ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Deprem Master Planı Çalıştayı'nın açılışını gerçekleştirdi ve açıklamalarda bulundu.
“YETERSİZ KALDI”Depreme karşı yetersiz kalındığını belirten Başkan Tugay, "Deprem İzmir’imizin için ne kadar önemli bir konu ve yapacağımız çok iş olduğuna dair belirti. 30 Ekim 2020 Depremi, bize İzmir’de deprem durumunda yaşananları anlattı, yaşayarak gördük. O günden bugüne çok çaba gösterildi. Neticede 4 yıl geçti depremin ardından, 6 Şubat’taki korkunç deprem de bize çok şeyi gösterdi. Sorumuz şu dirençliliğimizi ne kadar arttırdık ve yaşanacak sorunlara ne kadar hazırız? Bu sorulara endişe ile cevap verileceğini düşünüyorum. Yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapıldı mı? Aldığımız gereken kararları aldık mı? Verileri yeterince hızlı ve kapsamlı aldık mı? Olası risklere karşı dirençli hale gedik mi? Elbette bir şey yapıldı ama görünen o ki yapılanlar yetersiz kaldı" dedi. "BÖYLE Mİ OLMASI GEREKİYOR?"1999’da yapılan master planının yeterliliğini kaybettiğini belirten Tugay, "Bu nedenle yeni bir master planı yapacağız gibi görünüyor çünkü 99 yılından beri İzmir çok değişti. Ama bir yerden sonra bir şeyleri artık hakkıyla en iyi şekilde yapmak zorunda olduğumuza dair inançla bu çalışmayı yapmak istiyoruz. Yanımdaki hocalarımızın yüzlerine baktım. Hocalarımız, 'biz anlatacağız ama bir şeyler değişecek mi?' diye bir ifade var. ODTÜ elinden geleni yaptı ancak ne kadar mesafe aldığımızı konuşmak lazım. Hocalarımız TÜBİTAK adına bir araştırma yapıyorlar. Bizler kurum olarak bambaşka araştırma yapıyoruz. İki kurumun verileri ortak havuzda değerlendiriliyor. Böyle mi olması gerekiyor? İş bölümü yapsak daha hızlı ilerleriz. Yakın zamanda yaşana Körfez konusunda da aynı şeyi söyledim" dedi.Başkan Tugay konuşmalarını şu şekilde sürdürdü; "SİYASET ÜZERİNDEN AYRIŞMA OLMAZ” "Bu ülke artık siyaset üzerinden falanca kurum, filanca merkezi ya da yerel yönetim diye ayrıştırma hatasından vazgeçmeli. Belediye başkanları olarak siz değerli katılımcılara ve halkımıza vereceğim en net mesaj budur. Bu ülkenin kaynakları kullanılıyor ancak bir şekilde ayrıştırılıyorlar. 2 farklı ülke varmış gibi 2 ayrı çalışma yapılıyor. İnsanların artık benim küçük iktidar alanlarım olsun başarılar bana ait olsun anlayışından vazgeçmesi gerekiyor. İklim krizi ile mücadele ederken de depremle ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden ayrışma olmaz. Rica ediyorum herkes kendine gelsin. Üniversitelerimiz, hocalarımı kurumlarımız var. İşbirliği ile çok daha hızlı yol alınabilir. Biz 4 sene önce mevzuatla ilgili değilmesi gerkenleri Karşıyaka Belediyesi olarak bildirdik ama ne yapıldı? Hiçbir şey... 4 sene önce ne kadar eksikse şu günde eksiklikler duruyor. O kapanmış olan kulakları ne zaman açacağız ve sesleri duyacağız" “EMSAL ARTIŞI VAHİM BİR HATA" "30 Ekim Depremi’nden sonra biz binalara emsal artışı vermek zorunda kaldık çünkü kimse yardımcı olmuyordu. Ancak İzBB öyle bir eleştiriye maruz kaldı ki… Yapabileceği tek iş emsal artışıydı, doğru muydu? Değildi. Binalara emsal artışı verip katlarını yükseltmek şehrimizin bazı bölgeleri için vahim bir hatadır. Orada daireniz olabilir, mülkiyet hakkınıza saygı duyuyoruz ama o bina yıkılır ev altında kalırsanız biz bunu açıklayamayız. O nedenle ne istediğinizin farkında olun. İnsanların gözünü boyayarak nereye kadar gidebiliriz? Olmaz böyle şey, bunu sadece İzmir için değil Türkiye için söylüyorum. Bundan sonra doğru olduğunu inandığımız şeylerin arkasında durup doğrusunu yapalım"
