ÖNCÜŞEHİR - MHP
İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İzmir'deki yerel yönetimin 2021 yılı değerlendirmesini
yaptığı bir basın açıklaması yayınladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i eleştiren Şahin, “İzmir’e Pagos gözlüğü ile bakanlar elbet bizim İstiklal ve Atatürk hassasiyetimizi anlayamazlar. İşte bu sebeple İzmir’i yöneten Büyükşehir Belediye Başkanı ve kadroları da bu gerçeklerin dışında, bu irtifanın çok altında ve bu sorumlulukların çok gerisinde bir yönetim sergilemektedirler” dedi.
Basın açıklamasının tamamı ise şu şekilde;
Takdir edersiniz ki İzmir gibi Türkiye’nin en önemli üçüncü
büyük şehrinde, dünyaya açılan kapısında ve çok değerli hazineler barındıran
coğrafyasında yaşamak gerçekten büyük bir onurdur. Az sonra bahsedeceğim ve
sizlerle bu değerlendirme vesilesiyle paylaşacağım sorunlar bu şehirde
hepimizin omuzlarındaki yük, ayaklarında pranga ve bir türlü çözüm bulunamayan
dertleridir.
BU YEREL YÖNETİM
YAŞAMI ZORLAŞTIRMIŞTIR
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İzmir’de yaşamın
bu denli zorlu hale gelmesi aslında İzmir’de yaşamı kolaylaştıracak olanların
gaflet ve dalaletinden başka bir şey değildir!
İzmir’i yirmi yıla yakın bir süredir yöneten zihniyet esas
itibariyle, İzmir’e bir şey katmamış, büyüyüp giden sorunlarını çözmemiş
açıkçası İzmir’i paçasında tutup aşağıya çekmiştir.
Sizler de çok iyi bilmektesiniz ki, İzmir’in sorunlarının
hiçbiri son yağan yağmurlarla ortaya çıkmış sorunlar değildir.
SORUNLAR KÖKLEŞTİ
Kökleşmiş, kronikleşmiş ve kangren olan bu sorunlar
insanımızın günlük yaşamına kast ederken, Güzel İzmir’i de yaşanmaz bir hale
getirmiştir.
Trafikten, toplu ulaşımdaki yetersizliklere; otopark
eksikliklerinden, körfezimizin bir türlü temizlenemeyen kirliliğine,
derelerimizin ıslah edilmeyen görüntüsüne kadar; Çöp, kanalizasyon ve her
yağmurda yaşanan su baskını sorunları gerçekten müzmin meselelerimiz haline
gelmiştir.
Bütün bunlarla beraber, yaşanan sorunları “BİZ ÇÖZECEĞİZ”
diyerek göreve gelenlerin yirmi yıldır sadece ve sadece şov yapmaları, tribüne
oynamaları ve sahnelerde raks etmeleri İzmirli hemşehrilerimizi, yani bizleri
derin düşüncelere sevk etmektedir. Evet, İzmir Türkiye’nin en güzel şehridir! Evet
İzmir Türkiye’nin en önemli şehirlerindendir! Evet, İzmir emsalsizdir, İzmir
Milli bir şehirdir ve İzmir Atatürk’tür ve Atatürk’ün şehridir.
İZMİR’E YUNANIN PAGOS
GÖZLÜĞÜ İLE BAKIYORLAR
Fakat İzmir’e Pagos gözlüğü ile bakanlar elbet bizim
İstiklal ve Atatürk hassasiyetimizi anlayamazlar. İşte bu sebeple İzmir’i
yöneten Büyükşehir Belediye Başkanı ve kadroları da bu gerçeklerin dışında, bu
irtifanın çok altında ve bu sorumlulukların çok gerisinde bir yönetim
sergilemektedirler.
Bölücülerle yol yürüyen, İzmir sevdasından ve İzmir
hakikatlerinden uzak olanlarla İzmir’i yaşanmaz haline getiren bu zihniyeti,
sadece şu son bir yıllık dönemde bile değerlendirmek birçok gerçeği ortaya
koymaktadır.
