ÖNCÜŞEHİR - İzmir’de
son zamanlarda meydana gelen 4.5, 4.0 şiddetindeki depremleri değerlendiren Dokuz
Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr.
Hasan Sözbilir endişelenmeye gerek olmadığını söyledi. Sözbilir, “Sadece İzmir
değil, Türkiye ölçeğinde yüzyıllardır depremler devam ediyor. Bazen şiddeti
artıyor, bazen azalıyor. Son 2 yıldır depremlerin yoğunluğu belli bir artış
var. Bu geçen yıllarda Elazığ, İzmir, Akhisar’daki depremlerle kendini
gösterdi. Türkiye’nin yüzyıllardır meydana gelen depremlerini incelediğimizde
çok olağan dışı bir durum değil, süregelen olaylar” dedi.
SÖZBİLİR: İZMİR’İ
TEHLİKEYE ATACAK DEPREMLERİN MUTLAKA…
30 Ekim’de İzmir’de meydana gelen depremin denizdeki fayların kırılması ile gerçekleştiğini söyleyen Sözbilir, “İzmir’i de etkilemiş oldu. Bu da bize şunu gösteriyor: Demek ki İzmir’i tehlikeye atacak depremlerin mutlaka karadaki faylardan kaynaklanması gerekmiyor, denizdeki faylarda deprem üretebiliyor. Özellikle 6’dan büyük deprem ürettiklerinde İzmir’in yapı stoğu depreme dayanıklı bir yapı stoğu olmadığı ve İzmir’in bazı kesimlerinde zayıf zeminler var olduğu için belli bölgelerde riskler oluşuyor. Şu anda Midilli ya da Samos Adası’nda 3, 4, 5 büyüklüğündeki artçı depremler meydana geliyor. Bunların İzmir’i etkileme anlamında yani can ve mal kaybı anlamında herhangi bir etki yaratacak depremler değil. Ama bunlarda 6.6 büyüklüğünde deprem olduklarında artçı mekanizma içine düşürüldüğünde bir yılı bulabilecek deprem aktivitesi yaratıyor. Dediğim gibi İzmir’in yapı stoğu belli ölçekteki depremlere göre dizayn edilmediği için oradan belli sıkıntılar yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
“DEPREM ÜRETİRSE
İZMİR ŞU ANKİ KONUMUYLA ÇOK ZARAR GÖRÜR”
İzmir’de 17 fay hattının yer aldığını belirten Sözbilir, “Mesela Bergama’dan Bergama Fayı, Kiraz’dan Kiraz Fayı, Güzelbahçe, Narlıdere, Konak’tan İzmir Fayı, Gaziemir’den Tuzla Fayı, Seferihisar’dan Seferihisar Fayı geçer. İzmir’in kara kısmında bunun gibi birçok fay hattı geçiyor. 30 Ekim’de yaşanan depremde bunların herhangi biri kırılmadığı için bu İzmir’in depremi değil diyorlar. Denizdeki bir fay kırıldı, o kırılan fayda Samos Adası’nın kuzeyinde olan bir fay hattı idi. O fay kırıldığı halde biz zarar gördük. Aslında bu depremden bir zarar görmemiz gerekiyordu. Bizim karadaki faylarımız 6.6 büyüklüğünde deprem üretirse İzmir şu anki konumuyla çok zarar görür. Ama bu deprem üretme zamanı 20-30 veya 50 yıl sonra olabilir. Biz depremden sonra ne yaptık? Gerek devlet gerek belediye, yerel yönetimlerin hepsi şu anda biz olabilir bir depremden en az zararla çıkmak için ne yapmamız gerektiğini düşünüyor. Şimdi o tür çalışmalar yapılmaya başlandı. Kentsel dönüşüm anlamındaki çalışmalar başladı. Deprem araştırma merkezleriyle çalışmalar yapan insanlar faylar sürekli izlemeye başladı. Fayların ne yapıyor ne diyor, gelecekte deprem tehlikesi yaratır mı? İlgili çalışmalar yoğunlaştırıldı. TUBİTAK, bilim insanlarına Türkiye ölçeğinde deprem araştırmaları proje çağrısı yaptı. Depremle ilgili çalışma yapmak istiyorsanız bize başvurun dendi. Şu anda öyle bir sürece girdik. Herkes depremle ilgili çalışmalarda nasıl daha az zararla çıkabiliriz noktasında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Tabi bunları ne kadar hızlı ve ne kadar belli bir kalitede yaparsak gelecekle ilgili o düzeyde depreme dirençli bir ile ya da toplum olabiliriz” diye konuştu.
İZMİR’E DEPREM ERKEN
UYARI SİSTEMİ GELİYOR
Deprem Araştırma Merkezi’nin çalışmalara ağırlık verdiğini vurgulayan Sözbilir, TUBİTAK ve yerel yönetimler olarak Valilik düzeyinde çalışmaları başlatıldığını duyurdu. Sözbilir, “Faylarımızı sürekli saniye saniye izlemek anlamında çalışmalar ve proje üretilmeye başlandı. Bizim üniversite olarak başlattığımız çok önemli bir proje daha var. “Deprem erken uyarı sistemi” projesi. Türkiye’de sadece İstanbul’da var, İzmir’de de kurmak için üniversitemizin kaynaklarıyla bir proje başlattık. Proje bir yıl sürecek. Gelecekte bir gün bir deprem olacak, İzmir’de 17 tane fay hattı var. bu fayların arka arkaya kırılma zamanları geliyor, gelecek. Onu durdurma şansımız yok ama geldiği zaman depremi birkaç saniye öncesinden algılayacağız. Önemli olan büyük ölçüdeki yapıların elektriğini, doğalgazını kesmek gibi çalışmalar yapan bir deprem erken uyarı sistemi kurulacak” ifadelerini kullandı.