Kemalpaşa ilçesinde yaşayan Avcılar, ilk çocuğunu dünyaya
getirdikten 3 yıl sonra gittiği Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi
Hastanesinde meme kanseri olduğunu öğrendi.
Bir göğsü alınan ve bir yıla yakın bir süre kemoterapi tedavisi gören, doktorların da "hamile kalmaması" gerektiğini telkin ettiği Avcılar, 1 yıl sonra nükseden hastalığı için hasteneye gittiğinde ikiz bebeklere hamile olduğunu öğrendi. Diğer göğsünde de kötü huylu tümöre rastlanan Avcılar'a doktorlar, kendi sağlığının kötüye gidebileceğini ve bebeklerinin sakat doğma riskini anlattı. Avcılar, buna karşın ikizlerini dünyaya getirme kararı aldı.
BEBEKLER VE ANNE BU ZORLU SÜRECİ SAĞLIKLI ATLATTI
İkizleri 13 haftalıkken ameliyatla diğer göğsü alınan
Avcılar, bir yandan da kemoterapi tedavisi gördü. Avcılar, yaşadığı sıkıntılara
rağmen Alya ve Alas ismini verdiği ikizlerini dünyaya getirdi. Alya bebek kalbi
delik olarak doğdu ve geçirdiği ameliyatla sağlığına kavuştu.
Meryem Avcılar, meme kanseri teşhisi konulduğunda çok
üzüldüğünü, ilk çocuğu için hastalıkla savaşma kararı aldığını söyledi. Gördüğü
ilk kanser tedavisinin ardından doktorların, "Bundan sonra bebeğin
olmayacak" sözleriyle yıkıldığını dile getiren Avcılar, şöyle konuştu:
"Hastalığımın tekrarlamasının ardından hamile olup
karnımda ikiz bebek taşıdığımı öğrendiğimde çok şaşırdım. Herkes karşı çıktı
ama ben onları o an doğurmaya karar verdim. O süreçte bir taraftan hamileliğin
vermiş olduğu ağırlık diğer taraftan ise kemoterapi tedavi beni çok yordu. Ama
onlar benim umudum oldu. Beraber savaştık, onlar karnımda kemoterapi alırken
savaştılar, ben onlar için ayakta kaldım. İkizlerim benim
mucizelerim."
Avcılar, bu süreçte en büyük desteği kendisine eşinin verdiğini, onun da ikizleri sakat bile dünyaya gelse doğurmasını istediğini ifade etti.
" ANNELİK ANLATILMAZ YAŞANMASI GEREKEN BİR DUYGU"
İkiz bebeklerinin sağlıklı dünyaya gelmesi için Allah'a dua ettiğini anlatan Avcılar, "Çocuklarımı kucağıma alınca çok mutlu oldum. Kendi kendime, 'İyi ki de savaşmışsın onları doğurmuşun, iyi ki doktorları ve yakınlarımı dinlememişim.' dedim. Annelik anlatılmaz, yaşanması gereken bir duygu. Bütün anneler bu fedakarlığı yapar. Onlarla dışarı çıktığınızda, koşmalarını görüyorsunuz, 'İyi ki onları aldırmamışım ve mücadele etmişim' diyorsunuz. Bebeklerim 2 yaşına geldi, Sağlığımız çok iyi. Ben onlarla mutlu oluyorum. Benim durumumda olanlar varsa hayatı bırakmasınlar. Hiç morallerini bozmasınlar, hayat bittiği yerden yeniden başlıyor, buna inanmak lazım." sözlerine yer verdi.