Üniversite eğitimini Bosna Hersek'te tamamlayan genç Türk
yönetmen Tuğba Topaloğlu, "Nisandan Sonra Bile Seni Seviyorum Edina"
isimli belgesel filmle savaşa dair anlatılacak tek şeyin acı dolu hikayeler
olmaması gerektiğine dikkati çekiyor.
Bosna'daki 1992-1995 yıllarındaki savaşta başlarına gelen
tüm kötülüklere rağmen Boşnak halkının affedici yanını en yalın haliyle anlatan
belgesel, başkent Saraybosna'daki tarihi Gazi Hüsrev Bey Camisi'nin yanı
başındaki mütevazi kafenin sahibi Makbula Dervisagic'in anlatımıyla çekildi.
Uluslararası Saraybosna Üniversitesinden (IUS) mezun
Topaloğlu'nun yönetmenliğini üstlendiği belgesel, 3,5 yıl kuşatma altında
kalmış Saraybosna'nın bugüne yansıyan halini ve affetmeyi başarabilen Boşnak
halkının hayata bakışını anlatıyor.
Topaloğlu, IUS'taki eğitiminin ardından İstanbul Sinema
Merkezinde sinema üzerine eğitim aldığını anlatarak, "Mezuniyetten sonra
da sürekli Bosna Hersek'e gidip geliyordum. Sinema atölyesinden iki arkadaşımla
burada bir şeyler yapmak istedik. Aklımızda hep bir belgesel fikri vardı."
ifadelerini kullandı.
Belgeselin nerede çekilmesi gerektiği aşamasında adeta
yaşayan bir mekan aradıklarını ifade eden Topaloğlu, "Makbula,
Saraybosna'daki ilk durağımızdı çünkü Gazi Hüsrev Bey Camisi'ne yakındı.
Makbula'nın konuşkanlığı ve sıcaklığı da bizi hemen çekmişti. Bosna Hersek ve
insanlarıyla ilk kez burada tanışmıştık." diye konuştu.
Topaloğlu, belgeseldeki ana karakter Makbula'nın aslında
birçok insanın karşılaşma noktasını da temsil ettiğini belirterek, buradaki
küçük kafenin farklı milletten birçok insanı bir araya getirdiğine işaret etti.
California Film Festivali'nde ödül aldı
Bosna Hersek denince akla ilk gelen kelimenin
"savaş" olduğunu dile getiren Topaloğlu, "Savaşa dair
anlatılacak tek şey acı dolu hikayeler olmamalı. Boşnaklar coşku dolu insanlar.
Makbula da bunun için iyi bir temsil. Çocukluğunda ve savaş döneminde çok
sıkıntı yaşamış olmasına rağmen hayatında hiç sorun olmamış gibi konuşur,
neşesi ve enerjisi acılarını yansıtmaz." dedi.
Topaloğlu, belgeselin de Boşnakların acılara karşı coşku ve
neşesine odaklandığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Belgeselin ismi
içeriğiyle uyumlu olmalıydı. Saraybosna kuşatması nisan ayında patlak verdi. O
yüzden 'nisandan sonra bile.' Diğer yandan, savaşın bellek izlerinden birisidir
Saraybosna'daki huzurevi binası. Yıkık ve dökük bırakılan bir bina. Onun
üzerine 'Seni Seviyorum Edina' yazılmış. Bunun bir anlamda manası, 'her şey
yıkık dökük ama seni hala seviyorum Edina.' Belgeselin ismi de bu şekilde
ortaya çıktı."
Belgeselin ilk gösteriminin İtalya'nın başkenti Roma'da
yapıldığını ve Makbula'nın burada çok sevildiğini anlatan Topaloğlu, farklı
milletlerden insanların uyumunu göstermeyi amaçladıkları belgeselin Roma'da
oldukça iyi bir etki bıraktığını söyledi.
Topaloğlu, belgeselin Uganda ve Nijerya'daki festivallerde
de gösterildiğini belirterek, "Aralık ayında Uluslararası California Film
Festivali'nde 'En İyi Kısa Belgesel' dalında ödül aldık. Bu yıl düzenlenecek
Saraybosna Film Festivali'nin amatör kümesine de başvurmayı düşünüyoruz."
ifadelerini kullandı.
"Makbula Boşnaklarda hakim olan tavrın temsili"
Boşnakların ağır olaylar yaşamasına rağmen sahip oldukları
enerjinin kendilerine olumlu yansıdığını vurgulayan Topaloğlu, "Hayata
sıkı sıkı bağlanmaları bize çok şey öğretti. Tabii ki yaşananların hiçbirini
unutmadılar ama bugün affedip özgürleşmiş gibiler. Savaşı esprili dille
anlatabiliyorlar." dedi.
Topaloğlu, Boşnakların kötü olaylar yaşayıp mutlu olmayı
tercih etmelerinin ilham verici olduğunu söyleyerek, "Belgeselde
Makbula'yı seçtik çünkü Boşnakların affedici tavrını yansıtan biri. Burada
Makbula'yı herkesle konuşurken görüyoruz. Makbula, Boşnakların genelinde hakim
olan tavrın bir temsili." ifadelerini kullandı.
Saraybosna'nın her yerinde savaşa dair bellek izlerinin
bulunduğunu anlatan Topaloğlu, "Bugüne baktığımızda insanların bunlara
bağışıklık kazandığını görüyorum. Durup, 'Ne acılar çekmişiz.' demiyorlar. Bu
nedenle de Boşnakların unutmadan affettiklerini düşünüyorum. Dört bir taraf
acıyla dolu ancak hayata tutunmak da kolay." dedi.
Topaloğlu, belgeselin prodüksiyon aşamasının dört yıl
sürdüğünü belirterek, bu sürecin sonunda ortaya olgun bir eser çıktığını ifade
etti.
Bosna'daki savaşın bellek izleri ve insanlar üzerindeki etkisine yönelik göndermelerle başlayan belgesel, Boşnakların savaştan sonraki dik duruşu, korkusuzluğu ve düşmanlarını unutmadan affedebilme özelliklerine odaklanıyor. Makbula'nın mütevazi kafesinde geçen belgesel, insanların her şeye rağmen yenilenebileceği mesajını veriyor.