Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan İzmir Ticaret
Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, ekonomide yaşanan gelişmelerin
uzun bir süredir gündemin zirvesindeki yerini koruduğuna dikkatleri çekerek,
“Eylül-Aralık dönemine damgasını vuran kur hareketliliği, faiz indirimleri ve
ardından gelen kur korumalı mevduat uygulaması, dövizdeki oynaklığı göreceli
bir istikrara kavuştursa da enflasyon bir tehdit olarak varlığını
sürdürüyor. Özellikle akaryakıt ve enerji sektöründeki fiyat artışları; hem
tüketicileri hem de üreticileri ciddi anlamda zorluyor. Tarım, bu zamlardan
direkt olarak etkilenen sektörlerin başında geliyor. Tarlayı sürmek ve ürünün
nakliyesi için mazota, sulama yapmak için elektriğe ihtiyaç var. Bu da direkt
olarak ürün fiyatlarına yansıyor ve insanların en çok hissettiği alanı; yani
mutfak enflasyonunu etkiliyor. Bu nedenle, pandeminin etkisini sürdürdüğü ve
üreticisinden esnafa her kesimin yaralarını sarmaya çalıştığı bir dönemde,
sosyal devlet anlayışı her zamankinden daha büyük önem taşıyor.” dedi.
İklim krizi ve kuraklığın tarımın en kritik meselesi
olduğuna değinen Işınsu Kestelli, “Öncelikle belirtmek isterim ki, iklim krizi
ile mücadelede elimizde sihirli değnek yok. Uzun soluklu, çok yönlü ve çok
taraflı bir mücadele gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kapsamlı bir
çalışma sonucunda hazırladığı “İklim Değişikliği ve Tarım Sonuç Raporu” ve
“Sonuç Bildirgesi” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Sonuç bildirgesinde
yapılması gerekenler 27 madde ile özetlenmiş durumda. Bu maddelerin en
önemlilerinden birisi, tarım sektöründe iklim değişikliğine uyum veazaltım
konularına ilişkin AR-GE çalışmalarının desteklenmesi ve geliştirilmesi. Ar-Ge
ve teknolojik entegrasyon, bu rapor da dahil olmak üzere yapılan benzer tüm
çalışmalarda önemli bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Borsa olarak
kuruluş çalışmalarını ilerlettiğimiz İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) bu
anlamda ülkemiz için büyük önem taşıyor. Çünkü raporda belirtilen sorunların
büyük bir bölümüne üretilebilecek uygun teknolojik çözümler bulunuyor. İTTM’nin
bu çözümlerin geliştirilmesinde öncü bir rol üstleneceğine ve ülkemiz için
önemli hizmetler gerçekleştireceğine inanıyoruz.” diye konuştu.
Doğalgaz tedariğinde yaşanan sorunlar nedeniyle Organize
Sanayi Bölgelerinde 72 saat sürecek elektrik ve doğalgaz kesintilerine ilişkin
gündeme de değinen Kestelli, “Enerji herhangi bir üretim girdisi değil. İrili
ufaklı tüm fabrikalarımızın çalışabilmesi için zorunlu. Kesintide firmalarımız
sadece üretim sorunu ile karşılaşmayacak.Aynı zamanda 24 saat iklimlendirme
yapmak zorunda olan, stoklarındaki hammaddeleri, yarı mamulleri veya üretimi
tamamlanmış stok ürünlerini soğutma veya ısıtma yaparak muhafaza etmek zorunda
olan işletmelerimiz de önemli sorunlar yaşanacak. Bu nedenle enerji güvenliği
büyük önem taşıyor. Yaşadığımız bu gelişmeleri dikkate alarak yerli enerji
kaynaklarımızın artırılması çalışmalarına yoğunlaşmalıyız. Bu olayda göstermiş
oldu ki, sürdürülebilir bir ekonomi için her alanda yerli üretimi artırmak,
orta ve uzun dönem planlarımızı da olası bu ve benzeri gelişmelere hazırlıklı
olacak şekilde yapmak zorundayız.” dedi.
Borsa’nın pandemi döneminde çalışmalarına büyük bir hızla
devam ettiğini sözlerine ekleyen Kestelli, “Bildiğiniz üzere iki yıl önce
iştirakimiz İZLADAŞ’da yeni bir yapılanmaya gittik ve Mesleki Yeterlilik
Belgesi vermek üzere sınav ve belgelendirme faaliyetleri için ciddi bir
hazırlık yaptık. İZLADAŞ’ın Mesleki Yeterlilik Kurumundan belgelendirme yetkisi
aldığı alanlardan birisi olan Zeytinyağı Üretim Operatörü mesleği, 31 Aralık
2021 tarihli resmî gazetede ilan edildiği üzere belge zorunluluğu kapsamına
dâhil edildi. Alınan karara göre, zeytinyağı üretimi yapan tüm işletmelerimizde
Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi çalışan istihdamı zorunlu hale
geliyor. Kararın uygulama sürecinde geçiş dönemi 1 yıl olarak belirlenmiş
durumda. Sonrasında Bakanlıkça yapılacak tesis denetimlerinde bu koşulun
sağlanması da inceleniyor olacak. Türkiye’de bugün zeytinyağı üretim
operatörlüğü sınavı yapabilecek iki kuruluştan biriyiz. Bu güzel haberi ve
sektörümüzün kalite güvencesi altına alınmasına katkı sunmak için yürütmekte
olduğumuz eğitim ve sınavlar ile ilgili olarak yakında detayları ilgili
üyelerimiz ve tüm sektör paydaşları ile paylaşıyor olacağız.” diye konuştu.