Maalesef İzmir, 2021 yılını kötü yönetimle, sorumluluklardan
uzak idari kadrolarla ve hiçbir soruna çözüm bulamayan belediyecilik
anlayışıyla geçirmiştir.
Maalesef İzmir, Büyükşehir Belediye Başkanlığı marifetiyle
önü kesilmiş, büyümesi ve gelişmesi engellenmiş ve insan yaşantısına darbe
vurulmuşmahzun bir şehir halini almıştır.
ŞOVMEN BELEDİYECİLİK
ANLAYIŞI
Geçici, göz boyayıcı, popülist ve devamlı surette tribüne
oynayan şovmen belediyecilik anlayışı İzmir’e hizmet yerine gafleti, destek
yerine zahmeti ve kolaylık yerine zorluğu getirmiştir.
Artık İzmir’de bir ilçeden bir ilçeye gitmek değil, bir
semtten bir semte gitmek bile büyük bir mesele, zorlu bir mücadele veçözümsüz
bir sorun haline gelmiştir.
Yolların sıkışıklığı, trafiğin çözümsüzlüğü ve toplu
ulaşımın düzensizliği yirmi yıldır şehrimizi yönetenlerin öngörüsüzlüğü,
yetersizliği ve kabiliyetsizliği değil denedir?
HİÇBİR SORUNU KALICI
ÇÖZÜM YOK
Altınyol’dan şerit çalarak trafik sorunumuza çözüm olduğunu
düşünen Tunç Soyer ve CHP belediyeciliği gafletin daniskasını, vizyonsuzluğun
zirvesini ve pişkinliğin dik alasını sergilemekten başka ne yapmıştır?
İzmir’in tarihi dereleri, akarsuları, antik çağlardan bu
yana hiç bu kadar kolibasili üretmemiş, hiç böyle çaresiz akmamış ve böyle
mikrop saçmamıştır!
Halkapınar’dan körfezimize dökülen kanalizasyonlu
derelerimiz aslında CHP belediyeciliğinin İzmirlileri düşürdüğü vahim, hazin ve
pişkin durumun göstergesidir.
Bütün bunlar, bu kirlilik ve bu çözümsüzlük ortadayken
İzmir’in içinden körfezimize ve Gediz deltasına kanalizasyonlu dereler akarken
başını alıp başka şehirlere gidip büyük bir çevreci rolüne bürünmek de aslına
ağlanacak haline güldüğümüz bir gerçekliği ortaya koymaktadır.
CHP VE TUNÇ SOYER BELEDİYECİLİĞİNE
YAKINDAN BAKALIM
Buraya kadar yaptığımız genel değerlendirmelerden sonra
şimdi de İzmir’i çıkmazlara sürükleyen, çözümsüzlüğe boğan CHP ve Tunç Soyer
Belediyeciliğine yakından bakalım.
Şu gerçeği açıkça ifade etmek gerekir ki, CHP Belediyeciliği
ve Tunç Soyer zihniyeti İzmir gibi önemli bir şehre kalıcı, hizmete dayanan ve
hepimize fayda sağlayacak bir tek proje başlatmamış, bir tek çivi çakmamış ve
taş üstüne taş koymamıştır.
Tunç Soyer’in, projelerini açıkladığı toplantı üzerinden iki
yıl gibi bir süre geçmiştir. Acaba Tunç Soyer büyük bir şaşaa ile açıkladığı
projelerden hangisini gerçekleştirmiş ve hangisini gerçekleştirmek için adım
atmıştır?
Zaten Sayın Soyer’in dün gerçekleştirdiği Basın
Toplantısında aslında hiçbir şey yapmadığını hiçbir şey yapmamanın açıklamasını
yaptığına da bütün İzmir şahit olmuştur!
SOYER’DE LAF ÇOK İŞ
YOK!
