2013 yılında Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenen “Ceneviz
Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimler” seri
adaylık dosyası, 2020 yılında genişletilmişti. Böylece dünyanın en önemli
ticaret yollarından biri olan Ceneviz Ticaret Yolu ile ilgili UNESCO nezdindeki
çalışmalar bir ileri adıma geçti. Bu kapsamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türkiye Ortak Nesiller
Entegrasyonu Derneği (T-ONE), İtalyan Büyükelçiliği ve İzmir İtalyan
Konsolosluğu, İzmir Ticaret Odasında İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir
Belediyesinin işbirliğinde “UNESCO Listesindeki Varlığımız ‘Ceneviz Ticaret
Yolu’nun İzinden Gidiyoruz” başlıklı konferans düzenledi. İtalya İzmir
Konsolosu Valerio Giorgio ve İtalya Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani de
konferansa katılıp değerlendirmede bulunurken, Kültür Varlıkları ve Müzeler
Genel Gökhan Yazgı ve Genova Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Sorumlu
Belediye Başkan Yardımcısı Barbara Grosso çevrimiçi bağlanarak konuşma yaptı.
“Usta bir elle
karmazsak helvayı yapamayız”
Konferansın açılış konuşmalarında değerlendirmede bulunan
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, “Yağı ve şekeri bir araya getiriyoruz ama onu
usta bir elle karmazsak helvayı yapamayız. Bir vizyon, bir hedef belirlememiz
lazım. İzmir sadece UNESCO Dünya Mirası Lisesi'ne girmiş veya aday olan
eserlerden ibaret değil. Kemeraltı, dünyanın en eski ticaret merkezlerinden
biri. İzmir'in göbeğinde Agora var. Birgi, Tire, Ödemiş gibi pek çok önemli
destinasyon var. Doğa turizmi ile ilgili ciddi bir potansiyel var. Özgün bir
mutfak var. Dünyada vejetaryenlik ve veganlık yükselen trend. Ege mutfağı zaten
doğuştan bu şekilde. Bunların hepsini birleştirip senkronizasyon içinde dünyaya
sunup bundan verim elde etmemiz lazım. Birbirinden kopuk olarak yapılan şeylerden
bir şey çıkmaz. Şapkayı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Bizim hedefimiz ne,
gitmek istediğimiz nokta neresi? Turizm ise nereye varmak istiyoruz, bunu
gözden geçirmeniz lazım. Tüm bileşenlerin bir senkronizasyon içinde işletip
çalıştırarak İzmir'i ve Türkiye'yi hak ettiği noktaya taşımamız lazım.
Cenevizlilerin Türkiye sınırlarında bulunan kalelerinin ortaya çıkarılması
İtalyan dostlarımızı mutlu ediyor. Onları mutlu etmek isteriz ama biz de
çalışalım. Elimizdeki eserlerden istifa edelim, bize faydası olsun. Eşgüdüm
içinde çalışmamız lazım” diye konuştu.
“İzmir yılda 1
milyon, Barselona 90 milyon turist çekiyor”
Türkiye’de bulunan 9 Ceneviz kalesinin 3'ünün İzmir'de
olduğunu dile getiren Vali Köşger, “Cenevizliler, tüccar ve denizci bir millet.
Aynı zamanda akıllı bir millet olduğunu da anlıyoruz. Bunu, Türkiye'de bulunan
9 Ceneviz kalesinin 3'ünün İzmir'de olmasından çıkarıyoruz. İzmir'in önemini o
zamandan fark etmişler. Peki biz İzmir'in öneminin farkında mıyız, ona bakmak
lazım. Cenevizlilerin fark ettiği bu önemi biz ne kadar fark ediyoruz? UNESCO
Dünya Mirası Lisesi'ne aday olma konuları, İzmir'e ne kazandıracak ona bakmamız
lazım. İzmir'in hedefi ne, Türkiye'nin hedefi ne? Hedefi olmayan gemiye hiçbir
rüzgar yardım etmez. Bizim amacımız, vizyonumuz ne, ne yapmak istiyoruz?
Amacımız turizm ise UNESCO Dünya Mirası Lisesi'ne kalıcı olarak girmiş iki tane
tarihi kalıntı var. Efes ve Bergama var. Meryem Ana da inanç turizminin çok
önemli destinasyonlarından biri. Buna rağmen İzmir'in en iyi sezonda çektiği
turist 1 milyon. İzmir ile aynı denizin kenarında olan Barselona, yılda 90
milyon turist çekiyor. Biz bu konuda uğraşıyoruz. Geçici ve kalıcı listeye
giriyoruz ama işten elde ettiğimiz kazanç ne? Hedefimizin olması lazım”
ifadelerini kullandı.
“Sığacık Kalesi'nin
Ceneviz kalesi olarak kabul görmesi için tarihsel araştırmalar başlatılmasını
talep ediyoruz"
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta da “İzmir,
8 bin 500 yıldır kesintisiz bir yerleşimin ve yaşamın sürdüğü dünyanın ender
şehirlerden biridir. Efes, Bergama, Smyrna gibi pek çok antik kentin yanı sıra
Yeşilova gibi yerleşim alanlarıyla da adeta bir açık hava müzesidir. İzmir'in 8
bin 500 yıllık tarihi olduğunu söyledim ancak Bergama'da mağarada yapılan
çalışmada keşfedilen taş aletler, kemik buluntuları ile İzmir tarihinin 14 bin
yıl geriye gittiği anlaşılmıştır. İzmir, artık 14 bin yıllık bir şehir"
diyerek İzmir'deki tarihi açıdan önemli olan yerleri ve devam eden çalışmaları
anlattı. Karaçanta, "2013 yılında ‘Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den
Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimler’ kapsamında Foça ve Çandarlı
kaleleri, Dünya Mirası Geçişi Listesi'ne alınmıştır. 2020 yılında ise Çeşme
Kalesi de Ceneviz kalesi olarak listeye eklenmiştir. Seferihisar ilçesinde yer
alan Sığacık Kalesi'nin de Ceneviz kalesi olarak kabul görmesi için tarihsel
araştırmalar başlatılmasını talep ediyoruz" sözlerine yer verdi.
