Coşkulu kalabalığa heyecan dolu bir konuşma yapan İmamoğlu,
''İstanbul'dan gelenler geri dönmeli. Burada olanlar İstanbul'dakileri arayıp,
konuşmalı. Partiler üstü süreç olduğunu anlatmalı. Bunu hep birlikte
başaracağız. Asla yalnız yürümeyeceğimi biliyorum. Beni güçlü kılacağınızı
biliyorum. Siz de bilin ki, bu yürekli kardeşiniz asla vazgeçmeyecek.
İstanbul'un güzel gençleri, bana hep şunu söyledi: Ekrem Abi, bize umut ol. Sen
çalış, çabala. Biz biliyoruz ki, her şey çok güzel olacak. Ben, doğduğum kentin
insanlarına kalbimdeki tüm sevgiyi iletiyorum. Benim için dua edin'' dedi.
Konuşmasının ortasında sıcaktan bunalıp ceketini çıkaran İmamoğlu, mitingin
sonunda ise seçim otobüsünün üzerinde horona durdu.
Ekrem İmamoğlu, Trabzon Atatürk Meydanı'ndaki halkla buluşmasından önce, kentte yayın yapan yerel bir gazeteye bayram ziyaretinde bulundu. Ardından Trabzon Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu'na geçen İmamoğlu, aralarında Trabzonspor'un eski başkanlarından ve teknik direktörlerinden Özkan Sümer'in de bulunduğu çok sayıda sporseverle bayramlaştı. İmamoğlu, federasyon girişinde alkışlarla karşılandı. Yerel kıyafetli kadınlar ve vatandaşlar İmamoğlu ile ''selfie'' yapabilmek için birbirleriyle yarıştı. İmamoğlu, daha sonra alana geçerek, hemşehrileriyle buluştu. İmamoğlu'na çok sayıda milletvekili de eşlik etti. Tarihi günlerinden birini yaşayan meydanı hınca hınç dolduran Trabzonlular, İmamoğlu'na, ''Her şey çok güzel olacak'', ''Trabzon seninle gurur duyuyor'' ve ''Ekrem Başkan'' tezahüratlarıyla sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu'nun aracı, konuşma yapacağı seçim otobüsüne, yaşanan izdiham nedeniyle zorlukla ulaşabildi.
İmamoğlu, otobüsün
dört bir yanını dolduran coşkulu kalabalığa özetle şu konuşmayı yaptı:
“BAYRAMINIZ MÜBAREK
OLSUN”
''Ne güzelsin benim doğduğum şehir Trabzon. Sizleri çok
seviyorum. Bu güzel gönlümdeki sevgiyi, bu şehrin çocuklarına, gençlerine,
kadınlara, ağabeylerime, ablalarıma anlatmaya söz yetmez. İyi ki varsınız. Bu
kardeşiniz, sizinle bayramlaşmaya, bayramınızı kutlamaya geldi. Bayramınız
mübarek olsun. Keşke imkan olsa, her birinizi tek tek kucaklasam. Ama şu anda
bütün sevginiz ve dualarınız bana geldi, hissediyorum bunu. Hücrelerimde var.
Dünyanın en mutlu, en bahtiyar insanıyım. Sizin adınızla bu şehrin bir doğmuş
çocuğu, evladı olarak sizleri mahcup etmeme adına yol yürüyeceğime, ahlaklı,
anlamlı ve idealist, bu güzel milletin, Türk milletinin kıymetli bir evladı
olarak yol yürüyeceğime hepinizin huzurunda söz veriyorum.''
“81 İLİN SELAMINI GETİRDİM”
''Ben, bu meydanda bu güzel coğrafyanın insanının yanı sıra
Rizeliler, Artvinliler, Gümüşhaneliler de var, biliyorum. Bizi yalnız
bırakmadılar, biliyorum. Bu meydana, çocukluğumda heyecanla milli bayramlarda
yürüyüş yapmaya gelirdim. Bu yollarda tüm heyecanımla bir Türk çocuğu olarak
yürürken, bayrağını ve milletini hisseden, Cumhuriyet'i benimsemiş, Atatürk'ün
bir evladı olarak yol yürüyeceğim. Ne mutlu bana. 6-7 yaşından liseyi bitirene
kadar bu güzel şehrin her anına eşlik etmiş, bütün gönlüyle burada var olmuş
bir kardeşinizim. Akçaabat'ın 40 haneli Cevizli Köyü'nde doğmuş, Sera'da
çocukluğu ve gençliği geçmiş, Pazarkapı Mahallesi'nde dedemle her sabah
esnafına selam verip almasını öğrenen bir evlat olarak büyüdüm. Sonra burada
Kanuni Süleyman İlkokulu'nda öğrenci oldum. Orada bu şehrin çocuk esirgeme
kurumundaki çocuklarıyla büyümüş bir kardeşinizim. Köşk Ortaokulu'nda okudum.
