Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi Nisan ayı olağan meclis
toplantısının ikinci oturumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
Yaklaşık 5 saat süren oturumda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve ESHOT’un 2020 yılının faaliyet raporları görüşüldü.
CHP, AK Parti, MHP ve İYİ Parti’nin konuşmaları sonrası söz alan Başkan Soyer yapılan çalışma ve faaliyetleri tek tek anlattı. Başkan Soyer, konuşmasına başlamadan önce, “Geçmiş yıllardaki faaliyet görüşmelerinde hiç olmadığı kadar nezaketin hakim olduğu, sözlerin kesilmediği olağanüstü güzel bir meclisti. O nedenle öncelikle AK Parti üyelerimize, tüm meclis üyesi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İzmir’e yakışan budur, iftihar ettiğimi belirtmek ediyorum” dedi.
Soyer’in konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle;
“8 Nisan 2019’da mazbatamı aldığım günden bu yana 3 yıl, 5
gün geçti. Aradan geçen bu sürede bu kadarı da olmaz dedirtecek pek çok şeyi
hep birlikte göğüsledik. İzmir, tarihinin en büyük orman yangınlarından birini
ve 30 Ekim depremini yaşadı. Türkiye, bir kere daha ekonomik krizi ve devalüasyonu
gördü. Dünya, insanlık tarihinin en büyük pandemilerinden birini yaşadı.
Koronavirüs adlı gözle görülmeyen canlı, mükemmel olduğuna inandığımız insan
uygarlığını tepeden tırnağa sarstı. İklim krizi, son üç yıl içinde hiç olmadığı
kadar keskin bir şekilde hayatımıza girdi. Açıkçası ben tüm bunların üç yıllık
Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı görev süremle örtüşmesini bir talihsizlik
olarak görmüyorum. Derler ya… Sakin sulardan iyi kaptan çıkmazmış. Yaşadığımız
bu felaketlerin, ders çıkarmasını bilenler için fırsatlar taşıdığını
düşünüyorum.
BİRBİRİMİZE ÜSTTEN
BAKMAKLA CESUR OLUNMUYOR
Son üç yıl, doğru bildiğimiz yanlışları tek tek yüzümüze
vuran bir aynaydı. Dünyayı yok oluşun eşiğine getiren uygarlığımızı sorgulamak
için tarihi bir dönüm noktasıydı. Kendisi kısa, izleri ise çok derin olan bu üç
yıllık süre, belki de yaşamla yeniden barışabilmek için insanlığın köprüden
önceki son çıkışıydı. Ve dahası, yaşadığımız bu dönem hep birlikte yeni bir
İzmir hayal etmek için tarihi bir fırsattı. Gördük ki, İzmir’i ve dünyayı daha
iyi yönde değiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz en önemli şey: Cesaret. Öyle “ben
daha iyi yaparım” demekle ve birbirimize üstten bakmakla cesur olunmuyor. Yirmi
birinci yüzyılda ona buna şuna kafa tutmak artık cesaretten sayılmıyor. Cesaret…
Komşusu açken tok yatanların kurduğu bu düzene topyekûn başkaldırmaktır.
Topluma değil bir grup azınlığın menfaatine hizmet eden tüm ezberleri
bozmaktır. Cesaret… Erkek şiddetinin mağduru olan kadınların, yatağa aç
girenlerin, dili, inancı ve fikirleri farklı olduğu için zulüm görenlerin,
açgözlü patronları doyurmak için talan edilen doğanın yanında durmaktır.
Cesaret… Bizi birbirimizden ayrı düşüren yüzlerce bahaneye inat, hiç pes
etmeden kardeşlik ve barışı savunmaktır. Ortak aklı ve dayanışmayı yüceltmektir.
SORUNLARIN ÜZERİNE
İŞTE BÖYLE BİR CESARETLE GİTTİK
Geçtiğimiz üç yılda karşılaştığımız sorunların üzerine işte
böyle bir cesaretle gittik. Gündelik menfaatlerin değil, ortak dertlerimizin
takipçisi olduk. Çünkü şehrimiz için bir büyük hayalimiz var: İzmir’in refahını
büyütmek ve onun adil paylaşımını sağlamak. Bu hedefe ulaşmanın yol haritasını
Eylül 2019’da Meclisimizden oy birliği ile geçen 2020-2024 stratejik planımızda
ortaya koyduk. Bu plan, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma
hedefleriyle yüzde yüz uyumlu 7 stratejik amaç ve 27 hedeften oluşuyor. Yedi
stratejik amacımız şunlar: Altyapı, Yaşam Kalitesi, Ekonomi, Demokrasi, Doğa,
Yaşayarak Öğrenme ve Kültür Sanat. 2021’de bu stratejik amaçların çoğunda yüzde
yetmiş ve üzeri performans gösterdik. Yalnızca yaşam kalitesi stratejik
amacımızda yüzde 60 bandında kaldık. Bunun nedeni bu başlık altındaki
faaliyetlerin bir çoğunun pandemi tedbirleri nedeniyle gerçekleştirilememesi.
Bu faaliyetlerin neler olduğunu resmi raporumuzda tek tek tarif ediyoruz.
İZMİR’İN YOLLARINI
HIZLA YENİLEMEYİ BAŞARDI
Yollarımız, altyapı stratejik amacımızın birinci ayağı. Bir yıl içinde mazot ve asfalt fiyatlarındaki yüzde yüzden fazla artışa rağmen 2021’de 582.590 tonu kaplama, 376.201 bin tonu yama ve tranşe olmak üzere toplam 958.791 ton asfalt uygulaması gerçekleştirdik. Parke kaplamada hedefimiz olan 1.5 milyon metrekareyi aşarak 1.734.404 metrekareye ulaştık. 2021’de yaptığımız arazi yollarının toplam metrekaresi ise 1 milyon 181 bin 41. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2021’de yapım maliyetlerindeki fahiş artışa rağmen İzmir’in yollarını hızla yenilemeyi başardı.