Trafik sorunumuzu çözeceğiz diye büyük büyük projeler
açıklayan, yeraltı ve yerüstüne kavşaklar yapacağını söyleyen Tunç Soyer iki
yılda acaba hangi kavşağı yapmış hangi kanayan yaraya merhem olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde İzmir Emniyet Müdürlüğümüz İzmir'de en
çok trafik kazasının yaşandığı 11 kara noktayı belirlemiş ve bunu deklare
etmiştir.
Göreve gelirken trafik sorununu çözeceğini söyleyen Sayın
Soyer kazalara, ölüm ve yaralanmalara sebep olan bu kavşakları ne zaman
düzenleyecektir? Bu kavşaklar için bugüne kadar bir adım atmış mıdır? Görev
süresi neredeyse dolmak üzere olan Sayın Soyer bu sorunları ne zaman
çözecektir?
NE YÖNDE BİR ÇÖZÜME
GİTTİNİZ?
Acı ve hüzünle yaşadığımız İzmir depremi üzerinden bir yıl
iki ay geçti. Tunç Soyer depremden sonra bir daha bu türlü acıların yaşanmaması
için birtakım hazırlıklar yapacağını ifade etmiş ve bu sorunun üzerine
gideceğinizi söylemişti. Şimdi soruyoruz; Sayın Soyer o hazırlıklara ne oldu?
Ne gibi bulgulara, nasıl bir planlamaya ve ne yönde bir çözüme gittiniz? Bu
konuda neler yaptınız?
Bir başka içi boş Soyer adımı da hiç şüphesiz İzmir’deki
Kentsel Dönüşüm adımlarıdır. Sayın Soyer’in çok çok iyi bildiği gibi İzmir’in
öncelikli konularından biri de hiç şüphesiz kentsel dönüşüm meselesidir.
Şehrimizin konut birikiminin yüzde yetmişbeşi de sağlıksız
yapılardan oluşmaktadır. Siz bu işi çözeceğinizi iddia etmiştiniz. Şimdi
soruyoruz; İzmir’de kentsel dönüşüm atılımı için ne yaptınız, hangi adımları
attınız ve hangi girişimlerde bulundunuz? Yoksa sizin için kentsel dönüşüm
Örnekköy’de yaptığınız 130 konuttan mı ibarettir?
BİR ZİHNİYET VE
SORUMSUZLUK MESELESİDİR
Gördüğünüz ve çok yakından takip ettiğiniz gibi İzmir’deki
sorunların çözümsüzlüğü ve gitgide büyümesi aslında bir zihniyet ve sorumsuzluk
meselesidir.
Az önce sorduğum sorulara ek olarak, iki yıl önce yaşadığımız
acı orman yangınları sonrasında yine büyük bir tantana ile Tunç Soyer
tarafından başlatılan Orman Kampanyası şu anda ne durumdadır? Kaç para
toplanmış, hangi ağaçlandırma adımları atılmış ve neler yapılmıştır? Bu
kampanyanın akıbeti ne olmuştur?
Bu noktada hepimizi ilgilendiren bir önemli konu da İzmir
Büyükşehir Belediyesininkalıcı yerine geçesiye kadar hizmet binalarının neresi
olacağıdır?
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, Mimar Kemalettin
Caddesine yakın bir yerde bulunan tarihi Çukur Han bazı Büyükşehir şubelerinin
hizmet vereceği yer olarak kiralanmıştır. Yine basında çıkan haberlere göre
aylık kirası 150-200 bin TL arasında olan bina ile ilgili anlaşma sağlanmış ve
oturma ruhsatı ile tüketim abonelikleri işlemleri başlatılmıştır.
SOYER’DE
İSTANBULLULARA BÜYÜK İLGİ VAR
Şimdi soruyoruz, Sayın Soyer, Meslek Fabrikası gibi ulaşımın
kolay olduğu dev bir binayı İstanbullu arkadaşlarınıza peşkeş çekmek yerine
Büyükşehir Belediyemizin birimlerini buraya taşımayı neden düşünmediniz?
