Mevlüt DAĞDEVİREN - Bergama’nın Kozak Yaylası, insan eliyle
yetiştirilmiş en güzel ormana sahip. Bu orman öyle sıradan ağaçlardan
oluşmuyor. Tamamı fıstık çamlarından oluşan bu orman Kozak Yaylasındaki onlarca
köyün de baş geçim kaynağı. Fıstık çamlarından oluşan alanın büyüklüğünü
gördüğünüzde gerçekten büyüleniyorsunuz. Ancak, nazar değmiş gibi son 10 yıldır
Kozak Yaylası bu büyüleyici güzelliği ile değil, fıstık çamlarına bulaşmış, adı
sanı dahi henüz konulmamış bir hastalıkla gündeme geliyor. Fıstık çamlarının
verimi yüzde 10-15’lere düşüren bu hastalığın pençesinde kıvranan ise sadece
ağaçlar değil. Tek geçim kaynakları çam fıstığı olan köylüler ise bu hastalığın
diğer kurbanları…
CHP Bergama İlçe Başkanı Ecevit Canbaz’la ilçenin
sorunlarını konuşurken, Kozak Yaylasının başına bela olan çam fıstığı hastalığı
gündeminin ilk sırasında yer aldı. Buradan da biliyoruz ki sadece Canbaz’ın
değil Bergama’da yaşayan herkesin kafasındaki ‘sorunlar listesi’nde Kozak
Yaylası ve çam fıstığı hastalığı ilk sıralarda geliyor. İlçe halkının
kafasındaki ilk sorun bu olsa da maalesef bu konunun doğrudan muhatabı olan
kamu kurumlarının aynı duyarlılıkta olduğunu söylemek zor. CHP İlçe Başkanı
Canbaz da işte bu isyanını dile getiriyor. Canbaz, “Biz iktidar kanadına
diyoruz ki bu işin bir ucundan tutuma, ama sağlam tutun. Onlar ucundan
tutuyormuş gibi yapıyor. Biz ‘iktidar gelip buraya zehir attı demiyoruz ki’...
Ama bunun devlet ciddiyetiyle, devletin bir kurumu tarafından ele alınması
gerekiyor. Devletin bir üniversitesi veya bir enstitüsünün görevlendirilmesi
gerekiyor. Bunun orta vadeli bir süreçte takip edilmesi gerekiyor. Hava
ölçümünden tutun, kuruyan yaprağından, aşağısındaki bitki örtüsüne, nem oranından,
yağmur öncesi ve sonrasına kadar ki tüm süreçlerin araştırılması ve bir sonuca
bağlanması gerekiyor. Bu yapıldı mı? Hayır henüz yapılmadı. Buna ihtiyaç var
mı? Elbette var. Bunun partisi, siyaseti de yok. Bu ürün sayesinde daha önceki
ekonomik krizlerden Kozak Yaylası etkilenmezdi. Çünkü bu ürün, her zaman artı
getirisi olan bir üründür. Dolayısıyla sadece Kozak Yaylasında değil, Bergama
merkezde, Ayvalık’ta, Burhaniye ve Edremit’te bu ürün üzerinden bir ekonomik
döngü vardı. Dolaylı olarak farklı bölgelere de katkısı olan bir üründü. Üst
üste ağaçlar ürün yapmayınca bu ciddi bir sıkıntı yarattı. Son 5 yıldır
Kozak’tan da artık göçler başladı. Çünkü, hastalık öncesi döneme göre ağaçların
ürün yapma oranları yüzde 10’lara düştü” diyor.
BU FELAKET YETMEZMİŞ
GİBİ BİR DE TAŞ OCAKLARI VAR!