KİMSENİN HAKKINI
RANTA KURBAN ETMEDEN…
Altyapı stratejik amacımızın temel ayaklarından bir diğeri
elbette kentsel dönüşüm. İzmir, elli yılı aşkın bir süre çarpık yapılaşmanın
kurbanı olmuş şehirlerimizden biri. Ulaşım altyapısı düşünülmeden, imar
aflarıyla büyüyen şehir dev bir beton yığınına dönüşmüş. Yeşil ve sosyal
alanlardan yoksun mahalleler birbirine düğüm olmuş. Şimdi biz bu düğümü sabır
ve itinayla çözüyoruz. Yüzde yüz uzlaşmaya dayalı yerinde dönüşüm ilkesiyle,
2021’de İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm hamlesini başlattık. Gaziemir,
Ege Mahallesi, Uzundere, Ballıkuyu, Çiğli Güzeltepe ve Örnekköy’de olmak üzere altı
bölgede dönüşüm aynı anda başladı ve devam ediyor. 3958 bağımsız birimin
yapımına başladık, 2500 bağımsız birimi ise yapım ihalesine hazır hale
getirdik. Geçtiğimiz Mart itibarıyla, 4 ayrı sözleşmeyi 3 ay gibi kısa bir
sürede imzalayarak daha da hızlandık.
İnşaat sektörünün içinden geçtiğimi zorlu ekonomik koşullar
altında kentsel dönüşüm için daha önce hiç uygulanmamış, yeni ve kalıcı
çözümler üretiyoruz. Öncelikle bu projelerin yapımında belediye şirketimiz
İzBeton’u devreye aldık. Ardından, kentsel dönüşüm için iş dünyamızla ortaklık
kurduk ve yapı kooperatifleriyle çalışmaya başladık.
Kimsenin hakkını ranta kurban etmeden, vatandaşlarımızla
müteahhitleri karşı karşıya getirmeden, Belediyemiz garantörlüğü altında
şehrimizin depreme dayanıklı, yepyeni mahallelerini kuruyoruz.
EN BÜYÜK GÜVENCEYİ
BÜNYEMİZDE TUTUYORUZ
Muhatap İzbeton, denetim kontrol İzbeton üzerinden yapılmaya
çık. Ama bu süreçler bizim kentsel dönüşüm açısında tüm dünya örnek olacağına inandığımız,
mülkiyet sahiplerini koruyan ve güven veren bir tablo sunuyor. Biz tapuları
inşaatın bitmeden vermiyoruz. En büyük güvenceyi bünyemizde tutuyoruz. Belediyemizi
zarara sokacak bir noktaya gelmeyeceğinden emn olunmasını istiyorum.
MÜJDEYİ VERDİ:
YEŞİLDERE’Yİ ÇÖZÜME KAVUŞTURUYORUZ
Bu akşam sizlere bir müjde vermek istiyorum. İzmir’in yıllardır
bekleyen sorunlarından birini, Yeşildere’yi çözüme kavuşturuyoruz. İzmir yeşil
altyapı stratejisinin en önemli ayağını teşkil eden Expo 2026, Yeşildere’de
vücut bulacak. Türkiye’nin ilk büyük yeşil dönüşüm projesi bu vadide başlayacak
ve bölge dört yıl içinde Expo 2026 alanına dönüşecek. Kaderine terk edilmiş
Yeşildere, Kültürpark’tan da büyük yeni yeşil alanımız olarak hizmet verecek.
Yeşildere, kısa bir süre sonra dünyanın her yerinden katılımcıları ağırlayacak
ve yeni bir istihdam alanı olacak. Bu konudaki uluslararası mutabakatı 2021
içinde ve 2022 başında dünya botanik Expo kuruluşu AIPH ile sağladık. Bölgedeki
hak sahipleriyle görüşmelerimizi de başlattık. Şehrimizin kaderine yön verecek
projemizi, bu tarihi akşamda sizlerle paylaşmanın gururunu ve mutluluğunu
yaşıyorum. Bu tasarımızı yarın bir önerge ile Meclisimizin de gündemine
sunacağız. İzmir’in bu yeni hedefine hep birlikte ulaşabilmek için Meclis
üyelerimizin tam desteğini bekliyorum.
FİNANSMAN KAYNAKLARI
TEMİN ETTİK
İkinci stratejik amacımız olan “yaşam kalitesinin” en önemli
başlığı hiç şüphesiz raylı sistemler. Metro hatlarımızın yolcu başı taşıma
maliyeti 2,87 lirayken, bu rakam lastik tekerlekli ulaşımda 9,91 lirayı buldu.
Bu nedenle çalışma programımızın odağına metro ağını koyduk. Projelerimizi
geliştirdik, merkezi hükümetten gerekli onayları aldık, finansman kaynakları
temin ettik. İki yıl içinde Narlıdere metro tüneli kazısını tamamladık ve beş
yeni güzergahta daha yeni metro yatırımları başlattık.
Narlıdere Metrosu ile birlikte Çiğli Tramvayı da yapım aşamasında. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında her iki hattı da hizmete almış olacağız. 28 kilometrelik Karabağlar Gaziemir Metrosu, 27.5 kilometrelik Otogar Kemalpaşa Metrosu ve 5 kilometre uzunluğundaki Örnekköy Yeni Girne Tramvay Hattı İzmir’e kazandıracağımız yeni güzergahlar.