“Kent ve ülke
ekonomimize katkı da sağlayacak”
İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise şunları
söyledi: “İzmir kültürünün ve kültürel mirasının derinliğinin anlaşılması için
kentimizi yaşamak gerekiyor. Cenevizlilerin 11. ve 15. yüzyıllar arasında
coğrafyamızda varlık gösterdiğini biliyoruz. İzmir’de 12. yüzyılda Bizans
tarafından inşa edildiği düşünülen, Büyük İskender dönemi tacirlere miras, iç
limanı koruyan bir kale bulunuyordu. Bu kale, yabancı kaynaklarda Ceneviz
Şatosu olarak adlandırılıyordu. İpek Yolu’nu takip eden deve kervanlarıyla
ticareti yapılacak mallar şehrimize getiriliyor ve Ceneviz tüccarları
tarafından limandan gemilere yüklenerek ihraç ediliyordu. Yani, bugün olduğu
gibi bundan yüzyıllar önce de, şu anda bulunduğumuz noktadan yabancı ülkelere
mallar gönderiliyordu. Müthiş bir ticari hareketlilik vardı. Ne yazık ki
İzmir’de limanın ağzında bulunan bu kale günümüze kadar gelemedi ama odamızda
bulunan Ticaret Tarihi Müzesi’ndeki 18. yüzyıl maketinde bu ticari canlılığı
anlayabilmek mümkün. Bugünkü konferansa konu olan yapılardan Foça, Çandarlı ve
Çeşme kaleleri günümüze kadar gelen, iyi korunmuş örnekler arasında yer alıyor.
Bu projenin bir parçası olarak bu kalelerin gelecek nesillere aktarılmasının
çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çalışmalar başarıya ulaştıkça, sahip olduğumuz
kültürel mirası hem kendi toplumumuza hem de uluslararası ziyaretçilerimize
daha etkili şekilde tanıtabiliriz. Bu tanıtım, sahip olduğumuz zenginlikle
ilgili bilinç düzeyimizi artırmanın yanında yabancı gezginlerin farkındalığını
üst seviyelere taşıyarak daha fazla turistin gelmesine de vesile olacak,
kısacası kent ve ülke ekonomimize katkı da sağlayacak.”
“İtalyan hükümeti ile
çok önemli işler yapabiliriz”
İzmir Büyükşehir Belediyesi 2. Başkan Vekili Suat Çağlayan
da şunları söyledi: “Türkiye'nin, başta İzmir olmak üzere kültür varlıklarının
tanıtımı, bunların tüm dünyaya sunulması açısından UNESCO, çok önemli bir
aşama. Ancak UNESCO'nun bir şeyleri kabul edip bizi önce listesine alması, daha
sonra kültür mirası ilan etmesi her şey demek değil. Çok önemli başka şeylerle
bunun beslenmesi gerek. Bu besleme de dünyaya tanıtım demektir. 2002 yılında
UNESCO'nun kabul ettiği bir yerel kalkınma sorumluluğu var. Ayrıca bir kültürel
varlığı kabul ettirebilmek için somut olmayan kültürel mirasla bunu
desteklemeniz şarttır. Rotalarla desteklenmemiş kültür varlıkları, ileride ne
kadar gayret ederseniz edin yeterince dünyaya tanıtılamama ile karşı karşıya
kalır. Bu konularda İtalyan hükümeti ile çok önemli işler yapabiliriz.
“Tarihi nitelikli bir
misyon”
Turkey ONE Derneği Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, “Çin'i,
Hindistan'ı batıya bağlayan bütün yolların birleşme noktası olan Anadolu, aynı
zamanda batının doğuya ulaştığı büyük medeniyet yollarının da geçtiği bir
merkezdir. Dünya ticaretinin en önemli aktörlerinden olan Cenevizlilerin yolu,
Anadolu'dan geçmiş ve dünyanın gördüğü bu en büyük denizci milletlerden birisi
olarak Ege'den Karadeniz'e Anadolu coğrafyasında benzersiz eserler
bırakmışlardır. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Ceneviz Ticaret Yolu’ndaki bu
eserleri tek tek değerlendirmiş ve tarihteki rollerini vurgulayarak UNESCO
nezdinde temsil etmeye karar vermiştir. Bu tarihi rota, 2013 yılında UNESCO
tarafından Dünya Kültür Varlıkları Geçişi Listesi'ne alınmış, 2020 yılında ise
Ege Bölgesindeki yeni destinasyonların eklenmesiyle bu kapsam genişletilmiştir.
Hem Anadolu'da hem de İstanbul'da bulunan Cenevizlilerin eserlerinin
anlaşılması, anlatılması ve korunması, bizim açımızdan tarihi nitelikli bir
misyondur. Biz bu noktada üzerimize düşen görevi yapmaya çalışacağız” dedi.
Konferansta Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Prof. Dr. Savaş
Arslan’ın anlatımları ile Ceneviz Ticaret Yolu, bütün yönleriyle ele alınacak.
Prof. Dr. Paolo Stringa da konferansa çevrimiçi olarak katılacak.