İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentteki
basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.
Kocaoğlu ilk olarak belediye icraat ve yatırımlarına
değindi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2018 yılında ESHOT ve İZSU dahil
2.5 milyar TL’lik fiili yatırım
yaptığını belirten Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi:
"2004-2008 döneminde 5 yılda toplam 2.5 milyarlık yatırım yapabilmiştik. 2009-2014
döneminde ise 4.5 milyarlık yatırım
yaptık. 2014-2019 döneminde 10 milyar TL’nin üzerinde yatırım miktarına
ulaştık. Şu an 15 yılda yatırım miktarımız 17 milyar 600 milyon TL’dir. Böyle katlanarak
büyümeyi yakaladık. 2018 yılında başladığımız ve yapımı devam eden büyük
projelerimiz var. Bunların başında opera binası geliyor. Temeli attık,
çalışmaları hızla devam ediyor. Anadolu coğrafyasının opera binası olarak
tasarlanmış ilk binasını gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında Narlıdere metrosu
hızlı bir şekilde ilerliyor. Homeros Bulvarı dediğimiz Konak tünellerinden Buca
ve Bornova'yı toplayan 7.5 kilometrelik bir ana arterdeki 2.5 kilometrelik çift
tünel ve 2.2 kilometrelik viyadük
çalışmaları hızla sürüyor. O da İzmi r’in kuzeyden yaptığımız bulvar ile
güneyden yapacağımız Homeros bulvarı ana arterleri rahatlatacak bir çalışma.
Ayrıca kırsal kalkınmaya verdiğimiz destek devam ediyor. Kırsal kalkınmaya bugün itibariyle 1 milyar
78 milyon TL fiili destek vermişiz. Kentsel dönüşüm çalışmaları İzmir modeli
ile hızlı bir şekilde devam ediyor. Raylı sistem yatırımlarında İzmir çok büyük
bir sıçrama yaptı. 70 bin kişi günlük taşımadan bugün İZBAN ile metro ile
tramvay ile günde ortalama 800 bin civarında yurttaşımızı taşıyoruz. Bu da toplam
taşıdığımız yolcunun yüzde 40’ına tekabül ediyor. 1 aylık İZBAN grevi de
olmasına rağmen. Narlıdere metrosu bittiğinde bu oran daha da artacaktır. Hedef
raylı sistemde taşıdığımız yolcu sayısının yüzde 50’nin üzerine çıkması. Daha
da önemlisi seyahat edilen kilometrenin büyük çoğunluğunun raylı sistemle
ger&ccedi l;ekleştirilmiş olması. Vapurlarımızda yine 16 milyon yolcu
çıtasını geçtik. Yeni iskelelerimizi açıyoruz. Aliağa’dan Bergama’ya uzanacak
İZBAN konusunda TCDD ile mutabıkız. Biz de bize düşen alt geçit istasyon
ihalelerine hemen çıkacağız. Buca metrosu şu anda bakanlıkta onay bekliyor.
Onayı geldikten sonra da önümüzdeki sene onun da çalışmalarına başlanacak.
Dünyadaki finans yapısı bu süreçleri uzatabilir, kısaltabilir. Ona göre hareket
edeceğiz. Ayrıca Karşıyaka’dan Çiğli’ye tramvayı uzatmayı planlıyoruz.
Projeleri hazırlandı, bakanlıklardan onay geldiğinde çalışmalara başlayacağız”
dedi.