BUCA METROSU’NUN
YAPIMINA BAŞLADIK
Ve son olarak Buca Metrosu’nun yapımına başladık. 93 kilometreyi bulan altı raylı sistem projemize, toplamda 32 milyar lira harcanacak. Bu projeleri bitirdiğimizde İzmir’deki raylı sistem ağımız, 270 kilometreye çıkacak. Belediyemizin güçlü finansal yapısı ve yüksek kredi notu sayesinde Buca Metrosu için 490 Milyon Euro'luk uluslararası yatırım kredisi temin ettik. Bu krediyi dört sene anapara geri ödemesiz olmak üzere 12 yılda ödeyeceğiz. Trenleriyle beraber 765 Milyon Euro’ya mâl olacak Buca Metrosundan elde edilmesi beklenen yıllık işletme geliri ise yaklaşık 45 milyon Euro. Buca Metrosu dünyanın fizibilitesi en yüksek metro yatırımlarından biri. Dünya genelinde bir metronun kendi finansmanını karşılama süresi 30 yılken biz bunu yarı süresinden kısa zamanda gerçekleştireceğiz.
DAVADA ÖNE SÜRÜLEN
İDDİA...
Hepinizin bildiği gibi metromuzun ihalesini ikinci düşük
teklifi veren konsorsiyum kazandı. Bu karar, Avrupa Kalkınma Bankası’nın aşırı
düşük tekliflerle ilgili yönetmeliği harfiyen uygulanarak verildi ve doğruluğu
Banka’nın atadığı bağımsız denetçi tarafından da teyit edildi.
Buca Metrosu gibi büyük proje ihalelerinin aşırı düşük tekliflerle alınması Türkiye ve dünya genelinde iki sonuç doğuruyor. Proje öngörülen maliyetin çok üstüne ve çok daha uzun sürede tamamlanıyor. Bazen de yarım kalıyor. Avrupa Kalkınma Bankası’nın aşırı düşük tekliflerle ilgili yönetmeliği işte bu nedenle var. Banka bu yönetmeliği tüm yatırım kredilerinde uyguluyor ve ihale gerçekçi kabul edilen en düşük teklife veriliyor. Özetle arkadaşlarım, ihale komisyonumuzun aldığı karar kanunlarımız ve uluslararası kurallarla yüzde yüz uyumludur. Zaten açılan dava da ihalenin iptali talebini içermemektedir. Davada öne sürülen iddia, yapılan değerlendirmeye dair bilgilendirmenin yetersiz olduğudur. Bu iddia üzerine Avrupa Kalkınma Bankası 25 Mart tarihli açıklamasında kararın kurallara uygun olduğunu bir kere daha teyit etmiştir.
İHALE KOMİSYONUMUZUN
VERDİĞİ KARARIN TÜMÜYLE ARKASINDAYIM
Buca Metrosu ile ilgili olarak ihale komisyonumuzun verdiği
kararın tümüyle arkasındayım. Komisyonumuz bu kararı vererek, evet yasal
prosedürleri yerine getirmiş ama çok daha fazlasını başarmıştır. Metro
inşaatının tam zamanında ve planlanan bütçe ile tamamlanması teminat altına
alınmıştır. Kimsenin şüphesi olmasın. Hiç kapanmayacak bir şantiye alanı
yerine, tam zamanında biten anıtsal bir Metro hattı bırakacağız. İlk metro
hattımızın inşaatında yaşananları İzmir’e bir kere daha yaşatmayacağız.
Verdiğimiz sözü tutarak İzmirlileri vaktinde Buca Metrosuyla buluşturacağız.
457 YENİ OTOBÜSÜ
FİLOMUZA KATTIK
İzmir’in toplu ulaşımında en büyük paya sahip olan Kurumu ESHOT Genel Müdürlüğü, bu zorlu yılda toplu ulaşımda yepyeni çözümler sundu. Pandemi boyunca toplu ulaşım kuruluşlarımızdaki hasılat kaybı en az 745 Milyon lira olmasına rağmen yatırımlarımızı durdurmadık.652 Milyon TL bedel ile ESHOT tarihinin en kazançlı yatırımını yaparak 457 yeni otobüsü filomuza kattık. Bu alımlar ile birlikte her gün servis veren araçlarımızda 5,47 yaş ortalamasını yakaladık ve Avrupa’nın en genç otobüs filolarından birini kurduk. Genç filomuz meyvesini yılda 6 milyon litre daha az akaryakıt tüketerek verdi. Bu da yaklaşık 114 milyon liralık bir tasarruf anlamına geliyor. Öte yandan, atölyemizde emekçilerimizin alın teri ve öz kaynaklarımızla 426 otobüsümüzü motorundan koltuğuna kadar tümüyle yeniledik. Otobüs filomuzun tamamının engelli erişimine uygun olması en büyük iftiharımızdır. Buna ek olarak filomuzdaki 126 otobüsümüzde revizyona giderek aynı anda iki adet tekerlekli sandalyeyi bulundurma olanağı sağladık. Toplu ulaşımda engelleri ortadan kaldıran bir mobil uygulamayı öz kaynaklarımızla geliştirdik ve görme engelli vatandaşlarımızın otobüslerimize sorunsuz binmesini sağladık. Genişleyen hat ağını iyileştirme çalışmaları ile birlikte 23 yeni hattı daha hizmete sunduk ve 2021’de toplam hat sayımızı 363’e yükselttik.
ESNAFIMIZLA BİRLİKTE
ÇALIŞIYORUZ
Kentin tüm yerleşim yerlerinin erişim ihtiyacını karşılayabilmek adına, taşıma birlik ve kooperatiflerimizle, esnafımızla birlikte çalışıyoruz. Seferihisar’da başlattığımız ve Kiraz’a taşıdığımız “İZTAŞIT” projemiz, yakında Menemen ve İzmir’in diğer ilçelerine de ulaşacak.
