Türkiye, yıllık 45 milyon ton yaş meyve üretirken, bu
üretimin yüzde 50’si tarlada, nakliyede, işleme sırasında, markette satış
sırasında ve son tüketicinin elinde heba oluyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bornova İlçe Müdürlüğü,
“Bornova’dan Başlıyor. İzmir’de Gıda Kayıplarını Azaltıyoruz” isimli proje ile
gıda sektöründe kayıp ve israfın önüne geçmek için harekete geçti.
Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen “Bornova’dan
Başlıyor. İzmir’de Gıda Kayıplarını Azaltıyoruz Projesi” tanıtım toplantısında
konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Hayrettin Uçak, projeyi yaş meyve sebze sektörü için son derece heyecan verici
bir proje olarak tanımladı.
Türkiye’de 27 milyon hektar alanda bitkisel üretim
yapıldığını anlatan Uçak, “Dünyadaki mevcut 13 bin bitki türünden 12 bininin
Türkiye’de yetişebiliyor olması, Türkiye’yi rakiplerine göre avantajlı kılan
önemli faktörlerin başında geliyor. Yılda 45 milyon ton sebze ve meyve
üretiminin gerçekleştiği ülkemizde 2018 yılında 4,5 milyon tonluk ihracat
gerçekleşti. Yani ürettiğimiz meyve sebzelerin yüzde 10’unu ihraç edebiliyoruz.
Bu rakam ülkemizin sahip olduğu potansiyelin çok altında kalıyor. Bunun en
büyük sebeplerinden biri de sebze ve meyvelerde yaşadığımız kayıplar. Maalesef
gerek iklim koşulları, gerek yanlış hasat, taşıma ve depolama yöntemlerinden
dolayı ürettiğimiz sebze meyvelerin önemli bir bölümünü fire veriyoruz ve
tüketemiyoruz” şeklinde konuştu.
Fire oranlarını azaltıp, atık gıdaları değerlendirmenin
sürdürülebilir bir yolunu bulabilmemiz halinde yurt içinde çok daha kaliteli
ürünleri daha ucuza tüketebilmenin mümkün hale geleceğinin altını çizen Uçak,
bu sayede yaş meyve sebze ihracatını da 10 milyon ton seviyelerine kadar
artırabilmenin mümkün olacağını dile getirdi.
Bornova İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ruhşan Özdemir Çiftçi
ise; dünya genelinde üretilen gıda ürünlerinin üçte birinin israf olduğunu,
gıda kayıplarını önlemek için 1 yıl önce harekete geçtiklerini kaydetti.
“Et, süt, yumurta,
ekmek, yaş meyve sebze tüm ürünlerde kayıp ve israflar yaşanıyor” diyen Çiftçi,
“En büyük kayıp ve israf ise; yüzde 50 ile taze meyve sebzede yaşanıyor.
Tarlada, iklimsel nedenlerle, yanlış hasat nedeniyle, nakliye sırasında,
markette satış sırasında kayıplar, ürün son tüketicinin eline geçtikten sonra
da israf yaşanıyor. Gelişmiş ülkelerde son tüketicinin elinde daha fazla israf
olurken, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 20 tarlada, yüzde 8 nakliye sırasında,
yüzde 10 işletmelerde, yüzde 5 tüketicide israflar yaşanıyor. Ege Bölgesi’nde
yaptığımız bir araştırmaya göre üzümde yüzde 20, incirde yüzde 16 ve kirazda
yüzde 24.5 üretim aşamasında kayıplar yaşanıyor. Arz zinciri boyunca kamu ve
üniversiteler sıfır atık için çaba göstermeliyiz. Sıfır atık mümkün değil ama
kaybı en aza indirmek için çaba göstereceğiz” şeklinde konuştu.
Üreticilere, israfın önüne geçmek için atılması gerekenlerle
ilgili bir anket çalışması yaptıklarını anlatan Çiftçi sözlerini şöyle
tamamladı; “İsrafın önüne geçmek için öncelikli çözüm geliştirilmesi
gerekenlerde; üretim bölgelerinde soğuk hava depolarının kurulması, üretim
bölgelerine yakın işleme tesisleri açılması, soğuk hava destekli taşıma ve
Kooperatifleşme öne çıkan başlıklar oldu. Üreticiler toplamda yüzde 50 kayıp ve
israf olduğunun farkında değil, farkındalık oluşturmamız gerektiği ortaya
çıktı.”
Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Volkan Güngör, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nedim Koşum, gıda sektöründe israf ve kayıplarının önüne geçilmesi gereken adımlarla ilgili görüşlerini paylaştı.