadık. Vatandaşımızın tercihidir. Ama buraya bir dip not alacağım. Krediniz bitmek üzeredir. Hatta eksiye düşmüştür, ek hesaptan yiyorsunuz. Yaklaşık 11 ay sonra tekrar yerel yönetimlerde kantara çıkacağız. En iyi kantar 31 Mart 2024'te olacak. Aslında faaliyet raporlarını halkımız faaliyet raporlarını orada kendi vicdanlarıyla oylayacak ama tekrar ediyorum krediniz bitmek üzeredir. Çöp sorunu Harmandalı'da depolama doldu taştı. Bergama UNESCO, ihtar şehridir. Yaklaşık 100km mesafeye kamyonlarla çöp mü taşıyacağız, Bergama'yı çöplük hale mi getireceğiz? Yaklaşık 400 bin turist ağırladığımız ilçede turistleri o kamyonlarla, kamyonlardan akan kirli sularla, çöplerle mi karşı karşıya getireceğiz, çözüm bu mudur? İzmirliler bu hizmetsizliği hak etmiyor. Biz bu raporu bu yüzden olumsuz yönde bildiriyoruz” dedi.
SEVİNÇ: 2020-2024 YILI STRATEJİK PROGRAMDA HEDEFE ULAŞACAĞIZ
Belediyenin stratejik hedeflerine ulaşacağına inandığını belirten İYİ Parti Grup Başkanvekili Kemal Sevinç, “2022 yılının faaliyet raporu idaresinde söz alan AK Parti Grup Başkan vekili Murat Aydın kardeşimiz önce Türkiye turuna, meclisten de İzmir'e gelerek bizi geniş kapsamlı bilgilendirdi. Yine AK Parti Grubu adına söz alan Grup Başkan vekili Özgür Rıza Bey rapora farklı açılardan yaklaştı. MHP adına Cüneyt Mutlu bir kısım proje başlıklarına trafikten, çevre konularına kadar düşüncelerini dile getirdi. Bu dile getirilen konularda idare kendine düşen çalışmaları yapacaktır. Hepimizin amacı daha sağlıklı, güzel bir kenti oluşturmak. 4 yılımızı geride bırakarak son yıl içerisindeyiz. Yaşanan salgın, deprem, şiddetli yağmurlara rağmen idare bu süreçlerde gereken önlemleri almış ve almaya da devam etmektedir. Belediyemiz 2020-2024 stratejik program çerçevesinde arzu edilen hedeflerine ulaşacağına inanmaktayız. ESHOT Genel Müdürlüğü'müz 80. yılını kutluyor. Ulaşımda lider kuruluşumuz dün olduğu gibi bugün de özveriyle görev yapıyor. 11 ilimizi etkisi altına alan tüm ülkemizi derin bir yasa boğan deprem bölgesinde yaptığı ve yapmaya devam ettiği çalışmalarla göğsümüzü kabartmıştır. Bir fabrika gibi çalışarak kurduğu konteyner alanları, körüklü otobüslerdeki dönüştürdüğü barınma, yemek, hasta bakım üniteleri gurur verici çalışmalar olmuştur. 2022 yılı faaliyet raporunun hayırlı olmasını diliyorum. Grubumuzun oyu olumlu olacaktır” diye konuştu.
YILDIZ: EYLEM BELEDİYECİLİĞİ DEĞİL SÖYLEM BELEDİYECİLİĞİ YAPIYORSUNUZ
14 Mayıs seçimlerine dikkat çeken AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, '' 4 yıllık bu faaliyet raporunun neresinde olduğumuzu, nerelere geldiğimiz noktasında eleştiriler ortaya koymaya çalışıyoruz. AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Rıza bey, söz aldığında neyi başarabildiğimizi, nerelere geldiğini görmeyi arzu ederken, sunumunda farklı tarzla yaklaştı. Biraz konuşmalarında merkezi hükümete atıfta bulundu. Daha temelini geçtim, projesi dahi olmayan çalışmaları yürüten bir anlayışın bu atıflarda olması, sorması beni heyecanlandırdı. Demek ki bizi örnek almaya başlamışlar. Şimdi siz daha grubunuzda çalışan kadın öğretmenlerle yine aynı kurumda çalışan kadın öğretmenler arası ücret farkı eşitsizliğinide giderememiş, kadın hakları savunuculuğu yapmaya çalışıyorsunuz. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum AK Parti iktidara geldiğinden itibaren bu anlamda yasaları çok net çıkarmıştır. Biz bu hakları getirdik ve korumaya devam edeceğiz. Siz 14 Mayıs'ta bir hayalin peşinde olabilirsiniz. Biz bu ülkeyi 20 yıldır yönetmeye devam ediyorsak bir 5 yıl daha yönetmeye devam edeceğiz. Eylem belediyeciliği yapmanızı arzu ediyoruz fakat siz sözlem belediyeciliği yapıyorsunuz'' dedi.