TARİFELERDEN YÜZDE 50
İNDİRİMLİ YARARLANMASINI SAĞLADIK
Göreve geldiğimiz günden bugüne yüzde 336 oranında akaryakıt
artışı yaşanmasına karşılık bizler pandemi ve hayat pahalılığı ile iyice beli
bükülen halkımızın yanında olduk. Nisan 2019’dan Aralık 2021’e kadar toplu
ulaşım tarifelerini artırmadık. Tersine, Halk Taşıt uygulaması ile
vatandaşımızın tarifelerden yüzde 50 indirimli yararlanmasını sağladık ve bu
uygulamayı sürdürüyoruz.
OTOPARK SORUNUNDA
ÇÖZÜME ADIM ADIM İLERLEDİK
Göreve gelirken İzmir’in otopark sorununu çözmek için söz
vermiştim. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde bu hedefe doğru adım adım ilerledik.
Karabağlar’da yaklaşık 20 milyon lira maliyetle 160 araç, 38 motosiklet
kapasiteli Selvili Otoparkı’nı açtık. Ardından Yeşilyurt Mustafa Necati Kültür
Merkezi’nde 153 araç kapasiteli yer altı otoparkını hizmete sunduk. Kent
genelinde ise 4 bin 75 araçlık açık otoparkı hizmete aldık. 636 araç kapasitesine
sahip Smyrna Otoparkı ile birlikte son üç yılda İzmir’de 5 bin araç
kapasitesinin üzerinde kapalı ve açık otoparkı, hemşerilerimizin hizmetine
sunduk.
Bir yandan toplu ulaşıma yatırım yaparken, diğer yandan
bisikletli ve yaya ulaşım ağını kent genelinde yaygınlaştırıyoruz. İzmir’de
bisikleti, bir ulaşım türü olarak toplu ulaşımla entegre ediyoruz. 2021’de 15
kilometre yeni bisiklet yolu planlarken bu rakam yaklaşık 27 kilometre olarak
gerçekleşti. Üç yılda 25 yeni nokta açarak BİSİM istasyonu sayısını 35’ten 60’a
çıkardık. Bisiklet sayısını ise 400’den 890’a ulaştırdık. Bu kapsamda ilk kez
tandem ve çocuk bisikletlerini hizmete aldık.
İZETAŞ İLE
YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANMAYA BAŞLADIK
Göreve gelir gelmez, enerji tüketimini azaltan ve
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelen projelere öncelik verdik. Türkiye’de
bir ilke imza atarak İZENERJİ bünyesinde kurduğumuz İZETAŞ ile yenilenebilir
enerji kullanmaya başladık, aynı zamanda Belediye’nin enerji maliyetlerinde
ciddi tasarruf sağladık. İZETAŞ ile büyükşehir belediyemizi enerji şirketlerinin
fahiş kâr oranlarına karşı koruyarak elektrik bütçemizi yılda yüzde 22 oranında
düşürdük.
Projemiz tamamlandığında İZETAŞ’ın Belediyemize bir yılda
sağladığı kazanç 297 milyon lira olacak. Bu rakam beş yılda 1 milyar 485 milyon
demek. Yani İzmir için kilometrelerce yeni metro tüneli, yol, viyadük, tünel,
arıtma ve yeşil alan yatırımı demek. Çok mütevazı imkânlarla elde edilmiş bu
büyük başarının tek bir sırrı var. Şehrimizi yönetirken sadece halkımızın
menfaatini düşünmemiz.
ÇÖP ARTIK ŞEHRİMİZ İÇİN BİR ENERJİ KAYNAĞI
İzmir’de çöpün bir atık olduğu döneme son verdik. Yenilikçi
projelerimiz sayesinde çöp artık şehrimiz için bir enerji kaynağı.
Harmandalı’nda 190 bin hanenin elektriğini üretecek kapasiteye sahip Biyogaz
Tesisi’ni hizmete aldık. Bergama ve Ödemiş’te ise entegre atık yönetimi
tesislerimizde atıklardan elektrik enerjisi üretmeye başladık. Bu konuda da tüm
Türkiye’ye öncüyüz. Üç tesisimizde ürettiğimiz enerji 364 bin hanenin elektrik
tüketimine karşılık geliyor.
ÜLKEMİZİN TEMEL
MESELESİ, EKONOMİNİN ÇÖKÜŞÜ VE YOKSULLUK
Ülkemizin temel meselesi, ekonominin çöküşü ve yoksulluktur.
Bu nedenle ekonomi stratejik amacımız, içinden geçtiğimiz bu dönemde daha
ayrıcalıklı bir yer tutuyor. Belediyemizin İzmir bölge ve ülke ekonomisine en büyük
katkıyı sağlayan faaliyeti İZFAŞ eliyle yürüttüğümüz fuarlarımız. İzmir,
İktisat Kongresi’nden bu yana bir fuarlar şehridir. Pandemi sonrası ülkemizde
derinleşen ekonomik krize ve hemen her sektörün yaşadığı darboğaza çözüm olan
fuarcılığımız, 2021’de ihracatımıza büyük bir katkı sundu. İzmir, Türkiye
genelinde en fazla ihracat yapan dördüncü şehir oldu. İzmir ve dünya arasında
bağ kurmayı başaran fuarcılık şirketimiz İZFAŞ bu başarının gerçekleşmesinde
büyük görev üstlendi. 2021’de tarımdan mobilyaya, hammaddeden ayakkabı ve
turizme kadar tüm sektörleri kapsayan fuarlar düzenledik. 2022’de fuarlarımızın
sayısını iki kat artırarak İzmir’i bu yıl da dünyayla buluşturmaya devam
edeceğiz.
