Emine KULAK/ ÖNCÜŞEHİR – İzmir Ticaret Odası ( İZTO) Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İZTO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yaptığı konuşmada enflasyon riskleri nedeniyle faiz indiriminde aceleci davranılmaması gerektiğine değinerek önemli açıklamalarda bulundu.FAİZ POLİTİKALARINA VURGUÖzgener’in açıklamaları şu şekilde; “Dünya ve ülkemiz ekonomi gündeminde de yoğun bir ayı geride bırakıyoruz. Amerikan Merkez Bankası FED, 4 yılı aşkın süre sonra, geçtiğimiz hafta 50 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirdi. Avrupa Merkez Bankası da, ikinci faiz indirimini gerçekleştirdi. Bununla birlikte, Rusya’nın son iki ayda tekrar faiz artırımına gittiğini gözlemledik. Bu gelişmeler, her ülkenin enflasyonist sürecinin birbirinden farklı olduğunu ve bundan sonraki para politikası süreçlerinin iç piyasa dinamiklerine göre belirleneceğini gösteriyor. Ülkemizde ise, faiz konusunda daha ihtiyatlı davranmaya devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu durumu, diğer ülkelere göre daha yüksek seviyelere çıkan enflasyona geç tepki verilmesi ve geç başlayan parasal sıkılaştırmanın sonucu olarak değerlendiriyoruz. Bu ay Merkez Bankamız faiz oranlarını sabit bıraktı. Her ne kadar ülkemizde, özellikle KOBİ’lerimizin finansmana erişimlerini teminen, faizin indirilmesine ihtiyaç duyulduğunu görüyor olsak da, erken bir faiz indirim kararıyla, enflasyonda bugüne kadar verdiğimiz zorlu mücadelenin tehlikeye atılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Merkez Bankası’nın sözlü yönlendirmelerinde belirttiği gibi mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyon yüzde 1.5 seviyesinin altına düşmeden ve 2025 asgari ücret artışının söz konusu hedefi destekleyeceğine emin olunmadan, faiz indirimine gidilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.”“KONULAR ENFLASYONUN DÜŞMESİ KONUSUNDA ÖNEMLİ BİR FARK YARATACAK”“Eylül ayı başı itibarıyle açıklanan 2025-2027 Orta Vadeli Program’da, makroekonomik tahminler kapsamında değişiklikler olduğunu görüyoruz. Değişen bu tahminlerin, reel sektör ve hane halkının enflasyon beklentilerini, piyasa beklentilerine göre ne kadar aşağı çekebileceğini ilerleyen süreçte daha net göreceğiz. Merkez Bankası’nın son “enflasyon raporu” açıklamasında, 2024 enflasyonunun tahmin aralığının üst sınırına yakın gerçekleşmesinin daha olası olduğu çıkarımı yapılmıştı. Bu yaklaşımın, OVP’ye de yansıması programın sergilediği gerçekçi yaklaşımı destekler nitelikte oldu. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in de vurguladığı gibi maliye politikalarının dezenflasyonist sürece katkısının önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu noktada, kamudaki hangi gelir kaynaklarının artacağı ve hangi gider kalemlerinin düşeceği, bunların bütçe açığını ne ölçüde azaltacağı gibi konuların enflasyonun düşmesi konusunda önemli bir fark yaratacağına inanıyoruz. OVP’de; yeşil dönüşüm, karbon fiyatlandırma gibi doğru söylemlere yer verildiğini görüyoruz. Bu söylemlere ilişkin politikaların uygulama kapasitesinin de yüksek bir performansla gerçekleşmesini umuyoruz. Ancak bazı hedeflerin OVP süresi içerisinde tamamlanmasının zor olabileceğini göz ardı etmememiz gerekiyor. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde, finansman kaynaklarının sınırlı olmasını, karşımıza çıkan en büyük problemlerden biri olarak görüyoruz. ““2025 YILI İÇİN STRATEJİK YATIRIMLARI PLANLAMAMIZ GEREKİYOR”“Elbette 2025 yılı için enflasyonla mücadele öncelikli konumuz; fakat bu süreçte verimliliği, uzun vadeli planları, teknolojiyi önceliklendirmemiz ve stratejik yatırımları planlamamız gerekiyor. Avrupa Birliği; tedarik zincirinde daha güvenli bir ağ kuracaksa hiç kuşkusuz bunu yakın ticaret ortaklarından oluşturacaktır. Bu bağlamda, Gümrük Birliği sürecinin dijital ekonomiyi, hizmetleri ve tarımı içerecek şekilde genişletilmesi, yeşil ve dijital dönüşüme ilişkin konuların analiz edilmesi, gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yeni serbest ticaret anlaşmalarının oluşturulması ve mevcutlarının günümüz şartlarına göre revize edilmesini önemli buluyoruz.”“BAKAN IŞIKHAN’A TALEPLERİMİZİ İLETTİK”“İş dünyamızı yakından ilgilendiren çalışma hayatına ilişkin konu ve çözüm önerilerimizi de hafta başında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın katılımıyla TOBB’da gerçekleşen istişare toplantısında iletme fırsatı bulduk. Çalışanların işveren üzerindeki yükünün makul seviyeye getirilmesi, düzenli ödeme yapan mükelleflere SGK priminde ve vergi ödemelerinde uygulanan mevcut indirimlerin yükseltilmesi, teşviklerdeki bürokratik süreçlerin azaltılmasına yönelik önerilerimizi sunduk. Ayrıca gençlerin ve kadınların eğitime ve iş hayatına katılımının yaşamsal önemde olacağını paylaştık. Çalışanlarımızın gelir vergisi basamaklarının yeniden düzenlenerek her yıl yeniden değerleme oranında artırılması gerektiğini ilettik. Sosyal güvenlik yükümlülükleri ile ilgili sehven yapılan hatalarda veya işverenden kaynaklanmayan herhangi bir sebeple sigortalının işten ayrılması gibi istisnai hallerde istihdam teşviklerinin iptal edilmemesi gerektiğini talep ettik. Oda olarak bu konuların takipçisi olmaya devam edeceğiz. “
