İzmir'de sorunların birikmiş halde olduğu, anormalin normal
hale geldiği ve vatandaşın çözüm için belediyeleri aramayı bıraktığını bildiren
Nihat Zeybekci, "İzmirlilerin bu sorunları bizim çözeceğimiz inancı var.
İzmir'de hizmete güçlü bir yönelimleri var" dedi.
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri. İzmir’in dağlarından yağ, ovalarından bal aktığını aktaran Zeybekci, son yıllarda ihmal edilmişliğinin yaşam kalitesi sorunu oluşturduğunu belirtti. Yaptıkları ankette, sorunların başında Türkiye’nin geride bıraktığı problemlerin yer aldığını aktaran Zeybekci “Şehrin alt yapı problemleri, ulaşımı, trafiği, otopark sorunu, çevre hassasiyetleri, çöp ve yağmurda şehri kanalizasyon basması geliyor. Türkiye’nin en yüksek genç işsizlik oranına sahip olmasına rağmen bu sorun 4-5’nci sırada geliyor” dedi.
Kentteki sorunların temel yaşam kalitesiyle ilgili olduğuna
vurgu yapan Zeybekci, “İzmirlinin bizden beklentisi hayat kalitesiyle ilgili.
Son 20 yılını geri kayarak geçirmiş, genç işsizlik oranı artmış. Öncelikli
problemleri trafik, ulaşım, otopark, ilkellik olarak görünen çöp. Bunları
projelerimizle tek tek takvim vererek çözeceğimiz” diye konuştu.
HİZMETE GÜÇLÜ
YÖNELİŞ VAR
İzmir’de anormalin normal hale geldiğini, vatandaşların
problemleriyle ilgili belediyeyi aramayı bırakmış, çaresizlik içerisinde
olduklarını aktaran Zeybekci, İzmir’deki yapı stokunun yüzde 19’unun imar
barışına başvuruda bulunduğunu aktararak, İzmirlilerin hizmete güçlü bir
yönelimlerinin bulunduğunu belirtti. İzmirlilerin, yaşadıkları sorunları
kendisinin çözeceğine inandığını belirten Zeybekci, Türkiye’de kararsızların en
çok olduğu kentin İzmir olduğunu belirtti.
Daha önceki seçimlerde İzmir’deki oy oranlarının
hatırlatılması üzerine Zeybekci, “Kendimizi anlatamamışız demektir.
İstediğimiz, alamadığımız sonuçlarla ilgili kendimize de bakmalıyız. Biz AK
Parti’yi İzmirli yapmalıyız, İzmir’i AK Partili değil. Başka bir ildeki şablonu
gelip İzmir’e oturtamazsınız. Aynı şekilde CHP de başka kentlerde
beklentilerinin altında kalıyorsa, o bölgeye göre kendiyle ilgili yapması
gereken şeyler var demektir” açıklamasında bulundu.
İZMİR’İN TURİZMDE
BÜYÜK AVANTAJI VAR
İzmir’in turizm konusunda büyük avantajlarının bulunmasına
rağmen Antalya’ya 19 kat fazla turist geldiğini ve buna göre de kente, esnafa
daha fazla getiri sağladığını kaydeden Zeybekci, arkeoloji, kültür, kongre,
sağlık, spor turizminde öne çıkması gereken kentin altyapı sorunlarıyla
mücadele ettiğini, göz bebeği yerler olan Çeşme, Karaburun, Urla’nın
kanalizasyonla, fosseptikle uğraştığını, bu altyapı tamamlanmadan turizmcinin
de ilgisini çekemeyeceğini belirtti.
Vatandaşların Karşıyaka, Kordon, İnciraltı’ndaki kıyı
şeridinde yer alan yeşil alana mahkum edildiğini aktaran Zeybekci, yeşil alan
miktarını 10 katına çıkaracaklarını ifade ederek projeleri hakkında da bilgi
verdi. Zeybekci, kent merkezinde bir metrekare yapı yoğunluğuna izin vermeden
Ege mimarisine uygun, vatandaşın mutlu olacağı kentsel dönüşüm
gerçekleştireceklerini kaydetti.
KİMSENİN NE YEDİĞİ, İÇTİĞİ İLGİ ALANIMDA OLMADI
Denizli’deki belediye başkanlığı döneminde içkili iş
yerlerinin durumuyla ilgili soru üzerine Zeybekci, Denizli’nin her yerinde
alkol tüketilen restoran ve otellerin bulunduğunu, altında da kendi imzasının
yer aldığını söyledi. Şehir merkezinde vatandaşlarla kavgalı müzikli eğlence
merkezlerini, sahipleriyle görüşüp, anlaşarak kent merkezinde otogarın
yanındaki tarihi yapıların bulunduğu Kirişhane bölgesine getirdiklerini anlatan
Zeybekci, “Denizli yılda 2 milyon turisti ağırlıyor. Turistlerin de
eğlenebildiği turistik bir bölge haline getirdik orayı. 21’nci yüzyıl
Türkiye’sinde kentin sorunları kenara atıp, dikkatini farklı yere çekmek adına
böyle söylemleri ortaya atmak, İzmir’e yapılabilecek en büyük haksızlıktır, son
derece yanlıştır. Beceriksizliklerinin üzerini ideolojik bir perdeyle örtmek
demektir, topu taca atmaktır. Kimsenin ne içtiği ne giydiği ilgi alanımda
olmadı. Belediye başkanlığım dönemimde de böyle bir problemin yaşanmasına asla
izin vermeyeceğim. Belediye tesislerinde ne içiliyorsa öyle devam edecek”
yanıtını verdi.
ÖDENEK GERÇEĞİ
Devletin, genel bütçeden düşük pay ayırdığı, metroya ödenek
ayırmadığı soruları üzerine Zeybekci, İzmir’de metroya bir “iz ödenek”
ayrıldığını aktararak şöyle konuştu: “Aynı şekilde İstanbul’da, Ankara’da ve
Konya’daki metrolar için 20 bin lira iz ödenek belirlenmiş. İz ödenek de şu
anlama geliyor; dosyaları hazır hale getirildiği, çalışmaları tamamlandığında
yıl içinde ihaleye girerse buraya gerekli ödenek aktarılacaktır. Devlet iz
ödenek ayırarak, dosyaları tamamlanırsa bu projeye bütçe ayıracağı niyetini
ortaya koyuyor. Bütçe ne demek bilmedikleri için bunları söylüyorlar.
Türkiye’de, genel bütçeden kişi başına yapılan ödemelerde İzmir, Kocaeli’nin
ardından ikinci sırada yer alıyor. Kocaeli ve İzmir’in bu kadar ön planda
olmasının nedeni, il sınırları içerisinde bulunan ve tüm Türkiye’nin tükettiği
petrokimya tesisleri. Yapılan ödemeler de belediyenin bütçesinin yüzde 60-65
oranını oluşturuyor. En az ödenek verilen iller ise İzmir’in yarı oranında kişi
başı ödeme yapılan AK Partili belediye başkanlarının bulunduğu Sakarya,
Gaziantep, Ordu illeri” diye konuştu.
“HDP, ‘BİZİM
ADAYIMIZ CHP ADAYIDIR’ DİYOR
Yöneltilen sorular üzerine yerel seçimlere, kendilerinin ve
vatandaşın belediye meclisi, il genel meclisi ve belediye başkanı seçecekleri
gözüyle baktıklarını vurgulayan Nihat Zeybekci, ama terör örgütüyle adı özleşen
bir partinin açıklamalarının seçimlere farklı bir bakış açısıyla
yaklaştıklarını gösterdiğini söyledi.
Nihat Zeybekci, şöyle devam etti: “Bu parti yöneticilerinin
‘İzmir’den, batıdan aldığımız oylar bilmem nereye selam olsun’, ‘şurada
kazanacağız, batıda kaybetTireceğiz, ‘Batıdaki CHP adayları unutmasın bizim
oylarımızla seçilecekler, bunun karşılığını, bedelini verecekler’ diyor. HDP eş
başkanı 3 ay önce, ‘İzmir’de bizim kabul edeceğimiz bir aday üzerinde
uzlaşacağız’ diyor, aday açıklandığının ertesi günü ‘bizim adayımız, CHP’nin
adayıdır’ diyor. HDP açıkça söylüyor; ‘bizim adayımız CHP adayıdır’ diyor.
Kandil’in görüşü olmadan bir kelime dahi edebilme iradesi olmayan HDP, nasıl
böyle bir desteği verdi, neyin karşılığında verdi.”
Zeybekci, “Ayrıca, Türkiye’yi bölmeye yönelik en büyük
silahlı girişim olan, 78 şehit verdiğimiz çukur eylemlerine devlet gerekli
cevabı verdiğinde, İzmir’deki bir ilçe belediye başkanı ‘kalbinin ve gönlünün
sizinle, birlikte olamadığımız için üzgünüm’ diyor. HDP’nin devletin
operasyonunu protesto eylemine katılarak ‘Size destek olmaya güç vermeye
geldim, sizin için ne yapabileceksem hazırım’ açıklamasında bulunuyor” diyerek
çok önemli gördüğü detaya dikkat çekti.
“Kamuoyu vicdanını rahatsız eden konular bunlar. Biz
ittifaklarına karşı değiliz, ama kem-küm edip biz ittifak yapmıyoruz
demelerine, bunu gizlemelerine anlam veremiyoruz” diyen Nihat Zeybekci, “Cumhur
İttifakı’nın adayları ve meclis üye listeleri nasıl açıksa, kendi adayları ve
meclis üye listelerinde kimlerin yer aldığını, kimin CHP’li, kimin İYİ Partili,
kimin HDP’li olduğunu açıklasınlar. İzmir’deki listelerde 103 ismin FETÖ ve
terör örgütüyle bağlantısı olduğu söyleniyor. Buna açıklık getirmeleri ve kamuoyunu
bilgilendirmeleri, vicdanları rahatlatmaları lazım. Bir beka sorunu olup
olmadığına ilişkin de vatandaşımız karar versin” değerlendirmesini yaptı.
HDP’ye yönelik eleştirilerinin parti yöneticilerini
kapsadığını iyi niyetli olarak oy verenlerin bununla ilgisinin olmadığının
altını çizen Zeybekci, “Bu ülkedeki Türk kardeşim neyse, Kürt kardeşlerim de
aynıdır. HDP’ye oy veren Kürt kardeşlerimi bunun içine koymak büyük haksızlık
olur. Dikkat çekmeye çalıştığımız nokta ayrımcılık. Ayrımcılığa karşıyız” dedi.
PROGRAMDA BULUŞTURMA TEKLİFİ
İzmirlilerden, kentlerinin tarafı olmasını ve oylarını İzmir’e, geleceklerine, kendilerine kullanmasını isteyen Zeybekci, programcı Didem Arslan Yılmaz’ın “CHP adayı ile programa çıkma” teklifini kabul ederek, “Aldığınız nefesinizde veremeyeceğiniz hesabınız yoksa her yere gider, herkesin huzuruna çıkarsınız” yanıtını verdi. Yılmaz da bunun üzerine, kendi programında İzmir’in iki adayını ağırlamak istediğini belirterek CHP adayına çağrıda bulundu.