Sonra Allah nasip etti, bana göre dünyanın en güzel eğitim ocaklarından biri
olan Trabzon Lisesi'nin evladı, öğrencisi oldum. Ben, tüm benliğini, kişiliğini
burada elde etmiş bir kardeşinizim. Heyecanımla, ahlakımla, saygısı, sevgisi ve
milletine olan bağlılığıyla sizi temsil ediyorum. Sizin evladınızım. Allah
nasip etti İstanbul'a gittim. İstanbul'da herkesi, her semtini tanıdım.
İstanbullu hemşehrilerime, 'Size Trabzon'un, Giresun'un, Ordu'nun, Artvin'in,
Karadeniz'in selamı var' diyorum. Şimdi de ben size İstanbul'un, Diyarbakır'ın,
Şanlıurfa'nın, İzmir'in, Tekirdağ'ın, Edirne'nin, Ankara'nın, Manisa'nın, 81
ilin insanının selamını getirdim. İstanbul'un selamını getirdim.''
“UŞAGUM; KÖTÜ UŞAK
OLMA!”
''Yola çıktığımız ilk günden itibaren milletimize,
insanlarımıza hep güzel şeyler söylemek istedim. Kötü dilin hiç kimseye faydası
yok. Bana anacığım derdi ki, 'Uşağum, kötü uşak olma.' Ben, Trabzon'un bir
uşağıyım. Trabzon'un uşağı, kötü söz söylemez, milletine örnek olur. Beni
seyreden, beni gören Trabzon'un gençleri diyecek ki, 'İşte ben Ekrem Abi gibi
olmak istiyorum.' Ben, bu şehrin gençlerinin Ekrem Abisi'yim. Benim
sorumluluğum büyük. (Ceketini çıkardı.) Vallahi terledim. İstanbul'da seçimi
kazanmış bir belediye başkanıyım. Ama bir avuç insan Türkiye'nin demokrasi
sürecine sıkıntı verdi. Hep beraber bu süreci tamir edeceğiz. Bizim insanımız,
demokrasiye, cumhuriyete ve özgürlüğe alışmış insanlardır. Bizim insanlarımız,
yüreğinde, 'tam bağımsız Türkiye' diyen insanlardır. Biz süreci tamir ederken,
birileri kötü sözler söyleyebilirler. Ben o laflara girmek bile istemiyorum.
'Çaldılar' diyebilirler, şunu diyebilirler, bunu diyebilirler. Hiçbir önemi
yok. Biz, bu saatten sonra yapacağımız işe bakıyoruz.''
“BANA DUA EDİN…”
''Bir avuç insanın yaptığı yanlışlardan milletimizi kurtarmak istiyoruz. İlerleyen yıllardaki her seçimin tartışmalı hale geleceği bir sürecin arifesindeyiz. Kendimi bu yolda, İBB'nin yeni seçiminde yeniden seçileceğini bilen bir kardeşiniz olarak demokrasi mücadelesi vereceğim. Tüm hemşehrilerimizin desteğine ihtiyacım var. Bana dua edin. İstanbul'daki yakınlarınızla konuşun. Bu süreci hızla tamir edeceğim. İptal nedenini Ramazan ayının başında açıklayanlar, Ramazan ayının sonunda iptal nedeninin anlamsız olduğunu açıkladılar. Bu milletin ekmekten, sudan daha fazla ihtiyacı hak, hukuk ve adalet. Bu üçlü olmadı mı insanların yaşaması için bir anlam kalmıyor. Milletimizle beraber düzelteceğiz.''
