Eğer bir mahallede yoksulluk varsa, fakirlik varsa oraya
pozitif ayrımcılık yapılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının
vatandaşların parasını harcadığını, bu nedenle de yaptığı her yatırımın
hesabını halkına vermesi gerektiğini, kul hakkı yemeyen bir anlayış istediğini
dile getirdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün kentte önemli
hizmetler yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Buraya bir zatı muhterem geldi
ve doğrudan Büyükşehir Belediye Başkanı'nı hedef alarak 'Efendim hastane yaptık
yol yapmıyorlar, yolu vurur geçeriz' dedi. Sen hele 15 yıldır devam eden bu
hastanenin asansörünü yap, vallahi de yolu yaparız, billahi de yaparız. Yol da
yaparız, park da yaparız, yeşil alanları koruruz. Sosyal hizmetleri götürürüz,
her şeyi yaparız. Niye yapmayalım?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda Göcek Tüneli
geçişlerini ücretsiz yapacaklarını belirterek şöyle konuştu:
"Vatandaştan vergi alacaksın, para alacaksın,
vatandaşın vergisiyle yapılan fabrikaları özelleştireceksin, bir de dışarıdan
borç alacaksın, sonra diyeceksin 'Yol yaptık, tünel yaptık para öde.' Ben
vergiyi niye ödedim? Vergiyi ödedim ki yol yap, tünel yap, köprü yap. Sen
bunları yapıyorsun, birde bunları benim paramla yapıyorsun, sonra bir de ben
geçerken ayrıca alıyorsun. Buna izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde böyle
gariplikler olmaz. 17 yıldır bu vatandaşlarımız oy verdiler. 17 yıldır bir
siyasal iktidarı getirdiler. İstedikleri kanunu çıkardılar. İstedikleri
kararnameyi çıkardılar. İstedikleri genelgeyi çıkardılar. İstedikleri kişiyi
vali atadılar. İstedikleri her şeyi yaptılar. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime
şu soruyu sormak istiyorum. 17 yıldır oy verdin, 17 yılda bu ülkenin
insanlarını getirdiler soğan kuyruğuna mahkum ettiler. Sebebi ne? Eğer sandığa
gidip vicdanının sesini dinleyip oy vermek istiyorsan bu soruyu kendine
sor."
"82 milyon bir bayrağın altında ve bir vatanda
yaşıyorsak milliyetçilik budur"
İktidarın vatandaşını soğan, domates, biber, patates
kuyruğuna mahkum ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Vergi istedin vatandaş verdi. Özelleştirme yaptın, dünyanın parasını aldın. Ne oldu da ülke bu hale geldi? Ne oldu da canlı hayvanı, samanı dışarıdan getirdin? Ne oldu da iki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor, ne oldu? Bu ülkenin nohutuna, fasulyesine ne oldu? Niçin dışarıdan geliyor? Hangi gerekçeyle dışarıdan geliyor? Beka sorunumuz var diyorlar ya, üretmezseniz beka sorununuz olur. Çalışmazsanız beka sorununuz vardır. Trump telefon etti diye papazı ertesi gün bırakırsan sizin beka sorununuz var demektir zaten. Niye bırakıyorsun papazı? Ülkücü olduğunuzu söylüyorsunuz eyvallah. Vatanı, bayrağı sevdiğinizi söylüyorsunuz. 'Bu ülkenin çakıl taşı için canımı veririm' diyen ülkücü kardeşim, Şah Türbesi'ni kendi topraklarından kaçıran bir siyasal iktidara nasıl destek vereceksiniz? O topraklardan Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar ve şimdi ülkücülere diyorlar ki 'Gel bize oy ver.' Hani vatan, hani bayrak, hani çakıl taşı, hani ülkücülük? Kendisine ülkücü diyen hiçbir ülkücü kendi topraklarından kaçan ve Süleyman Şah Türbesi'ni de kaçıran bir iktidara, bir güce oy vermez, Verirse ülkücü değildir."
Sakarya'daki tank palet fabrikasının bugün kurulmaya
çalışılsa 20 milyar dolara kurulacağını belirten Kılıçdaroğlu, buranın yüzde
49,9'unun Katar ordusuna satıldığını savundu.
Kaça satıldığını bilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu,
şunları kaydetti:
"Bedava uçak aldılar. Bedava değil, fabrikanın karşılığında. Dünyada kendi silah fabrikasını başka bir yabancı orduya satan bir örnek yok. Ülkücü ve milliyetçi kardeşlerime sesleniyorum. Milliyetçilik sıradan bir olay değildir. Bizim altı okumuzdan birisinin milliyetçilik olması da boşuna değildir. Milliyetçilik, kendi ülkesinde üretmek, çalışmak, kendi fabrikalarını kurmak demektir. Milliyetçilik el aleme avuç açmamak demektir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi demektir. Milliyetçilik budur. Milliyetçilik kendi vatandaşları arasında ayrım yapmamak demektir. 82 milyon bir bayrağın altında ve bir vatanda yaşıyorsak milliyetçilik budur. Şimdi onun sözcülüğünü yapan birisi milliyetçi diye geçinip bize saldırmaya çalışıyor. Ne derlerse desinler, kendi ülkesinin silah fabrikasını Katar ordusuna satan ve bunu destekleyen hiçbir kişiye asla ve asla milliyetçi ve vatansever denmez."