ÖNCÜŞEHİR - Binlerce yıllık zeytin ormanlarının var olduğu ve kadim zeytin kültürünün yaşatıldığı İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Orhanlı köyü jeotermal enerji santrali (JES) tehdidi altında. Bölgede hayata geçirilmesi planlanan JES projesinde, jeotermal sondaj kuyuları ile yardımcı kaynak olarak rüzgar enerji santrali (RES) ve güneş enerji santrali (GES) yer alıyor. İzmir Yarımadası’na özgü “erkence” türü zeytinliklerden oluşan bölge, aynı zamanda organik tarım, küçükbaş hayvancılık gibi üretim faaliyetlerinin kesintisiz olarak sürdüğü bir Kadim Üretim Havzası. Su samurundan tilkiye, orkide türlerinden, nesli tehlike altında olan üveyiklere pek çok canlıya yuva olan Orhanlı köyü biyolojik çeşitlilik için uygun ekosistemler sağlıyor.
Orhanlı’da yapılması planlanan JES projesi’ne vatandaşlar,
buradaki yaşamı ciddi ölçüde yok edeceği; köyde temiz su kaynaklarını, toprağı
ve havayı kirleteceği, vadinin mikro-klimasını bozacak endişesiyle karşı
çıkıyor.
Orhanlı Köyü Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği ve köy sakinleri daha önce köylerinde açılan JES kuyusu için dava açmıştı. Şimdi başka bir firma JES, RES ve GES üçlüsüyle köyün tamamına yayılacak ve tüm yaşamı etkileyecek bir proje için ÇED süreci başlattı. Bu sürecin bir parçası olarak, şirket ve bakanlık yetkililerinin katılımıyla, bugün saat 14.00’da Orhanlı Köyü Orta mahalle Köylü Kahvaltı Kafe’de Halkın Katılım Toplantısı (HKT) yapıldı. Söz konusu projenin iptal edilmesini talep eden Orhanlı köyü sakinleri ve doğa severler, Halkın Katılım Toplantısı’nda tepkilerini dile getirdi.
Etkinliğe; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, CHP Seferihisar İlçe Başkanı Senem Gürer Solak, CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, CHP Balçova İlçe Başkanı Binnur Akın’ın yansıra çok sayıda vatandaş ve sivil toplum kuruluşu katıldı.
KILIÇ: HALKIN
FAALİYETİ İSTEMEDİĞİNİ ANKARA’YA BİLDİRECEĞİM
İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik Şubeden Devrim Kılıç, “Bölgemizde Kara Enerji tarafından yapılması planlanan Jeotermal Elektrik Santrali için Bakanlığımızın ÇED sürecini kabule etmesiyle başlayan sürecimizi anlatmak için geldik. Halkımız konu hakkında bilgilenmesini yapmış. Halktan temsilci arkadaşlar bilgilenme yapılmamasını istediklerini bize bildirdiler. Bende bu şekilde halkın faaliyeti istemediğini Ankara’ya bildireceğim” diyerek sunum yapmadı.
SOYER: YEREL
YÖNETİCİLERİN ASLİ GÖREVİ İLÇENİN KÜLTÜRÜNÜ KORUMAK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı
konuşmada şu ifadelere yer verdi:
Tek tek hepinizi kutluyorum. Bu topraklara, bu kadim
topraklara ve kültürüne sahip çıkıyorsunuz. İyi ki varsınız. Yerel
yöneticilerin asli görevi ilçenin kültürünü korumaktır. Asfalt ve çöp sonradan
gelir. İlk işimiz bu toprakları korumak. Biz nöbetçiyiz, görev sonumuzda
gideceğiz. Bize emanet edilen, atalarımızın binlerce yıl biriktirdiği mirasları
korumazsak hangi işi yapmış oluruz? Çünkü bunu yok etmek için, bu topraklardan
kar elde etmek için, ranta kurban etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz
bunları korumak için varız. Bizi ezip geçemezler, geçtirmeyeceğiz. Kazanacağız
ama biliyoruz ki memlekette haklı olmak yetmez. Sesimizin güçlü çıkması lazım.
Bende burada bu kalabalığı görünce cesaret buldum. Sonuna kadar yanınızda
olacağım. Bu toprakları, buradakilere tertemiz emanet etmek için mücadelemizi
sürdüreceğim.”
