Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Grubu’nun, 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantıları, Seferihisar’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasıyla başladı.
Toplantıya ev sahibi CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra; CHP Genel başkan Yardımcıları, CHP’li milletvekilleri ile çok sayıda belediye başkanı katılım gösterdi. KILIÇDAROĞLU: MERKEZ BANKASI BANKA OLMAKTAN ÇIKTI
Açılış konuşmasını yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Sayın Soyer konuşurken derin bir umutsuzluktan bahsetti. Bütün arkadaşlarımın emin olmanızı isterim. Bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yoktur. Bu derin bir yoksulluk var ama umutsuzluk yoktur. En zor koşullarda aydınlığa çıkaran bir parti mensubu olmaktan onur duymak gerekiyor umudu yeşertmek kimsenin karamsarlığa kapılmayacak bir ortamı yaratmak zorundayız. alı günü Elazığ'daydık. Bir gün önce bütün panolarda halkı tahrik etmeye çalışan afişler asılmıştı. Milletvekili arkadaşlarımız yapılanın doğru olmadığını belli çevrelere duyurmaya çalıştılar. Ben sakın dokunmayın dedim ve gidip afişlerin birinin önünde fotoğraf verdim. Elazığ tüm tahriklere rağmen bizi ağırladı ve bize kucaklarını açtı. İzmir'den tüm Elazığlı hemşehrilerime CHP üyelerini selamlarımı ve saygılarımı gönderiyorum. Bunu yapanlar kim? Afişleri basan kişi söylüyor Cumhur İttifakı üyelerinin talepleri ile hazırlanmıştır diyor. Bir insan karalamaya ve halkı tahrik etmeye kalkarsa artık ben ülkeyi yönetiyorum dediği noktaya gelmiştir. Türkiye’yi yönetemiyorlar, Türk lirası eriyor. Türkiye’de tasarruf mevduatının yüzde 80’lara yaklaşan oranda yabancı paraya dayandı. Merkez Bankası banka olmaktan çıktı, başka işlerle uğraştığını biliyoruz. Hayat pahalığını biliyoruz. 128 milyar dolar nerede diye afişler asmıştık, bu para buharlaştı yılbaşında bu yana 75 milyar dolar daha buharlaştı. Bu paralar kimlere arka kapıdan satıldı, merkez banaksı neden devre dışı bırakıldı, bunu sormak lazım. Bunarlı yaptılar, fiyatlar düştü mü, düşmedi, dış ticaret açığı kapanmadı. Herkesin bilmesi lazım; kurt geçirdiği kışı bilir ama yaşadığı ayazı unutmaz. Bu millet her şeyi farkında, bizlerde farkındayız. Bilinmeye ışık tutuyor, geniş kitlelerin onu bilmesini için çaba harcıyoruz. Biz faize karşıyız diyorlar. Faize karşı olmadıklarını farkında olmamamız lazım. Bütün arkadaşlarımın bunu rakamlarla dillendirmesi lazım. Alt grubundaki milyonlarca insandan üst gruba milyonlarca kaynak aktarıyorlar. Gerçeği herkese anlatmak zorundayız. Anlattığımızda toplumsal desteği çekeceğimize inanıyorum” dedi.
“BANKALARIN KARI SON BİR YILDA YÜZDE 500’ÜN ÜSTÜNDE ARTTI”
Merkez Bankası’nın faizi düşürmesi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, “Bir garabete imza attılar. Merkez Bankasının bankalara verdikleri paraların faizini yüzde 13’ten yüzde 12’ye indirdi. AK Parti’ye MHP’ye oy veren bütün kardeşlerimize İzmir’den sesleniyorum; Allah aşkına gidin herhangi bir bankaya kredi çekmek istiyorum deyin, bakın bakalım size yüzde 12 faizle veriyorlar mı? Bankaların karı son bir yılda yüzde 500’ün üstünde artış gösterdi. Esnafa, çiftçiye, asgari ücretliye soruyorum, yüzde 500 gelir arttı mı? O zaman oturup düşüneceksiniz” ifadelerini kullandı.
