Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması
istemiyle soru önergesini TBMM Başkanlığına sunan Sındır, “İzmir depreminin
ardından yürütülen süreç şeffaf değil. Adeta kamuoyundan bilgi saklanırcasına
ve tutarsızlıklarla süreç ilerletilmeye çalışılıyor. Çevre Bakanı İzmir’e
geliyor, sadece AKP ve MHP’lilerin davet edildiği deprem toplantısı
düzenleniyor. CHP’den bir tek vekil çağırılmıyor. Proje alanındaki
vatandaşlarımızın mülkiyeti hazineye geçirilip, istendiği gibi plan proje
üretilip, ardından ihaleyle vatandaşın malının vatandaşa satılması durumu söz
konusu. Bu durum mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırıdır. Vatandaşlarımızın
mağdur edilmesine göz yummayacağız” dedi.
“SÜRECİN ADİL, ŞEFFAF
VE DENETLENEBİLİR OLMASI GEREKİYOR”
Başta TMMOB olmak üzere, çeşitli meslek kuruluşları, sivil
toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından dile getirilen talep, görüş ve
önerilere merkezi hükümet tarafından kulak tıkandığını ifade ederek sözlerine
başlayan Sındır, “Seferihisar körfezi açıklarında moment büyüklüğü 6.9 olan ve
İzmir merkezine 70 km uzaklıkta bir deprem ve depremin en yakın olduğu ilçemiz
Seferihisar’da depremin ardından deniz taşması afetleri yaşandı. Maalesef
deprem nedeniyle yaşanan yıkımlar sonucunda 117 vatandaşımız hayatını kaybetti
ve binin üzerinde vatandaşımız ise yaralandı. Merkezi hükümet tarafından deprem
sonucu çöken veya ağır hasar gören yapılardan dolayı Kanun kapsamında; yaşanan
afet dolayısıyla alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlara ve konut üretimine
yönelik çalışmalara başlanıldı. Fakat depremin ardından yürütülen süreç şeffaf
değil. Adeta kamuoyundan bilgi saklanırcasına ve tutarsızlıklarla ilerletilmeye
çalışılıyor. Çevre Bakanı İzmir’e geliyor, sadece AKP ve MHP’lilerin davet
edildiği deprem toplantısı düzenleniyor. CHP’den bir tek vekil çağırılmıyor.
Çeşitli meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından
dile getirilen talep, görüş ve önerilere merkezi hükümet tarafından kulak
tıkanıyor. İzmir şehrini ilgilendiren 1/100000 ve 1/25000 planlar yapılırken,
planın bütünlüğü ilkesi sebebi ile proje alanı için İzmir Büyükşehir Belediyesi
yetkililerine de danışılmadığı anlaşılıyor. Bizzat tarafıma iletilen iddiaların
da, sürecin de daha adil, şeffaf ve denetlenebilir olması gerekiyor” dedi.
“BU KAZANILMIŞ HAKKIN
İHLALİ DEĞİL DE NEDİR”
Depremde hasar almış yapıların bulunduğu özel mülkiyete tabi
olan arsalar rezerv alan ilan edildiğini ifade ederek sözlerine devam eden
Sındır, “Depremde yıkılan ve hasar gören alanın yerinde dönüşüm yapılması
gereken alan olması gerekirken bu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesindeki
kriterlerin neler olduğunu Sayın Bakan kamuoyuna açıklamalı, yasal dayanağının
ne olduğunu da belirtmeli. Bakanlık tarafından deprem sonucu çöken veya ağır
hasar gören yapıların yoğunluklu bulunduğu bölgelerde 6306 sayılı Kanun
çerçevesinde alelacele toplam 7 adet Rezerv Yapı Alanı belirlendi ve plan
değişikliğine konu oldu. Bakanlık tarafından ilan edilen yedi proje alanında
sekiz kata kadar inşaat izni verilirken yeni yapılan projelerde zemin artı 5
kat inşaat izni verilmiştir. Bu kazanılmış hakkın ihlali değil de nedir.
Maalesef yasaları ve mevzuatı tanımayan bir iktidar ile karşı karşıyayız.
