Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İzBB) Kasım ayı olağan meclis toplantısının altıncı oturumu gerçekleştirildi.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirilen oturumun gündeminde İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2024 Mali Yılı Performans Programı ile 2024 Mali Yılı Bütçesi ve İzleyen Yıllar Bütçesi görüşmeleri yer aldı.İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılı için belirlenen 45 milyar 100 milyon TL'lik bütçe görüşmelerinde grup başkanvekilleri ve meclis üyelerinin görüşlerini bitirmesi sonrası son olarak Başkan Soyer konuşmasını gerçekleştirdi.“İZMİR AŞKIYLA HİÇ YORULMADAN ÇALIŞTIK”İzmir aşkıyla yorulmadan çalıştığını ifade ederek sözlerine başlayan Soyer, “Bu şehrin Belediye Başkanı olma görevini yaklaşık beş yıl önce göğsümde bir onur madalyası olarak taşımaya başladım. Birlikte, İzmir aşkıyla hiç yorulmadan çalıştık. Bu süreçte benim en önemli rehberlerimden biri İzmirlilerin oylarıyla seçilmiş olan bu meclis oldu. Gün geldi birbirimizi yorduk. Kimi günler çok zor kararları hep birlikte aldık. Omuz omuza çalıştık. Bazen de çok tartıştık ama birbirimizi ikna etmeyi başaramadığımız anlar oldu. Farklı gibi gözüken tüm bu durumların ortak bir paydası var: Demokrasi. Milletimizin iradesinin kayıtsız şartsız tecelli ettiği bu mecliste, hepimiz daima demokrasiden yanaydık. Bana sorarsanız beş yıldır görev yapan meclisimizin en büyük başarısı budur. Biz sadece demokrasiye ve onu bizlere armağan eden Cumhuriyetimize bağlı kaldık. Bu sıralarda oturmamızı sağlayan asli gücün ne olduğunu tek bir gün, tek bir an dahi unutmadık. Kuruluşun ve kurtuluşun şehri, kadim şehrimiz İzmir işte böyle bir yer. Bu şehrin mayasında eşitlik var, özgürlük var, adalet ve çokluk içinde birlik var. Onu yüzyıllık Cumhuriyetimize böylesine bağlı kılan işte bu değerlerdir. İzmir ve Cumhuriyet birbirine ilk andan itibaren mühürlenmiştir. İşte bu yüzden bu şehir ve onun seçilmiş vekilleri olan bizler Cumhuriyetimizin koşulsuz şartsız bekçileriyiz. Bu yoldan bizi hiç kimse ve hiç bir güç ayıramaz” dedi.EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİRÇOK KRİZİ, FELAKETİ YAŞADIK Projelerin beraberlik ve umutlarını asla kaybetmediklerini belirten Soyer, “2019 yılında seçim beyannamemde yer alan 16 ana başlık altındaki 165 projeyi işte böyle bir ruh ve kararlılıkla uyguladık. Bugün, bu başlıklar altında vaad ettiğimiz 165 projeyi yüzde 87 oranında tamamlamış olduğumuzu görmekten gurur duyuyorum. Dahası, İzmir’in gelişen ihtiyaçları, deprem ve pandemi gibi nedenlerle 165 proje arasında yer almayan 15 proje daha başlattık ve tamamladık. Tüm bu hizmetlerin ayrıntılı raporunu bugün burada sizlerle paylaştık. Bu dönemde şehrimizde ve dünyada eşi benzeri görülmemiş birçok krizi, felaketi yaşadık. Deprem, yangın ve sel gibi felaketlerin yanı sıra, dünya genelinde iklim krizi kuraklık ve pandemi gibi küresel krizlerin etkileri ile yüzleştik. Yaşadığımız feelaketler karşısında şu iki