Emine KULAK / ÖNCÜŞEHİR - Suriye’de yaklaşık 13 yıldır süren iç savaşın ardından, Heyet Tahrir Eş-Şam öncülüğündeki muhalif grupların başkent Şam’a girmesiyle birlikte, ülkede 61 yıldır etkili olan Baas rejimi resmen yıkıldı.Bu kapsamda Hafız Esad’ın devlet başkanı seçilmesiyle başlayan ve Suriye’de yaklaşık 53 yıldır hüküm süren Esad ailesinin devri kapanmış oldu.Yaşanan bu köklü değişimin ardından sınır komşumuz Suriye’nin izleyeceği yol haritası merak konusu olurken, aynı zamanda atılacak adımların Türkiye’yi sosyal ve politik açıdan nasıl etkileyeceği sorularını da akıllara getirdi.Girilen yeni süreçle birlikte özellikle sınır güvenliği ve düzensiz mülteci göçü konularında yıllardır yaşanan sıkıntıların çözülüp çözülmeyeceği tartışma konusu oldu. Suriye’deki bu sıcak gelişmeler sonrası Siyaset Bilimci Dr. Zekiye Seda Sönmez, Öncüşehir’e özel açıklamalarda bulundu.“ARKA PLANDA BÜYÜK GÜÇ DENGELERİ VAR”Gelişmelerin Orta Doğu’da önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Sönmez, “Suriye'de 13 yılı süreyi geçen iç savaşın sonrasında yeni bir döneme girildi. Heyet Tahrir Eş-Şam öncülüğündeki muhalif gruplar Humus'un ardından Şam'a da girdi. Ardından da Suriye Ordu Komutanlığı Esad rejiminin düştüğünü subaylarına iletti. Orta Doğu’da yaşanan bu gelişmelerin bölge açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Çünkü burada sorun sadece Suriye meselesi olmaktan çıkmış vaziyette ve arka planında büyük güç dengelerinin olduğunu söylemek mümkün. Bu da bölgenin nasıl şekilleneceğini ve tüm aktörlerin olaya müdahil olacağı bir süreci doğuracaktır. Büyük Orta Doğu projesi planı tüm hızıyla devam etmekte ve bunun arka plan okumasını da ’79’daki İran İslam Devrimi’ne kadar götürmek mümkün. Bu süreçlerin günümüzdeki en önemli kırılması da bugün Suriye’de oldu. Burada Amerikan nüfuzu derinleşirken Rusya’nın geri planda kalması söz konusu olacaktır. Ayrıca Trump ve Netanyahu başat aktör olurken İngiltere ise geri planda görünmektedir. Sonuç itibariyle yaşanan süreçleri Trump sonrası bir dönem olarak okumak mümkündür” diye konuştu.“TÜRKİYE’DE ÇOK SAYIDA SIĞINMACININ OLDUĞU GERÇEK”Suriyeli mültecilerin geri dönüş süreçlerinin önümüzdeki dönemde daha yoğun şekilde tartışılacağını belirten Sönmez, “Suriyeli mültecilerin geri dönüş tartışmalarını yaşadığımız bir sürece doğru gireceğiz. Tabi diğer ülkelerde de var ancak Türkiye’de çok sayıda sığınmacının olduğu bir gerçek. 2019 yılında kayıtlı 3,6 milyon Suriyeli mülteci oluğunu bilsek de bu sayı giderek daha da arttı. Bu da ülkemizde sosyolojik, siyasal ve yapısal bazı değişim ve dönüşümleri de beraberinde getirdi. Bu süreçler yaşanırken Türkiye’de toplumsal ve siyasal açıdan kolay bir kabul görmedi. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde ortaya çıkan modern sığınma rejimi özellikle Soğuk Savaş yıllarında ülke sınırlarının açık tutulması ve koruma sağlanması görüşü ile olgunluk kazanmış oldu” dedi. “CİDDİ SORUMLULUK”Dış politika ve güvenlik bağlamında mülteci entegrasyonunun değerlendirilmesinde ülkelerin ciddi sorumlulukları olduğunu vurgulayan Sönmez, “Güvenli bölgeler içinde tutulup oradan koruma sağlanması eğilimi gerçekleşmişti. Birinci Körfez Savaşı döneminde de biz bunları Saddam rejiminden kaçan ve Türkiye’ye Irak’ın kuzeyinden gelen Kürtlerde yaşamıştık. Buradan hareketle dış politikada ve güvenlik bağlamında entegrasyonun değerlendirilmesinde ülkelere ciddi anlamda sorumluluk düşmektedir. Burada mülteci grupların kalıcılığı da çok önemlidir” diye konuştu.TÜRKİYE’DE EĞİTİM GÖREN GENÇLERDE DURUM NE OLACAK?Türkiye’deki eğitim kurumlarında öğrenim gören Suriyeli gençlerin geri dönüş kararlarının belirsizliğini koruduğunu belirten Sönmez, “Yaşanan son süreçte Suriye’de Baas rejiminin yıkılması akabinde çok sayıda mültecinin de ülkesine geri dönmesi söz konusu olacaktır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) dönüş süreçlerinde daha aktif rol alması için de zemin hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda BMMYK konunun netlik kazanması için çözüm odaklı fonlama çalışmaları yapmalıdır. Tabi burada olduğu gibi gönüllü şekilde kitlesel geri dönüş vakalarında da belli ölçüde maddi destek sağlanarak geri dönüşler daha da hızlandırılabilir. Bu süreçlerin yaşanması için de gönüllülük esası şartı ile güvenli ve sürdürülebilir şekilde olması gerekmektedir. Uluslararası bağlamda da kabul gören şekliyle bu böyledir. Bugün de Suriye’ye geri dönüşlerin tam anlamıyla bu şekilde olması gerekmektedir. Yapılan araştırmalarda da Suriyelilerin rejim değişimi sonrasında çoğunluğunun ülkelerine dönmek istediği şeklinde. Ama 10 seneyi aşkın bir sürede Türkiye’de yaşayan ve kendilerine yeni bir hayat kurmuş olan ve hatta anadili Türkçe olan çocuklarını da ülkemizde okutanlar için bu süreç daha zor olacak. Türkiye üniversiteleri başta olmak üzere tüm düzeylerde eğitimlerini devam ettiren Suriyeli gençlerin tekrar Suriye’ye gidip gitmeyecekleri büyük bir muammayı oluşturmakta. Ancak bu sayısal açıdan bakıldığında az sayıda kişiyi gösterir” ifadelerini kullandı.GERİ DÖNÜŞLERİN TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMİGeri dönüşlerin, Türkiye açısından sosyo-ekonomik açıdan olumlu etkiler yaratacağını vurgulayan Sönmez “Sonuç olarak artık Suriyelilerin güvenli ve gönüllü olarak ülkelerine dönmeleri için koşullar uygun vaziyettedir. Ayrıca yeni dönemde geri dönüşlerin yaşanması ülkemiz açısından da sosyo ekonomik olarak kendi vatandaşlarımız nezdinde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Kaldı ki Türkiye yüzünü Batı’ya dönmüşken Orta Doğu halkları ile entegrasyonunun sosyolojik açıdan onarılmaz sonuçları doğacağından bu kişilerin ülkelerine dönemleri ile beraber Türkiye’de olumlu bir havanın hakim olacağını da belirtmek isterim” dedi.
Gündem
Yayınlanma: 09 Aralık 2024 - 12:49
Orta Doğu'da dengeler değişti… Uzman'ından dikkat çeken değerlendirmeler!
Suriye’de gerçekleşen köklü değişimin, Türkiye’nin hem iç hem de dış politikasında önemli bir rol oynayacağına vurgu yapan Siyaset Bilimci Dr. Zekiye Seda Sönmez tersine göç ve Türkiye’ye olan etkileri konusuna dikkat çekti.
Gündem
09 Aralık 2024 - 12:49