“Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri yaşlı
toplama kampı değil, yaşlı bakım merkezlerdir” diyen Arslan açıklamasında şu
görüşlere yer verdi:
“Alın terini,
emeğini, bilgi ve birikimini ülke hizmetine sunmuş, katma değer yaratmış,
değişik alanlarda uğraş vermiş ve emekli olmuş vatandaşlarımızın hayatlarının
bu dönemlerini en iyi şekilde yaşamaları devletin görevi, toplum olarak her
birimizin sorumluluğudur.
Huzurevi yaşlı toplama kampı değil, yaşlı bakım
merkezleridir
Bu anlayışla Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; CHP iktidarında emeklilere her yıl Ramazan
ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye verileceği sözünü vermiş, buna ilişkin hazırlanan taahhütname noterde
onaylatılmıştır. İktidar CHP’nin ısrarla sürdürdüğü bu politikasının sonucunda
emeklilere bir maaş olmasa da yaklaşık bin lira bayram ikramiyesi vermek
zorunda kalmıştır. Buna rağmen ilerleyen yaşına karşın çalışmak zorunda kalan
çok sayıda insanımız var. Gelişmiş ülkeler de bu yaş grubunun olanakları ise
ortada.
Yaşlılarının hayat standardı, özellikle huzurevlerinin hizmet kalitesi bir ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmışlığının önemli göstergelerinden biridir. Çünkü insana verilen değer, yapılan hizmetle ölçülür.
Ne yazık ki ülkemizdeki bakım ve huzur evlerinin koşulları
ve verdikleri hizmetin kalitesi konusunda sorunlar bilinmektedir. Son olarak
Narlıdere Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi ile ilgili ciddi
şikayetler tarafımıza ulaşmıştır. Huzurevleri, Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezleri yaşlı toplama kampı değil, yaşlı bakım merkezleridir.
Narlıdere Huzurevi ile ilgili iddiaların bazıları şu
şekildedir;
Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde
çalışanlarının burada kalan yaşlılara karşı kaba davranışlar sergilediği, kötü
üslup ve söylemlerin tüm uyarılara rağmen devam ettiği.
- Yeterli sayıda doktor, hemşire ve hasta bakıcı bulunmadığı
için sağlık hizmetlerinde aksaklıklar yaşandığı.
- Huzurevi sakinlerinin sosyal tesisleri kullanamadığı
sosyal aktivitelerin yetersiz olduğu.
- Huzurevi ücretlerinin diğer huzurevlerine göre çok yüksek
olduğu.
- Kantinin huzurevi sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya
yetmediği.
- İnternet sınırlaması olduğu, televizyon kanallarının
idarenin keyfine göre belirlendiği.
- 900 kişiye hizmet veren huzurevinde kalanların haklarını korumak ve kuruma destek vermek amacıyla kurulan derneğe tahsis edilen odanın derneğin elinden alındığı, derneğe ait eşyaların ve resmi evrakların dernek yönetim kuruluna teslim edilmediği ve akıbetinin bilinmediği bu iddialar arasındadır.
Bu kurumda yaşanan sıkıntıları TBMM gündemine taşıdık, yetkililerin var olan sorunları kısa bir süre içinde çözeceğine inanıyoruz. Çünkü bir tek insanımızın mutluluğu ve huzuru bile bizim için büyük önem taşımaktadır. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağız.“