ÖNCÜŞEHİR - İzmir’e gelerek bir dizi programa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir ziyaretinin ikinci gününde TÜLOV çalıştayının ardından 30 Ekim 2020 depreminde evleri yıkılan depremzedelerle bir araya geldi.
Buluşmaya Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Danışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar ve CHP İzmir İl Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.
KILIÇDAROĞLU’NDAN BAŞKAN SOYER’E TALİMAT
Emsal artışı konusunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e talimat veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Burada sıkıntı yaşanmış, deprem olmuş, can kayıpları var. Dolayısıyla devletin harekete geçip hadi can kayıpları için bir şey yapamıyoruz ama mal kayıpları için bir şeyler yapılması lazım. Sosyal devlet, vatandaşın yanında olan devlettir. Rahmetli Ecevit döneminde deprem vergileri çıkarılmıştı. O ek vergilerden bazıları hala uygulanıyor. Biz nerelere gittiğini sorduğumuzda hesabını size mi vereceğiz dediler ve hesabını vermediler. Ben bütün depremzede arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Haklarınız arayın ben hep yanınızda olacağım. Hak kayıplarınız var evlerde. Zaten zar zor ev sahibi olmuşsunuz. Deprem oldu. Ev yıkıldı. Sosyal devletin benim yanımda olması lazım. Ne yapıyorlar? Gelip sana kağıt imzalatıp seni borçlandırıyorlar Halbuki sosyal devlet bir afetzedenin bütün masraflarını karşılık beklemeden karşılaması gerekiyor. Bu konuda CHP’li vekillerin verdiği kanun teklifleri var. Onlar açıklandığında siz göreceksiniz kimler afetzede yanında kimler değil diye Kat yükseklikleri konusunda... Sayın Tunç Başkan; Eğer vatandaşımız bunu ödeyemiyor ve bunu başka yollardan karşılamak gerekiyorsa, bunun için kat yüksekliği gerekiyorsa, ‘Gerekirse yapılacak’ dediniz. Gerekiyorsa değil, yapılacak. Burada gökdelenler var. Demek ki yüksek binalar yapılabiliyor. Engel çıkaracaklardır. Onlar engel çıkarırsa bunu İzmirliler hesabını sorar. Ama engel bizden çıkmasın” diye konuştu.
"11 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI BUNU KARŞILAYAMAZ"
Mağdurların borçlarının giderilmesi konusunda Nilsu Karaman’ın kendisine yönelttiği soruya da yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Yangın bölgesinde de vatandaşlar da borçlandırıldı. Buradaki ev sayısı çok az. Yangın bölgesinde de 1-2 katlı evler vardı onlara kağıt imzalatmışlar biz karşılayacağız dedik. İzmir gibi çok daha kapasiteyi içeren yeniden yapılanmanın maliyetini 11 büyükşehir belediyesinin karşılaması mümkün değil. Doğrusu nedir, kat yüksekliği vereceksiniz gelip yapacaklar, maliyetini karşılayacaklar, kimsenin cebinden ek ücret çıkmayacak. Sosyal belediyeciliğin anlamı budur. Merak etmeyin takipçisiyiz. İYİ Partinin de milletvekilleri burada onlarda aynı dikkatle takip ediyorlar” dedi.
“İZMİR’İN RÖNTGENİNİ ÇİZMEK ÜZERE DEV BİR PROJE BAŞLATTIK”
Başkan Soyer ise emsal artışı konusunda çalışmalar yürüteceklerini belirterek, “Nilsu Hanım çok önemli bir konuşma yaptı Haklarına sahip çıkacaklarını ifade etti. İzmir Büyükşehir belediyesi olarak o hakların korunması için sonuna kadar sizin yanınızda olacağız. Asla sizi yalnız bırakmayacağız. İBB Başkanı olarak koltuğa oturduğum ilk günlerde Deprem Daire Başkanlığı’nı kurduk. Biz İzmir’in deprem bölgesi olduğunu bilerek geldik göreve. İyi ki kurmuşuz. O daire başkanlığında depremin ardından yoğun bir çalışma başlatıldı. Biz depremden yalnızca 1 ay sonra tüm depremzedeleri başlarını sokacaklar bir yuvaya yerleştirdik. Halkımız depremzedelere sahip çıktı. Türkiye’ye örnek bir deprem sonrası süreci yaşandı. Sonraki konu deprem mağdurlarımızın sorunlarını nasıl gidereceğimiz faslı başladı. Önce, birkaç noktayı bilmenizi istiyorum. İlki, İzmir’in röntgenini çizmek üzere dev bir proje başlattık. Tüm İzmir’i tarayıp sondajlar yapıp diri fay hatlarını tarayıp İzmir’in deprem durumunu herkesin bilmesini sağlayacak bir çalışma yapıyoruz. İkincisi, 33 bin 100 hanenin deprem güvenlik karnesini çıkarıyoruz. Bunları neden yapıyoruz? En önemli meselenin yaşadığımız şehirde güven duygusu içinde yaşamak olduğuna inanıyoruz. Öncelikle şehrinizin güvenilirliğini ortaya çıkarmak istiyoruz. Bunu yaparken imar mevzuatıyla uygun olmayan çözümler üretmek zorunda kalacağımı gördük. Bu binalara ilgili yeni düzenleme ihtiyacı ortaya çıktı. Mevzuat, bunların yeniden inşasında hak kayıplarına yol açıyor. Bu nedenle adına K Alanı verdiğimiz bir düzenleme yaptık Bu ne demek? İlçe belediyelerimiz, ilçesinde korunması gerek alan olarak tarih ettiği alanları çizdiler ve biz de büyükşehir olarak bunları onayladık. Böylece, K alanlarında mevcut durum neyse onun mevzuata uygun olarak yeniden yapılmasının önünü açtık. Kısacası, emsal artışını biz bir biçimde böyle vermiş olduk. Fakat şimdi Nilsu hanımı dinledikten sonra şu noktaya geldiğimiz net olarak söyleyeyim. Sayın Genle Başkanımızın da talimatıyla bizler ada ölçesinde veya daha geniş ölçekte revizyon yaparak emsali artırmak için en yapılması gerekiyorsa yapacağız” dedi.
KARAMAN’DAN ELEŞTİRİ
Buluşma başlangıcında proje alanı mağdurları adına konuşan Nilsu Karaman, depremzedeler olarak kanunun farklı hükümleri kapsamında ayrıştırıldıklarını ve depremzedelerin kentsel dönüşümcü olarak gösterilmeye çalışıldığını söyledi. Bugüne kadar sorunlarının çözümleri için attıkları her adamın karşılıksız kaldığının altını çizen Karaman, depremzedelerin boş senetlere imza atmaları için zorlandığını da ifade etti. Yeni yapılan konutlarda, birçok açıdan hak kaybına uğradıklarına dikkat çeken Karaman, siyasilere de seslendi ve “Biz bu buluşmaya ayrım yapmadan tüm milletvekillerimizi davet ettik. Ama görüyoruz ki iktidarın milletvekilleri aramızda değil. Biz, zayi edilen yaşam alanlarımızın peşinden koşmak zorundayız. Bunu, ‘Can derdi varken mal peşinde koşuyorlar’ diyenler bir kez daha düşünsünler. 6A maddesi bir garabettir. Çünkü mülklerimize Hazine tarafından el konuldu. Kanunlarımız, hiçbir gerekçe olmadan mülklere el konulamayacağını söyler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mülkiyetlerimize el koymuş ve bizi boş senetlere imza attırmak suretiyle borçlandırmıştır. Bu alanlar bakanlık tarafından riskli alan ilan edilmiştir. AFAD, bize bu alanlarda neler yapıldığını açıklasın. Biz, hak ettiğimiz eşya yardımlarını bile alamadık. Sayın milletvekillerime rica ediyorum. TBMM açılır açılmaz. Bizi mağdur eden kanunlardaki değişiklik için bir an önce önerge verelim. Sayın Kılıçdaroğlu, Muğla’da bir açıklamada bulunmuştunuz. Mağdurların kredi borçlarına sahip çıkacağız diye. Ama sonradan anladık ki sanırım biz buna dahil değilmişiz. Lütfen bunu bize açıklayın. Bizler sizin teveccühünüze mahzar mıyız, onu öğrenmek isteriz. Depremzedeler r-olarak merkezi iktidardan da taleplerimiz var. Şehir Hastanesi’nin arkasında yapılan konutlardan bize hak tanımadı. Biz oradaki 8 bin 500 hak istiyoruz” dedi.