“DEVLET MEMURLARI SARAYIN KÖLELERİ DEĞİLDİR”
AK Partili yöneticilerin halkın arasına giremediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Öyle bir noktaya geldiler ki milletvekilleri, gençlik kolları, ilçe başkanları, il başkanları halkın arasına giremeyecek noktaya geldiler. Gidin bakalım. Gidemiyorlar. Halkın arasına girmeyecek hale geldiler. Dert dinlemiyorlar. Hiç birinin yetkisi yok ve yeni bir şey söyleyemiyorlar. İradelerini saraya bağlanan siyasal iktidarın geleceği yoktur. Devletin iradesi bir kişinin iradesine bağlanamaz. Erdoğan bunu görüyor ve fark ediyor. İl başkanları, ilçe başkanlarının yapamadığı içi devlet memurlarına yaptırmaysa çalışıyor. Diyor ki; “Sosyal vakfın çalışanları, sizleri hanelerinizde ziyaret ederek bir bardak soğuk suyunuzu, bir bardak çayınızı içecek, derdinizi dinleyecek.” E hani senin milletvekillerin, il başkanların, kadın kolları başkanın gidecekti. Gidemiyor şimdi devlet memurlarını görevlendiriyor. Devlet memurları sarayın köleleri değildir. Sesleniyorum onlara; siz sarayın memuru değilsiniz, siz siyasi partinin de memuru değilsiniz. Siz onurlu Türkiye Cumhuriyeti devletinin memurlarısınız. Sarayın memurları, sarayın hakimleri, savcıları ayrı ama onurları Türkiye Cumhuriyeti devletinin memurları, savcıları ayrı. Saraya koşulsuz biat edenlerin ne olacağını ileride tarih yazacak. Biz hangi görüşten olursa olsun devletin yanında olan bütün memurları baş tacı yapacağız” diye konuştu. “BENİMLE OLDUĞUNUZ HİSSETMEK İSTİYORUM”
“Siz gerçekten benimle birlikte misiniz?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Sorunları biliyoruz, çok sorun var biliyoruz ama her gittiğimiz yere onlara hiç meraklanmayın diyeceğiz. Atama bekleyen öğretmenlere bizi bekleyin diyeceğiz. Ama bize katılacaksınız beraber düzeleceğiz. Atama bekleyen engelliler, sağlıkçılar, kadro bekleyen taşeron işçileri, bizi bekleyecek ve bize katılacaksınız, beraber çözeceğiz. Bazen çok fazla bir şey söylemeye gerek yok, bu herkesi üzen sisteme bir şekilde beraber direnmek zorundayız. Zorundayız ki bizden sonra gelecekleri güzel bir Türkiye bırakabilelim. Bu ülkenin geleceğini, ahlakını, adaletini yok etmeye çalışan bir saray iktidarı var. Bu saray iktidarının memlekete verecek bir şey olmadığını gayet iyi biliyor. Yandaşlarıyla, havuz medyasıyla çalışıyorlar. Onlar milyar dolarla kazanıyorlar. Onlar maddi güçle yapmaya çalışsın, biz cesaretle çalışıp yolumuza devam edeceğiz. Ben sürekli yürümeye ve ilerlemeye kararlıyım, hiçbir şey beni inandığım yoldan geri çeviremez. Bu ülkeyi seven insanların, gerçek vatanseverlerin umutları ve duaları her yer de bizimle birlikte yürüyor. Bize inanın ki bu mücadelede halk düşmanlarını beraber yeneceğiz, adalete susamış, halkımıza kurtuluşu beraber getireceğiz. Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz? Benimleyseniz benimle olduğunuz hissetmek istiyorum, sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum” dedi. YÜCEL: ÇOK DAHA FAZLASINI YAPMAYA HAZIRIZ