İZMİR TARIMI İLE
ÜLKEMİZE ÖRNEK OLACAK YEPYENİ BİR HİKÂYE YAZIYORUZ
Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu çerçevesinde inşa ettiğimiz İzmir Tarımı ile ülkemize örnek olacak yepyeni bir hikâye yazıyoruz. Bizim için İzmir Tarımı, kuraklık ve yoksullukla mücadelenin anahtarı ve yerel kalkınmanın temel stratejilerinden biri.
BİRİLERİNİN BUNU
BİZE, BU MECLİSE AÇIKLAMASI LAZIM
Şimdi sizlere, bu şehrin meclis üyelerine sormak istiyorum.
İzmir’in her bir köşesinde, Küçük Menderes Havzası’nda, Gediz’de Bakırçay’da
yeraltı suları 5 metreden 300 metreye inmişken neden silajlık mısırın dekarına
100 lira destek verilir? Birilerinin bunu bize, bu meclise açıklaması lazım.
Hepinizin bildiği gibi silaj bitkisinin bir kökü 85 litre su tüketiyor. Ve
biliyoruz ki havzalarımızda yaşanan kuraklığın ana nedeni silajlık mısır gibi
aşırı su tüketen ithal ve GDO’lu tohumlar. Bu tohumların kullanılmasından fayda
edinen yegâne zümre ise yabancı tohum şirketleri. Peki biz İzmir’de ne
yapıyoruz? Tarımın başlangıç noktası olan tohumu değiştirerek hem köylümüzü
kalkındırıyor, hem de su kaynaklarımızı koruyoruz. Yalnızca bir grup tarım
şirketinin menfaati yerine ülkemizin ve vatandaşlarımızın menfaatini koruyoruz.
İzmir Tarımı ile Türkiye’nin yerli ve milli tarım politikasını inşa ediyoruz. Yabancı ülkelere bağımlı olduğumuz silajlık
mısırın dekarına 100 lira sübvansiyon vermek yerine atalık tohumlarımızı
destekliyoruz. Yerli hayvan ırklarımızı koruyoruz. Küçükbaş hayvancılığı
büyütüyoruz.
BAYINDIR’DA GÜNDE 100 TON KAPASİTELİ SÜT FABRİKASI
Diyebilirsiniz ki belediye neden çoban envanteri çıkartır?
Çok basit. Her geçen gün boşalan köylerimize sahip çıkmak ve şehrimizdeki
yoksulluk ve açlıkla mücadele etmek için. Dahası yok edilen su kaynaklarımızı
korumak için. Mera İzmir ekibimiz 4658
çobanın kapısı tek tek çaldı. Onları ağıllarında ziyaret etti. Silajlık mısır
yerine, su istemeyen, yerli yem bitkileri ile hayvancılık yapan üreticileri
belirledi. O çobanların ürettiği sütleri biz neredeyse iki kat bedelle satın
alıyoruz. Piyasası 6 lira olan keçi sütüne 10, piyasası 8 lira olan koyun
sütüne 11 lira veriyoruz. Bu sağlıklı sütleri, belediye şirketimiz İzTarım,
Bayındır’da kurduğumuz günde 100 ton kapasiteli süt fabrikasında işleyecek. Bu
ürünler, şehrimizin dört bir yanındaki yoksul mahallelere ulaşacak. Köylümüz
kalkınacak, yoksulun karnı doyacak ve suyumuz, topraklarımız, milli servetimiz
korunacak. Yaptığımız şey işte bu kadar basit. Birilerinin patentli tohumlarına
boyun eğmek yerine özümüze dönüyoruz. İşte Başka Bir Tarım diyerek anlattığımız
da, yaptığımız da budur. İnanın bana bu politikamız sadece bizi bağlamıyor,
diğer paydaşlarımızı da dönüştürüyor. Nitekim, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
verdiği bu fiyatlar koyun ve keçi birlikleri tarafından da esas alındı. Yapılan
çalışma üreticilere doğrudan gelir yaratmanın yanı sıra bölgemizdeki süt
fiyatlarını da regüle etti. Onlarca üreticimiz küçükbaş üretimini bırakacakken
vazgeçti, bir o kadarı da yeniden başladı. Mera İzmir projesinde sadece süt
alımları için 105 milyon TL bütçe ayırdık. Kurduğumuz tesisler ve diğer
alımlarla beraber Belediyemizin mera hayvancılığını desteklemek için ayırdığı
toplam bütçe 295 milyon Türk Lirası. Eylül 2022’de gerçekleşecek TerraMadre
Anadolu, küçük üreticilerin bir araya geldiği ve Türkiye tarımının yeniden
dünyayla buluştuğu an olacak.
YARIN ŞEHRİMİZE
KRUVAZİYER GEMİLERİ YENİDEN GELMEYE BAŞLIYOR
İzmir’de 2020 yılının başında, ilk iki ayda turizmle ilgili
çok iyi bir ivme yakalamıştık. Fakat 2020 Mart ayıyla beraber küresel pandemi,
bu hareketliliği tamamen durdurdu. Pandemi sürecini asla bir bekleme süreci
gibi görmedik. Tüm turizm paydaşlarımızın ortaklığıyla, bir kent ittifakı
kurduk ve turizm stratejimizi hazırladık. Turizm stratejimizde tarih, kültür,
doğa, gastronomi ve kırsal turizm öne çıkıyor. Çünkü İzmir’in bu anlamda
muazzam bir potansiyeli var. 2021’de İzmir Vakfı, Sun Express ve İzmir Kalkınma
Ajansı desteği ile Visit İzmir uygulamasını hayata geçirdik. Türkiye’nin ilk
dijital turizm envanteri olan Visit İzmir’de 2 bin 300’den fazla noktaya dair
bilgiye milyonlarca turist tek bir tıkla ulaşabiliyor. Ne mutlu ki,
girişimlerimiz sonucunda yarın itibarıyla şehrimize kruvaziyer gemileri yeniden
gelmeye başlıyor ve bu yıl 34 gemi İzmir’e gelecek. İlkini yarın sabah karşılayacağız. Kent
ekonomisine ciddi katkı sağlayacak seferler öncesi İzmir Alsancak Limanı’nda
yürüttüğümüz hazırlıkların yanı sıra Turizm Zabıta Amirliği adıyla yeni bir
birim kurduk.
