İddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcısı, siyanürün tek
başına öldürücü nitelikte olduğu ve kimyasal silah olarak kabulünün gerektiği
değerlendirmesinde bulundu.
İzmir'de 14 Mayıs'ta ailesiyle yaşadığı evde öldürücü
nitelikteki "siyanür" isimli kimyasal maddeyi suya karıştırıp anne ve
babasına içirerek ölümlerine, zorla içirmeye çalıştığı kardeşinin yaralanmasına
neden olan Mahmut Can Kalkan hakkındaki soruşturma tamamlandı.
Kalkan hakkında "üst soydan akrabayı tasarlayarak
kimyasal silah ile kasten öldürmek" suçundan iki kez ağırlaştırılmış
müebbet, "kardeşi tasarlayarak kimyasal silah ile kasten öldürmeye
teşebbüs" suçundan da 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan
iddianame, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, sanık ve siyanürlü karışımı içirmeye çalıştığı
kardeşi Emir Can Kalkan'ın ifadesi de yer aldı.
Sanık Mahmut Can Kalkan, ifadesinde şunları belirtti:
"İki yıl önce kimya laboratuvarında kırmızı gözlü,
siyah pelerinli, mekanik sesli, cinsiyeti olmayan biriyle tanıştım. Bu şahıs
laboratuvarda ya da uyuduğumda yanıma geliyordu. Sürekli deney yapmak
istediğini söylüyordu. Benden siyanür bulmamı istedi. Aldığım bir kilo siyanürü
eve götürdüm. Babamı kırmızı gözlü şahıs ile konuşurken gördüm. Babam 'Biz kırmızı
göz ile anlaştık, hep beraber uyuyacağız, sen hazırla getir ama küçük kardeşe
içirme, o korkar.' dedi. Siyanürden 3 bardağa üçer çay kaşığı koyarak
karıştırdım. Annem, babam ve kardeşim içti. Küçük kardeşimi korkmasın diye
tuvalete götürdüm."
İddianamede, "şüphelinin suç işlediği sırada akıl hastası olup olmadığının tespiti açısından gözlem altına alındığı, hakkında rapor tanzim edildiğinde bilahare gönderileceği anlaşılmıştır" bilgisine yer verildi.
"Son 10 dakikanız, içtiğiniz siyanür"
Olay anında evde bulunan sanığın kardeşi Emir Can Kalkan da
ağabeyinin ödevi olduğunu söyleyerek mutfakta 3 ya da 4 bardak suyla karışım
hazırladığını anlattı.
Emir Can Kalkan, şunları kaydetti:
"Önce bana ve anneme koklattı. Bizi salona çağırdı. Eline masa saati aldı. Bize 'Ben size '1-2-3 fondip' diyince bardaktakileri hızlı şekilde içeceksiniz.' dedi. Annem ona 'Sen neden içmiyorsun?' diye sordu. 'Ben zaman tutucuyum.' dedi. 3'e kadar saydı. Annem ve babam hızlı bir şekilde bardaktakileri içti. Ben içmedim, tükürdüm. Bana zorla içirmeye çalıştı. O arada bardaktaki sıvı üzerime döküldü. Ailecek iftarlarda yemekten önce '1-2-3 fondip' diyerek su içmeyi adet haline getirmiştik. Bu adeti abim uydurmuştu. Abim akabinde bize dönerek 'Son 10 dakikanız, içtiğiniz siyanür' dedi."
Soruşturmayı yürüten savcı, sanığın yaklaşık iki ay önce
kimyasal silahtan sayılması gereken siyanürü satın alarak müşteki ile
maktulleri öldürmeye karar verdiğini, olay günü de toz halindeki siyanürü suyla
karıştırarak limonata kıvamına getirdiğini belirtti.
Savcı, iddianamede şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sanık, maktuller ile müştekinin şüphelenmemesi için
olaydan birkaç gün önceden başlamak üzere ailenin bütününe aynı anda bir defada
su içmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Ölenler ile müştekiye kimyasal maddeyi
içirdikten sonra onlara yardım etmek yerine 10 dakika içinde öleceklerini
söyleyerek apartmanın yangın merdiveninde beklediği hususları nazara
alındığında şüphelinin eylemi tasarlayarak işlediğinin kabulü gerekmektedir.
Siyanür tek başına öldürücü nitelikte olduğu için kimyasal silah olarak kabulü gerekir."