CHP’li yerel yönetimlerin yandaşa değil halka çalıştığını ifade eden İl Başkanı Deniz Yücel, Demokrasinin, Hoşgörünün, barışın, Cumhuriyetin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti güzel İzmir’imize hoş geldiniz, şeref verdiniz. Tüm İzmir’li hemşehrilerimizle birlikte, TBMM Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun, 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’na ev sahipliği yapmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu önemli organizasyonun; artık ayak seslerini iyiden iyiye duyduğumuz, kurulacağı gün için milletimizin adeta gün saydığı Millet iktidarına ve inançla ifade ediyorum ki, milyonların ve bizlerin gönlünden geçtiği gibi, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığına giden yolda bir mihenk taşı olacağına yürekten inanıyoruz. İzmir olarak, bu yolda hem örgütümüzle hem de İzmirli vatandaşlarımızla birlikte, üzerimize düşeni yıllardır yaptığımız gibi, çok daha fazlasını yapmaya hazırız. İzmir, geçmişte olduğu gibi bugünde; Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine, özgürlük ve bağımsızlığa bağlılığı üzerinden ve elbette, yandaşa değil, halk için çalışan yerel yönetimleri ve belediye başkanlarımız üzerinden, kendisiyle hesaplaşmaya girenlerin hesabını görmeye, İzmir’e şaşı bakanları, yan bakanları bir kez daha sandığa gömmeye kararlıdır” dedi. “İZMİR’DE HAKKINI VERECEĞİZ”
Sözlerine devam eden Yücel, “Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütü olarak; hiç dinlenmemek üzere çıktığımız bu yolda, önümüze çıkan engelleri, azim ve kararlılıkla bir biraşmaya devam ediyoruz. Partimiz ve Türkiye için son derece önemli olan ve İzmir’in ev sahipliğinde gerçekleşen bu organizasyon, bizlere hem büyük bir güç, hem de büyük bir sorumluluk vermiştir. Bu sorumluluk duygusuyla, İzmir’den sizlere söz veriyoruz; Genel başkanımızın, ülkenin karanlık günlerden kurtulması için attığı her adımın ve Milletvekillerimizin 81 ilimizdeki çalışmalarında akıttıkları alın terinin, her damlasının İzmir’de hakkını vereceğiz. Sözlerime son verirken, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütünün her bir üyesi adına sizleri selamlıyor, bu önemli organizasyonla, partimizin İzmir’e ve İzmir halkına verdiği değeri, bir kez daha gösterdiğiniz için teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. SOYER: İZMİR İKTİDAT KONGRESİ’NİN DE 100. YILINI COŞKUYLA KUTLAYACAĞIZ
İzmir İktisat Konhresi’nin 100. Yıl kutlamaları hakkında bilgi veren Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yüz yıl ülkelerin tarihinde çok önemli kilometre taşır. Kurulun ve kurtuluşun şehri İzmir’in 100. yılı bu ünvana yakışır şekilde kutlanmalıydı. O nedenle kurutuluşun şehri derken 9 Eylül’dür. Kuruluşun şehri derken 17 Şubat’tır. Nasıl ki 9 Eylül 1922’yi 100 sonra büyük bir gururla ve coşkuyla kutladıysak İzmir İktisat Kongresi’nin 100. Yılını anlamına ve içeriğine uygun olarak aynı görkemle kutlamaya hazırlanıyoruz. İktisat Kongresi hazırlığıyla ilgili konuşmak istiyorum, 100. Yıllarda mutlaka yeni bir yüzyıla girerek geçmiş 100. Yılla değerlendirme yapmak gerekir. Tarihe bakmayı arabada giderken arada dikiz aynasına bakmaya benzetiyorum. Bizim de yapmak istediğimiz şey bu; 100 yıl önce yani kurtuluşundan 5 ay sonra, adeta küllerinden doğacak bir devleti yaratmak için yeni bir cumhuriyet kurmak için düzenlenen bir İktisat Kongresi. Bu kongre henüz Lozan Antlaşması müzakereleri bitmemişken ve yangın yeri bir şehirde düzenleniyor. Gelecek 100. Yılın iktisat politikalarını belirlemek için düzenleniyor. Bu tarihi misyonu bugünde üstleneceğiz. O günkü kongreye Türkiye’nin her yerinde delege katılıyor. Sayın genel başkanımızın onayıyla, bu süreci başlattık. 10 Ağustosta çiftçi buluşmalarının ilkinki başlattık. Tüccar buluşmasını gerçekleştirdik. 