Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İzmir Ticaret Odası (İZTO) tarafından düzenlenen ‘İzmir İş Dünyası Buluşması’na katıldı.
Buluşmaya Özhaseki ve ev sahibi İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in yanı sıra; İzmir Valisi Süleyman Elban, Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir Milletvekili ve Cumhur İttifakı Konak Belediye Başkan Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı, AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile çok sayıda iş insanı katıldı.
ÖZGENER: 330 MİLYON EURO BÜTÇEYE SAHİP…
Türkiye İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesine İzmir’in de dahil edilmesi hakkında konuşan Özgener, “Sözlerime başlamadan önce kentsel dönüşüme yönelik Bakanlığımız ile Dünya Bankası tarafından imza altına alınan 330 Milyon Euro bütçeye sahip Türkiye İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesinin, kentimizin de dahil olduğu 5 pilot ilin dönüşümü için büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Sayın Bakanımıza projenin hayata geçirilmesi noktasında kentimizin dahil edilmesini sağladıklarından dolayı şükranlarımızı arz ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“İZMİR’İ DE ÖNCELİKLİ KENTLER ARASINA ALMALIYIZ”
Deprem konusunda İzmir’in de öncelikli kentler arasına alınması gerektiğini vurgulayan Özgener, “Sayın Bakanım, gündemimizin en önemli maddesinin, hayat akışımızı ciddi bir şekilde kesintiye uğratma gücüne sahip olan deprem gerçeği ve bu eksende titizlikle ele alınması gereken kentsel dönüşüm süreci olduğunun bilincindeyiz. Bu anlamda toplantımızın, her yıl 1-7 Mart tarihleri arasında düzenlenen Deprem Haftası’nda gerçekleşmesinin, tüm kamuoyunda da bu bilincin oluşturulmasında ve güçlendirmesinde önemli bir etkiye sahip olacağına inanıyoruz. Ülkemizde, “deprem” söz konusu olduğunda ağırlıklı olarak İstanbul’un konuşulduğunu görüyoruz. Oysa sizin daha önce vurguladığınız gibi, İzmir’i de öncelikli kentler arasına almalıyız. Konunun, merkezi ve yerel yönetimlerce siyaset üstü bir anlayış çerçevesinde ve tüm ülkemizi kapsayacak şekilde değerlendirilmesi gerektiği inancındayız. Kuşkusuz ki bu konuda atacağımız adımlarda, bilim insanlarımızın ortaya koyduğu olgulara ve önerilere göre hareket etmemiz hayati öneme sahip.
“FAY YASASI OLUŞTURULMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”
Fay yasası çağrısında bulunan Özgener, “Ülkemizin büyük bir kısmında olduğu gibi, Ege Bölgesi ve kentimizin de tehlikeli ve riskli fayların üzerinde konumlanmış olmalarına bağlı olarak, yapılaşma koşullarını belirlerken, zemin yapısının ilk sırada ele alınması gerektiği kanaatindeyim. Bu kapsamda, İzmir’de olası bir depremde tehlike yaratacak büyüklükte olan 13 aktif faya yönelik “Bütünleşik Deprem Senaryosu ve Deprem Master Planı” hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla birlikte; zemin iyileştirilmelerinin sağlanmasını, yerleşim birimleri içinden geçen aktif fayların imar planlarına işlenmesini ve fay üzerinde yer alan yerleşimlerin zaman içerisinde dönüştürülmesini de düzenleyen bir “fay yasası” oluşturulması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“RİSKLİ YAPI STOKUNU YENİLEMEMİZ VE ARSA ÜRETMEMİZ GELİYOR”
