Demokratik Sağlık SEN İzmir İl Başkanı Ahmet Doğruyol, ‘Meclis
Kantininde Sahte Bal” başlıklı basın açıklamasında Tarım ve Orman Bakanlığının gıda
denetimleri konusunda yetersiz kaldığını savundu ve denetimlerin daha sağlıklı
ve sık aralıklarla yapılması gerektiğini vurguladı.
İşte Doğruyol’un o açıklamaları:
“Meclis Kantininde Sahte Bal,
Tarım Bakanlığı yaptığı denetimler sonucunda gıda
yönetmeliğine uygun olmayan gıdaları üreten firmaları kamuoyuna İFŞA ediyor.
Yöntem doğru mu? elbette doğru.
Ancak;
Tarım Bakanlığının gıda yönetmeliğine uygun olmayan ürün
üreten firmaları kamuoyuna açıklaması yeterli mi? Değil. Tarım Bakanlığı
yetkilileri iddialara karşı yaptığı açıklamada “İddialara konu satış noktasında
yapılan inceleme ve denetimde, daha önce Bakanlığımız tarafından kamuoyuna
duyurulan (ifşa edilen) söz konusu firmanın D.B.1/4 parti numaralı ürününe
rastlanmamıştır. Ayrıca söz konusu firmanın işyerinde bulunan ürünlerinin
etiket bilgilerinde ve muhafaza koşullarında herhangi bir olumsuzluk olmadığı
tespit edilmiştir” açıklaması ise, gıda denetimlerindeki harcanan emeğin bir
nevi heba edilmesidir.
İyi parti Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş’un “Millet
aldığı ürünün barkodunu bakarak mı alacak?” ifadesi ise oldukça yerindedir.
Bizim vatandaşımız aldığı ürünün bırakın partisini, barkodunu bakmaya, %90’ı
son kullanma tarihini bile bakmıyordur.
Gıda denetlemeleri maalesef ülkemizin kanayan yarasıdır.
Paketlenmiş gıdalarda kullanılan tatlandırıcı ve koruyucu kimyasallar, her
geçen gün ülkemizde yaygınlaşan ve tedavisi için milyarlarca lira ödediğimiz
kanseri tetikleyen en önemli faktörlerdir. Devletin görevi, devletin milletin
menfaatlerini korumaktır. Vatandaşın sağlığına zarar veren her ne varsa
önlemini almalıdır.
Yapılan araştırma ve açıklamalarına göre, NBŞ diye
adlandırılan nişasta bazlı şekerin; kalp damar, mide, bağırsak, kanser ve diyabete
kadar pek çok hastalığı tetiklediği ifade edilmektedir. Her geçen gün ülkemizde
kullanım oranı hızla artan nişasta bazlı şekerin kullanımının kısıtlamasında
büyük yarar vardır. Pet şişelerde bulunan sıvı içeceklerin güneş ışığına maruz
kalmasıyla kanserojen etkisinin bilinmesine rağmen yeteri kadar gerekli
tedbirlerin alınmaması ve denetlemelerin yapılmaması üzücüdür.
2004 yılında İzmir’de görülen domuz etinden bulaşan
trişinelloz vakasından yaklaşık 300 kişinin hastalanmasından sonra, gıda
denetlemelerinin Sağlık Bakanlığından Tarım Bakanlığına devredilmesi sonucunda,
Tarım Bakanlığının görevi olan denetlemelerde özellikle personel eksikliğinden
dolayı eksiklikler ve aksamalar yaşanmaktadır. Sağlıklı olan 2004 yılından
önceki şekliyle, Sağlık Bakanlığının da gıda denetimlerine dahil olmasıdır.
Çünkü Sağlık Bakanlığının her ilçede, ilçe sağlık müdürlüklerinde Çevre Sağlığı
Teknisyenleri ve Sağlık Memurları vardır. Yani personel olarak Sağlık
Bakanlığının imkanları, Tarım Bakanlığından daha iyi durumdadır.
Yapılması gereken; devletimizi yöneten hükümetlerin
vatandaşın sağlığını korumak için gerekirse bazı gıda maddelerinin üretimi ve
satışını yasaklamalıdır. Bazı küresel sermaye guruplarının para kazanacak
olması, vatandaşımızın sağlığından daha önemli değildir. Denetimler daha
sağlıklı ve sık aralıklarla yapılmalıdır.
DEMOKRATİK SAĞLIK SEN İZMİR İL BAŞKANI Ahmet DOĞRUYOL”