şeyi hiçbir zaman kaybetmedik: Beraberliğimiz ve umudumuz. Daima tek yürek olduk. İzmir’de felaketleri, krizleri birlikte aştık. Bunun en güzel örneklerinden birisini, yüreklerimizi tarifsiz bir acıyla sarsan ve 117 canımızı kaybettiğimiz 30 Ekim Depremi’nde gösterdik. Depremin dördüncü dakikasında arama kurtarma ekiplerimiz depremzedeleri kurtarmak için çalışmalara başlamıştı. Bu mecliste yer alan tüm siyasi partilerimizin temsilcileri istisnasız o gün o akşam oradaydık. Deprem gecesi, tek bir vatandaşımızı dışarıda bırakmadık ve bütün depremzedelerimizin geçici olarak barınabilecekleri çadır alanları kurduk. 30 Ekim hem tarifsiz bir acıya, hem de İzmir tarihinin gördüğü en büyük dayanışmaya sahne oldu. Başlattığımız Bir Kira Bir Yuva Kampanyası ile yalnızca bir ay içerisinde tüm depremzede vatandaşlarımızı başlarını sokabilecekleri, güvenle barınabilecekleri bir yuvaya kavuşturduk” diye konuştu.“HEPİMİZİN BİR YARISI EKSİK”11 ili etkileyen depreme ve yapılanlara da değinen Soyer, “6 Şubat 2023’te yüreğimize tarifi kelimelerle mümkün olmayan bir ateş daha düştü. Ülke tarihinin en acı felaketlerinden birisini yaşadığımız depremde on binlerce canımızı kaybettik. O günden beri hepimizin bir yarısı eksik. Depremin ardından saatler sonra deprem bölgesine ulaştık. Belediyemizin ve İzmir’deki milyonların desteğini tırlarla, gemilerle, uçaklarla bölgeye taşıdık. Bir Kira Bir Yuva imecemizi bu kez 6 Şubat Depremi'nden etkilenen kardeşlerimiz için başlattık. Halk TV’de yaptığımız canlı yayınla 33 bin 098 ailemize kira desteği olmak üzere 330 milyon liralık yardım topladık ve ihtiyaç sahiplerine doğrudan ulaştırdık” şeklinde konuştu.“İZMİR DÜNYADAKİ KENTSEL DEĞİŞİMİN ÖNCÜLERİNDEN BİRİ OLDU”İzmir’in dünyadaki kentsel değişimin öncülerinden biri olduğunu söyleyen Soyer, “Her zaman Ulu Önderimiz Mustafa Kemal’in 100 yıllık Cumhuriyet mirasına ve Cumhuriyetin faziletlerine kol kanat gerdik. Demokrasiye ve barışa sımsıkı tutunduk. Şehrimizin kurtuluşunun yüzüncü yılı 9 Eylül 2022’de tek yürek olduk. Atalarımızın bize bıraktığı bu büyük emanete layık olacak şekilde, yüzyılın en görkemli ve kalabalık kutlamasını gerçekleştirdik. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda bir kilit taşı olan İktisat Kongresi’nden tam 100 yıl sonra İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni yine İzmir’de düzenledik. Geleceğin Türkiyesi’ni ülkemizin dört bir yanından gelen çiftçiler, işçiler, sanayiciler, tüccarlar, esnaflar ve uzmanlarla birlikte, sivil bir iradeyle inşa etmeye başladık. İzmir ruhuyla ortaya koyduğumuz bu duruş sayesinde pek çok uluslararası başarıya imza attık. 2022 Avrupa Ödülü İzmir’e verildi. İzmir dünyadaki kentsel değişimin öncülerinden biri oldu. İnsanın doğayla uyum içinde yaşadığı döngüsel şehirciliğin temellerini attık. Tüm bunların sonucu olarak Ekim 2023’te 46 ülkeden 130 bin yerel yönetimin temsil edildiği Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi’ne Başkan olarak seçildim. Bu görevi, bizlere 100 yıllık kesintisiz barışı miras bırakan Mustafa Kemal’in emanetini daha ileriye taşıyacağıma söz vererek üstlendim” diye konuştu.