4 ayrı grupla buluşmaları sürdürüyor olacağız. İlk toplantılarda ortaya çıkan verileri akademisyenlerle buluşturacağız. İkinci safhasını başladığımız iki yurttaş formu düzenliyoruz. Gençlerin, kadınlarında söz hakkı bulacağı 2 ayrı yurttaş formu düzenleyeceğiz. Özetle bu derin umutsuzluk ve gelecek kaygıları içinde bugünün siyasal ikliminde gelecekte oluşturacağımız siyasi kararlara zemin teşkil edecek talepleri beklentiler ve çözüm önerilerini gündemimize getirmiş olacağız. Türkiye’nin geleceğine ışık tutacak ve CHP iktidarında elinden bulunduracağız belgeleri yolunuza aydınlatacak bir katkı olarak değerlendireceğiz” dedi.
“İZMİR HER DAİM YANINIZDA”
Kılıçdaroğlu’na her daim yanında olduklarını söyleyen Soyer, “Son olarak diyeyim; il başkanımızın verdiği söze bende şu cümleleri ekleyeyim; Sayın genel başkanım bu yolculukta İzmir her daim yanınızda olmaya devam edecek. Varlığınız ve değerleriniz ilham alıyor, moral buluyor, çalışma azmi buluyoruz. Ayağınıza taş değmesin. Milletvekili arkadaşlarımızla bizi geleceğe taşıyacağınız yolda yorgunluk yılgınlık olmadan devam etmenizi diliyoruz” ifadelerini kullandı.
Toplantıya ev sahibi CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra; CHP Genel başkan Yardımcıları, CHP’li milletvekilleri ile çok sayıda belediye başkanı katılım gösterdi. KILIÇDAROĞLU: MERKEZ BANKASI BANKA OLMAKTAN ÇIKTI
Açılış konuşmasını yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Sayın Soyer konuşurken derin bir umutsuzluktan bahsetti. Bütün arkadaşlarımın emin olmanızı isterim. Bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yoktur. Bu derin bir yoksulluk var ama umutsuzluk yoktur. En zor koşullarda aydınlığa çıkaran bir parti mensubu olmaktan onur duymak gerekiyor umudu yeşertmek kimsenin karamsarlığa kapılmayacak bir ortamı yaratmak zorundayız. alı günü Elazığ'daydık. Bir gün önce bütün panolarda halkı tahrik etmeye çalışan afişler asılmıştı. Milletvekili arkadaşlarımız yapılanın doğru olmadığını belli çevrelere duyurmaya çalıştılar. Ben sakın dokunmayın dedim ve gidip afişlerin birinin önünde fotoğraf verdim. Elazığ tüm tahriklere rağmen bizi ağırladı ve bize kucaklarını açtı. İzmir'den tüm Elazığlı hemşehrilerime CHP üyelerini selamlarımı ve saygılarımı gönderiyorum. Bunu yapanlar kim? Afişleri basan kişi söylüyor Cumhur İttifakı üyelerinin talepleri ile hazırlanmıştır diyor. Bir insan karalamaya ve halkı tahrik etmeye kalkarsa artık ben ülkeyi yönetiyorum dediği noktaya gelmiştir. Türkiye’yi yönetemiyorlar, Türk lirası eriyor. Türkiye’de tasarruf mevduatının yüzde 80’lara yaklaşan oranda yabancı paraya dayandı. Merkez Bankası banka olmaktan çıktı, başka işlerle uğraştığını biliyoruz. Hayat pahalığını biliyoruz. 128 milyar dolar nerede diye afişler asmıştık, bu para buharlaştı yılbaşında bu yana 75 milyar dolar daha buharlaştı. Bu paralar kimlere arka kapıdan satıldı, merkez banaksı neden devre dışı bırakıldı, bunu sormak lazım. Bunarlı yaptılar, fiyatlar düştü mü, düşmedi, dış ticaret açığı kapanmadı. Herkesin bilmesi lazım; kurt geçirdiği kışı bilir ama yaşadığı ayazı unutmaz. Bu millet her şeyi farkında, bizlerde farkındayız. Bilinmeye ışık tutuyor, geniş kitlelerin onu bilmesini için çaba harcıyoruz. Biz faize karşıyız diyorlar. Faize karşı olmadıklarını farkında olmamamız lazım. Bütün arkadaşlarımın bunu rakamlarla dillendirmesi lazım. Alt grubundaki milyonlarca insandan üst gruba milyonlarca kaynak aktarıyorlar. Gerçeği herkese anlatmak zorundayız. Anlattığımızda toplumsal desteği çekeceğimize inanıyorum” dedi.
“BANKALARIN KARI SON BİR YILDA YÜZDE 500’ÜN ÜSTÜNDE ARTTI”
Merkez Bankası’nın faizi düşürmesi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, “Bir garabete imza attılar. Merkez Bankasının bankalara verdikleri paraların faizini yüzde 13’ten yüzde 12’ye indirdi. AK Parti’ye MHP’ye oy veren bütün kardeşlerimize İzmir’den sesleniyorum; Allah aşkına gidin herhangi bir bankaya kredi çekmek istiyorum deyin, bakın bakalım size yüzde 12 faizle veriyorlar mı? Bankaların karı son bir yılda yüzde 500’ün üstünde artış gösterdi. Esnafa, çiftçiye, asgari ücretliye soruyorum, yüzde 500 gelir arttı mı? O zaman oturup düşüneceksiniz” ifadelerini kullandı.
“DEVLET MEMURLARI SARAYIN KÖLELERİ DEĞİLDİR”
AK Partili yöneticilerin halkın arasına giremediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Öyle bir noktaya geldiler ki milletvekilleri, gençlik kolları, ilçe başkanları, il başkanları halkın arasına giremeyecek noktaya geldiler. Gidin bakalım. Gidemiyorlar. Halkın arasına girmeyecek hale geldiler. Dert dinlemiyorlar. Hiç birinin yetkisi yok ve yeni bir şey söyleyemiyorlar. İradelerini saraya bağlanan siyasal iktidarın geleceği yoktur. Devletin iradesi bir kişinin iradesine bağlanamaz. Erdoğan bunu görüyor ve fark ediyor. İl başkanları, ilçe başkanlarının yapamadığı içi devlet memurlarına yaptırmaysa çalışıyor. Diyor ki; “Sosyal vakfın çalışanları, sizleri hanelerinizde ziyaret ederek bir bardak soğuk suyunuzu, bir bardak çayınızı içecek, derdinizi dinleyecek.” E hani senin milletvekillerin, il başkanların, kadın kolları başkanın gidecekti. Gidemiyor şimdi devlet memurlarını görevlendiriyor. Devlet memurları sarayın köleleri değildir. Sesleniyorum onlara; siz sarayın memuru değilsiniz, siz siyasi partinin de memuru değilsiniz. Siz onurlu Türkiye Cumhuriyeti devletinin memurlarısınız. Sarayın memurları, sarayın hakimleri, savcıları ayrı ama onurları Türkiye Cumhuriyeti devletinin memurları, savcıları ayrı. Saraya koşulsuz biat edenlerin ne olacağını ileride tarih yazacak. Biz hangi görüşten olursa olsun devletin yanında olan bütün memurları baş tacı yapacağız” diye konuştu. “BENİMLE OLDUĞUNUZ HİSSETMEK İSTİYORUM”
“Siz gerçekten benimle birlikte misiniz?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Sorunları biliyoruz, çok sorun var biliyoruz ama her gittiğimiz yere onlara hiç meraklanmayın diyeceğiz. Atama bekleyen öğretmenlere bizi bekleyin diyeceğiz. Ama bize katılacaksınız beraber düzeleceğiz. Atama bekleyen engelliler, sağlıkçılar, kadro bekleyen taşeron işçileri, bizi bekleyecek ve bize katılacaksınız, beraber çözeceğiz. Bazen çok fazla bir şey söylemeye gerek yok, bu herkesi üzen sisteme bir şekilde beraber direnmek zorundayız. Zorundayız ki bizden sonra gelecekleri güzel bir Türkiye bırakabilelim. Bu ülkenin geleceğini, ahlakını, adaletini yok etmeye çalışan bir saray iktidarı