Bergama, çam fıstığının yanı sıra çok kaliteli pamukların
yetiştirildiği, zeytinciliğin çok revaçta olduğu bir ilçe… İlçenin kültür ve
tarih mirası kadar doğasından hediye kalmış büyük bir tarımsal zenginliği de
var. Ancak Kozak Yaylasındaki fıstık
çamı hastalığı, işin tadını tuzunu çoktan kaçırmış. Ancak bölgenin tarımsal
açıdan başkaca sorunları da var. Bunların en başında ise yine dünyanın en güzel
yaylasında ; Kozak’ta peşi sıra açılan 10’a yakın taş ocağı geliyor. Her geçen
gün sayı ve kapasite olarak artan bu taş ocakları, ilçenin bütün tarım alanları
üzerine adeta tozdan bir örtü bırakıyor. Başkan Canbaz, taş ocağı meselesinin
20 yıllık bir geçmişi olduğunu hatırlatarak, “Şuan mevcut 10’a yakın taş ocağı
var. Bunların bazıları büyük kapasiteli çalışıyor. Şunu söylemek gerekir ki,
Bergama’dan gidip taş ocağından çalışarak ekmeğini kazanan insanlar var. Bu
istihdama olan etkisini inkar etmiyoruz. Ancak yerin altında, volkanik olan bir
bölgeye girildiği zaman bunun yarınlara, Kozak’a çok ciddi bir doğa riski
yaşatacağı gerçeğini de görmezden gelemeyiz. İstihdam elbette çok önemli. Ama
doğanın yarınlara bırakılması konusu; sermaye sahiplerine de en yoksul
vatandaşımıza da lazım olan bir şey. Hava olmadan, su olmadan, çevre olmadan
hiçbir şey olmaz. Dolar ve Euro basarak yağmur yağdıramazsınız. Yaşadığımız
bölgenin iklimine ve doğasına sahip çıkmalıyız” diye konuşuyor.
BERGAMA’NIN PAMUĞU DA
HEBA EDİLİYOR
Bergama’da sorun çok, bir çoğu da doğrudan tarım ve doğası
ile ilgili… Başkan Canbaz, lif uzunluğu bakımından Türkiye’nin en kaliteli
pamuğunun Bergama’da yetiştiğini anımsatarak, şöyle anlatıyor: “Bergam’da
Bakırçay önemli bir bölgemizdir. Stratejik ve verimli toprakları bakımından
önemli bir bölge… Pamuğun elyaf uzunluğu bakımından en kalite ürünlerin elde
edildiği bir bölgedir. Ama şu an pamukta da sıkıntı çekiliyor. Mesela pamuk
primini düşürdüler, üstüne bir kısmını verip bir kısmını vermediler.
Üreticimizin tam da ihtiyaç duyduğu bir zamanda yani Mart ayının sonunda
verilmesi gerekiyordu. Mart ayı üretici için mazotundan gübresine kadar tam
maliyetlerin başladığı bir dönemdir. Ama yapılması gereken destek yapılmadı.
Bir de verilmesi gereken prim hem öteleniyor hem de kısmen veriliyor. Çiftçimiz
ve üreticimiz bu tip sorunlarla karşı karşıya maalesef…”
İZBAN GELSİN İLÇE
CANLANSIN
İlçenin bir beklentisi daha var. O da İZBAN ile ilgili. Bergama ilçe turizminin canlanması, ilçe ekonomisinin hareketlenmesi için İZBAN’ın bir an önce Bergama’ya kadar uzamasını istiyor. CHP İlçe Başkanı Canbaz, bu beklentiyi şöyle ifade ediyor: “İzban’ın Bergama’ya kadar geleceği sözü verildi ama orada da bir gelişme yok. Büyükşehir kendi üzerine düşenleri yapıyor. İstimlakla ilgili sorunlar var. Devletin bütçesini hoyratça harcayan bir iktidar bütün kaynakları tüketti. Şimdi de doğru ve yerinde bir proje için para bulamıyorlar. Bergama’ya ulaşım açısından İzban çok elzem. Onun hızla halledilmesi gerekiyor.”