“MUSTAFA KEMAL’İN EMANETİNİ DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIMA SÖZ VEREREK ÜSTLENDİM”Yatırımları gerçekleştirmek için gerekli krediyi bulmaya çalıştıklarını belirten Soyer, “Ülkemizde her geçen gün katlanarak artan ekonomik krize rağmen bugüne kadar hiç yapılmamış ölçekte altyapı hamleleri başlattık. Yaşayan Körfez Seferberliği ile İzmir Körfezi’nde koku sorununun ve kirliliğin sonunu getirdik. İzmir Tarımı’nda kuraklığa ve yoksulluğa savaş açtık. Şehrimizin bereketine, üreticimizin alın terine, gençlerimizin umutlarına sahip çıktık. Merak eden Meclis üyelerimiz için şu bilgileri vermek isterim; 2019 başından 2023 Eylül ayına kadar İzmir’de toplanan vergilerden maliye payı ve iller bankası payı olarak Belediyemize toplam 44.7 milyar lira gönderilmiştir. 65 milyar değil! Bu dönemde belediyemiz 27.1 milyar TL yatırım harcaması yapmıştır. 12 milyar ulaşım sisteminin işletilmesine yönelik ESHOT başta olmak üzere tüm işletmeci ulaşım şirketlerine ve İZTAŞIT’a destek sağlanmıştır. Bu dönemde personel gider ödemelerimiz 15.2 milyardır. Sadece bu üç kalemin toplamı 54.3 milyardır. Bunun dışındaki tüm gelirlerimizi kendi yarattığımız kaynaklar ile sağlıyoruz. Nasıl mı? AAA, yani en yüksek kategorideki kredi notumuzla hayallerimizi gerçekleştirmek için gerekli fonları İzmir’e getirmeye devam ediyoruz. Ekonomik zorluklara rağmen, uluslararası ölçekte sahip olduğumuz başarılar ve elde ettiğimiz itibar sayesinde İzmir’e görev süremizde 1 Milyar Euro çok düşük faizli ve uzun vadeli yatırım finansmanı kazandırdık. Bu sayede 2019 yılından bu yana İzmir’de 2.1 milyar Euro, yani bugünün rayiciyle 66 milyar liralık yatırım yaptık. İzmir’den 40 alıp 1 veren anlayışın karşısında dimdik durduk. Milyarlarca liralık dev projeleri Belediyemizin kendi imkanlarıyla tamamladık. Güneş balçıkla sıvanmaz. Koşullar ne kadar zor olursa olsun mazeret üretmedik 7 gün 24 saat hizmet ilkesiyle çalıştık. Bu süreçte 2019 yılında İzmir için vaad ettiğimiz 165 projeden yedisini tamamlayamadık. Bunlardan bir tanesi Elektrik Fabrikası. Bu projeyi neden yapamadığımızı sanıyorum herkes biliyor. Diğer bazı projelerin gerçekleşememe nedenleri de buna benziyor. Elbette yılmadık. Ya bir yol bulduk ya da bir yol açtık. İzmir’e yeni hizmetler kazandırdık” dedi.“BU ŞEHİRDE HER ŞEYDEN ÖNCE VATANDAŞLARIMIZIN CAN GÜVENLİĞİ OLMALI”Görev süreci boyunca açılan fabrikalardan da bahseden Başkan Soyer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “Her fabrika bir kaledir” sözünden aldığımız ilhamla, Şaşal Su Fabrikası, Bayındır Süt İşleme Fabrikası, İzDönüşüm Fabrikası ve Ödemiş Et Entegre Tesisi olmak üzere şehrimize dört Cumhuriyet kalesi kazandırdık. Dört buçuk yıllık çalışmalarımızın ana rehberi Eylül 2019’da Meclisimizden oy birliği ile geçen 2020-2024 stratejik planımız oldu. Bu belge Türkiye’de bir büyükşehir belediyesinin hazırladığı Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle yüzde yüz uyumlu ilk stratejik plan olarak tarihe geçti. Bu plan önümüzdeki 13 ay daha belediyemize, onun meclisine ve tüm çalışanlarına rehberlik ederek 2025’te yürürlüğe girecek yeni stratejiye geçişimizi sağlayacak” diye konuştu.