“İZMİRLİLERE SAVUNDUĞUNUZ TEZİ ÇÜRÜTEN BİR ANLAYIŞ YÜKLÜYORSUNUZ”
Uzundere’de yapılan satışlara da değinen Yıldız, “Deprem faciasında Sayın Başkan bir kampanya başlattı ve bir kanala katıldı. Size sormak istiyorum. Bu kampanyayı başlattığınızda Uzundere'de 120 daire satışa çıkardınız. Niye satıyoruz? Madem biz İzmir'de vatandaşlarımıza 'Bir kira bir yuva' kampanyasında boş evler için talepte bulunurken neden 120 daireyi satıyoruz. İşte samimiyet burada yatmıyor. 120 daireyi de kampanyayı koysaydınız evet samimi bir kampanya derdik. Bu alanlarda baktığımızda Sayın Grup Başkan vekilim çok güzel ifade etti. En başarılı olduğunuz yer algı alanınız. Siz sadece yapıyormuş gibi yapmaya çalışıyorsunuz. Bakınız ulaşımla ilgili problemlerimiz çok açık ve net vaat ettiğimiz hiç bir alt geçite başlamış, yapmış değiliz. Yine en temel noktada durduğumuz deprem programı içerisindeki en temel olan üst geçitlerdeki sıvılaşmayla ilgili daha bir tane proje bitmiş değil. Bırakın yapmayı sıvılaşmayı önlemek adına bir uygulama projemiz yok. Uçan yol ile ilgili ilerleme var mı yok. Şimdi Buca Cezaevi'yle ilgili bir görsel gösterdiniz. Eğer Buca Cezaevi'nde samimiyseniz Bergama'da da samimi olun. Buca Cezaevi'ne tam 750 metre kuş uçumu uzaklıktaki bir alanı 2400 metrekareden 12 bin metrekareden inşaat artışı yaparak belediyesel alana döndürdük. 1986 yılında kurulan hipodrom yaklaşık 400 dönümlük bir alana kurulmuştur. Ama malesef o kadar daraltmışız ki yeşili yok ederek hareket etmişiz. Siz bu kararları da meclise getirdiniz. Bu kadar İzmirlilerin gözünün içine bakarak siz kendi savunduğunuz tezi çürüten bir anlayışı yüklüyorsunuz. Daha sonra AK Parti'nin yaptığı eleştirileri yerinde bulmadığınızı söylüyorsunuz. Buca Cezaevi'nde samimi olsaydınız Bergama projesine destek verirdiniz. Bir insanı suçlamak yerine ilk önce kendi eylemlerinizi düzeltmeye bakınız. İmkanınız olduğu yerde siz düzeltmeyi yaparsanız karşı tarafa dersiniz ki ben kendi adıma düzeltmeyi yaptım, sen yapıyor musun dersiniz'' diye konuştu.
“CHP KENDİ KENTİNDE KAN KAYBEDİYOR”
Yıldız sözlerine şöyle sürdürdü; “Sayın Başkan çok açık ve net ifade etmek istiyorum ki 4 yılda şu projeyi bitirdiniz ve teşekkür ederim demek çok arzu ederdim. Ancak biten yapısal hiçbir çözüm olmadığı gibi sorunlarımız daha fazla büyümektedir. Ulaşımı çözmediğiniz takdirde ulaşım arap saçı olmaya devam etmektedir. Siz kentsel dönüşümü sağlayamadığınız müddetçe yaşadığımız depremlerle ilgili de sağlam konutlara ihtiyaç artmaktadır. Bunları ekonomik sorunlar, farklı faktörler etkileyebilir ama üretim kapasitenizi arttırmadığınız müddetçe bu kentin yapısal hiçbir sorunu çözülmemektedir. Malesef yapıyormuş belediyecilik anlayışını terk eder misiniz diye düşündüm, terk etmediniz. Hayalperestlikte çıkıp gerçeklerle yüzleşir misiniz diye düşündük vazgeçmediniz. 4 yıl boyunca yapıyormuşuz gibi duran malesef kendi kentinde kan kaybeden CHP var. Malesef bu kentin yaşayan her bir ferdi bu kentin sorunlarıyla yaşayamaz hale gelmiştir. Bu nedenden dolayı olmayan bir faaliyete evet deme şansımız olmadığı gibi faaliyet raporuna hayır dediğimizi bildirmek istedim'' ifadelerini kullandı.
ÖNAL: BİZ İZBB OLARAK HİÇBİR ZAMAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE YARIŞMIYORUZ
CHP’li Meclis Üyesi İrfan Önal ise, “Biz İzBB olarak hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti ile yarışmıyoruz. Devletin 85 milyon kişiden topladığı vergiler ile bizlerin karşılaştırılması bizleri mutlu ediyor. Demek ki doğru yoldayız. Nisan ayında yapılmış bir açık ihalede hiç kimse katılmamış. Yapılacak yardımların içeriği hazırlanmış ancak katılan olmadığı için davetle 11 firma çağrılmış ve onlardan 1 i katılmış. Açık ihaleye kimse talip olmuyorsa unu düşünmesi gereken biz değiliz. Merkezi hükümettir bunun sorumlusu. Ben CHP Meclis üyesi olarak yardımların kime yapıldığını hiç araştırmadım. Eğer şikayetiniz varsa bun gerekli mercilere bildirebilirsiniz. Faaliyet ile ilgili mutlulukla şunu söylüyorum ki yaptıklarımızın merkezi hükümet ile kıyaslanması bizi sevindiriyor” şeklinde konuştu.