“YETERSİZ KALDI”Depreme karşı yetersiz kalındığını belirten Başkan Tugay, "Deprem İzmir’imizin için ne kadar önemli bir konu ve yapacağımız çok iş olduğuna dair belirti. 30 Ekim 2020 Depremi, bize İzmir’de deprem durumunda yaşananları anlattı, yaşayarak gördük. O günden bugüne çok çaba gösterildi. Neticede 4 yıl geçti depremin ardından, 6 Şubat’taki korkunç deprem de bize çok şeyi gösterdi. Sorumuz şu dirençliliğimizi ne kadar arttırdık ve yaşanacak sorunlara ne kadar hazırız? Bu sorulara endişe ile cevap verileceğini düşünüyorum. Yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapıldı mı? Aldığımız gereken kararları aldık mı? Verileri yeterince hızlı ve kapsamlı aldık mı? Olası risklere karşı dirençli hale gedik mi? Elbette bir şey yapıldı ama görünen o ki yapılanlar yetersiz kaldı" dedi. "BÖYLE Mİ OLMASI GEREKİYOR?"1999’da yapılan master planının yeterliliğini kaybettiğini belirten Tugay, "Bu nedenle yeni bir master planı yapacağız gibi görünüyor çünkü 99 yılından beri İzmir çok değişti. Ama bir yerden sonra bir şeyleri artık hakkıyla en iyi şekilde yapmak zorunda olduğumuza dair inançla bu çalışmayı yapmak istiyoruz. Yanımdaki hocalarımızın yüzlerine baktım. Hocalarımız, 'biz anlatacağız ama bir şeyler değişecek mi?' diye bir ifade var. ODTÜ elinden geleni yaptı ancak ne kadar mesafe aldığımızı konuşmak lazım. Hocalarımız TÜBİTAK adına bir araştırma yapıyorlar. Bizler kurum olarak bambaşka araştırma yapıyoruz. İki kurumun verileri ortak havuzda değerlendiriliyor. Böyle mi olması gerekiyor? İş bölümü yapsak daha hızlı ilerleriz. Yakın zamanda yaşana Körfez konusunda da aynı şeyi söyledim" dedi.Başkan Tugay konuşmalarını şu şekilde sürdürdü; "SİYASET ÜZERİNDEN AYRIŞMA OLMAZ” "Bu ülke artık siyaset üzerinden falanca kurum, filanca merkezi ya da yerel yönetim diye ayrıştırma hatasından vazgeçmeli. Belediye başkanları olarak siz değerli katılımcılara ve halkımıza vereceğim en net mesaj budur. Bu ülkenin kaynakları kullanılıyor ancak bir şekilde ayrıştırılıyorlar. 2 farklı ülke varmış gibi 2 ayrı çalışma yapılıyor. İnsanların artık benim küçük iktidar alanlarım olsun başarılar bana ait olsun anlayışından vazgeçmesi gerekiyor. İklim krizi ile mücadele ederken de depremle ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden ayrışma olmaz. Rica ediyorum herkes kendine gelsin. Üniversitelerimiz, hocalarımı kurumlarımız var. İşbirliği ile çok daha hızlı yol alınabilir. Biz 4 sene önce mevzuatla ilgili değilmesi gerkenleri Karşıyaka Belediyesi olarak bildirdik ama ne yapıldı? Hiçbir şey... 4 sene önce ne kadar eksikse şu günde eksiklikler duruyor. O kapanmış olan kulakları ne zaman açacağız ve sesleri duyacağız" “EMSAL ARTIŞI VAHİM BİR HATA" "30 Ekim Depremi’nden sonra biz binalara emsal artışı vermek zorunda kaldık çünkü kimse yardımcı olmuyordu. Ancak İzBB öyle bir eleştiriye maruz kaldı ki… Yapabileceği tek iş emsal artışıydı, doğru muydu? Değildi. Binalara emsal artışı verip katlarını yükseltmek şehrimizin bazı bölgeleri için vahim bir hatadır. Orada daireniz olabilir, mülkiyet hakkınıza saygı duyuyoruz ama o bina yıkılır ev altında kalırsanız biz bunu açıklayamayız. O nedenle ne istediğinizin farkında olun. İnsanların gözünü boyayarak nereye kadar gidebiliriz? Olmaz böyle şey, bunu sadece İzmir için değil Türkiye için söylüyorum. Bundan sonra doğru olduğunu inandığımız şeylerin arkasında durup doğrusunu yapalım"