Kayıtdışı ekmek üreten işyerlerinin yetkililerce etkin ve sık şekilde denetlenmesi
gerektiğini hatırlatan İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Kemal Sırtı, ‘Esnaf
terbiyesi ile gece gündüz, bayram demeden özveriyle çalışan, halka kaliteli ve
sağlıklı ekmek sunmak için özveri gösteren, çoğu zaman kendi karından
fedakarlıkta bulunan oda üyesi fırıncılarımızın bu korsan işyerlerinin haksız
rekabetine dayanacak gücü kalmadı.
İzmir’de 980 olan fırın sayımız son 10 yılda kurallara uymadan, fütursuzca ve
ahlaksızca ekmek üreten ve satanlar yüzünden 630’a düştü. Oda yönetimi olarak
korsan işyerlerini belirleyerek yetkililere iletmekten vaz geçmeyeceğiz. 5996
sayılı Kanun ve buna bağlı Gıda Hijyeni Yönetmeliği, Tarım İl Müdürlüklerine
ve belediyelere sorumluluk veriyor. Belediye, Esnaf Birliği ve Tarım İl
Müdürlüğü ile işbirliği altında toplum düşmanı olarak gördüğümüz korsan
işletmelerin kökünü kazımadan bize huzur yok’ diye konuştu.Hastalıklı urlar…
Yasal zorunluluklara uymadan ekmek üretenlerin sadece fırıncı esnafına değil,
devlete ve halk sağlığına da büyük zarar verdiğini ifade eden Sırtı, ‘50
metrekarelik yerde, merdiven altında, yönetmeliğe uymadan, standart dışı ve
pisliğin içinde üretilen ekmekleri insanlarımız bilmeden evlerine götürüyor,
çoluğuna çocuğuna yediyor. Bu işletmeler vergi başta olmak üzere yasal
vecibelerini yerine getirmiyor, gramajdan çalıyor. Maliyeti düşürmek adına
ekmeğin içene ne koyduğu belli değil. Halkımız ucuz ve açıkta satılan
ekmeklere itibar etmesin. Kuralsız çalıştıkları için oda üyelerimizle haksızrekabete giren, üyelerimizin alın teri dökerek kazandığı helal kazanca ortak olan
toplumun bu hastalıklı urları ile mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz’ dedi.
Çamurun, tozun içinde satılıyor…
Pazaryerlerinde ve kentin kenar mahallelerinde açıkta satılan ekmeklere de
dikkat çeken Başkan Kemal Sırtı sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İnsanlar ekonomik
zorluklar içinde geçim mücadelesi veriyor. Dolayısıyla açıkta satılan ucuz
ekmekleri almak zorunda kalıyor. Ancak vatandaşlarımızın her şeyden önce
kendi evlatlarının, ailelerinin sağlığına öncelik vermeleri gerekiyor.
Kışın çamurun, yazın tozun toprağın içinde açıkta satılan bu ekmeklerin nerede,
ne koşullarda üretildiği, içine neler konduğu belli değil. Pek çoğu da şehir
dışından getirilip satılıyor. Önceden yaptığımız denetimlerde komşu illerde
ahırlarda, ineklerin arasında hayvan yemi karıştırılarak üretilen ekmeklerin
İzmir’de satıldığını tespit edip yakalatmıştık.
Oda yönetimi olarak her şeyden önce insanlarımızın sağlığı için kurumlarla
işbirliği yaparak bu vicdansızlara aman vermeyeceğiz. Onuruyla, namusuyla
fedakarca çalışan üyelerimizin hakkını koruyacağız. Fırıncıların topluma
özverili hizmet vermelerine devam etmelerini istiyorsak, biz de onlara destek
olmalıyız. Bu mümtaz camianın haksızlığa uğramasına, kazançlarının gasp
edilmesine müsaade edemeyiz.’
gerektiğini hatırlatan İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Kemal Sırtı, ‘Esnaf
terbiyesi ile gece gündüz, bayram demeden özveriyle çalışan, halka kaliteli ve
sağlıklı ekmek sunmak için özveri gösteren, çoğu zaman kendi karından
fedakarlıkta bulunan oda üyesi fırıncılarımızın bu korsan işyerlerinin haksız
rekabetine dayanacak gücü kalmadı.
İzmir’de 980 olan fırın sayımız son 10 yılda kurallara uymadan, fütursuzca ve
ahlaksızca ekmek üreten ve satanlar yüzünden 630’a düştü. Oda yönetimi olarak
korsan işyerlerini belirleyerek yetkililere iletmekten vaz geçmeyeceğiz. 5996
sayılı Kanun ve buna bağlı Gıda Hijyeni Yönetmeliği, Tarım İl Müdürlüklerine
ve belediyelere sorumluluk veriyor. Belediye, Esnaf Birliği ve Tarım İl
Müdürlüğü ile işbirliği altında toplum düşmanı olarak gördüğümüz korsan
işletmelerin kökünü kazımadan bize huzur yok’ diye konuştu.Hastalıklı urlar…
Yasal zorunluluklara uymadan ekmek üretenlerin sadece fırıncı esnafına değil,
devlete ve halk sağlığına da büyük zarar verdiğini ifade eden Sırtı, ‘50
metrekarelik yerde, merdiven altında, yönetmeliğe uymadan, standart dışı ve
pisliğin içinde üretilen ekmekleri insanlarımız bilmeden evlerine götürüyor,
çoluğuna çocuğuna yediyor. Bu işletmeler vergi başta olmak üzere yasal
vecibelerini yerine getirmiyor, gramajdan çalıyor. Maliyeti düşürmek adına
ekmeğin içene ne koyduğu belli değil. Halkımız ucuz ve açıkta satılan
ekmeklere itibar etmesin. Kuralsız çalıştıkları için oda üyelerimizle haksızrekabete giren, üyelerimizin alın teri dökerek kazandığı helal kazanca ortak olan
toplumun bu hastalıklı urları ile mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz’ dedi.
Çamurun, tozun içinde satılıyor…
Pazaryerlerinde ve kentin kenar mahallelerinde açıkta satılan ekmeklere de
dikkat çeken Başkan Kemal Sırtı sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İnsanlar ekonomik
zorluklar içinde geçim mücadelesi veriyor. Dolayısıyla açıkta satılan ucuz
ekmekleri almak zorunda kalıyor. Ancak vatandaşlarımızın her şeyden önce
kendi evlatlarının, ailelerinin sağlığına öncelik vermeleri gerekiyor.
Kışın çamurun, yazın tozun toprağın içinde açıkta satılan bu ekmeklerin nerede,
ne koşullarda üretildiği, içine neler konduğu belli değil. Pek çoğu da şehir
dışından getirilip satılıyor. Önceden yaptığımız denetimlerde komşu illerde
ahırlarda, ineklerin arasında hayvan yemi karıştırılarak üretilen ekmeklerin
İzmir’de satıldığını tespit edip yakalatmıştık.
Oda yönetimi olarak her şeyden önce insanlarımızın sağlığı için kurumlarla
işbirliği yaparak bu vicdansızlara aman vermeyeceğiz. Onuruyla, namusuyla
fedakarca çalışan üyelerimizin hakkını koruyacağız. Fırıncıların topluma
özverili hizmet vermelerine devam etmelerini istiyorsak, biz de onlara destek
olmalıyız. Bu mümtaz camianın haksızlığa uğramasına, kazançlarının gasp
edilmesine müsaade edemeyiz.’