Adayın açıklanmaması
dezavantaj
Kocaoğlu, partisinin aday açıklama noktasında geç kaldığının
kamuoyunda konuşulması üzerine de “Adaylık açıklaması 2014’e göre geç kaldı,
kalmadı gibi bir konu gündeme getiriliyor. Geç kalıp kalmamak tarih olarak
değerlendirilecek bir şey değil. 2014’ü hatırlarsanız, Sayın Cumhurbaşkanımız,
Sayın Binali Yıldırım’ın elini kaldırdıktan 10 dakika sonra adaylık dosyamı
vermiştim. Sürece birlikte başlamak üzere adım atmıştım. Biz 1 Ekim’de aday
olmama kararımızı açıkladık. Bir ay sonra 27 Kasım’da Nihat Zeybekci’nin
adaylığı kesinleşti. 2 aydır Nihat Bey sahada ama bizde daha ilçe ve büyükşehir
adayları belli değil. Bu dezavantaj. Rakibin durumuna göre adayı saptamanın
önemli olduğunu düşünüyorum. Geç- erken meselesinin buna göre değerlendirilmesi
gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Süreci çok yakından
izledim
“1 Ekim tarihinden bu tarafa süreci yakından
izliyorum” diyerek konuşmasına devam eden Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir müddet sahada veda ziyaretlerine başlamıştım, sonra onu da durdurmanın uygun olduğunu düşündüm, beyanat vermemeye başladım. Aday belli olduktan sonra onunla beraber yürürüz, değerlendiririz diye düşünmüştüm. Benim hiçbir zaman kişilerle ilişkim olmadı. Kişilere yönelik iş yapmadım. Kişilerle uğraşmadım. Böyle bir lüksüm, böyle bir kişiliğim yok. Bir de dün bir köşe yazarı, bizim genel başkan adaylığını düşündüğümüz konusunda bir yazı yazmış. Ben, ailem 1877’den beri 4’üncü kuşağım, yerel yöneticilik yapıyoruz. 1877’de benim büyük dedem kurucu belediye başkanı. dedem il genel meclis üyesi, babam belediye başkanı, bana da nasip oldu İzmir’de belediye başkanlığı yaptım. Bütün felsefelerin, inançların, deneyimlerin özünde kendini bilmek, haddini bilmek vardır. Atadan gelen yerel yöneticilik fırsatı verilirse kentime, beldeme hizmet etmek için görev yaptım. 15 yılın sonucunda aday olmamaya, bayrağı başka bir arkadaşın alıp ileriye götürmesine inandığım için 1 Ekim’de aday olmama kararımı açıkladım. 6 ay önce partim pozisyon alsın, İzmirli değerlendirsin diye açıkladım. 71 yaşını sürüyorum. 3 buçuk ayda öğrendiğimi 70 senede öğrenmediğimin farkına varmış durumdayım. Çok şey öğrendim!”
Neden aday oldum?
“Neden tekrar aday
oldum?’ sorusunu yanıtlayan Başkan
Kocaoğlu, 2003 yılında annesi, babası ve kendisi arasında yaşadığı bir anıyı anlattı:
'2003 yılında Bornova
için adım geçiyor, annem ‘ biz çok çektik siyasetten, kesinlikle aday olma’
diyor. Eşime de bastırıyor. Bir gün telefonla konuşuyoruz; babam telefonu aldı,
‘oğlum 500 bin nüfuslu Bornova’ya belediye başkanı olmak çok şerefli bir iştir.
Sen devam et. Ama sana bir şey söyleyeceğim; ben 22 yaşında siyasete girdim.
Evren Paşa darbe yaptı, kovdu da canımı kurtardım. Girmek senin elinde ama
çıkmak senin elinde değil. Bunu bilerek gir’ dedi. "O laflar hala
kulağımda çınlıyor. Evet siyasete girmek kolay ama onun yüklediği sorumluluktan
sonra çıkmak maalesef ki maalesef kolay değil. Benim İzmir’e karşı borcum var.
15 sene İzmir’de Büyükşehir Belediye başkanlığı yaptım. 3 dönem üst üste seçim
kazanmış belediye başkanlığı onurunu İzmirliler bana yaşattı. Ben bu kentte
yaşıyorum, ailem bu kentte yaşıyor. Benim bu kente borcum var, onu yerine
getirdim. Bu kadar problem yaşanmasaydı biz aday olmayacağımızı açıklamıştık.