“BİR KERE DAHA İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLİRSEM…”Tekrar İzBB Başkanı olursa yapacağı yeni programın omurgasını anlatan Soyer, “Bu akşam, şayet bir kere daha İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirsem İzmir’de uygulamak istediğim yeni programın omurgasını burada ilk defa sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir yandan gelecek dönemin hedeflerini anlatırken, diğer yandan geçtiğimiz beş yılda bu doğrultuda tamamladığımız bazı çalışmalara da referanslar vereceğim. Ben, Seferihisar'daki 10 yıllık, İzmir Büyükşehir’deki 5 yıllık ve Avrupa Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşlardaki tecrübelerim doğrultusunda İzmir’i Türkiye’ye ve dünyaya örnek olacak bir uyum şehri olarak tahayyül ediyorum. Bu vizyonumuz bir ayağıyla kendi aramızdaki uyuma yaslanıyor. Diğer yanıyla tüm fiziki ve beşeri sermayemizin temel kaynağı olan doğaya uzanıyor. Vizyonumuzu oluşturan diğer bir özellik geçmişimizle, köklerimizle olan güçlü bağlarımız. Ve son olarak daima yenilenen, dönüşen, yani değişimle uyumlu bir İzmir çalışıyoruz. Böyle bir şehre kavuşmanın yeni dönem seçim beyannamemi de oluşturan yedi ana başlığı var: Güvenli Yaşam, Refahın Büyümesi ve Adil Dağılımı, Yerel Demokrasi, Sosyal Gelişme, Doğayla Uyum, Geçmişten Öğrenmek, Geleceğin İnşası… Yani şunu demek istiyorum. Bu şehirde her şeyden önce vatandaşlarımızın can güvenliği olmalı. Bu, elli yılı aşkın süredir ihmal edilmiş altyapı yatırımlarımızın, kentsel dönüşüm hamlemizin ve devasa ulaşım projelerimizin devam etmesi anlamına geliyor” dedi.Soyer sunumunu şu ifadeler ile sürdürdü;“ÖRNEK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”“Bununla beraber her bir İzmirlinin refahını büyütmek ve bu şehrin ekonomik gücünün adil dağılımını sağlamak zorundayız. Burada ülkemizin en temel sorunu olan gelir adaletsizliğini çözmek için bir yerel yönetim olarak yapmamız gerekenleri kastediyorum. Güvenli bir yaşama ve yüksek bir refaha sahip olmanın elbette birçok yöntemi var. Fakat biz bu yöntemin ne olacağını tartışmaya açacak değiliz. Bunu başarmanın bizim için yegane yönetimi Cumhuriyetimizin bize armağanı olan demokrasiye ve onun ilimiz ölçeğindeki tecellisi olan yerel demokrasiye sımsıkı sarılmaktır. Bu öyle beş yılda bir sandık başına giderek yapılacak bir şey değil. Demokrasi bir kültürdür. Bu şehrin ortak akıl ve vicdanla karar alma mekanizmalarını beş yıldır ilmek ilmek işledik. Tüm bunları yeni dönemde de artırarak güçlendireceğiz. Bir sonraki hedefimiz insana yatırım. İzmir’i kent ölçeğinde geliştirmekle yetinemeyiz. En arkada olanı en ileriye, en dezavantajlı olanı en yukarıya ve