İktidarın halkın gerçek sorunlarını görme ve sesini duymak
yerine yine Saray’ın dileklerini sırayla yerine getirmek derdinde olduğunu
belirten Serter, “Şimdi de İhracatçı Meclislerine el koyma derdindesiniz.
Yönetemediğiniz bir orası kalmıştı!
Siz bu kanunla hem Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin
yönetimine hem de kasasına göz koyuyorsunuz. Kaynaklar her geçen gün tükeniyor
ve siz çare üretmeye çalışıyorsunuz ama kim için belli değil. Nitekim, bu madde
ile de İhracatçılar Meclisi’nin yedek akçelerine de göz dikmiş durumdasınız.
Biz CHP olarak, sizin bilerek net olarak belirtmediğiniz yedek akçenin
miktarının binde 3 ile sınırlandırılmasını ve zaten önünü göremeyen
ihracatçıların belirsizlikten kurtulmasını talep ettik komisyonda ancak kabul
etmediniz. Zaten, bu kanunla, “Ticaret Bakanlığı ile sıkı bir bağı olan bir kuruluş”
diye tanımladığınız TİM’i demir halatlarla Saraya bağlama çabasındasınız. Bunun
içinde TİM’in genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarının atamaları
noktasında yetkiyi Ticaret Bakanlığı’na veriyorsunuz” dedi.
“Üretemeyen ve en
pahalı tüketen ülke olduk”
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Türkiye’nin tüm
ihracatçılarının temsilcisi olduğuna işaret eden Serter, bu kanun teklifinin
sanayi ve ticaret hayatına engel oluşturma noktasında ilk adım olmadığını daha
önce de organize sanayi bölgelerinin yönetimlerini ve kasalarını ele geçirmek
için de kanun tekliflerinin getirildiğini hatırlattı. “İhracatçıların,
Cumhuriyetin değerleri yerine sizin gündelik çıkarlarınızı savunmasını
bekliyorsanız daha çok beklersiniz” diyen Serter, şöyle konuştu: “
Sizin değil toplumun çıkarlarını gözeten ve ülkenin
ticaretini de sanayisini de her şeye rağmen ayakta tutmak için çabalayan
sanayicilerimiz de ihracatçılarımız da bizim başımızın tacıdır. Bu ülkede,
senelerdir, canını dişine takıp, bütün riskleri göze alarak ihracat yapmaya çalışan
ihracatçıların, sanayicilerin yapısal sorunlarına çözüm üretmeyen, tamamen
Saray’ın isteklerini yerine getirmeye yarayacak bir kanun bu, hepiniz
biliyorsunuz. İktidar olarak ihracatı arttırmak bir yana, inatla sürdürdüğünüz
“istikrarsız” politikalarınız sonucu dövizin yükselişini durduramıyorsunuz.
İthalatı her geçen gün arttırıp, kaynakların hortumunu dışarı akıtmaya devam
ediyorsunuz. Halkı da cezalandırıyorsunuz. Halk farkında! Geçtiğimiz günlerde
İzmir’in Kiraz ilçesinde esnaflık yapan Ali amca ülkeyi getirdiğiniz hali şöyle
özetledi: “tükettiğimizin en son noktasındayız en pahalı, ürettiğimizin ilk
noktasındayız en ucuz.” 7’den 70’e
herkes, televizyonlarda dövizi takip eden 7 yaşındaki çocuklar da, senelerce
ülkeye vergi ödeyen esnaflar da aynı şeyi söylüyor: “Bu iktidar, bizi,
üretemeyen bir hale getirip, her geçen gün daha pahalı tüketmek zorunda
bırakıyor” diyor. Şimdi de ülkenin ticaret insanlarının özerkliğini de
kaybettirmeye çalışıyorsunuz.”
“Anadolu’nun üretim
gücünü şaha kaldıracağız”
2022 yılının Ocak-Nisan ayları arasında toplam ihracatın
83.57 milyar dolar iken ithalatın 116 milyar dolar olduğuna dikkat çeken
Serter, geçen yılın aynı aylarına göre ihracatın yüzde 21, ithalatın ise
neredeyse 2 katına çıkarak yüzde 40 arttığını vurguladı. Sadece geçen ay dış
ticaret açığının 6.1 milyar dolar olduğunu belirten Serter, “20 yıl sonra
geldiğiniz durum içler acısı! Ama, gerçek acıyı tamamen ihracatçılar çekiyor.
Şunu bilin, sayenizde 20 yıldır her geçen gün büyüyen ihracat açıkları ve
boşlukları, Saray’a yaranmaya çalışacaklara koltuk yaratmakla kapanmaz!
Biz, iş insanları, sanayiciler, ihracatçılar olarak Türkiye
İhracatçılar Meclisi’nin Genel sekreterliğine ve genel sekreter
yardımcılıklarına atamayı hükümetin yapmasını kabul etmiyoruz. En yakın
iktidarda çekiç seslerinin sanayilerden daha canlı yükseldiği, ihracat
rakamlarının ithalat rakamlarını katlayarak geçtiği günleri göreceğiz. Kirazlı
Ali amcanın sözleri son söz olsun: Ülkeyi getirdiğiniz hal: “Tükettiğimizin en
son noktasındayız en pahalı, ürettiğimizin ilk noktasındayız en ucuz”.
Emeğin en yüce değer olacağı ve Anadolu’nun üretim gücünün şaha kalkacağı günleri yeniden halkımızla göreceğiz” diye konuştu.