Ama İzmirliye olan sorumluluğum birinci nedendir. Bundan dolayı tekrar aday
adayı olma kararını vermek zorunda kaldım. İki; partime olan sorumluluğumdan
dolayı. Partimin en fazla oy aldığı ilinde Büyükşehir’i belki alabiliriz ama
ilçelerde büyük sıkıntı yaşayacağımız atmosferini gördüğümüz için aday adayı
olma kararı aldım. En önemlisi de; ben bu kentte yaşayacağım, her şeyim bu
kentte! Bu kentte herhangi bir başarısızlık olursa bunun faturası bana
çıkacaktır. 'Sen 5 yıl daha aday olsaydın böyle olmayacaktı, sen taşın altına
elini koysaydın böyle olmayacaktı' diyebilirler. Bu söylemin ağırlığı altında ezileceğimi
hissettim. 71 yaşından sonra bu kenti terk etmek gibi bir niyetim olmadığına
göre elimi, taşın altına koymam gerektiği ni düşündüm. Bütün mesele budur.
Hiçbir kişiyle, kurumla, kuruluşla uzaktan yakından alakam yoktur.”
Bağımsız aday olmam
söz konusu değil!
Kocaoğlu, “Genel başkanımızla, genel başkan olduğu günden bu
yana, Deniz Baykal Bey ile de beraber, hep genel başkanlarla süreci birebir
görüşerek götürdüm. Teke tek her türlü konuyu görüşüyoruz. Genel başkanımız ile
aramızda çok önemli bir sevgi saygı bağı vardır. Aday adayları kendilerini
genel başkana, MYK’ya PM’ye teslim eder. Takdir onlarındır. CHP’nin ilgili
kurumlarıdır. Biz fedakarlık yapmak gerektiğini duyduğumuz için bu adaylığa
talip olduk. Görev yapma, sorumluluk bilinciyle talip olduk. ‘Bağımsız aday,
başka partiden aday olacak’ lafları tamamen lafı güzaftır. Hiçbir yerden aday
olmayız. Kendimiz adaymışız gibi her türlü özveriyle çalışacağımızı buradan
duyurmak istiyorum” dedi.
Olumsuz bir durum
görmeseydim...
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kocaoğlu, "Aday
adayı olma kararında aday isimlerinin etkisi var mı?" sorusu üzerine
de; “İsimler üzerinde durmuyoruz.
Zorunlu olduğu için aday adayı olmak durumunda kaldım ve kendimi partimin
ilgili kurumlarına teslim ettim. Parti için olumsuz bir durum görmeseydim 1
Ekim’deki kararımda duracaktım ve aday olmayacaktım. Süreci hep beraber
izliyoruz. AK Parti’nin adayı 2 aydır sahada çalışıyor, bizim adayımız
ortalıkta yok. Genel siyasetle de alakam
yok. Olmaz da. Öyle bir yaradılışım yok”
açıklamasını yaptı.
Geçtiğimiz Haziran ayında olağanüstü kurultay talebiyle
toplanan imza sürecinde ‘değişim’den yana tavır sergileyen Kocaoğlu, “Partide
değişim gerektiği konusunda yaptığım açıklamadaki 3 cümleyi okursanız onun ne
anlama geldiğini anarsınız. Sayın genel başkanın liderliğinde partide değişim
gerekir diyorum. Bu açık ve nettir. Benim genel siyasetle hiç işim olmaz. Ben
bu kentte yaşayacağım. O dükkana kapalıyım” dedi.
Oğullarımdan bile
destek istemem
İktidar kanadından gelen ‘kentteki meslek odalarına dava
açtırıyor’ eleştirilerine de değinen Kocaoğlu, 'Odalar CHP’nin solunda, Aziz
Kocaoğlu bu davaları açmıyorsa odalara açtırıyordur' diyorlar. Ben bugüne kadar 'ben açmayım da başkası
açsın' diye köşe kapmaca oynamadım, gizli kapaklı iş yapmadım; yapmam da. Dava açacaksam açarım. Körfez geçişine karşı
olmadığımızı, iktidarın yapacağı böyle bir projeyi destekleyeceğimi defalarca
ifade ettim. Öncelik sıralamalarına girmedim. Çünkü bana kimse sormadı.