YAKLAŞIK 80 MİLYON
LİRALIK NAKDİ YARDIM, 252 BİN GIDA KOLİSİ
Ekonomik krizin bu denli derinleştiği 2021, sosyal
yardımlarımızın da çığ gibi büyüdüğü bir dönem oldu. Yapılan nakdi yardım
tutarı 79 milyon 150 bin 248 liraya ulaşarak hedeflediğimizin iki katından daha
fazlası oldu. Yapılan nakdi yardımın ulaştığı kişi sayısı ise 107 bini aştı.
Gıda paketi ulaştırdığımız vatandaşlarımızın sayısı ise 252 bin 243. Oysa bu
faaliyet için hedefimiz 60 bindi. Sadece bu rakamlar bile şehrimizdeki derin
yoksulluğun ne boyutlara geldiğini ve belediyemizin kısıtlı imkânlarıyla bu
yaraya nasıl derman olduğunu gösteriyor.
KADINLARIN EŞİTLİK
TALEBİNİN ÜZERİNE TİTREMEK BENİM ASLİ GÖREVİMDİR
Doğada eşitsizlik yoktur. Eşitlik, su gibi, aş gibi, nefes
gibi… Bir yaşam hakkıdır. Eşitlik hakkı, herkese aittir. Kadınlar da eşit
doğar. Yazık ki, çoğu eşit yaşayamaz. Çünkü bu hakları gasp edilir. Kendi
gücünü büyütmek adına, şiddet dâhil her türlü yolu mubah gören erkekler
tarafından gasp edilir. Dolayısıyla kadınların eşitlik talebi meşrudur.
Evrenseldir ve ortaktır. Kadınların eşitlik talebinin üzerine titremek ise bir
belediye başkanı olarak benim asli görevimdir. Bunun için vakit kaybetmeden
kadına yönelik şiddetin tam adını koymak zorundayız. Yaşanan dehşetin aslında
bir erkek şiddeti olduğunu her yerde söylemeli, zalimin mazlumların arasına
gizlenmesine mâni olmalıyız. 2021’de erkek şiddetine dur diyerek, toplumsal
cinsiyet eşitliği için mücadele doğrultusunda önemli adımlar attık. Belediye
Meclisimizde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nu hayata geçirdik. Kadın
Danışma Merkezi, Kadın Erkek Eşitlik Birimi ve Kadın Sığınmaevi kurduk. Meslek
Fabrikamızda, kadınların ekonomik yaşama katılması için istihdam garantili iş
kolları açtık. Toplamda sekiz kreş ve masal evi hedeflemişken bir yılda 12
tesisi hizmete sunduk. Masal Evleri’nde, çalışmayan annelerin iş ve hizmet
üretebilmeleri için eğitimler verdik.
Örnekköy’de “Anahtar" adıyla, kadınlara bütüncül hizmet
sunan sosyal yaşam merkezi kurduk. Cinsiyet Eşitliği’ni kent geneline yaymak
için sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları ile pek çok protokol imzaladık.
Belediyemizin kurumsal istihdamında bir bütün olarak
toplumsal cinsiyet eşitliğini gözettik. Otobüs şoförlüğünden yönetici
kadrolarına ve Belediye Meclisimizdeki komisyonlara kadar cinsiyet eşitliği
temel ilkemiz oldu. Öyle ki İzmir Büyükşehir Belediyesi, aldığı yetki ve görev
açısından Türkiye’de en çok kadın yöneticinin görev yaptığı kurumlardan biridir.
Çocukların yaşadığımız şehirlerde söz sahibi olması
gerektiği düşüncesiyle Türkiye’de ilk defa Seferihisar’da açtığımız Çocuk
Belediyesi’ni, İzmir’in diğer bölgelerine de taşıyoruz. Gürçeşme’de yapımı
devam eden Çocuk Belediyesi kampüsüne ek olarak, önümüzdeki 23 Nisan’da Tire
Belediyesi ile birlikte Tire Çocuk Belediyesi’nin açılışını gerçekleştiriyoruz.
5 BİN 547 ÖĞRENCİMİZE
BURS VERDİK
Ekonomik darboğazdan geçtiğimiz bu zorlu süreçte,
gençlerimizi umutsuzluğa mahkûm edemezdik. Barınma sorunu yaşayan
öğrencilerimize kucak açtık ve 440 öğrencimize barınma desteği sağladık. Onları
sokakta bırakmadık. Bornova Evka 3’te yapacağımız 835 yatak kapasiteli kız
öğrenci yurdu inşaatına bu yıl başlayacağız. Dokuz Eylül, Ege, Katip Çelebi
Üniversitelerinde ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde öğrencilerimize
bugüne kadar 149 bin 350 kişilik akşam yemeği dağıtımı gerçekleştirdik. 5 bin
547 öğrencimize toplam 17 milyon 679 bin TL tutarında burs yatırdık, ekonomik
krizi en ağır biçimde yaşayan gençlerimizin yanında durduk. Ev taşıyacak
öğrencilerimize araç ve şoför desteği içeren ücretsiz nakliye hizmeti vermeye
devam ediyoruz.
