İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent tarihinin önemli yapılarını restore ederek onları yeniden eski ihtişamına kavuşturmaya devam ediyor. İzmir mimarisinin önemli köşe taşlarından Namazgah Hamamı'nı ve Agora Parkı’nı restore eden Büyükşehir Belediyesi, bu iki önemli yapının açılışını gerçekleştirdi. Agora bölgesinde 1718 metrekarelik arazi içinde yer alan tarihi hamamın eski görkemine kavuşturulduğunu ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Ba şkanı Aziz Kocaoğlu, 16. yüzyılda yapıldığı bilinen Namazgah Hamamı uzun bir süredir virane bir durumda olduğunu belirtti. Başkan Aziz Kocaoğlu, tören konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu.
Perdeyi aralıyorum
Seçim sürecine girildikten sonra uzunca bir süredir açıklama
yapmadığını hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,"Bakıyorum
kim neler söylüyor, neler vaat ediyor? Bugün biraz perdeyi aralayıp, konuşma
ihtiyacı duydum. Bugüne kadar AKP'nin sayın adayına hiç cevap vermedim.
İzninizle bugün itibariyle başlıyorum. Çok sevdiğim bir söz var; ‘Köpeksiz köy
bulmuş, değneksiz gezer’ diye. Nihayetinde İzmir sah ipsiz değil! En azından 31
Mart akşamına kadar buradayım” diye konuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir adayı Nihat Zeybekçi'nin
"kibarlığının" altını çizen Başkan Kocaoğlu, "Aynı dönemde
belediye başkanlığı yaptık. Bizi sever,
sayar. Biz de onu sever sayarız. Her
şeyden önce, siyasi nezaket diye bir şey var. Ama bu iş başka, seçim başka!
Zaten İzmir'e geldiğinden beri kendisi de her fırsatta bize vurmaya başladı.
Allah var, isim vermiyor. Bu kenti 15 yıldır kim yönetiyorsa, ona
konuşuyor" dedi.
Okuyunca güldüm
Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önce Sayın Aday'ın ‘İzmir'deki beceriksizliklerin ideolojik
kılıflarla örtülmesine izin vermeyin’ sözlerinden başlayalım. İzmir'de
beceriksizlik yoktur. Aksine, iktidar partisinin tüm çifte standartlarına, tüm
engellemelerine, bu kenti görmezden
gelmelerine rağmen bir başarı hikayesi vardır. O zaman sayın adayın cümlesini
'İzmir'deki başarı öyküsünün ideolojik kılıflarla örtülmesine izin
vermeyeceğiz' şeklinde düzelte lim."
Zeybekçi'nin projeleri arasında saydığı yeni metro hatlarına
da dikkat çeken Kocaoğlu, "Baktım, aralarında Buca ve Otogar metroları da
var. Okuyunca güldüm. 11 yıl öncesini hatırladım. 2008’de ‘herkesin metrosunu
yapacağız’ dediklerinde, biz de buna inanıp projesini hazırladığımız
Halkapınar-Otogar metrosunu söylemiştik.
AKP'nin yönettiği diğer büyükşehirlere metro için kaynak aktardılar. Ama
aradan geçti 11 yıl. Bizim metrodan hala haber yok! Bu proje, İzmir’de
bakanlığın yapacağı ilk metro olacaktı. Her yıl konuşulmasına rağmen bir türlü
başlanamadı. Nihat Bey bu geleneği
değiştirmemiş. Bu seçim öncesinde yine ‘Otogar'a metro’ konuşuluyor. Oysa
İzmirli samimiyet istiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kendi gücüyle İzmir
Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı bir il olduğu için, kanunen alması gereken paranın
dışında bir kör kuruş almadan İzmir’de raylı sistemi 11km’den 179 km’ye çıkarmıştır. Raylı sistemle taşınan
yolcuyu 70 binden 850 bine çıkartmıştır. Hikaye budur. Peki ya 'Buca'ya metro'
sözüne ne demeli? 13 Nisan 2017'den beri, yani tam 667 gündür projesi hazır
olduğu halde Ankara'dan onay alamadığımız Üçyol-Buca metro hattını yapacağız
demek ne demektir? Onaylasaydınız, ekonomi bozulmasaydı, faizler artmasaydı,
ucuz krediyi alıp şimdiye metronun temelini atacaktı k. Hala onaylamadınız.