“İNSANLARIN GÖNLÜNDE
TAHT KURDUK”
''18 gün görevde kaldım. Bu süre içinde çok güzel mesajlar verdik. Yaptığımız hizmetlerle insanlarımızın gönlünde taht kurduk. 18 gün milletimizi mutlu ederken, birilerinin de aklını başından aldı. 18 günde çıldırdılar, ben var ya o bir avuç insanı 1800 günde deli edeceğim. O kadar güzel hizmetler yapacağım ki, şaşıracaklar. Bu süreçte, hep şunu savundum. Kardeşim hizmet yarışı yapalım. Millet 2024'e kadar İstanbul'u sen yönet dedi. Size de 2023'e kadar Cumhurbaşkanlığı yetkisi verdi. Ama bu arkadaşlar bundan anlamadılar. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı. Milletin en büyük sorunu ekonomi değil mi? Aranızda işsizler var mı? E bunları çözelim. Birçok gencimiz işsiz. Onlar ne yapıyor, eski belediye yöneticilerine belediye, banka yönetim kurullarında makam arıyorlar.''
“YUNANMIŞ, PONTUSMUŞ, TERÖRİSTMİŞ… ALLAH AKIL VERSİN!”
''Bu anlayış, tükenmişlik anlayışı. Üretemiyorlar.
İnsanların önüne akılcı çözümler koyamıyorlar. Bu anlayışla, bu bir avuç insan
bu süreci yönetemez. Bir dur diyeceğiz. Çünkü kibir, halkından uzak,
insanlarıyla diyalog kuramayan anlayışa hep birlikte güle güle demeliyiz.
Partizanlık yok. Partiler, hizmet için birer araç. Esas olan millettir. Bu
anlayışın hakim olması, makamı yükseldikçe boynu bükülen anlayışı temsil
ediyoruz. Bu anlayış kazanacak, göreceksiniz. Bütün bu dediğim işleri
üretemeyen insanlar… Neymiş? Ekrem, Yunanmış, Pontusmuş, teröristmiş… Allah
akıl versin. Köyümü ziyaret ederken sordular, ben dedim ki ben bir tek anamın
kucağını biliyorum. Anamın babamın köyünün ocağını biliyorum. Allah akıl
versin.''
“DUALARINIZA ONLARIN
DA İHTİYACI VAR!”
''Sizin dualarınıza onların da ihtiyacı var. Akıl uçmuş.
Ekrem'in inancıyla, etnik kökeniyle uğraşıyorlar. Etnik köken üzerinden insana
hakaret edilmez. Ermeni, Süryani, Rum vatandaşına saygı duyan bir anlayışa sahibim.
İnancıyla ilgili de ölçmeye çalışıyorlar. Size bakıyorlar, etnik kökeninizi,
inancınızı ölçüyorlar. Bu ülkede 82 milyon vatansever var. Kötü yönetici
örneklerini azaltacağız. İstanbul'dan gelenler geri dönmeli. Burada olanlar
İstanbul'dakileri arayıp, konuşmalı. Partiler üstü süreç olduğunu anlatmalı.
Bunu hep birlikte başaracağız. Asla yalnız yürümeyeceğimi biliyorum. Beni güçlü
kılacağınızı biliyorum. Siz de bilin ki, bu yürekli kardeşiniz asal
vazgeçmeyecek. İstanbul'un güzel gençleri, bana hep şunu söyledi: Ekrem Abi,
bize umut ol. Sen çalış, çabala. Biz biliyoruz ki, her şey çok güzel olacak.
Ben, doğduğum kentin insanlarına kalbimdeki tüm sevgiyi iletiyorum. Benim için
dua edin.''
KONUŞMA BİTTİ, İLGİ
SÜRDÜ!
Konuşmasının ortasında sıcaktan bunalıp ceketini çıkaran İmamoğlu, mitingin sonunda ise seçim otobüsünün üzerinde horona durdu. İmamoğlu'nun içinde bulunduğu seçim otobüsü, yaşanan izdiham nedeniyle zorlukla yol aldı. Trabzonlular, yol boyu İmamoğlu'na sevgi gösterilerinde bulundu. Seçim otobüsünün yolu, vatandaşlar tarafından sık sık kesildi. İmamoğlu, vatandaşlara otobüs içerisindeki mikrofon aracılığıyla teşekkür etti. Vatandaşlar, İmamoğlu'nun elini sıkmak ve fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı.