Sosyal medyayı sıklıkla takip eden kişilerin nadir
kullananlara kıyasla 3 kat daha fazla kaygı ve depresyon yaşıyor.
SOSYAL MEDYA İLE
KENDİMİZİ ÖTEKİLEŞTİRİYORUZ
Sosyalliğin sonucunda insanın kendini diğerleriyle
kıyaslayarak gelişimini ya da olduğu noktayı belirlemek gibi içsel bir dürtüye
sahip. Bu kıyaslama sonucunda ötekinden daha iyi bir noktada olduğumuza karar
verdiğimizde kendimizi iyi hissederken, daha kötü bir noktada olduğumuz
kararına vardığımızda ise kendimizi kötü hissediyoruz. Ancak sosyal medya
kullanımının hızla ve bilinçsiz bir şekilde artması kendimizi durmadan
ötekilerle karşılaştırmamıza sebep oluyor.
VÜCUTTA DEĞİŞİKLİK
YAPMA İSTEĞİ HASTALIĞA DÖNÜŞEBİLİR
Instagram, Facebook gibi sosyal medya hesaplarında gezinmek
insanın saçı, cildi, yüzü, kilosu ve vücuduyla ilgili memnuniyetsizlikler
yaşamasına sebep oluyor.
Değişiklik yapma isteği sıradan bir istekten ‘dismorfofobi’
dediğimiz beden algısı bozukluğu hastalığına kadar ilerleyebiliyor. Bu kişiler
gerçekte var olmayan ama olduğunu sandığı ya da var olan ancak gözlerinde aşırı
şekilde büyüttükleri bir bedensel kusur ile sürekli olarak uğraşıyorlar.
Sıklıkla aşırı egzersiz ve katı diyetler yapıyorlar ve kusur örtücü kozmetik
ürünleri ve kıyafetlere aşırı düzeyde para harcayabiliyorlar. Defalarca estetik
operasyon geçiriyor ancak istedikleri görünüşe asla erişemiyor ve “kusurlarını”
asla düzeltemiyorlar. İlerleyen aşamalarda ya vücudun tekrarlı estetik
operasyonları kaldıramayacak hale gelmesi ya da kişilerin bedensel kusurlarını
düzeltebileceklerine dair umutlarının tükenip intihar etmeleri sonucu ölümle
sonuçlanabiliyor.
DİSMORFİK BOZUKLUK
YAŞAYAN 4 KİŞİDEN BİRİ İNTİHARI DÜŞÜNÜYOR
Bu hastaların devamlı beğenmedikleri vücut bölgelerini
aynalarda veya öz çekim teknikleriyle kontrol etmeye, başka insanlarla
karşılaştırmaya, büyük bir eğilim içindedirler. Sık sık başkalarının fikrini
alma ve kusurlarının nasıl göründüğünü sorgulama eğilimindedirler.
Beğenmedikleri vücut bölümünü çok sık kontrol ederler, çok sık fikir
değiştirirler ve bu nedenle kararsızca bir kıyafet, saç modeli, makyaj
değiştirme eğilimi içindedirler. Diyet yapma, aşırı egzersiz, çok sık tartılma,
cilt rengi ile oynama ( solaryum, güneşlenme, lazer ve benzeri uygulamalar,
kimyasal cilt soyma yöntemleri ) cilt yolma gibi eylemlere çok sık rastlanır.
Benzer şekilde, saç, kıl yolma, tırnak veya tırnak etlerini yeme, kusur örtücü
kozmetik ve kıyafetlere aşırı para harcama yine rastlanan davranış bozuklukları
arasında sayılabilir.
Sosyal medya kullanımının kadınlar için de risk faktörü olduğunu özellikle kadınlar günümüzün ideal güzellik dünyasında yaşamanın bir sonucu olarak nasıl göründükleri ile ilgili hem dışardakilerden çok daha fazla eleştiri alabiliyor hem de kendi kendilerini sürekli biçimde etraflarındaki diğer kadınlarla kıyaslıyorlar. Ancak özellikle ergenlik çağında çocukları olan aileler bu konuda dikkatli olmalı. Ergenlerde dismorfofobi yetişkinlerden 6 kat daha fazla görülüyor.