İzmirli sormaz mı size, neden İzmir'in metro projelerini bekletiyorsunuz diye!
Ben buradan Sayın Aday'a bir soru daha soruyorum; Siz bir metre raylı sistem
yaptınız mı?" şeklinde konuştu.
Dersini çalışmazsan böyle olur
Başkan Aziz Kocaoğlu, şöyle devam etti:
AKP'nin Sayın Adayı, ‘İzmir'de yağmur suyu ayrıştırması yok.
Arıtma da var diyemeyiz’ sözünü sık sık tekrarlayarak hafızalarda böyle bir
algı oluşturmak niyetinde. Vereceğim cevaplardan sonra arıtma konusunu
kapatacağını düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi, TÜİK’in verilerine göre
Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı ve kişi başına düşen arıtma
miktarıyla Türkiye lideridir. Türkiye’de liderdir, liderdir! Son 4 yıl i&c
cedil;inde, sadece yağmursuyu altyapısı için 175 milyon TL'lik yatırım
gerçekleştirmiştir. 514 kilometre uzunluğunda yağmursuyu hattı işletme
halindedir. Bilmezsen, dersini
çalışmazsan böyle olur. Sayın Aday, 8 yıl belediye başkanlığı yaptığı
Denizli'de kaç arıtma tesisi kurdu, ne kadar atık suyun arıtılmasını sağladı?
Bunu da açıklarsa seviniriz. Dilerse, Avrupa Birliği standartlarındaki ileri
biyolojik atık su arıtma tesislerimizi kendisine gezdirebilir, partisinin
yönettiği belediyelere model olarak sunması konusunda yardımcı olabiliriz.”
Katı atık bertaraf tesisi konusunda yaşananları Nihat
Zeybekçi'nin de çok iyi bilmesi gerektiğini kaydeden İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı, "İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşen her şeyi yapmış ancak
tesisin kurulmaması yönündeki siyasi ayak oyunları, bu yatırımın hayata
geçmesini engellemiştir. Her bulduğumuz katı atık yeri kaldı. Bu kadar işi
yapmış belediye, katı atık bertaraf tesisini de en kısa sürede yapılacak
kapasitededir. Harmandalı katı atık depolama bölgesi de Türkiye’nin ilk düzenli
bölgedir” dedi.
İzmirliler inanır mı?
Nihat Zeybekçi’nin, ‘İzmir'in nitelikli nüfusu İstanbul'a
gidiyor’ sözüne de karşılık cevap veren Başkan Aziz Kocaoğlu, “Göçün tersine
döndüğünü, beyaz yakalıların İstanbul yerine İzmir'i tercih ettiğini bilmiyor.
Tavsiyem, TÜİK verilerini incelemesidir. Ben bir rakam vereyim de kolaylık
olsun. 2018 verileri henüz açıklanmadı ama 2017 yılında sadece İstanbul’dan 18
bin 506 kişi, İzmir’i tercih etti. Bunların y&uu ml;zde 44’ü ise en az üniversite
mezunu" diye konuştu.
Aday Zeybekçi'nin "Büyükşehir Belediyesi olarak, Bozdağ
Kayak Merkezi'ni İzmir'e yakışır bir hale getireceğiz" sözlerine de
değinen Kocaoğlu, şunları söyledi:
"5 milyar liralık Özel İdare mallarından İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne, görevlerin yüzde 95’i verilmesine rağmen bir 'patlak lastik' bile verilmemiştir. Çifte standart devam ediyor. Demek AKP’li belediye gelirse, öyle bir ihtimal yok ya, o tesis belediyeye verilecek! CHP’li belediyeye verilmeyen tesisler AKP’li belediyeye veriliyorsa, bunu İzmirliye anlatmanız gerekir. Bir de temcit pilavı gibi yıllardır tekrarlanan ama hep lafta kalan işler var. ‘Buc a Cezaevi'ni kaldırıyoruz’ bunlardan biri. 15 yıldan beri her seçimde aynı vaadi tekrarlayan AKP adayları istikrarını sürdürüyor. 2004 yılında, dönemin AKP’li Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek birlikte söylemişti; "Buca Cezaevi'ni yıkıp ticaret merkezi yapacağız" diye. 2014'te bu kez Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım çıktı ve ‘Adalet Bakanı ile görüştüm, talimat verdi; Buca Cezaevi kaldırılacak’ dedi. Hiçbir şey değişmiyor. 2019 yılına gelindiğinde ise bu kez bayrağı Nihat Zeybekçi devraldı. ‘Buca Cezaevi yeşil alan olacak’ açıklamasını yaptı. Siz olsanız inanır mısınız?”
