DEÜ Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sülen Sarıoğlu, DNA'nın belli bölgelerinin bireylerin her hücresinde aynı olduğunu, herkesin DNA parmak izinin farklı olduğunu belirtti.
Genetik hastalıkların yanı sıra bazı tümörlerde bu izin
değiştiği ifade eden Sarıoğlu, DNA parmak izi ve onarım mekanizmasına ilişkin
bilimsel çalışmaların 2015 yılından bu yana artış gösterdiğini kaydetti.
Bu alandaki çalışmaların Nobel ödüllerine layık bulunduğuna
dikkati çeken Sarıoğlu, şu bilgileri verdi:
"DNA onarım düzeneğinin bulunması, 2015 yılında Aziz
Sancar hocamızın da Kimya Nobel Ödülü'nü kazandığı yıl, bilim insanı Paul
Modrich'e de Nobel ödülünü getirdi. Genetik ya da kazanılmış olarak DNA onarım
mekanizmasının bozulması tümör gelişimine yol açıyor. Moldrich'in bulduğu DNA
onarım mekanizması bozulursa tümördeki ve hastadaki parmak izi farklı hale
geliyor. DNA onarımımız bozuk olduğunda ise hastalık riski ile karşı karşıya
kalıyoruz."
İlk çalışma kolorektal kanser hastalarında
Kalın bağırsak olarak bilinen kolorektal kanserinde aynı
durumun söz konusu olabildiğini anlatan Sarıoğlu, "Tümörlerin yüzde 15'i
bu mekanizma ile gelişiyor. DNA parmak izi ve tümördeki DNA farklı hale
geliyor." dedi.
Prof. Dr. Sarıoğlu, son 5 yılda tüm Türkiye'den DEÜ'ye
başvuruda bulunan 400'e yakın kişinin tanısında DNA parmak izi yönteminden
yararlandıklarını, yaklaşık yüzde 10'unda iz değişimi saptadıklarını
kaydederek, parmak izindeki değişime göre tedavi sürecini de belirlediklerini
anlattı.
DNA parmak izi yönteminden yola çıkarak hastalığın gelişim
mekanizmasını belirlediklerini, buna bağlı olarak da hastalığa uygun tedavinin
belirlendiğini aktaran Sarıoğlu, "Bazı tümörlerde DNA parmak izi
değişiyor. Bu mekanizma ile gelişen tümörlerin daha iyi seyrettiğini tespit
ettik ayrıca bu hastalara gereksiz tedavi uygulanmıyor ve hastalar daha az ilaç
kullanıyor. Kanser hastalarının yeni umudu olan immünoterapi de bu tümörlerde
daha etkin." diye konuştu.
DNA parmak iziyle yapılan tespitin ardından hastanın
ailesine de genetik yatkınlık nedeniyle danışmanlık ve tarama hizmeti
verildiğini kaydeden Sarıoğlu, mide, over gibi başka organ tümörlerinde benzer
çalışmaların yapılabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Sülen Sarıoğlu, kalın bağırsak kanseri hastalarının tanı ve tedavisine ilişkin süreci bilimsel toplantılarda uluslararası tıp camiası ile paylaştıklarını da sözlerine ekledi.