İzmir’i vuran 30 Ekim depreminin sonuçları, yapılması
gerekenler ve kentsel dönüşüm / yenileme konusunun tüm yönleriyle ele alındığı
çalıştaya; Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karabağlar Belediye
Başkanı Muhittin Selvitopu, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim
Kurulu Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, alanında uzman akademisyenler, meslek
örgütleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Belediye Meclisi
üyeleri ve bürokratlar katıldı.
Başkan Tugay ve Başkan Selvitopu’nun açılış konuşmalarını
yaptığı çalıştayın ilk oturumu, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı
Eylem Ulutaş Ayatar’ın başkanlığında gerçekleştirildi. ODTÜ İnşaat Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Canbay, Mimarlar Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Kahraman ile İnşaat Mühendisi ve Jeoloji
Mühendisi Dr. Mustafa Koç, uzman oldukları alanlarda sunumlar yaptı. Ardından
hem salondaki katılımcıların, hem de çalıştayı internet üzerinden üzerinden
takip eden vatandaşların ilettiği sorular yanıtlandı. Ortak çalışma masalarındaki
görüşmeler ile devam eden çalıştay, gün sonunda açıklanacak sonuç raporu ile
sona erecek.
“Yol gösterici
olacak”
Çalıştayda elde edilecek sonuçların kentsel dönüşüm
çalışmalarında yol gösterici olacağını söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Dr.
Cemil Tugay, “Herkes artık sağlam bir zeminde olmadığımız, sağlam binalarda
oturmadığımız ile ilgili çok daha endişeli hale geldi. Bu son yaşadığımız
depremin hepimizde yarattığı tedirginlik daha öncekilerle karşılaştırılamayacak
düzeyde gerçekleşti. Karşıyaka zemini ve binalarının eskiliği nedeniyle ciddi
bir depremde büyük sorun yaşayabilecek, risk altındaki bir bölge. Bu nedenle
İzmir’de kentsel dönüşüm çalışmalarının en öncelikli şekilde yapılması gereken
bir ilçe. Son depremde yıkılan bina olmaması yanlış bir kanaat uyandırmamalı.
Büyük bir depremde en büyük hasarı alacak ilçelerden biriyiz. Bu anlamda biz de
daha fazla gecikmeden, acilen harekete geçebilmek için Kentsel Dönüşüm
Müdürlüğü kurduk. Önümüzdeki süreçte kentsel dönüşümü gerçek anlamıyla Karşıyaka’da
uygulama konusunda bir irademiz var bunu kararlılıkla gerçekleştirmek
istiyoruz. Hocaların, meslek uzmanlarının değerlendirmeleri de bizim için çok
önemli. Hepsi yol gösterici olacak. Bu süreci özellikle İzmir Büyükşehir
Belediyesi ile birlikte götürmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Tunç Başkanımız
da kentsel dönüşümü gerçekten çok ciddiye alıyor ve ivedi çözüm için kendi
ekibini çalışmaya başlatmış durumda. Bu süreci birlikte götürmeye devam
edeceğiz. Sayın Muhittin Selvitopu da hem Büyükşehir Belediyemizde bürokrat
olduğu dönemden hem de Karabağlar Belediye Başkanı olarak bu konuda en fazla
birikime sahip isimlerden biri. Kendisine, TMMOB üyesi destekçilerimize,
akademisyenlerimize ve tüm katılımcılarımıza çalıştayımıza katkılarından dolayı
teşekkür ediyorum” dedi.
“İki yasa birleşmeli”
Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu da
konuşmasında şunları kaydetti: “Depremle birlikte kentsel dönüşüm konusunun
önemi bir kez daha ortaya çıktı, daha fazla konuşulmaya başlandı. Kentsel
yenileme, kentsel dönüşümün gerekli olduğunu bütün kamuoyu paylaşmış durumda.