Çandarlı Limanı eleştirisi
Başkan Kocaoğlu, “Ağızlara sakız olan bir de Çandarlı Limanı
meselesi var. AKP'nin 2011 yılında İzmir'e vaat ettiği 35 projeden biriydi. En
son ‘2017'de tamamlanacak’ dediler. 2018 Ekim ayı itibariyle 680 milyon lira
harcanmasına rağmen hala yüzde 30 seviyesinde. Projenin devam edip etmeyeceği
bile bilinmiyor. Ama Çandarlı Limanı, hala AKP adayının seçim programında yer
alıyor. İzmir’deki liman konusu, bugünün konusu değil. Ama üstünde detaylı
tartı şılması gereken bir konudur. Elleçleme limanı özelliğini Pire’ye
kaptırdık. Bize acilen bir elleçleme limanı gereklidir. İzmir Limanı’nı
kruvaziyer limanı yapacağım demek yanlıştır. İzmir Limanı bir müddet daha yük
limanı özelliğini sürdürecektir. Çünkü İzmir’in güneyini ve doğusundaki
sanayicilerin mallarının maliyetini arttırmak demektir” dedi.
Doları zıplatan Bakan
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“İzmir'e gelince bir anda 'tarım ve üretici dostu' olan
Sayın Aday'ın aslında Ekonomi Bakanlığı döneminde neler yaptığına bir bakmak
lazım. Sayın Aday, Türk siyaset tarihine, ‘Türkiye gibi tarım zengini bir
ülkede patates- soğan ithalatına izin veren; buğday, arpa ve mısırdaki ithalat
gümrük vergisini çok ciddi oranda düşüren, canlı büyükbaş hayvan ve karkas et
ithalatının önünü açan, tarım ürünleri ithalatındaki vergi yi düşürerek Türk
tarım ve hayvancılığına büyük darbe vuran bakan’ olarak geçmiştir. Başta da
dedim ya, İzmirli samimiyet ister. İzmirli, özü-sözü bir adamı sever. Orada
öyle, burada böyle olmaz! İzmirli bunu kabul etmez. Sayın Aday, Ekonomi
Bakanlığı döneminde sık sık ‘dolar düşecek’ laflarıyla iddiasını ortaya
koyarken, dolar kurunun 2 liradan 4.6 liraya yükselmesini önleyememiş bir bakan
olarak da tarihe geçmiştir."
Elektrik Fabrikası çağrısı
Zeybekçi'yi açıkladığı projeler üzerinde eleştiren Başkan
Kocaoğlu, "İzmirliler Sayın Aday'a diyor ki, ‘Devlet eliyle yapılması
gereken projeleri; Evde sağlık hizmeti,
kadınlara istihdam, tarımsal üretimin artırılması, körfezin korunması, yağmur suyu ayrıştırma,
tarihi yapıların restorasyonu, sokak hayvanlarının korunması, gençlik
merkezleri, spor kulüplerine destek, okullara bakım-onarım, belediye-üniversite
işbirliği, termal turizm gibi yapılan ve yapma kta olduğumuz işleri ‘mega
proje’ olarak sunmayın bize.. Tarihi yapıları korumaya, önce şu satışa
çıkardığınız Tarihi Elektrik Fabrikası'nı satmaktan vazgeçerek ve restore
ederek başlayın” diye konuştu.
Tramvayı iyi ki yapmışız
AKP'liler tarafından eleştirilen tramvayın tahminlerinden
çok daha fazla yolcu taşıdığını belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, “İyi ki
yapmışız. Siz kent merkezinden geçen tramvaya karşı çıkmadan önce, AKP'li
belediyelerin yönettiği ve tramvay kullanan diğer kentlerdeki uygulamalara bir
bakın! Orada vagonlar kent merkezinden değil de sayfiye yerlerden mi geçiyor?
Seçim öncesi ‘suda indirim’ söylemiyle karşımıza çıkacağınıza, AKP'li
belediyeler olarak geçmiş dönemde ‘otomatiğe bağladığınız’ fiyat artışlarının
hesabını verin topluma. Gerçi büyük şehirlerde seçilmiş belediye başkanı da
kalmadı ya!” dedi.
