ÖNCÜŞEHİR - Karşıyaka Belediyesi’nin mutfak sanatları alanında girişimi olan Cordelion Mutfak Sanatları Merkezi, bugün açıldı.
Açılış lansmanında konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, merkez ile ilgili detayları anlatarak, “Biz burada sıfır atıklı yemek pişirme ya da atığı en iyi şekilde değerlendirerek mutfak kültür nasıl geliştirilir onu da öğreteceğiz. Doğada yetişen ürünlerin değerlendirilip sağlıklı bir besin galine gelmesini çok özel bir yere koyuyoruz. Çünkü çevreye zarar vermeyen bu ürünleri değerlendirmemiz yapabileceğimiz en önemli şeylerdendir” ifadelerini kullandı.
“BİZ BU EKSİĞİ DOLDURMAK İÇİN…”
Merkezin yıllar önce yapılacak bir çalışma olacağını ancak pandemi nedeniyle ertelendiğini belirten Başkan Tugay, “Hikayemiz şöyle başladı: Belediye başkanlığı kampanya döneminde söylediğim etkinlik ve festivallere düzenlemeliyiz demiştim. Birtakım gastronomi festivalleri Adana ya da Antep’te yapılınca normal karşılanıyor. Ama İzmir’de sadece birkaç ot festivalimiz var. Ancak İzmir olarak hiç olmazsa Ege Mutfağı festivalimiz yok. Biz bu eksiği doldurmak için bir şeyler yapmak istedik. Bunu biraz daha renklendirmek için Ege adalarından Samos adasıyla bağlantı kurduk Bozcaada’yı da katarak 2 Yaka 1 Mutfak etkinliğini yapmaya başladık. Üniversitelerden hocalarımız geldi Mart ayında yapmaya sözleştik. Ancak pandemi araya girince bizim hayallerimiz suya düştü. Ama bu etkinlik bize bazı yeni insanları tanıma fırsatı verdi ve yeni düşünceler doğurttu. Ben Yaşar Üniversite’nde gastronomi bölümünü gezdim ve çok etkilendim. Orada konuşmalar esnasında biz de Karşıyaka’da böyle bir tesis kurarak eğitim versek hem de ay zamanda insanlarımızın sosyal ihtiyaçları için de değerlendirsek diye düşündük. İnsanlarımız hem meslek sahibi olsa hem de etkinlikler düzenlediğimiz bir alan olsa diye düşündük” dedi.
“SPONSOR OLMADAN YAPMAMIZ ÇOK ZORDU”
Projenin ana kaynağına ilişkin de bilgi veren Tugay, “Mutfak Sanatları Akademisi diye bir gastronomi okulu var. Türkiye’nin en iyi okullarından. Oradaki Osman Hocam aldığı birikimle birlikte bu projeye destek oldu. Tesisimizdeki her şey sponsorlarla gerçekleşti. Yoksa bizim bu kadar kısa sürede böyle bir tesisi kurmamız gerçekten çok zor. Aslında İstanbul’daki akademinin küçük ve daha amatör versiyonu. Mevcuttaki Gondol Kafemizin bir bölümünü büyüterek bu alanı meydana getirdik” diye konuştu.
“FESTİVALLERİMİZİ BURAYA ODAKLAYARAK YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ”
Merkezde yapılacaklarla ilgili de açıklamalarda bulunan Tugay, “Biz burada ne yapacağız? Yaşar Üniversitesi ve belki de başka üniversitelerle sertifikasyona dayalı ve meslek edindirmeye dayalı kurslar düzenlenecek. Amacımız bu kişilere iş kazandırmak olacak. Aynı zamanda servis elemanları gibi alanlarda da eğitim boşluğu var. Biz bu açığı da gidermek istiyoruz İnsanlarımız eğitim ve beceri sahibi olsun. İkinci amaç… Her yaş grubundan vatandaşlarımızın gastronomiyle ilgili keyifli zaman geçirerek bir şeyler öğrenmelerini sağlayacak etkinlikler düzenlemek. Anaokulu çocuklarına ayrı, engelli vatandaşlarımıza ayrı, ileri yaş için ayrı eğitimler, yarışmalar ve festivaller olacak. Festivallerimizi buraya odaklayarak yapmayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÖNEMLİ BİR BAŞLIK GIDA”
Merkezin mevcut iklim ve gıda krizine karşı da duyarlı faaliyetler içinde olacağını da vurgulayan Tugay, şunları söyledi; “İçimizde yaşadığımız dönem, iklim krizi sorunu dönemi. Kuraklığıyla, aşırı sıcaklığıyla, su yoksunluğuyla, gıda ve enerji kriziyle çok önemli bir dönem. Bizim bu şartlar altında gözümüzü kulağımız bu konuya kapatmamız büyük sorumsuzluk olur. Bizim böyle bir hakkımız yok. Burada önemli bir başlık gıda. Gıdanın üretim ve yemek olarak önümüze konması aşamasında sorun var. Üretimde tarımın yaşadığı sorunlar var. Bize yemek olarak gelmesi noktasında da gastronomi alanında sorunlar ve gıda israfı var. Biz burada sıfır atıklı yemek pişirme ya da atığı en iyi şekilde değerlendirerek mutfak kültür nasıl geliştirilir onu da öğreteceğiz. Doğada yetişen ürünlerin değerlendirilip sağlıklı bir besin galine gelmesini çok özel bir yere koyuyoruz. Çünkü çevreye zarar vermeyen bu ürünleri değerlendirmemiz yapabileceğimiz en önemli şeylerdendir. Bizim Afrika’dan gelen meyveyi sebzeyi değil yakın çevremizde yetişen ürünleri yememiz gerekiyor. Bizler, insan olarak yaşarken bir yandan hayattan keyif almaya çalışıyoruz. İnsanları bir araya getirebildiğimiz sürece onların mutluluklarını kolayca sağlıyoruz. İnsanları bir araya getiren ve mutlu eden en güzel şeylerden biri bir masa etrafında oturup güzel şeyler yemek. Biz bölge ve ülke olarak gastronomi konusunda çok zenginiz. Ama ne yazık ki bunu değerlendirip kendimizi tanıtamıyoruz. Burası küçük bir yer ve biz bir ilçe belediyesiyiz. Ama biz bazı insanların akıllarındakilerle insanların zihinlerinde kapı açması ve örnek olması gerektiğini düşünüyoruz. Biz de örnek bir şey yapalım istedik” dedi.