FARKINDALIK
MERKEZİMİZİN İKİNCİSİNİ AÇTIK
Engellilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla alanında ilk
olma özelliği taşıyan Farkındalık Merkezimizin ikincisini, Örnekköy Sosyal
Projeler Yerleşkesi’nde hizmete sunduk. İlköğretim okullarında engelli farkındalığını
geliştirmek için gönüllü gençleri ve çocukları “Elim Sende Projesi” ile bir
araya getirdik. 2021 Ekim ayında Limontepe’dekiFarkındalık Merkezi’nde “Ebeveyn
Eğitim ve Bilgi Merkezi”ni hizmete açtık.
FLAMİNGO DOĞA
PARKI’NI İNŞA EDİYORUZ
Çok değil, yakın zaman öncesine kadar şehir ve doğa, zihinlerimizde birbirinin zıttı olarak görülüyordu. Yaşadığımız iki büyük felaket; pandemi ve iklim krizi, insanın kendisiyle ve doğasıyla yüzleşmesini sağladı. Zihnimize bir tokat gibi çarparak yeryüzünde, kendi diye bir şey olmadığını, olamayacağını hatırlattı. Bu nedenle stratejimizin beşinci amacı doğayla ilgili. Bu kapsamda 2021’de “İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı” ve “Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı” başlıklı iki temel çalışmayı uygulamaya başladık.
SERA GAZINI YÜZDE 40
AZALTMAYI HEDEFLİYORUZ
İklim Eylem Planı ile İzmir’de 2030 yılına kadar sera gazını
yüzde 40 azaltmayı hedefliyoruz. Uluslararası standartlara uygun bir Yeşil
Şehir Eylem Planı gururla ifade etmeliyim ki Türkiye’de ilk defa İzmir için
hazırlandı. Bu iki planın özeti mahiyetinde olan Doğayla Uyumlu Yaşam
Stratejimiz 2021 içinde yayınladı.
Bu kapsamda Hacettepe Üniversitesi ile Ocak 2022’de
yürürlüğe giren bir protokol imzalayarak şehrimizin doğa envanterini
hazırlamaya başladık. Bu çalışma, Gediz Deltası gibi dünya doğa mirası özelliği
taşıyan alanların gelecek nesillere taşınmasında bize rehberlik edecek.
Mavişehir'de özellikle kış aylarında deniz seviyesinin
yükselmesiyle meydana gelen taşkın riskini uzun süredir üzerinde çalıştığımız
“Mavişehir Kıyı Rehabilitasyon Projesi” ile önledik. Mavişehir kıyısında boylu
boyunca bir tahkimat duvarı inşa ettik ve önceki yıllarda oluşan sel riskini
tümüyle ortadan kaldırdık. Ayrıca projenin bu alanı tekrar doğaya iade etmek
gibi bir amacı da var. Burası, yaşayan parklar programımızın ilk
uygulamalarından biri oluyor. 2021’de uygulama projesi tamamlanan Flamingo Doğa
Parkı’nı burada inşa ediyoruz. Yaklaşık 175 bin 500 metrekarelik proje alanında
yapılacak parkımızla Mavişehir’den Gediz Deltası’na uzanan bir geçiş koridoru
yaratılmış olacak.
HAVZA BOYUNCA BİR
YOLCULUĞA ÇIKTIM
Temmuz 2021’de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Ege Belediyeler Birliği Başkanı olarak İzmir Körfezi'ne akan Gediz Nehri’ndeki kirliliğin kaynağını yerinde görmek için “Temiz Gediz, Temiz Körfez” sloganıyla arkadaşlarımla havza boyunca bir yolculuğa çıktım.
GEDİZ HAVZASI’NDAKİ
DURUM BÖYLE DEVAM EDEMEZ, ETMEMELİ
Karapınar Şelalesi’nden pırıl pırıl doğan sudan içerek 1800
kilometre yol kat ettiğimiz dört günlük yolculukta Gediz’i kirleten noktaları
tek tek ve yerinde tespit ettik. Çözüme yönelik yol haritamızı, Gediz Nehri’nin
İzmir’e döküldüğü Foça’da kamuoyuyla paylaştık. Alınması gereken önlemlerle
ilgili 12 maddelik bir deklarasyon yayınladık ve bu kapsamda eylem planımızı
uygulamaya başladık. Gediz Havzası, ülkemizin çok önemli bir tarımsal üretim
havzası. Havza, Türkiye tarımının yüzde 10’unun gerçekleştiği bölge. Bu nedenle
Gediz sadece İzmir için, Manisa, Uşak, Kütahya için değil; İstanbul ve Ankara
için, tüm Türkiye için çok önemli. Fakat su kaynakları hem kirleniyor, hem de
azalıyor. Ülkemizdeki su kaynaklarını tüketen ürün desenini değiştirmemiz,
büyük bir zorunluluk. Ürüne göre su yerine, suya göre ürün tasarlamak
mecburiyetindeyiz. Gediz Havzası’ndaki durum böyle devam edemez, etmemeli. 2021
Temmuz ayında Gediz yolculuğuna tam da bu sebeple çıktım ve elimi taşın altına
koydum. Gediz’i temizlemek, kirletilmesini engellemek için İzmir Büyükşehir
Belediyesi ne gerekiyorsa yapacak.
İZMİR, 2021’DE
DÜNYANIN İLK CİTTASLOW METROPOL PİLOT KENTİ İLAN EDİLDİ
İzmir’de aynı zamanda çok özgün bir yaklaşımla kırsal havza
planlaması gerçekleştiriyoruz. İmar planlarıyla kırsal alanda hangi faaliyete,
ne şekilde izin verilebileceğini, İzmir’in kırsal havza planlama süreci
içerisinde tasarlıyoruz. Bu konudaki altlık çalışmamız Meclisimize de taşındı.