Kentsel dönüşümde örnek kentiz
Konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından
dile getirilen “Kentsel Dönüşüm" konusuna da değinen Başkan Aziz Kocaoğlu
şunları söyledi:
"Kentsel dönüşüm önce, kentin her türlü sosyal donatı
alanlarıyla yaşanabilecek yoğunlukta yeniden yaratılmasıdır. Mesela TOKİ’nin
hazine arazilerine yaptığı konutlar kentsel dönüşüm değildir. Belediyeleri
finanse etmek amacıyla kurulmuş İller Bankası’nın heyelan bölgesinde belli
arazileri toplayarak yaptığı binalar kentsel dönüşüm değil, bir faciadır.
Bilerek ve inanarak söylüyorum. Kentsel dönüşüm, İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin yıllarca mutfakta ç alışarak gerçekleştirdiği, Uzundere’de
yerinde teslim ettiği yaşanacak alanları yaratmasıdır. Binalar güçlenecek ama
komşular aynı olacak. O arazi parçasından ne belediye, ne de başka bir kişi bir
kuruş rant, bir kuruş gelir sağlamayacak. Ne değer üretiliyorsa, inşaat
maliyeti hariç, hepsi orada yaşayan tapu sahibi hemşerilerimize verilecek.
Bizim başlattığımız kentsel dönüşüm çalışmaları, Türkiye’ye örnek olmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanı şimdi ‘yerinde ve uzlaşmalı dönüşüm’ demeye başladı. Ne
oldu Sulukule’de? Ne oldu Fikirtepe’de? Ne oldu İstanbul’da? Siz bir de gidin
sorun İzmir’de, Uzundere’deki, Örnekköy’deki vatandaşlara.. İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin adalet dağıttığını, hak yemediğini insanlar gördü, inandı ve
çalışmalar devam ediyor. Eğer TOKİ, eğer İl Bank, eğer bir bakanlık kentsel
dö ;nüşüm yapacaksa, bizim belirlediğimiz 4 bin 500 hektarlık alanda,
bir santimetrekare yoğunluk artışı yapmadan kentsel dönüşüm yapacak. Buna
varsan buyur gel! Bunu becerebileceksen, bu doğa sevgisi, bu özveri varsa buyur
gel, biz de yardımcı olalım. Ama yoksa, her tarafa para ve rant olarak
bakıyorsan, sen kentsel dönüşüm değil inşaat yaparsın. Bugün Türkiye’nin
geldiği durum, son geldiğimiz noktadır. Adına ne derseniz deyin ekonomik
krizdir. Bir de yatay yapı ve tıraşlama muhabbeti çıktı. Bu seçim arifesinde
algı yönetiminden başka bir şey değildir. Binaların yüksek, alçak olması hiçbir
anlam ifade etmez. Şehri şehir yapan, inşaat yoğunluğudur. Siz inşaat yoğunlunu
ne kadar vereceksiniz? Siz yaşanacak alan bırakacak mısınız? Otopark, spor
alanları, meydan, insanların buluşacağı alanlar, mekanlar yapacak mısınız?
Yüksek yapı, alçak yapı… Yerelden kalkınma modelini ya pan belediye başkanı
olarak söylüyorum, yoğunluktur esas olan. Kat tartışmaları boş laftır!”
Tarım Bakanlığı Türk tarımı için ne yaptı?
Merkezi Hükümetin 17 senedir ülkeyi yönettiği halde tarımla ilgili hiçbir şey yapmadığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, “Dünyanın en verimli coğrafyasında neden tarımda ithalata düştük? Tarım girdileri nedir? Çiftçi nasıl yaşıyor? Problemi nedir? Buna kafa yordun mu Tarım Bakanlığı? Buna çözüm ürettin mi? Dünyada tarımını geliştirmiş ülkelere baktın mı? Ne yapmışlar, ne gibi çözüm üretmişler? Hollanda 120 mi lyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyor. Dünyada sanayi devi bu ülke. Ama tarımı bırakmıyor. Sanayide dışarıya bağımlıyız. Bir müddet daha bağımlı olabiliriz. Ama elimizde hazır tarım, toprak, ova, mera var. Meraları sat, ‘hayvancılık öldü’ de. Tarıma tu kaka de, tarıma bakma, tarımı teşvik etme, ondan sonra bu duruma gel. Dünyanın en kapitalist ülkesi Hollanda’da tarım ürünlerinin yüzde 85’i kooperatifler kanalıyla üretiliyor, işleniyor ve ihraç ediliyor. Fransa’da bu rakam yüzde 80 civarında. Kooperatif eşittir komünizm dersen, tu kaka dersen, böyle bir mantıkla yaklaşırsan, tarımı ve hayvancılığı aracıya, toptancıya teslim edersen; çiftçiliği büyütemezsin” diye konuştu.