YETİŞKİN: HERKESİN
İŞTAHI KABARIYOR
Daha önce alana 7 bilirkişinin geldiğini ve olumsuz rapor verdiğini söyleyen Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, “Bunun karşısında da mahkeme kararıyla bu işin burada yapılamayacağı söylendi. Fakat inadına burayla ilgili istek ve arzusu kabaran birileri var. Ama görüyorsunuz ki bu halk burada bu kadar kalabalık, insanlar bunun yapılmasını istemiyor. Biz de sonuna kadar bu mücadelenin arkasında olacağız. Bu işin sonu nereye gidiyorsa sonuna kadar devam edeceğiz. İzmir herkesin gözünde olan bir yer. Özellikle yarımada. Tabi herkesin iştahı kabarıyor. Umarım ki iştahları kursaklarında kalır. Tabii ki JES denilince doğa ve turizmle ilgili bir sorun oluyor. Doğanın kirlenmesiyle ilgili. Durum böyle olunca burada turizm gelişmez, turizm geri gider. Niye? Orhanlı Köyü, göç veren değil, göç alan bir köy. Yerüstündeki kaynaklarla geçinebilen bir köy. Onun için JES’in gelmesi durumunda ben turizmin gelişeceğini sanmıyorum. Köy artık göç almaz, göç verir. Doğa sadece bizim doğamız değil, hepimizin doğası. Hep beraber burada olmamız gerekiyor. Sadece Seferihisar Belediyesi ya da Orhanlı Köyü’nün sorunu değil bu. Tüm halkın sorunu. Burada hep beraber mücadele etmek isterdik. Keşke onlar da burada olsaydı. Biz daha önce de kazandık. Daha önce de birçok mahkeme kazandık. Tekrar geri dava açılamayacak şekilde mahkemeler kazanıldı ama görüyorsunuz her türlü şekilde burada iştahları kabarık bir durumda. Para var, rant var bu toprakların altında. Oysa ki toprakların üstündeki zenginlik bizi daha fazla ilgilendiriyor. Onun için ben burada başarılı olabileceklerini düşünmüyorum. Halk var burada. Herkes Orhanlı’ya sahip çıkıyor. Halkın dediğinin önüne geçilemez. Mücadelemizi kazanacağımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
MERCAN: BİZ HUKUKA
UYULMASINI İSTİYORUZ
Çevreci Avukat Şehrazat Mercan, neden istemediklerini dile
getirerek, “Biz bunu neden istemiyoruz? Biz zaten bura için dava açtık. 7 tane
profesör ve doçent gelip burada araştırma yaptı ve iş için uygun değildir,
dedi. Mahkemede buna esasen durdurma kararı verdi. Şimdi neden yine
başlatıyorlar. Devlet bunu duysun ve şirketleri buradan çeksin. Biz hukuka
uyulmasını, aldığımız mahkeme kararının dikkat alınmasını ve ne kadar ÇED
kararı varsa bütün hepsinin sonlandırılmasını istiyoruz” dedi.
ALTIPARMAK: ÖNCEKİ
PROJEYİ NASIL DEFETTİYSEK BUNU DA EDECEĞİZ
Bölge halkının avukatlarından Cem Altıparmak ise projenin
bölgenin ve bölge halkının geleceğini yok ettiğini ifade etti ve “Doğru bilgiyi
almak için yapmamız gereken şey parayı takip etmek… Bu projeler sizin
zeytinliğinizi, yer altı sularınızı tarım imkanlarınızı ve geleceğinizi yok
edecek projeler Bundan çok kısa bir zaman önce bu projeyi yapmak isteyen
firmanın elemanları kendi parsellerindeki asırlık zeytin ağaçlarını kestiler.
Bunun suç duyurusu yapıldı. Bu yapılanlar şirketin yapacaklarının teminatı. Bu
yüzden bu saça projeye asla izin vermeyeceğiz Yeraltı sularını kirleten proje
asla faydalı değildir. Bunlar sizin ağaçlarınızın ve yer altı sularınızın yok
edilmesini amaçlayan projelerdir. Bu, bu yerdeki sürecin takibine devam
edeceğiz. Önceki projeyi nasıl defettiysek bunu da edeceğiz” dedi.