Tüm bu paylaştıklarımı bir araya getiren konuysa, Cittaslow Metropol programı.
İzmir, 2021’de dünyanın ilk Cittaslow Metropol pilot kenti ilan edildi. Bu
yenilikçi şehircilik modelinin “Toplum”, “Kentsel direnç”, “Herkes için Gıda”,
“İyi Yönetişim”, “Hareketlilik” ve “Cittaslow Mahalleleri” olmak üzere altı ana
teması var. Bu program ile İtalya’da kurulan ve 30 ülkeye yayılan Cittaslow
felsefesinin, metropollerde uygulanmasını hedefliyoruz.
CESARET VE UYUM
İZMİR’DE ÜÇ YILDIR SERGİLEDİĞİMİZ DURUŞUN KISA BİR ÖZETİDİR
Konuşmamın en başında ise, dünyayı iyi yönde değiştirmek için ihtiyacımız olan en önemli şeyin “cesaret” olduğunu söylemiştim. Cesaret ve uyum… Birbirine zıt gibi görünen bu iki kelime, İzmir’de üç yıldır sergilediğimiz duruşun kısa bir özetidir. Çünkü kişisel menfaatlerin yerine uyumu savunmak, cesaret ister. Gündelik, dar, basmakalıp dogmalara sığınmak yerine, doğayla ve birbirimizle uyumu savunmak cesaret işidir. Birbirimizle helalleşmek ve ortak aklı savunmak yazık ki ülkemizde bir cesaret meselesidir. Değişimle uyum sağlayacağız demek, aslında “biz buraya emniyetli sularda yüzmek için gelmedik” demektir. Düzenin tekerine çomak sokmaktır. Geçmişle uyumdan bahsetmek bu ülkede cesaret işidir. Vicdan ve siyaseti aynı cümlede yan yana kullanmak, cesur olmayı gerektirir. Hamaset yapmak, bölmek ve parçalamak yerine kardeşliği ve barışı savunmak cesaretin aynasıdır. Cesaret ve uyum… Önümüzdeki yıllarda İzmir’de ve ülkemizde bu iki değere çok daha fazla ihtiyacımız olacak.
2022 CESARET VE UYUMU
DAHA DA ÇOĞALTTIĞIMIZ BİR YIL OLACAK
Biliyoruz ki, bu ikisine sahip olmadan hedeflediğimiz faaliyetlerin hiçbirini, ne metroları, ne yolları, ne de diğerlerini tamamlayamayız. Cesaret ve uyum olmadan, bu şehirde refahın büyümesini ve adil paylaşımı sağlayamayız. Göreceksiniz, 2022 cesaret ve uyumu daha da çoğalttığımız bir yıl olacak. Bu sayede İzmirlilere verdiğimiz sözlerin tümünü ve fazlasını en iyi şekilde yerine getireceğiz.
İBB, BORÇ BATAĞINDA
FALAN DEĞİL
“İBB borç batağında, iflasın eşiğinde gibi şeyler dendi. Rakamlarla çok net tabloyu açıklayacağım; biz geldiğimizde 5 milyar lir olan borcumuz, 13,4 milyon lira olmuş. Bugüne kadar 5,4 milyar dolarlık iç ve dış borçlanma yaptık. Bu süre içerisinde 5 milyar lira da iç ve dış borç ödedik. Görev süremiz içinde toplam borç miktarı 400 milyon lira. 790 milyon Euro dış borcumuz, 802 milyon Euro oldu. 3 yıl içinde 32 milyon Euro dış borçta artış var. İBB, borç batağında falan değil. İBB, finansman kapasitesi olduk.a güçlü. Bütün bu krizlere rağmen hala yüzde 50’nin altında borçlanma kapasitesini doldurmuş durumda. Daha bu kadar da kullanılabilir. Bütün bu tabloya rağmen göreve geldiğimizde kur 6,24, 30 Martta 16,33 oldu. Yüzde 161 oranında artmış. Bunlar art arda eklenince ne olduğu anlaşılacak rakamlar. Bu süre içerisinde Narlıdere Metrosu için 192 milyon Euro dış borçlanma yaptık. İBB, bütün bunları yaparken arkeolojik kazılar için geçen yıl 8 milyon lira destek vermiş. Bakanlığımız 1,6 milyon lira ayırmış. 2022’de bunun 10 milyon liraya çıkartıyoruz. 2021 yılında İBB, 2 milyara yakın yatırım yapmış. İlk 3 ayında İzmir’e 2022 verileri 635 milyon lira yatırım yapılmış. Bunun 500 milyonunu İBB yapmış.
İZMİR, 95 MİLYAR
VERİRKEN 2,5 MİLYAR YATIRIM ALIYORSA, BUNUN SEBEBİ NEDEN?
Özgür Bey, “sizinle bizim aramızda fark var” dedi. Siz kim biz kim ben tam olarak anlamadım. İBB olarak bizim asla mazeret belediyeciliği yapmadığımız söylemem lazım. Bu 40’a 1 oranı neden değişmiyor. İzmir, 95 milyar verirken 2,5 milyar yatırım alıyorsa, bunun sebebi neden? Ben bunun hesabını sormak zorundayım. Elektrik fabrikasını soruyorum, neden soramayayım? İzmir’in hakkı bu. Her şeye rağmen mazeret belediyeciliği yapmadık, yapmıyoruz, yapmayacağız. Bu koşularla rağmen bu şehri ileriye taşıyacak ne varsa onu yapmaya gayret ediyoruz. Yapmanın bir, yapmamamın bin sebebi vardır. Bizim sebebimiz aşk. Biz İzmir’i aşkla seviyoruz ve aşkla çalışmaya devam edeceğiz."