Yol haritasını belirleyebiliyor musun?
"Türkiye’de tarımı, hayvancılığı kalkındırmadan, 2-3
senede kendi kendine yeter hale gelmeden, tarım ihracatını katlayarak
büyütmeden olmaz" diyen Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“10 senede tarım ihracatımı 120-150 milyar dolara çıkaracağım
hedefini koyabiliyor musun? Bunun stratejik planını, yol haritasını
belirleyebiliyor musun? O zaman Türkiye kalkınır. Ülkenin inşaat sektörüyle
kalkınamadığını; servetin, kaynakların satılamayan atıl konutlarda kaldığını,
bir de onların olmayan bütçeden desteklenmeye çalışıldığını hayretle üzülerek
izliyoruz. Sen borç alansın bir ülkesin.
Dünya para politikasında borç ala rak ülkeyi büyütemezsin. Ülkeyi krize
sokarsın. Sen üretmek zorundasın.”
“Büyükşehir belediyesi kenti pazarlanan bir yer olarak görmüyor”
Törende konuşan Konak Belediye Başkanı Pekdaş ise, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarih projesi bu kente karşı sorumluluğun yerine getirildiği bir projedir. Kendi kimliğimizi koruyan pek çok eser var. Bu eserler çocuklarımıza karşı emanetimiz. Geçmişten gelen değerleri geleceğe aktarmak ve bu kentin kimliğini korumak görevimizdir. Büyükşehir Belediyesi, kenti pazarlanan bir yer olarak görmediğini, yaşanacak bir yer olarak gördüğünü bi r kez daha gösterdi. Bu, bu kente karşı sorumluluktur. Bu nedenle bu projeye katkı koyan tüm bileşenlere teşekkür ediyorum. Bu değerleri korumak borcumuz olsun. İzmir bu değerlerle var” dedi.
Beceriksiz olan kim?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
konuşmasında İzmir-Denizli kıyaslaması da yaptı:
"Sayın Aday, her fırsatta 'Denizli'de şunu yaptık', 'Denizli'de hiç
böyle olmazdı' diye konuşunca, insan merak ediyor tabii.. İzmir ile Denizli
arasında nasıl bir fark var diye..
Tarımsal ve sanayi gelirlerindeki, Gayri Safi Milli
Hasıla'daki, Kişi başına düşen gelirdeki artışlar.. 2004-2017 döneminde
bunların hepsine birden baktığımızda, İzmir'in Denizli ile arasındaki farkın
İzmir lehine giderek büyüdüğünü görüyoruz. Ama iki kenti kıyaslarken, asıl
bakılması gereken başka bir şey var: 2004-2017 döneminde İzmir’den Ankara’ya
toplam 429 milyar lira gönderilmiş, geriye ise sadece 105 milyar lira
dönmüştür. Yani gönderdiği her 4 liradan
ancak 1 lirasını geri almıştır. Dolayısıyla İzmir, kamu gelirlerine net 323
milyar lira katkıda bulunmuştur. Denizli’den ise aynı dönemde, Ankara’ya toplam
16 milyar lira gönderilmiş, geriye ise 20 milyar lira dönmüştür. Yani Denizli,
Ankara’ya gönderdiği her 80 lira karşılığında geriye 100 lira almıştır. İzmir
kamu gelirlerine 323 milyar lira katkı sağlarken, Denizli 4 milyar lira ilave
kaynak kullanmıştır. Özeti şu: İzmir net kaynak üreten,
Denizli ise net kaynak kullanan bir kenttir.İzmir, Ankara'ya ciddi miktarda kaynak göndermesine rağmen, ekonomideki büyümesini başarıyla sürdürmüştür. Şimdi soruyorum Sayın Aday'a: Beceriksiz olan kimdir?"