Bugün Türkiye’de kentsel dönüşüm çalışmaları iki ayrı yasa çerçevesinde
sürdürülüyor. Biri 5393 sayılı yasanın 73. maddesi doğrultusundaki uygulamalar,
diğeri de 6306 sayılı yasadır. 73. madde, uzlaşmayı öngören bir yasa
maddesidir. Belediye alan sınırlarını tespit eder, çalışmasını Bakanlık onayı
sonrasında uygulamaya geçirir. 6306 sayılı yasada ise yükümlülük doğrudan
Bakanlığa aittir. Bu yönüyle eksiktir. Yerel yönetimler kentin belleğidir, kenti
en iyi tanıyan yerel yönetimlerdir. Kentsel dönüşüm çalışmasının dışında
tutulmaları kabul edilemez. Hedef aynı ise bu iki yasa birleştirilmelidir.
Diğer ilgili kanunlarla da bağlantı kurularak tek bir yasa düzenlenmelidir. 73.
maddedeki uzlaşı görüşü hakim kılınmalıdır. Yasanın odağında belediyeler,
büyükşehir belediyeleri olmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da destekleme
ve denetleme sorumluluğunu üstlenmelidir. Bugün Karabağlar’da üç ayrı bölgede
kentsel dönüşüm çalışması var.”
Uzundere örneği
Karabağlar’da yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren
Selvitopu, “Bugün Karabağlar’da üç ayrı bölgede kentsel dönüşüm çalışması var.
İkisi Bakanlık, biri de Büyükşehir Belediyemiz tarafından yürütülüyor.
Büyükşehir’in çalışması Uzundere’de yüzde 100 uzlaşı anlayışı ile hayata
geçiriliyor ve çok başarılı bir örnek. Bu çalışma öncesinde Uzundere’de halka
çok sayıda toplantılar yapıldı, dönüşüm alanı içerisinde bürolar oluşturuldu.
Vatandaşların, özellikle de kadınların, ev hanımlarının doğrudan bilgilendirilmeleri
sağlandı. Biz o süreçte her türlü bilgiyi oraya taşıdık. Kadınlar ikna oldular,
belki evdeki eşlerini de onlar ikna ettiler. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
kentsel dönüşüm yaklaşımı şu an da Türkiye’nin hiçbir yerinde yoktur. Özellikle
yerinde dönüşüm kavramını ülkemizde mevzuata da sokan İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin yaptığı projelerdir. Açıklık şeffaflık, mülk sahipleri arasında
dengenin oluşturulması çok özenli bir çalışmayı gerektiriyor. Bütün bunlar
olursa kentsel dönüşüm başarılı ve sağlıklı olur. Bizim Bakanlık ile
yürüttüğümüz kentsel dönüşüm çalışmamız Osman Aksünel ve Aksoy Aşık Veysel’de
var. Planlama bitti sunduk ama bu aşamaya gelene kadar bütün analizler yapıldı,
çözümler tartışıldı onaydan sonra uygulamaya geçilecek. Çok büyük sorun çıkacağını
sanmıyorum. Süratle uygulamaya geçeceğiz. Bu ön çalışmalar, analizler çok
önemli. 2000 hektarlık alanda da plan revizyonlarımız var bir kısmı onaylandı, bir kısmı devam
ediyor. İkinci aşamada imar uygulamaları var. Biz onları da gerçekleştireceğiz.
Hedefimiz daha modern bir Karabağlar yaratmak. Karabağlar’ın bu potansiyeli
var. Kentlerdeki çarpıklık hepimizin sorunu. Doğru projeyi kim yaparsa yapsın
ben desteklerim. Kentsel dönüşüm çok yönlü bir çalışmadır; sosyal dönüşüm yönü
de ihmal edilmemelidir. Bu çalıştayın düzenlenmesinde Karşıyaka Belediyemizin
büyük emeği var. Biz de Karabağlar olarak destek verdik bu anlamda da Karşıyaka
Belediye Başkanımız Cemil Tugay ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. Destek
veren herkese de bir kez daha teşekkür” diye konuştu.