Çukur Han’a ödeyeceğiniz aylık 150-200 bin TLyılda ne kadar
yapar, on yılda ne kadar tutar farkında mısınız? Bu para İzmirlilerin değil mi?
Çocuklarımızın ve geleceğimizin değil mi?
Çukur Han yerine Meslek Fabrikasını Belediyemizin hizmet
binalarından birine çevirseniz kazanan İzmir ve İzmirliler olmaz mı?
İzmirlilerin parasını başkalarına vermek çok mu akıllıca?
BEŞ SORUYA CEVAP
BEKLİYORUZ
Son olarak İzmirlilerin cevap bekleyen sorularını tekrar
dikkatlerinize sunmak istiyorum;
1) İzmir
Emniyet Müdürlüğü belirlenen 11 Kör Noktada bir yılda 200 trafik kazası
olduğunu tespit etmiştir. Projeleriniz arasında bulunan bu noktalara ne zaman
altgeçit veya üst geçit yapacaksınız? Yoksa kazalara seyirci kalmaya devam mı
edeceksiniz?
2) Depremin
üzerinden 1 yıl 2 ay geçti. Deprem heykelinden başka ne yapmayı düşünüyorsunuz?
3) Büyük
Orman yangınımızdan sonra kampanya başlatarak topladığınız para ile ne
yaptınız? Ne yapacaksınız?
4) İzmir
Büyükşehir Belediyesi olarak on yılda 900 konut yapmışsınız. Bu da yılda
ortalama yüz konut eder. İzmir’in Kentsel Dönüşüm problemini yılda yüz konutla
mı çözeceksiniz?
5) Büyükşehir
Belediyesi hizmet binası için kiraladığınız Çukur Han’a kaç para ödeyeceksiniz?
Bu rakam aylık 200 bin civarında ise yılda kaç para ettiğini hiç düşündünüz mü?
Tarihi binamız Meslek Fabrikasını İstanbullu dostlarınıza değil de belediye
hizmet binası olarak İzmirlilerin hizmetine verseydiniz daha anlamlı ve karlı
olmaz mıydı?
Cevap beklediğimiz bu sorular ışığında şimdi sizin çokça
ifade ettiğiniz gibi biz de buradan söylüyoruz; “Başka bir çözüm mümkün, başka
bir bakış açısı, başka bir zihniyet mümkün Sayın Soyer!”
GAYEMİZ NE YIKICILIK
YAPMAK NE DE YAPILAN İŞLERİ KARALAMAKTIR
Burada bir kez daha ifade etmek isterim ki, Türk
Milliyetçileri yani Milliyetçi Hareket Partililer vatanlarını, şehirlerini ve
insanlarını karşılıksız seven insanlardır.
Bizleri milletimize, vatanımıza, devletimize ve şehrimize
hizmet olan her yerde görebilir, taşın altına elimizi koyduğumuza ve omzunuza
omuz verdiğimize şahit olursunuz.
Gayemiz ne yıkıcılık yapmak ne de yapılan işleri
karalamaktır. Tek hedefimiz ve amacımızbir ve bütün olarak Türkiye
Cumhuriyeti’nde sonsuza dek başı dik ve onurlu yaşamaktır. Mudern insanlar gibi
şehirlerinde yaşamak ve Atatürk’ün ideallerini gerçekleştirmektir.
Bunun için de tam bir kararlılıkla Liderimiz Sayın Devlet
Bahçeli Beyefendinin işaret ettiği hedefe kilitlenmiş, Genel merkezinin emrinde
uymuş, imanla mücadele etmeye yemin etmiş bulunuyoruz.
Takdir siz kıymetli hemşehrilerimizindir. Bu vesile ile sesimiz, tepkimiz ve haykırışımız olan siz kıymetli basın mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyor, milletimize, hemşehrilerimize ve sizlere nice sağlıklı, mutlu ve başarılı yıllar diliyor, Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum.