İzmir İktisat Kongresi’nin 96. Yıldönümü anısına Ege Bölgesi
Sanayi Odası’nda düzenlenen sempozyumda Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD)
koordinasyonunda düzenlenen “Yerli Malı ve Türk Tekstili” panelinde Ege
Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak
Sertbaş, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Türkiye Hazır
Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Toygar Narbay,
Türkiye tekstili ve hazır giyim sektörünün son durumu ve hedefleri hakkında
bilgi verdi.
EGSD 11. Dönem Başkanı Atınç Abay’ın moderatörlüğünde
düzenlenen panelde konuşan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, Hazırgiyim sektörünün 2018 yılında 17,6
milyar dolar, tekstil sektörünün ise 8.5 milyar dolar ihracat
gerçekleştirdiğini, buna karşılık hazırgiyim sektörünün 1,7 milyar dolar,
tekstil sektörünün ithalatının 7.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini
anlattı. Sertbaş, “Türkiye’nin 55 milyar dolar dış ticaret açığı verdiği bir
dönemde iki sektör 15,6 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. Bu bizler için
gurur verici. Türk tekstil ve hazırgiyim sektörleri tüm girdileri yerli olan,
istihdama büyük katkı sağlayan sektörler. Bu iki sektör daha uzun yıllar bu
ülke için üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracata devam edecek” şeklinde
konuştu.
EHKİB Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye’de son dönemde iç
piyasada ciddi bir daralma yaşandığını, firmaların bu daralmadan en az hasarla
kurtulmaları için ihracata yönelmeleri gerektiğinin altını çizdi. Sertbaş, iç
piyasaya çalışan çok sayıda firmanın bu süreçte “Nasıl ihracatçı olurum?”
arayışında olduklarını gözlemlediğini de sözlerine ekledi.
Narbay; “2030 yılı hedefimiz 30 milyar dolar ihracat”
Türk hazırgiyim sektörünün ihracat yolculuğunu anlatan Ege
Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Türkiye Giyim Sanayicileri
Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Toygar Narbay, 1970 yılında 4
milyon dolar olan hazır giyim ihracatının 2018 yılı sonunda 17,6 milyar dolara
ulaştığını ifade ederek “1970 yılında 4 milyon dolar ihracatla başlıyan
yolculuk, 1985 yılında 1.2 milyar dolara, 1985-2000 yılları arası 6 milyar
dolara, 2015 yıldan ise 15 milyar dolara kadar ulaşıyor. Sektörü 15 yıllık
süreçler içinde ele alırsak, dördüncü 15 yıllık dönem olan 2015-2030 arasında
sektörün hedefi 30 milyar dolardır” diye konuştu.
Türkiye’nin ortalama ihraç fiyatının kilogramının 1.5 dolar
seviyesinde olduğuna dikkati çeken Narbay, bu rakamın konfeksiyon sektöründe 18
dolarlara ulaştığını, konfeksiyon sektörünün ihracatta tasarım satar hale
geldiğini sözlerine ekledi.
İzmir İktisat Kongresi’nin 96. Yıldönümü anısına düzenlenen
sempozyumda, Prof. Dr. Meltem Onay’ın moderatörlük yaptığı, “Doğal Yaşamda
Kadının Rolü” başlıklı oturumda ise; Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon
İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Seray Seyfeli, Ege
Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Meltem Demirci
Köknar ve Değirmen Çiftliği – Yerlim Organik Kurucusu Gürsel Tombul, dünyadaki
kıt kaynakların insan sağlığına ve çevreye duyarlı hareket ederek kullanımı
konusunda kariyerleri boyunca yürüttükleri çalışmaları aktardı.
Seyfeli: “Organik ürün kullanımı hayat tarzı”
İş hayatına 1997 yılında atıldığı bilgisini veren EHKİB
Başkan Yardımcısı Seray Seyfeli, 2000 yılı sonrasında müşteri talepleri
doğrultusunda organik tekstile yöneldiklerini anlattı. Seyfeli, “İlk
başladığımızda organik tekstili bir satış modeli olarak düşünmüştüm. İşin içine
girince organiğin bir satış modeli değil, hayat tarzı olduğunu gördük. Protest
bir yaşam tarzı” şeklinde konuştu.
Teknolojiyi de kullanarak doğaya, insana zarar vermeyen
üretime yoğunlaşmak gerektiğine dikkati çeken Seyfeli, “Danimarka tüm çöpünü
yakarak bir şehrini ısıtıyor, geri dönüşümlü ürünlerden katma değerli ürünler
üretip değer zinciri oluşturabiliriz. Bugün Fransa 4 yıl içinde kimyasal
ilaçlama ve gübrelemeyi kaldıracak bir programı devreye soktu. Biz de insan
sağlığına ve çevreye duyarlı hareket etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Denetim
Kurulu Üyesi Meltem Demirci Köknar ise; sürdürülebilir güvenli gıda olgusunun
ülkelerin elinde bir silah olduğunu, Türkiye’nin teknolojik tarım metotlarıyla
üretimini arttırması gerektiğini kaydetti.
Türkiye’nin 2003 yılında 26 milyon hektar olan tarımsal üretim yaptığı toprak varlığının bugün 23 milyon hektara gerilediği bilgisini veren Köknar, “Tohum verimliliğinin artırılması ve teknolojik gelişimle üretimimizde bir miktar artış var ancak nüfus artışı nedeniyle ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Örtü altı üretimini (seraları) jeotermali kullanarak teknolojik tarım yaparak geliştiriyoruz. Açık alan ziraatine de aynı şekilde eğilerek tarımda teknolojiyi kullanırsak ekonomik olarak verimli modeller yaratabilir ve üretimimizi arttırabiliriz” diye konuştu.