'Kendisi karşı çıkmıyor ama şu oda dava açıyor' diyorlar. Bizim İzmir’deki
meslek odalarımız en çok da bana dava açıyor. 2 tane oğlum var. Onlara bile 'Gelin benim yanımda destek olun'
demem. Kimseyi çağırmam. Benim işim yok da odaya gideceğim dava açın diyeceğ
im. Odanın, yönetim kurulunun, meslek gurubunun kimliği yok mu? Onlar benim
sözümle mi hareket edecek. Bunu bu şekilde konuşmak meslek odalarını rencide
etmek demektir” ifadelerini kullandı.
Genel Başkanla
konuşurken karar aldım
Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile özel görüşmesi hakkında da
bilgi veren Kocaoğlu, “Genel Başkanımız ile konuşurken bu kararı vermek
durumunda kaldım. Ben de o zaman 'müsaade ederseniz aday adayı olmak istiyorum'
dedim. Orada karar aldım. Bu iş satranç gibidir. Siz bir hamle yaparsınız,
karşınızdaki bir hamle yapar, siz bir şey söylersiz, karşınızdaki bir şey
söyler. Görüşmelerimiz gayet iyi geçti. Büyükşehir belediye başkanı adaylığı
konusunda bir görüşme yapabilir miyiz dedim. Arkadaşlarla birlikte değerlendiriyoruz
dedi. O zaman 'beni de değerlendirin' dedim ve geldim müracaat ettim” açıklamasını yaptı.
Vekiller başkan adayı
olmamalı
İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,
milletvekillerinin belediye başkan adaylığına karşı olduğunu ifade
ederek şöyle devam etti:
“15 yıldır belediye
başkanıyım. Bütün belediye başkanlarımızı tanıyorum. Bütün dinamikleri
tanıyorum. Buradaki tüm dinamikleri en iyi bilen kişiyim. Milletvekillerinin
belediye başkanı adayı olmasına kökten karşıyım. Niye karşıyım? 6 ay önce seçim
oldu. Eğer belediye başkanlığını düşünüyorsan niye milletvekili oldun?
Vekilliği cebime koyayım, Ankara’ya gideyim, sonra ayarlayabilirsem belediye
başkanlığına geleyim. Milletvekilliği belediye başkanlığına basamak mıdır?
Genel başkan da aynı şeyi söylüyor. Ekstra durumlar olabilir”.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçmiş yıllarda,
‘Aziz Kocaoğlu istediği sürece adayımızdır’ açıklamasının hatırlatılması
sonrasında konuşan Kocaoğlu, “İzmir,
partim ve bu kentte onurumla yaşamak gibi 3 gerekçem var. Kentimin ve
partimin geleceği ile benim bu kentte
huzur içinde yaşayabilmemdir gerekçem. Beni bu sürece iten 3 tane faktördür
bunlar. Bu faktörler üzerinde
yoğunlaşırsınız her şey çözülür” açıklamasını yaptı.
Göğsümü gere gere...
Başkan Kocaoğlu şöyle
devam etti:
“Benden başkası belediye başkanlığı yapamaz deseydim. 1 Ekim’de böyle bir açıklama yapmazdım. Zorunlu olarak İzmir, CHP ve benim bu kentte tüm ailemle beraber yaşayacak olmam, gönül rahatlığıyla dolaşmam için bu kararı aldım. Bu gayet açık. Yeteneği olan herkes belediye başkanlığını yapabilir, okulu yoktur ama halkta karşılığı olması gerekir. Herkese saygım var. Ülkenin geleceği açısından İzmir çok önemli. 15 sene göğsümü gere gere nasıl yaşadıysam ve sonra 'yahu bırakmasaydın' diye laflarla karşılaşmamak için aday adayı oldum” ifadelerini kullandı.