Konuşmasının son bölümünde 2021 yılı İzmir Ticaret Borsası
işlem hacmindeki gelişmeler hakkında bilgiler veren Kestelli, “Öncelikle
belirtmek isterim ki tüm zorluklara rağmen Borsa olarak 2021’i gayet başarılı
bir şekilde geride bıraktık. Toplam işlem hacmimiz %51’lik artışla 33 milyar
liranın üzerine çıktı. Dolar bazında işlem hacmimiz ise %17 artış gösterdi ve
3,6 milyar dolar oldu. İşlemlerimizin %74’ü bitkisel ürünlerden, geri kalan
%26’sı ise hayvansal ürünlerden oluştu. Bu oran geçtiğimiz yıllarda da benzer
seviyelerdeydi. Bitkisel yağlar, pamuk ve yağlı tohumlar toplam yüzde 48’lik
pay ile en yüksek işlem hacmine sahip ürün grupları oldu. İşlem hacmi açısından
en yüksek artış ise %106 ile hububatta gerçekleşti. Bunu %91 ile pamuk ve %89
ile bitkisel yağlar takip etti. Ürün bazında baktığımızda ise mahlıç ve çiğitli
pamuğun toplam olarak %14 pay ile işlem hacminden aslan payını aldığını
görüyoruz. İlimiz ve bölgemiz tarımsal üretiminin önemli ürünleri arasında yer
alan kırmızı et, süt ve peynir en fazla tescil yapılan ürünler
arasındaydı. İşlem hacmi açısından en yüksek artış ise %260 ile arpa, %130 ile
mısır ve %113 ile ayçiçek yağında oldu.” dedi.
Geçen yıldan bu yana tarımsal üretimimizin yaşadığı en büyük
tehditlerden birinin kuraklık olduğuna değinen Meclis Başkanı Barış
Kocagöz, “Son aylarda meydana gelen yağışlar umut verici. Meteoroloji
Müdürlüğü’nün aralık raporuna göre; Türkiye genelinde yağışlar geçen ay normalin
ve geçen yılın yağışlarının üzerinde gerçekleşti. Ege Bölgemizdeki aralık ayı
yağışı 128.8 mm, normali 90.8 mm ve 2020 yılı aralık ayı yağışı ise 66.5
mm'dir. Yani bölgemizde de yağışlarda normaline göre %42, 2020 yılı Aralık ayı
yağışlarına göre ise %94 oranında artış gerçekleşmiş. Bunun üzerine Ocak ayında
aldığımız yağışları da eklediğimizde Bölgemiz için tarımsal üretimde gerçekten
ümit verici olacak.” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın son yıllarda uygulamaya soktuğu
ve sağladığı destekler ile üreticiyi yönlendirmeye çalıştığı önemli üretim
yöntemlerinden birinin de “İyi Tarım Uygulamaları” olduğunu belirten Barış
Kocagöz, “Bu uygulama hem tarımsal üretim alanlarımız hem de çevremiz için çok
yerinde bir üretim uygulamasıdır. Bu uygulama ile üreticilere üretimlerinde
kullanması için verilen destekler, gerçekten üreticilerimizi uygulama
başladığından bu yana önemli bir bilinç seviyesine getirmiştir. Ancak nedense
bakanlığımız pamuk üretimi için bu uygulamaya verilen destekleri birkaç yıl
uyguladıktan sonra kaldırmayı uygun görmüştür. Halbuki pamukta
sürdürülebilirliğin markalaşmada öneminin bu denli arttığı son yıllarda pamuk
üretiminin de üreticiler nezdinde bu kadar güzel bir uygulama ile
desteklenmesinin çok yerinde olacağına inanıyoruz. Bu nedenle, bakanlığımızdan
pamuk üretiminde de diğer ürünlerde olduğu gibi “iyi tarım uygulamaları”na
tekrar destek verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
İzmir Ticaret Borsası’nın önder ve örnek olduğu, övünç
kaynağı projelerinden biri olan pamukta lisanslı depoculuk şirketi ELİDAŞ’ın,
son 5 yıldır tam kapasiteye ulaşması dolayısıyla Kasım ayı sonunda kapılarını
üreticilere kapatmak durumunda kaldığını belirten Kocagöz, “Ne mutlu ki
üreticilerimiz lisanslı depoculuğun yararlarını kavramış durumda ve sistemi üretimleri
için daha çok kullanmak istiyorlar. Tabi ki biz de üreticilerimizden gelen bu
talebi lisanslı depoculuk şirketimizde en iyi şekilde kullanmak ve şirketimizi
bu konuda zirveye taşımak istiyoruz. Bilgi olarak sizlere aktarmak isterim ki,
bu amaçla da 15.000 ton olan kapasitemizi pamukta 33.000 tonlara çıkarırken,
ayrıca 10.000 ton da olsa yanına hububat lisanslı depoculuğunu eklemek
istiyoruz. Bu sayede pamukta kuruluşumuz için maksimum kapasiteyi yakalarken
eğer hububatta da başarı sağlanırsa son etabında toplam kapasitemizi 20.000
tona çıkaracağız. Amacımız bir sonraki hasat sezonunda tam kapasite ile
kapılarımızı açmak. Böylece Borsamızın ilklerinden biri olan bu güzel projenin
de son etabını tamamlamış olacağız” dedi.