Acı tablo: dünyada
birinciyiz
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar ise konuşmasının başında 30 Ekim depreminin
sonuçlarına dair verileri katılımcılarla paylaştı. Ayatar “Dünyada 2020 yılında
meydana gelen depremlerde toplamda 205 kişi yaşamını yitirdi. Bu kayıpların
159’u maalesef ülkemizde; İzmir, Elazığ ve Bingöl’de gerçekleşti. Maalesef 30
Ekim depremi ile İzmir, ölümlü depremlerde birinci sırada. Kentimizde deprem
nedeniyle 118 insanımızı kaybettik, binden fazla insanımız yaralandı. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre 100’ün üzerinde yıkılmış ve acil
yıkılması gereken, 700 civarında ağır hasarlı, 800 üzerinde orta hasarlı, 8 bin
civarında da hafif hasarlı bina tespit edildi. İnşaat Mühendisleri Odası olarak
da bir rapor yayınladık, üniversiteler de pek çok rapor yayınladı. Buna göre;
depremde tümüyle yıkılan, kısmen göçen ve en çok hasar gören binalar
Bayraklı’daki betonarme ve yığma yapılar oldu. Betonarme binalar içerisinde
Bayraklı’dan sonra en çok hasar alan ikinci ilçe Karşıyaka oldu. Onu da Buca ve
Menderes takip etti. Betonarme ve yığma binaları bütün olarak düşünürsek,
Bayraklı’nın ardından Bornova, Konak ve Karaburun en çok hasar alan ilçelerdi.
Depremden en çok etkilenen yapılar 8 katlı betonarme ve tek katlı yığma yapılar
olarak belirlendi. İzmir depremi, bir bölgeyi ve belli bir yapım yılındaki
binaları işaret etti. Yıkılan veya ağır hasar alan binalara baktığımızda yapım
yıllarının 1991 – 1998 aralığında olduğunu gördük. Bunun beklenen İzmir depremi
olmadığını ifade ederken, depreme hazırlıklı olmanın ne kadar önem taşıdığını
da bir kez daha çok acı şekilde görmüş olduk. Bu deprem bize denetim sisteminin
ne kadar önemli olduğunu, yapı stoğunun sorgulanması ve risk taşıyanların
yenilenmesi gerektiğini de gösterdi. Konu sadece yapı güvenliği açısından
düşünülmemeli; altyapısıyla, ulaşımıyla, bilinciyle bütün bir dönüşüm ve
yenileme hedeflenmelidir” ifadelerini kullandı.
“Doğru bina yapmayı
öğrenmeliyiz”
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Erdem Canbay da sunumunda yapı güvenliği konusunu ele aldı. Canbay “Birinci
problem tasarımı doğru yapmamamız. Bilgisayar programlarının kölesi olmuş
durumdayız. Çok önemli bir konu var. Önceki yıllarda yaşanan depremlerden
gerekli dersleri çıkarsaydık, son 20-30 yapılan sıfır binaların tamamını
mükemmel yapsaydık zaten en büyük sorun çözülmüştü. Doğru bina yapmayı, doğru
taşıyıcı sistemi seçmeyi, yetkin mühendislik kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Güçlendirmeden de korkmamalıyız. 30 yıllık bir binayı yıkıp yeniden yapmak
yerine yüzde 20 maliyetle güçlendirip bir 30 yıl daha oturabilirsiniz” dedi.
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı
Dr. İlker Kahraman da doğru kent planlamasının nasıl yapılması gerektiği
konusunda bilgiler verdi. Barcelona’dan Eskişehir’e kadar iyi uygulama
örneklerini paylaşarak dönüşümün en önemli noktalarına dikkat çekti;
uygulamaların yaşam kalitesini arttırma hedefi üzerine planlanması gerektiğini
vurguladı.
İnşaat Mühendisi ve Jeoloji Mühendisi Dr. Mustafa Koç ise
yer – yapı etkileşimi konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Denizden gelebilecek
tehlikelere, doldurulmuş alanlardaki risklere ve oluşabilecek heyelanlara
dikkat çeken Koç, bu konularda önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Karşıyaka’da sıvılaşma analizleri yapılmasına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Ayrıca kamuda yeterli yetkinlikte mühendis olmadığını ifade eden Koç, deprem
geoteknik mühendisliğinin ayrı tutulması gerektiğini de dile getirdi.