Bakınız; Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 6.fıkrasında
“Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan
alanlarda imar planları hazırlanamaz” denmektedir. Bakanlığın söz konusu yönetmelik hükmüne
aykırı 1/100000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25000 Ölçekli İzmir
Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği onaylamasının nedeni nedir?
Aynı şekilde İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikleri dikkate alındığında
uygulamaya esas işlemlerin yapılabilmesi için yürürlükte 1/1000 ölçekli
Uygulama İmar Planının olması gerekmektedir. Fakat bu göz ardı edilerek proje
alanında 22 Şubat 2021 tarihinde temel atma töreni gerçekleştirilmiştir. Keyfi
uygulamalara göz yumacağımızı düşünenler büyük yanılgı içerisindeler” dedi.
“VATANDAŞLARIMIZIN
MAĞDUR EDİLMESİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ”
İzmir depremi sonrasında birçok bilinmezin olduğunu ifade
ederek sözlerini sonlandıran Sındır şöyle konuştu: “İzmir depreminde deprem
anında hafif, orta, ağır hasar görmüş toplam kaç yapı var, tam olarak
açıklanmadı. Yıkılmış veya yıkılacak apartmanlarda kaç adet bağımsız bölüm ve
kaç adet dükkân bulunduğu kamuoyu ile paylaşılmadı. Bina enkazlarından
çıkarılan eşyalar vatandaşlara usulüne uygun teslim edilmedi; özel eşyalar, ziynet eşyaları, paralar,
kasalar ve kasalardaki kıymetli evrakların akıbeti ne olduğu bilinmiyor. Proje
alanında eğer yapılmış ise, zemin etüt raporlarına ilişkin bir bilgi sunumu
gerçekleştirilmedi. Proje alanında fore kazık ve jet grout uygulaması
yapılacağı söylenmekte. Fakat hangi proje alanında kaç adet fore kazık ve ne
kadar jet grout yapılacağı bilgisi ne biz deprem komisyonu Milletvekilleriyle
ne de kamuoyu ile paylaşılmadı. Sadece yedi proje alanındaki yapılar mı ihale
usulü yaptırılacak? Eğer öyle ise diğer bölgelerdeki yapılarda mal sahipleri
istedikleri şirketler ile anlaşabilecekler mi? Proje alanındaki
vatandaşlarımızın mülkiyeti hazineye geçirilip, istendiği gibi plan proje
üretilip, ardından ihaleyle vatandaşın malının vatandaşa satılması durumu söz
konusu. Bu durum mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırıdır. İzmir depreminin
ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne yapmak istiyor? Daha onlarca
belirsizliği soru önergemizde sayın bakana sorduk. Yaşanan gelişmeleri ve
süreci yakından takip edeceğiz ve vatandaşlarımızın mağdur edilmesine göz
yummayacağız” dedi.
Sındır, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yanıtlaması
istemiyle TBMM’ye verdiği önergede şu soruları yöneltti:
1. Depremde
hasar almış yapıların bulunduğu özel mülkiyete tabi olan arsaların rezerv alan
ilan edilmesinin yasal dayanağı nedir?
Depremde yıkılan ve hasar gören alanın yerinde dönüşüm yapılması gereken
alan olması gerekirken bu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesindeki kriterler
nelerdir?
2. Bakanlık
tarafından ilan edilen yedi proje alanında 8 kata kadar inşaat izni verilirken
yeni yapılan projelerde zemin +5 kat inşaat izni verilmiştir. Bunun nedeni
nedir? Bu kazanılmış hakkın ihlali değil midir? Bu karar Mahalle kültürünü
devam ettirmek için bir plan kriteri midir? Türkiye de bu plan kriteri ile
planlanmış hangi bölgeler vardır?
3. İzmir
şehrini ilgilendiren 1/100000 ve 1/25000 planlar yapılırken, planın bütünlüğü
ilkesi sebebi ile proje alanı için İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine
hiç danışılmış mıdır?
4. Mekansal
Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 6.fıkrasında “Onaylı
jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar
planları hazırlanamaz.” denmektedir.
Bakanlığın söz konusu yönetmelik hükmüne aykırı 1/100000 Ölçekli Çevre
Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25000 Ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre
Düzeni Planı Değişikliği onaylamasının nedeni nedir?