Son günlerde zorlaşan doğalgaz tedariği yüzünden sanayi
tesislerinde üretim kesintileri yapılmak zorunda kalınması ile ilgili
görüşlerini paylaşan Kocagöz, “Çoğu sanayici iş adamı haklı olarak bu durumdan
mağdur olduğunu beyan ediyor. Ancak unutmayalım ve tekrar edelim ki ülkemiz enerji
üretiminin %40’ını hala dış kaynaklar ile yapıyor. Yani o kaynak bizim
kaynağımız değil, dolayısıyla kontrolü de ne yazık ki bizde değil. O nedenle,
hep söylediğimiz gibi ülkemiz yerli kaynakları ile enerji üretiminin
yaygınlaştırılması ve ülke üretimindeki oranının %90’lara çıkarılması şart. Bu
anlamda tüm toplum olarak yerli kaynaklarımızla üretime destek vermek
zorundayız.” diye konuştu.
Toplantının açılış konuşmaları bölümünün ardından Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği’nin “TOBBUYUM” Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm
Merkezi hakkında merkezin genel müdürü Dr. Onur Yüksel, Borsa Meclis Üyelerine
yönelik bilgilendirici sunum gerçekleştirdi.
Sunumun ardından toplantının görüş ve öneriler bölümünde söz
alan Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, sektörlerine ilişkin güncel gelişmeler
hakkında bilgi paylaşımında bulundu. İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Bülent Arman “Bu dönemde en çok zorluk yaşayan tarımsal alan
olan hayvancılıkta süt fiyatları % 28, bıçakta dana eti fiyatları % 17 arttı.
Borsamız tescil işlemi verilerine göre besi yemi fiyatlarının % 58 arttığı
düşünülürse hayvancılık ile uğraşan üreticilerimizin ne kadar zor şartlarda
üretime devam ettiğini daha iyi anlayabiliriz. Başta gübre olmak üzere ilaç ve
akaryakıt gibi diğer tarımsal girdi fiyatlarındaki yüksek artış da hepimizin
malumu. Et perakende sektörü de aynı şekilde olumsuz yönde etkileniyor.
Fiyatlar tezgaha yansıdıkça ne yazık ki tüketimde düşüş oluyor, bu da perakende
sektörünü olumsuz yönde etkiliyor.” dedi.
Yönetim Kurulu Üyesi Umut Okan ise Arman’ın görüşlerine
ilave olarak turizmde iyi bir sezon beklentisinin olduğu yılda, belirtilen
olumsuz koşullar dolayısıyla hayvan sayısı ve et tedarik konusunda sıkıntılar
yaşandığına değinerek, “Et ithalatı konusunda da döviz kurlarındaki artış devam
ederse maliyetler ekstra artacağı için sıkıntı yaşanacaktır. Bu konuda alınacak
önlem ve verilecek destekler sektörümüz için oldukça büyük önem taşımaktadır.”
diye konuştu.
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Bülent Uçak da pamuk ve iplik üretimi konusunda da sıkıntı yaşandığına değinerek “Elektrik ve doğalgaz kesintisinin yapılacak olması dolayısıyla pamuk ve pamuğa dayalı iplik dokuma sektörlerinde sıkıntı yaşanıyor. Bu durum sadece ihracatçı ve sanayiciyi değil; üreticiyi de sıkıntıya sokan bir durum. Dolayısıyla bu kesintilerin kısa süreli olup olmayacağı konusunda net bir açıklama sektörde yaşanan soru işaretlerini gidermede büyük önem taşıyor” dedi.