İzmir’de riskli yapı stokunun yenilemsi ve arsa üretilmesi gerektiğini vurgulayan Özgener, “Sayın Bakanım, odaklanmamız gereken diğer önemli hususların başında riskli yapı stokunu yenilememiz ve arsa üretmemiz geliyor. Elbette, bir kenti kısa sürede yenilemek kolay değil. Bu; hem zaman hem de kaynak gerektiren zorlu bir süreç. Bu bağlamda, kentsel dönüşüm kredilerinin ve desteklerinin geliştirilmesi ihtiyacını vurgulamak istiyorum. Ayrıca, kentsel dönüşüm projelerinde karşımıza çıkan sıkıntılar, afetlerle mücadelede yeni bir anlayışı ve yöntemi hayata geçirmemizi de zorunlu kılıyor. İzmir’in deprem dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla; kent bileşenlerinin harekete geçirilmesi, risk yönetimi, tehlike analizi, acil müdahale sistemi gibi yaklaşımların devreye alınması, tüm altyapı ve üstyapı bileşenlerinin gözden geçirilmesi ve gerekli iyileştirilmelerin yapılması da oldukça kritik. İzmir’de yapı stokunun güçlendirilmesi, imar ve iskana yönelik kararların ve kentsel dönüşüm olanaklarının incelenmesi ve bilimsel çalışmalar ışığında zemine, sıvılaşmaya, fay hattına göre yapılaşmanın sağlanmasının öneminin altını çizmek isterim. Yanı sıra; kentler özelinde yerel şartlara uygun dönüşüm hamleleri yapılması gerektiği kanaatindeyiz. İzmir örneğinden yola çıkarsak, kıyı kesimlerinde yapı stoğumuzun eski ve zemin yapısının iyi olmadığını görüyoruz. Fakat 8-9 katlı bitişik nizam binaların dönüşmesi oldukça sınırlı. Dönüşse bile parsel bazlı dönüşüyor. Oysaki bu bölgelerde ada bazlı dönüşüm zorunlu tutularak, gerekirse inşaat koşulları değiştirilerek kentin hem siluetinin hem de yapı stoğunun olumlu yönde değiştirilebileceğini düşünüyoruz” dedi.
“DEMİR VE ÇİMENTODAKİ FİYAT ARTIŞLARI YATIRIMLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Konuşmasına devam eden Özgener, “Sayın Bakanım, Bakanlığınızın şehircilik konusundaki çalışmalarını sizden dinlemeden önce; inşaat sektörümüzün, sağladığı istihdam ve katma değer ile ekonomik kalkınmaya öncülük ettiğine ayrıca vurgu yapmak istiyorum. 2023 yılında büyümeye en büyük katkının da, hizmetler ve yüzde 7,8 büyüme ile inşaat sektöründen geldiğini görüyoruz. Ülkemiz ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi için önem taşıyan inşaat sektöründe faaliyet gösteren üyelerimizin taleplerini içeren dosyamızı sizlerle toplantımız öncesinde de paylaştık. İzin verirseniz Meslek Komitelerimizin önerilerinden bazılarını dile getirmek istiyorum. Sektörün yaşadığı en büyük sorun; girdi maliyetlerinde yaşanan ve öngörülemeyen hızlı ve yüksek artışlardır. Özellikle inşaatın en önemli girdileri olan demir ve çimentodaki fiyat artışlarının, yatırımları olumsuz etkilediğini ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
“YARISI BİZDEN" KAMPANYASI İZMİR İÇİN DE UYGULANMALI”
‘Yarısı Bizden’ kampanyasının İzmir için de uygulamaya alınmasının öneminden bahseden Özgener, “Bakanlığımızın, vatandaşın konut edinmesine yönelik avantajlı imkanlar sunan çeşitli kampanya ve teşvikleri uygulamaya almasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bununla birlikte, bu uygulamaların piyasaya, maalesef yeterince can suyu sağlayamadığını gözlemliyoruz. Özellikle 2023 ve 2024 yıllarını kapsayacak şekilde inşaat ruhsatı kesilmiş olan binalara yönelik yüklenici firmaya tamamlama kredisi desteği; inşaat ruhsatı verilmiş ve inşaatı devam eden projelerde vatandaşların ev sahibi olabilmesi için uygun faiz oranlarıyla konut kredisi verilmesinin durağanlaşan sektör için önemli bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz. Bununla birlikte, Bakanlık olarak İstanbul için uygulamaya aldığınız “Yarısı Bizden" kampanyasının İzmir için de uygulamaya alınmasının önem taşıdığını düşünüyoruz. Tarım ve orman vasfını yitirmiş alanların planlanarak arsa üretilmesi ve bu arsalarda kentsel dönüşüm projelerine rezerv alan oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Kentsel dönüşüm projesi üstlenen firmalara rezerv alandan yer önerilmesi, bunun karşılığında aynı emsalde kentsel dönüşüm projesi yapma şartı getirilmesinin, arz-talep dengesine ve ayrıca konut ile kira fiyatlarının makul seviyelere gelmesine olumlu katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz” dedi.