5. 3194
sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikleri dikkate alındığında uygulamaya esas
işlemlerin yapılabilmesi için yürürlükte 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının
olması gerekmektedir. Proje alanında 22 Şubat 2021 tarihinde yapılan temel atma
töreni hangi yasal dayanağa göre gerçekleştirilmiştir?
6. İzmir
depreminde deprem anında yıkılmış kaç bina, hafif/orta/ağır zarar görmüş toplam
kaç yapı vardır? Yıkılmış veya yıkılacak apartmanlarda kaç adet konut, kaç adet
dükkân bulunmaktadır?
7. Deprem
anında yedi binanın yıkıldığı bilinmektedir. Bu binaların enkazlarından
çıkarılan eşyalar vatandaşlara usulüne uygun teslim edilmemiştir. Bina enkazlarından çıkan özel eşyalar, ziynet
eşyaları, paralar, kasalar ve kasalardaki kıymetli evrakların akıbeti nedir?
8. İdareniz
tarafından orta hasarlı olduğu halde yıkılmış bina var mıdır? Eğer yıkıldı ise
hangi dayanak ile yıkılmıştır? Diğer orta hasarlı binalarla ilgili uygulamanız
ne olacaktır?
9. Depremde
en çok zarar gören alanda zeminin alüyonlu olduğu kabul edilmektedir. Bu
nedenle zemin etüt raporları önem taşımaktadır. Proje alanında eğer yapılmış
ise, zemin etüt raporları kamuoyu ile paylaşılacak mıdır? Kaç metre, kaç adet
sondaj yapılarak zeminlere karar verilmiştir?
10. Proje
alanında fore kazık ve jet grout uygulaması yapılacağı söylenmektedir. Hangi
proje alanında kaç adet fore kazık ve ne kadar jet grout yapılmaktadır?
11. Yedi
proje alanı hangi kriterlere göre oluşturulmuştur, projelerin hazırlanmasında
mülk sahiplerinin görüş ve önerileri neden alınmamıştır? Projeler neden hiç
askıya çıkarılmadan ihale edilmiştir?
12. Sadece
yedi proje alanındaki yapılar mı ihale usulü yaptırılacaktır. Diğer
bölgelerdeki yapılarda mal sahipleri istedikleri şirketler ile anlaşabilecekler
midir?
13. Proje
alanından çıkmak isteyen maliklere neden izin verilmemektedir?
14. Yedi
proje bölgesinde yapılacak toplam konut ve dükkân sayısı nedir? Eski durumdaki
sayılar ile karşılaştırıldığında kaç adet konut / dükkân eksik kalmaktadır?
Eksiklik var ise bu eksikliğin telafisi nasıl olacaktır?
15. Deprem
tüm Bayraklı genelinde etkili olmuş ve toplamda 652 bina ağır hasar
almışken, yedi proje alanının neye göre
hangi kriterler dikkate alınarak seçildiği bilinmemektedir. Proje alandaki
binalar hangi bilimsel kriterler gözetilerek 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi
kılınmıştır? Tüm bunların nedeni rant bölgesi olan lokasyonlarda anayasadaki
mülkiyet hakkına aykırı olarak 6/A maddesine işlerlik ve uygulama alanı
kazandırmak mıdır?
16. Depremden
zarar görmüş 652 adet ağır hasarlı bina varken orta hasarlı ve az hasarlı
binaların dahi dahil edilmek suretiyle sadece yedi proje alanı oluşturulmasındaki
kamu yararı nedir?
17. Hastane
bölgesinde ilan edilen rezerv alanda kaç konut yapılması planlanmaktadır. Bu
konutların kaçı depremzedelere verilecektir? Hastane yanındaki rezerv alana
yapılacak konutlar sadece 7269 nolu kanun şerhi bulunan ağır hasarlı apartman
maliklerine mi verilecektir? Uygulanacak kredi oranı ne olacaktır?
18. 6306
kentsel dönüşüm 6/A maddesi, vatandaşa ait tapuların hazineye devredilmesini
vatandaşın mülkünde idarenin istediği gibi tasarrufta bulunmasını
sağlamaktadır. Bu durum mülkiyet hakkına ve anayasaya aykırı değil midir?
19. İdare
ancak ve ancak kanunlarla öngörülen şekilde kamulaştırma ile ivedi durumlarda
kamulaştırmasız el atma ile satın alma veya takas trampa ile mal edinebilir.
