Uzmanlar son günlerde Influenza yani halk arasında da
bilindiği adıyla grip vakalarının oldukça arttığını açıkladı. Bu konu hakkında
kendi klinik tablolarında da bir artış yaşandığını belirten ve İhlas Haber
Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Sağlık Bilimleri Üniversitesi
Öğretim Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof.
Dr. Hakan Oğuztürk, “Yıllardır olan bu hastalık Covid-19 döneminde bir miktar
geri planda kaldı. Sebebi, bu virüs de RNA virüsü ve korona virüsler de aynı
aileye ait RNA virüsleri. Bunlar aynı yolla bulaşıyorlar ve benzer semptom ve
şikayetler ile benzer hastalıklara sebebiyet veriyorlar. Hal böyle iken
bunlardan korunma yöntemi de birbirine benziyor. Neydi Covid-19 hastalığından
korunmak için tedbirlerimiz? Mesafe, maske ve hijyen tedbirleri idi.
Aynısı Influenza (grip) virüsleri için de sıralanabilir. Bu
anlamda zaten biz Covid-19'un başında maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok
ciddi uyduğumuz için geçen yıl hatırlanacağı üzere Influenza virüslerinin çok
da hastalık oluşturmadığı bir kış sezonu geçirdik. Ama Influenza virüsü RNA
virüsü olup, insanlarda üst solunum yollarını çok hızlı bir şekilde etkileyip
hastalığa sebebiyet veriyordu.
Siz eğer sosyal hareketliliğin arttığı ve maske ile mesafe
kurallarına uymadığınız bir yaşam tarzını benimserseniz, Covid-19 gibi
Influenza yani halk arasındaki adıyla grip de sizleri hasta edebiliyor.
Maalesef bu sezon, grip de Covid-19 gibi insanlarda hastalık oluşturmaya
başladı. Çünkü tedbirler anlamında bir istikrar bozulması, maske takma
anlamında bir istikrar bozulması, grip vakalarının da bu kış sezonunda sayısının
artmasına sebebiyet verdi” ifadelerini kullandı.
“Geçen yıla göre çok
fazla artmış durumda”
Influenza yani grip vakalarının geçen yıla oranla çok büyük
ölçüde arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Oğuztürk, “Geçen yıla göre çok fazla
artmış durumda. Geçen yıl hemen hemen sıfıra yakın vakalar oluyordu. Hatta bazı
aylarda hiç vakanın olmadığı durumlar söz konusuydu. Tabi ki geçen yıl da oldu
ama geçen yıla göre çok ciddi bir artış söz konusu. Zaten hastanelerin acil
servislerine başvuru anlamında da artışların olması bunu teyit ediyor. Aynı
şekilde bir korunma tedbiri ile Covid-19 hastalığının sayı anlamında önüne
geçebileceğimiz gibi Influenza virüslerinin de artışının önüne ciddi anlamda
geçebiliriz” şeklinde konuştu.
“Bu yeni bir şey
değil”
İsrail'de bir kişide hem Covid-19 hem de Influenza virüsünün
aynı anda görüldüğü ‘flurona' vakası hakkında da bilgilendirmelerde bulunan
Prof. Dr. Oğuztürk, “Bugüne kadar Influenza virüslerinin Covid-19 hastalarında
birlikte görülme, yani aynı kişide görülmesi ile ilgili başka araştırmalar ve
çalışmalar da yapılmış ve insanların bilgisine sunulmuştu. Bu yeni bir şey
değil. İsrail'deki sadece bunun başka bir örneği şeklinde değerlendirilmeli.
Yoksa Çin'de ve diğer ülkelerde yapılan bazı çalışmalarda yine bu iki virüsün insanlarda
aynı anda hastalık yaptığına dair veriler söz konusu. Hatta koenfeksiyon
dediğimiz bir durum bu. Bu koenfeksiyonun görülme oranının yüzde 12 ila 16
arasında değiştiği, ortalama yüzde 5 vakada iki virüsün birlikte görüldüğü
çalışmalar söz konusu” diye konuştu.
“İki enfeksiyonun
aynı anda bulunması durumunda, ‘kesin olarak hastalığın şiddeti artacak' demek
çok da doğru olmaz”
Bir insanda iki ayrı virüsün aynı anda bulunarak hastalık
oluşturma ihtimalinin teorik olarak da pratik olarak da mümkün olduğunu ve tıp
dünyasının bu duruma yabancı olmadığını belirten Prof. Dr. Oğuztürk, şunları
kaydetti:
“Mikroorganizmalar aleminde hem bakteriler var, hem virüsler
var, hem parazitler, hem de mantarlar var. Bunların tek bir kişide aynı anda
hastalık yaptığı süreçler tıp dünyasının çok da yabancı olduğu kavramlar değil.
Virüs ile bakteri aynı anda hastalık oluşturabiliyor. Farklı virüsler aynı anda
insanlarda hastalık oluşturabiliyor. Ama bunun oranı az önce de ifade ettiğim
gibi ortalama olarak yüzde 5 olarak düşünülmeli. İki mikroorganizmanın
koenfeksiyon dediğimiz insanda birlikte hastalık oluşturma durumunda ikisinin
tek tek oluşturduğu hastalığın, şiddetine göre bir artış durumu kesin olur
demek çok da doğru değil. İkisinin birlikteliğinde daha hafif seyirden daha
ağır seyre doğru farklı klinikler karşımıza çıkabilir.
Bu konuda net bir klinik çalışma söz konusu değil. Bu tek bir değişken de değil. Hastalık şiddeti sadece bu iki virüse bağlı değildir. Kişinin bağışıklık mekanizması, başka hastalıklarının olup olmadığı, yaşlılık, gençlik gibi çoklu faktörlere bağlı bir durumdur. O nedenle şunu net olarak söyleyebiliriz ki bu koenfeksiyon dediğimiz iki enfeksiyonun aynı anda bulunması durumunda, ‘kesin olarak hastalığın şiddeti artacak' demek çok da doğru olmaz.”