ÖNCÜŞEHİR - İzmir, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı büyük bir heyecanla kutlamaya başladı. Sabah saatlerinde, İzmir Valiliği tarafından düzenlenen kutlama programı Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirildi.Törene, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı İrfan Özsert ve askeri yetkililer, CHP İzmir Milletvekilleri Ednan Arslan ve Rıfat Nalbantoğlu, AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Ceyda Bölünmez Çankırı ve Yaşar Kırkpınar, MHP İzmir Milletvekili Tamer Karaosmanoğlu, Ümit Özlale, ilçe belediye başkanları, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin katıldı.Katılımcılar, Atatürk anıtına çiçek bırakarak saygı duruşunda bulundu.İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından yapılan konuşmalarda, Cumhuriyetin kazanımları ve önemi vurgulandı. Kutlamalar, şehrin farklı noktalarında çeşitli etkinliklerle devam edecek.
ELBAN: HER DÖNEM CUMHURİYETİMİZİ YÜCELTMEK VE GELİŞTİRMEK İÇİN...Törende konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban,"Millet olarak tarih sahnesinde yer aldığımızdan bu yana özellikle de son birkaç bin yıldan bu yana hem Anadolu coğrafyasında hem ziyadeye yakın coğrafyamızda millet olarak hep bağımsız olmuş hür yaşamışız. Ve bulunduğumuz topraklarda, hükmettiğimiz topraklarda, orada yaşayan insanlara hep adaletle muamele etmiş ve iyilikle davranmışız. Ne yazık ki son devletimizden önceki devletimiz olan Osmanlı İmparatorluğu hem Avrupa işlerine hem Karadeniz'in kuzeyine, hem Orta Doğu ve Afrika'nın içlerine kadar büyük bir coğrafyada adaletle hükmeden bir devlet olmasına rağmen bilim ve teknolojide bizden aldıkları bilgileri geliştirerek son birkaç yüzün içerisinde Osmanlı'yı bilim konusunda geçen Batı, artık bu üstünlüğünü bu milleti de yok ederek kullanma arzu ve hevesine kapıldılar. Ve maalesef başta Avrupa topraklarındaki çekilişimiz hızlıca devam etmeye başladı. 19’uncu yüzyılın ortalarına geldiğimizde artık Avrupa başkentlerinin koridorlarında ve konferans salonlarında Osmanlı için hasta adam deyimi kullanmaya başladı. Bu onların artık devleti çökertmek bu milleti yok etme hevesinde bir göstergesiydi. Birinci Dünya Savaşı'nda yedi düvele karşı verdiğimiz mücadele sonunda maalesef bulunduğumuz blokla birlikte çok büyük kahramanlık göstermemize ve acı çekmemize rağmen Mondros Mütarekesi'ni imzalamak durumunda kaldık. Bununla birlikte artık düşman arzu ettiği şartların oluştuğunu düşündü. Çünkü yıllardan beri savaşlarla bitap düşmüş bir millet ve orduları dağıtılmış, silahları elinde alınmış artık savunmasız bir toprağa çok rahatlayabileceklerini düşündüler. Ve artık son noktayı koymak için yedi koldan Anadolu coğrafyasına saldırmaya başladılar. Ama onların bu bitkin silahsız, yorgun diye gördüğü milletle ilgili bilmedikleri bir şey vardır. O da bu millet vatanını, devletini, ezanını, bayrağını, kutsal değerlerini canından ve her şeyden üstün tutardı. Ve bunun için canını vermek için gözünü kırpmadan her türlü fedakarlıkta bulunacağını hiç hesaba katmadılar. Yine hesaba katmadıkları bir şey daha vardı. O da bu millet eğer inandığı güvendiği bir lider olursa onun etrafında birleşip kahramanlık destanları yazacağını ve dünyaya şan şöhret gösterebileceğini hiç hesaba katmadılar. Gazi Mustafa Kemal önderliğinde Anadolu'da ulusal kurtuluş mücadelesi başladığında millet işte aradığı lideri buldum dedi ve onun etrafında kenetlendi. Ve hepinizin bildiği gibi Anadolu destansı mücadeleye başladı. Ne kahramanlık hikayeleri yazıldı… Ve sonuçta bu güzel vatanımız düşman işgalinden kurtulmuş oldu. Ve bu millet yok olmanın eşiğinde bir kez daha geri dönmüş oldu. Ve bu güzel vatanı kurtaran Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları artık bu gidişe dur demenin sadece askeri başarılarla sonuç elde etmenin mümkün olmadığını, bunun artık başka şeylerle taçlanması gerektiğini düşündüler ve 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyet artık 300 yıldan beri geri çekilmeye dur demek için, bizim de bilim dünyasında var olduğumuzu göstermek için, ekonomi alanında siyasi sosyal alanda her alanda artık dünya devletleri arasında biz de varız demek için yine bu milletin karakterine çok uyduğu için Cumhuriyeti ilan ettiler. Ve bu cumhuriyet sayesindedir ki bugün dünyanın sayılı devletleri sayılı ekonomileri arasına girdik. Ve bu cumhuriyet nedir ki tüm insanımız kendi iradesiyle kendini yönetme hakkını ve kendini geliştirme hakkını elde etmiştir. Bizim için Cumhuriyet çok önemli. Cumhuriyet bizim kalkınmamızın, gelişmemizin, demokrasimizin temeli. Ama cumhuriyet bu millet için başka bir anlamda ifade eder. Çünkü dünyanın her tarafında demokrasiyi ve cumhuriyet dendiğinde belli kavramlarla onların çerçevesini çizebilirsiniz. Ama bizim ülkemizde cumhuriyetin bütün bu anlamların yanında kalkınma, özgürlük, bağımsızlığın yanında başka bir anlamı daha var. O da; biz cumhuriyeti vatan, bayrak, devlet gibi kutsal kabul ediyoruz. Çünkü Cumhuriyet bizim özgürlüğümüzün sembolüdür. Cumhuriyet bizim vatanımızın tapusudur! Cumhuriyet devletimizin bağımsızlığının tüm dünyaya ilanıdır. Onun için cumhuriyet bizim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Dolayısıyla hem bu sembol anlamlardan, hem geçen yüzyıldaki gelişmelerden dolayı Cumhuriyete olan saygımız ve ona sahip çıkmamış ve onun ilkelerini geliştirmek hepimizin vazifesidir. O yüzden de cumhuriyetin bu ilkelerini geliştirmek, ülkemizin daha müreffeh, daha kalkınmış kılmak için geçen yıl Türkiye yüzyılı ilan edildi. Bu cumhuriyete verilen değer ve cumhuriyetin gösterdiği ilkeler sayesinde insanımızı daha müreffeh ve ülkemizi daha gelişmiş kılmak için yapılan bir çalışmanın ürünüdür. Dolayısıyla biz her dönem cumhuriyetimizi yüceltmek ve geliştirmek için elimizden gelen her şeyi yapmak durumundayız. Çünkü Cumhuriyeti kuran, ülkeyi kurtaran, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına arkadaşları ve şehitlerimize borcumuz var. O nedenledir ki bu güzel toprakların bize vatan kılınmasında bu güzel cumhuriyetin kurulmasında emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaş tüm şehitlerimiz ve ebediyete intihal etmiş tüm gazilerimizi intikal etmiş tüm gazilerimzi ve geçen hafta gönderdiğimiz TUSAŞ şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum."
ELBAN: HER DÖNEM CUMHURİYETİMİZİ YÜCELTMEK VE GELİŞTİRMEK İÇİN...Törende konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban,"Millet olarak tarih sahnesinde yer aldığımızdan bu yana özellikle de son birkaç bin yıldan bu yana hem Anadolu coğrafyasında hem ziyadeye yakın coğrafyamızda millet olarak hep bağımsız olmuş hür yaşamışız. Ve bulunduğumuz topraklarda, hükmettiğimiz topraklarda, orada yaşayan insanlara hep adaletle muamele etmiş ve iyilikle davranmışız. Ne yazık ki son devletimizden önceki devletimiz olan Osmanlı İmparatorluğu hem Avrupa işlerine hem Karadeniz'in kuzeyine, hem Orta Doğu ve Afrika'nın içlerine kadar büyük bir coğrafyada adaletle hükmeden bir devlet olmasına rağmen bilim ve teknolojide bizden aldıkları bilgileri geliştirerek son birkaç yüzün içerisinde Osmanlı'yı bilim konusunda geçen Batı, artık bu üstünlüğünü bu milleti de yok ederek kullanma arzu ve hevesine kapıldılar. Ve maalesef başta Avrupa topraklarındaki çekilişimiz hızlıca devam etmeye başladı. 19’uncu yüzyılın ortalarına geldiğimizde artık Avrupa başkentlerinin koridorlarında ve konferans salonlarında Osmanlı için hasta adam deyimi kullanmaya başladı. Bu onların artık devleti çökertmek bu milleti yok etme hevesinde bir göstergesiydi. Birinci Dünya Savaşı'nda yedi düvele karşı verdiğimiz mücadele sonunda maalesef bulunduğumuz blokla birlikte çok büyük kahramanlık göstermemize ve acı çekmemize rağmen Mondros Mütarekesi'ni imzalamak durumunda kaldık. Bununla birlikte artık düşman arzu ettiği şartların oluştuğunu düşündü. Çünkü yıllardan beri savaşlarla bitap düşmüş bir millet ve orduları dağıtılmış, silahları elinde alınmış artık savunmasız bir toprağa çok rahatlayabileceklerini düşündüler. Ve artık son noktayı koymak için yedi koldan Anadolu coğrafyasına saldırmaya başladılar. Ama onların bu bitkin silahsız, yorgun diye gördüğü milletle ilgili bilmedikleri bir şey vardır. O da bu millet vatanını, devletini, ezanını, bayrağını, kutsal değerlerini canından ve her şeyden üstün tutardı. Ve bunun için canını vermek için gözünü kırpmadan her türlü fedakarlıkta bulunacağını hiç hesaba katmadılar. Yine hesaba katmadıkları bir şey daha vardı. O da bu millet eğer inandığı güvendiği bir lider olursa onun etrafında birleşip kahramanlık destanları yazacağını ve dünyaya şan şöhret gösterebileceğini hiç hesaba katmadılar. Gazi Mustafa Kemal önderliğinde Anadolu'da ulusal kurtuluş mücadelesi başladığında millet işte aradığı lideri buldum dedi ve onun etrafında kenetlendi. Ve hepinizin bildiği gibi Anadolu destansı mücadeleye başladı. Ne kahramanlık hikayeleri yazıldı… Ve sonuçta bu güzel vatanımız düşman işgalinden kurtulmuş oldu. Ve bu millet yok olmanın eşiğinde bir kez daha geri dönmüş oldu. Ve bu güzel vatanı kurtaran Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları artık bu gidişe dur demenin sadece askeri başarılarla sonuç elde etmenin mümkün olmadığını, bunun artık başka şeylerle taçlanması gerektiğini düşündüler ve 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyet artık 300 yıldan beri geri çekilmeye dur demek için, bizim de bilim dünyasında var olduğumuzu göstermek için, ekonomi alanında siyasi sosyal alanda her alanda artık dünya devletleri arasında biz de varız demek için yine bu milletin karakterine çok uyduğu için Cumhuriyeti ilan ettiler. Ve bu cumhuriyet sayesindedir ki bugün dünyanın sayılı devletleri sayılı ekonomileri arasına girdik. Ve bu cumhuriyet nedir ki tüm insanımız kendi iradesiyle kendini yönetme hakkını ve kendini geliştirme hakkını elde etmiştir. Bizim için Cumhuriyet çok önemli. Cumhuriyet bizim kalkınmamızın, gelişmemizin, demokrasimizin temeli. Ama cumhuriyet bu millet için başka bir anlamda ifade eder. Çünkü dünyanın her tarafında demokrasiyi ve cumhuriyet dendiğinde belli kavramlarla onların çerçevesini çizebilirsiniz. Ama bizim ülkemizde cumhuriyetin bütün bu anlamların yanında kalkınma, özgürlük, bağımsızlığın yanında başka bir anlamı daha var. O da; biz cumhuriyeti vatan, bayrak, devlet gibi kutsal kabul ediyoruz. Çünkü Cumhuriyet bizim özgürlüğümüzün sembolüdür. Cumhuriyet bizim vatanımızın tapusudur! Cumhuriyet devletimizin bağımsızlığının tüm dünyaya ilanıdır. Onun için cumhuriyet bizim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Dolayısıyla hem bu sembol anlamlardan, hem geçen yüzyıldaki gelişmelerden dolayı Cumhuriyete olan saygımız ve ona sahip çıkmamış ve onun ilkelerini geliştirmek hepimizin vazifesidir. O yüzden de cumhuriyetin bu ilkelerini geliştirmek, ülkemizin daha müreffeh, daha kalkınmış kılmak için geçen yıl Türkiye yüzyılı ilan edildi. Bu cumhuriyete verilen değer ve cumhuriyetin gösterdiği ilkeler sayesinde insanımızı daha müreffeh ve ülkemizi daha gelişmiş kılmak için yapılan bir çalışmanın ürünüdür. Dolayısıyla biz her dönem cumhuriyetimizi yüceltmek ve geliştirmek için elimizden gelen her şeyi yapmak durumundayız. Çünkü Cumhuriyeti kuran, ülkeyi kurtaran, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına arkadaşları ve şehitlerimize borcumuz var. O nedenledir ki bu güzel toprakların bize vatan kılınmasında bu güzel cumhuriyetin kurulmasında emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaş tüm şehitlerimiz ve ebediyete intihal etmiş tüm gazilerimizi intikal etmiş tüm gazilerimzi ve geçen hafta gönderdiğimiz TUSAŞ şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum." 