Proje alanındaki örnekler vatandaşın mülkiyetini hazineye geçirip, istendiği
gibi plan proje üretilip, ardından ihaleye ile vatandaşın malını vatandaşa
satılması durumu ortaya çıkmaktadır. Vatandaş kendi istediği ekip ile neden
kendi inşaatını yapamamaktadır? Bu konudaki açıklamanız nedir? Bu durum
mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırı değil midir?
20. Proje
alanında binaların bir kısmı 7269 sayılı yasadan bir kısmı ise 6306 sayılı
yasanın 6A maddesinden yıkılmıştır. Ancak daha sonra tüm tapulara 7269 ve 6306
sayılı yasa şerhi işlenmiştir. Bu yasa hükümleri hangi kriterlere göre
işletilecektir?
21. İhaleler
yapılmış olmasına rağmen borçlandırma rakamları
neden halen kamuoyu ile paylaşılmamıştır?
22. Hak
sahipliği için imzalatılan belgede kullanılacak kredi miktarının belli olmadığı
doğru mudur? Depremzedeler ne kadar borçlandığını bilmeden hak sahibi olmaya mı
zorlanmaktadır?
23. 6306
sayılı kanunun 6/A maddesi uyarınca idare istediği her yeri riskli alan olarak
tespit edebilecektir. Hangi alanlar için bu uygulama yapılabilecektir?
24. Deprem
anında DASK’ı olmayan daire sahibinin hak sahibi yapılmayacağı hükmü vardır.
Elazığ depreminde bu hükmün uygulanmasından vazgeçilmiştir. İzmir depreminde de
benzer uygulama yapılacak mıdır?
25. Depremde
toplam 652 ağır hasarlı bina tespiti yapılmışken, Proje alanlarındaki binalar acilen
yıkılmıştır. Halen ağır hasarlı olup yıkılmayan kaç bina vardır?
26. Yıkımı
resen gerçekleştirilen binaların enkaz bedelleri vatandaşlara ödenecek midir?
Yıkım ihalesini alan firmalar ve ihale şartnameleri neden kamuoyu ile
paylaşılmamaktadır?
27. Devlet
vatandaşından yıkım bedellerini talep edecek midir? İhale dökümanları, ihale
şartnameleri, ihale edilen projelere ilişkin teknik ve hukuki detaylar neden
kamuoyu ile paylaşılmamıştır?
28. Bakanlıkça
yerinde üretilecek konut ve dükkânlar için, oluşabilecek muhtemel fazlalığın
dağıtımı ile ilgili uygulama ne olacaktır?
29. 7269 ve
6306 sayılı kanunların borçlandırma rakamlarının tesisi, yapılandırılması ve
ödeme şekil ve şartları farklılık arz etmektedir. Binaların 7269 ve 6306 sayılı
kanunlara tabi kılınarak ayrıştırıldığı gerçeğine binaen, uygulamada aynı afeti
yaşamış vatandaşlar arasında gerek borç tahakkuku gerekse geri ödeme süre ve
koşullarında da bu fark yaratılacak mıdır?
30. Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak
tarafınızdan anıt park olacağı ilan edilen Rızabey apartmanının bulunduğu
bölgedeki anıt park projesi hazır mıdır?
31. 30.10.2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası Bayraklı Şehir Hastanesi bölgesinde orman vasfı dışına çıkarılarak ve alanın sit statüsü yeniden düzenlenerek bir kısmı tamamen doğal sit statüsü dışına çıkarılmak sureti ile alelacele “rezerv alanı” belirlenmesi hangi bilimsel dayanaklarla yapılmıştır? İzmir’de 1995 yılında meydana gelen sel felaketi sonucu yitirdiğimiz 65 vatandaşımızın 58’i Laka Deresi Havzası’ndan gelen sele kapılarak hayatını kaybetmesi sonrasında harcanan kamu kaynakları yapılan binlerce km. teras, ağaçlandırma yapılan alanın yeniden konut alanına çevrilmesi yeni felaketlerin kapısını açmayacak mıdır? Kentsel alan içerisinde rezerv alan/alanlar olarak belirlenebilecek kamu mülkiyetindeki alanlar olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?