Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün organize ettiği
etkinlikler kapsamında ilk olarak Çiğli Belediyesi Fuaye Alanında “Çocukların
Barışı” isimli resim sergisi düzenlendi. Sergi açılışının ardından Çiğli
Belediyesi Fakir Baykurt Salonu’nda Çiğli Belediyesi Tiyatro ekibinin
gösterisi, ardından da Nazım Hikmet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi gazeteci yazar
Barış Pehlivan ile yazar Barış İnce’nin konuşmacı olarak yer aldığı söyleşi
gerçekleştirildi.
Barış Pehlivan:
“Nazım’ın bayrağını daha ileriye taşıyacağım”
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan yazar Barış Pehlivan,
“Tarık Akan ile Nazım üzerine çok değerli bir söyleşi yapmıştık. Sonraki
süreçte Tarık Akan’ın vefatının ardından Nazım Hikmet Vakfı’ndan davet ettiler.
Bende bu çatı altında Nazım’dan aldığım bayrağı ileriye taşımaya çalışıyorum.
Nazım gibi bir koca çınarı burada birkaç saatte anlatmam çok zor. Nazım 1917
yılında Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdikten sonra son sınıfta hastalanmasaydı
bir subay olacaktı. Hastalanınca askerlikten ayrıldı ama işgal altında olan
ülkesi için Milli Mücadeleye katılmak istedi. Anadolu’ya geçti ve 19 yaşında
Mustafa Kemal ile bir araya geldi. Mustafa Kemal o zaman genç şair Nazım’a
‘Bazı genç şairler modern olsun diye mevzusuz şiir yazmak yoluna sapıyorlar
size tavsiye ederim gayeli şiirler yazınız’ telkininde bulundu. O yılların
devamında Nazım Bolu’ya öğretmen olarak gitti. Orada tanıştığı ağır ceza hakimi
ile beraber sosyalizm ile tanışarak Sovyetler Birliği’ne gitti” dedi.
“Beni Türkiye değil
mücadele ettiğim emperyalist ülkeler yargılamalıydı”
Konuşmasını Nazım’ın yargılandığı yıllara değinerek sürdüren
Pehlivan, “Nazım’a 11 tane dava açıldı ve toplamda 34 yıla mahkum edildi. Nazım
yargılandığı mahkemede ‘Beni Türkiye değil Batı’nın emperyalist ülkeleri
mahkemeye vermeliydi. Türkiye’de halkın ekonomik durumundan bahsetmek suçsa
ekonomi bilimini ortadan kaldırmak gerekir. Ticaret Odası Dergisi hayat
pahalılığından bahsetmektedir ve şimdi ancak 150 lira ile yaşanabileceğini
yazmakta halbuki Türkiye’de ortalama gelir 45 lira. Demek ki geçim sıkıntısı
var ve ben gerçekleri yazıyorum. Siz bundan dolayı beni sanık sandalyesine
oturtuyorsunuz’ savunmasını yaptı. İşte o davada Nazım Hikmet berat etti” diye
konuştu.
“Anadolu’da bir
çınarın altında ziyaret edebilmeyi isterdim”
Nazım Hikmet’in mezarının Türkiye’ye getirilmesi konusu
hakkında da açıklamalarda bulunan Pehlivan, “Gerekli ortamı sağlayarak ülkemiz
açısından bir değer olan Nazım’ın mezarının vatanına getirilmesini çok isterim.
Nazım'ı çok sevdiği ve uzun yıllar hasret kaldığı Anadolu topraklarında bir
çınarın altında ziyaret edebileceğimiz günleri de göreceğimize inanıyorum”
dedi.
Barış İnce: “Tek
arzusu, kardeşçe bir arada yaşayabileceğimiz bir ülkeydi”
Söyleşiye konuşmacı olarak katılan bir başka isim olan yazar
Barış İnce, “Nazım Hikmet, vatanının bağımsızlığını isteyen bir Kuvayi
Milliyeci ve yurtsever bir kişiydi. Aynı zamanda yoksullarının, işçilerin ve
emekçilerin ülke gelirinden eşit pay almasını isteyen bir sosyalistti. Nazım’ın
dünya görüşü ve mücadelesi ülkemizin bağımsızlığını istemeyen Amerikan
Emperyalizminin ve onun yerli işbirlikçilerinin işine gelmiyordu. Bu yüzden
Nazım Hikmet’i vatan hainliği ile suçladılar ve üzerinden birçok komplo
kurdular. Oysaki Nazım’ın tek isteği şiirlerinde de ifade ettiği gibi,
hepimizin özgür olduğu ve kardeşçe bir arada yaşayabileceğimiz bir ülkeydi.
Ülkemizin bağımsızlığı ve aydınlanması için karanlık güçlere karşı savaşan
Nazım’ın bu mücadelesini bugün hala daha sürdüren insanlar var. O’nun davasını
yazarak çizerek sürdürüyorlar” diye konuştu.
“Nazım, Türkiye’de
bir çığır açtı”
Nazım Hikmet’in bir dil işçisi ve emekçisi olduğunu da vurgulayan İnce, “Nazım, Türkiye’ye serbest vezini yerleştirerek Türkiye’de bir çığır açtı. Bu geçmişten sonra Türkiye’de serbest vezin ile yüzlerce şiir yazıldı. Nazım, serbest vezin ile bu toprakları duygusal olarak birleştirdi ve evrensel bir şiir dili yarattı” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.