var. Bu saray iktidarının memlekete verecek bir şey olmadığını gayet iyi biliyor. Yandaşlarıyla, havuz medyasıyla çalışıyorlar. Onlar milyar dolarla kazanıyorlar. Onlar maddi güçle yapmaya çalışsın, biz cesaretle çalışıp yolumuza devam edeceğiz. Ben sürekli yürümeye ve ilerlemeye kararlıyım, hiçbir şey beni inandığım yoldan geri çeviremez. Bu ülkeyi seven insanların, gerçek vatanseverlerin umutları ve duaları her yer de bizimle birlikte yürüyor. Bize inanın ki bu mücadelede halk düşmanlarını beraber yeneceğiz, adalete susamış, halkımıza kurtuluşu beraber getireceğiz. Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz? Benimleyseniz benimle olduğunuz hissetmek istiyorum, sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum” dedi. YÜCEL: ÇOK DAHA FAZLASINI YAPMAYA HAZIRIZ
CHP’li yerel yönetimlerin yandaşa değil halka çalıştığını ifade eden İl Başkanı Deniz Yücel, Demokrasinin, Hoşgörünün, barışın, Cumhuriyetin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti güzel İzmir’imize hoş geldiniz, şeref verdiniz. Tüm İzmir’li hemşehrilerimizle birlikte, TBMM Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun, 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’na ev sahipliği yapmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu önemli organizasyonun; artık ayak seslerini iyiden iyiye duyduğumuz, kurulacağı gün için milletimizin adeta gün saydığı Millet iktidarına ve inançla ifade ediyorum ki, milyonların ve bizlerin gönlünden geçtiği gibi, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığına giden yolda bir mihenk taşı olacağına yürekten inanıyoruz. İzmir olarak, bu yolda hem örgütümüzle hem de İzmirli vatandaşlarımızla birlikte, üzerimize düşeni yıllardır yaptığımız gibi, çok daha fazlasını yapmaya hazırız. İzmir, geçmişte olduğu gibi bugünde; Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine, özgürlük ve bağımsızlığa bağlılığı üzerinden ve elbette, yandaşa değil, halk için çalışan yerel yönetimleri ve belediye başkanlarımız üzerinden, kendisiyle hesaplaşmaya girenlerin hesabını görmeye, İzmir’e şaşı bakanları, yan bakanları bir kez daha sandığa gömmeye kararlıdır” dedi. “İZMİR’DE HAKKINI VERECEĞİZ”
Sözlerine devam eden Yücel, “Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütü olarak; hiç dinlenmemek üzere çıktığımız bu yolda, önümüze çıkan engelleri, azim ve kararlılıkla bir biraşmaya devam ediyoruz. Partimiz ve Türkiye için son derece önemli olan ve İzmir’in ev sahipliğinde gerçekleşen bu organizasyon, bizlere hem büyük bir güç, hem de büyük bir sorumluluk vermiştir. Bu sorumluluk duygusuyla, İzmir’den sizlere söz veriyoruz; Genel başkanımızın, ülkenin karanlık günlerden kurtulması için attığı her adımın ve Milletvekillerimizin 81 ilimizdeki çalışmalarında akıttıkları alın terinin, her damlasının İzmir’de hakkını vereceğiz. Sözlerime son verirken, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütünün her bir üyesi adına sizleri selamlıyor, bu önemli organizasyonla, partimizin İzmir’e ve İzmir halkına verdiği değeri, bir kez daha gösterdiğiniz için teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. SOYER: İZMİR İKTİDAT KONGRESİ’NİN DE 100. YILINI COŞKUYLA KUTLAYACAĞIZ
İzmir İktisat Konhresi’nin 100. Yıl kutlamaları hakkında bilgi veren Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yüz yıl ülkelerin tarihinde çok önemli kilometre taşır. Kurulun ve kurtuluşun şehri İzmir’in 100. yılı bu ünvana yakışır şekilde kutlanmalıydı. O nedenle kurutuluşun şehri derken 9 Eylül’dür. Kuruluşun şehri derken 17 Şubat’tır. Nasıl ki 9 Eylül 1922’yi 100 sonra büyük bir gururla ve coşkuyla kutladıysak İzmir İktisat Kongresi’nin 100. Yılını anlamına ve içeriğine uygun olarak aynı görkemle kutlamaya hazırlanıyoruz. İktisat Kongresi hazırlığıyla ilgili konuşmak istiyorum, 100. Yıllarda mutlaka yeni bir yüzyıla girerek geçmiş 100. Yılla değerlendirme yapmak gerekir. Tarihe bakmayı arabada giderken arada dikiz aynasına bakmaya benzetiyorum. Bizim de yapmak istediğimiz şey bu; 100 yıl önce yani kurtuluşundan 5 ay sonra, adeta küllerinden doğacak bir devleti yaratmak için yeni bir cumhuriyet kurmak için düzenlenen bir İktisat Kongresi. Bu kongre henüz Lozan Antlaşması müzakereleri bitmemişken ve yangın yeri bir şehirde düzenleniyor. Gelecek 100. Yılın iktisat politikalarını belirlemek için düzenleniyor. Bu tarihi misyonu bugünde üstleneceğiz. O günkü kongreye Türkiye’nin her yerinde delege katılıyor. Sayın genel başkanımızın onayıyla, bu süreci başlattık. 10 Ağustosta çiftçi buluşmalarının ilkinki başlattık. Tüccar buluşmasını gerçekleştirdik. 4 ayrı grupla buluşmaları sürdürüyor olacağız. İlk toplantılarda ortaya çıkan verileri akademisyenlerle buluşturacağız. İkinci safhasını başladığımız iki yurttaş formu düzenliyoruz. Gençlerin, kadınlarında söz hakkı bulacağı 2 ayrı yurttaş formu düzenleyeceğiz. Özetle bu derin umutsuzluk ve gelecek kaygıları içinde bugünün siyasal ikliminde gelecekte oluşturacağımız siyasi kararlara zemin teşkil edecek talepleri beklentiler ve çözüm önerilerini gündemimize getirmiş olacağız. Türkiye’nin geleceğine ışık tutacak ve CHP iktidarında elinden bulunduracağız belgeleri yolunuza aydınlatacak bir katkı olarak değerlendireceğiz” dedi.
“İZMİR HER DAİM YANINIZDA”
Kılıçdaroğlu’na her daim yanında olduklarını söyleyen Soyer, “Son olarak diyeyim; il başkanımızın verdiği söze bende şu cümleleri ekleyeyim; Sayın genel başkanım bu yolculukta İzmir her daim yanınızda olmaya devam edecek. Varlığınız ve değerleriniz ilham alıyor, moral buluyor, çalışma azmi buluyoruz. Ayağınıza taş değmesin. Milletvekili arkadaşlarımızla bizi geleceğe taşıyacağınız yolda yorgunluk yılgınlık olmadan devam etmenizi diliyoruz” ifadelerini kullandı.