dört başı mamur olanları da çok daha iyi noktalara taşımak zorundayız. Bu da ancak sosyal gelişmeye, yani eğitime, sanata, yardımlaşmaya, spora ve elbette çocuklara, gençlere yönelik icraatlarla mümkün olabilir. Yeni dönemde bu çalışmalarımızı daha da öne çıkararak İzmir’in sosyal gelişmesini teminat altına alacağız.Beşinci hedefimiz ise bizi çağımızın en temel zorunluluğu olan doğayla uyuma taşıyor. İzmirlilere daha çok beton veya kirli bir körfez değil, parklarıyla, yollarıyla ve tüm kamusal alanlarıyla nefes alıp veren bir şehir lazım. Bu konuda İzmir’de görülmemiş yatırımlar yaptık. Çalışmalarımızla dünyaya örnek olmaya devam edeceğiz.”“RÜŞVET VE SUÇ SÖZ KONUSU DEĞİL”“Sayıştay meselesi... 100 binlerce işlem yapmış İzBB’deki dosyadaki maddeler. Tahmin edeceğiniz gibi usul hataları. Zimmet söz konusu değil, suç söz konusu değil. Uyarılar söz konusu ancak şaibe, zimmet söz konusu değil. Dolayısıyla sımsıkı arkasında durabilirsiniz. Yol ve asfalt ile ilgili söylenenler var. Biz 5,3 milyon yon asfalt yapmışız. Bu 2019-2023 yılında ayırdığımız bütçenin tamamıyla yapamamışız. Akaryakıt 6 kat artmış çünkü. Buca Bornova Tüneli’nin yarıdan fazlası bitti, viyadükler bitti , 2025’Te izdir trafiğine büyük rahatlık getirecek. Otopark fonu ile ilgili bir soru soruldu. 168 milyon TL’lik otopark fonu elde etmişsiz. 51 milyon kamulaştırmalar ile ilgili, adliye katlı otoparkı için 68 milyon harcanmış. Otopark ile ilgili hesabımızı şeffaflıkla hesap verebiliyoruz. Deprem fonu ile ilgili de aynı şeyi bekliyoruz. Harmandalı’da şu an yargı kararına aykırı bir şey yapılmıyor. Menderes’te 2019’dan beri çalışılıyordu. Son dakikada il tarım müdürlüğünün görüş değiştirmesi yüzden proje askıya alınmıştı. Biz 7 ayrı alternatif alanda çalışıyoruz. Tüm ayrı alternatif yelerin menderes seviyesine gelmesi için 3 yıl gerekiyor. Menderes’teki ısrarımız o yüzden. Eskiden vahşi döküm alanı olan Tire’deki alan için rehabilitasyon için proje hazırladık, 1 yıldır imza bekliyor. Kemalpaşa’ya yaptığımız yatırımlar 1,3 milyar TL. Opera binası ile ilgili de rezalet dendi. Yapım işi idaremizce yüklenici yapamadığı için feshedildi. Ben yine de sizler bazı çalışmalarımız ile ilgili bilgi vermek istiyorum.”“DEPREM KARNESİNİ ÇIKARIYORUZ”“Güvenli yaşam çalışmalarımıza yerin altından başladık. Gördük ki, İzmir için kurulan kanalizasyon altyapısı geçmişte “birleşik sistem” olarak inşa edilmiş. Yağmur ve kanalizasyon suları aynı hatlarda birleşerek Çiğli Arıtma Tesisi’ne akıyor. Körfezin koku sorununun temel sebeplerinden biri olan bütünleşik sistem hattını ayırarak dört yılda Körfez’e açılan yaklaşık 300 kilometrelik yağmur suyu hattını tamamladık. Bu sayede İzmir’in yağmur suyu ile kanalizasyon hatlarını birbirinden tümüyle ayırıyoruz. Tüm atık sular arıtma tesislerimize, yağmur suları ise hiç kirlenmeden doğrudan Körfez’e akıyor. İzmir tarihi boyunca yapılan yağmur suyu hattının yüzde 50'sini yalnızca 4 yılda yaptık.“GÜVENLİ BİR YAPI STOĞUNU ODAĞIMIZA ALDIK”İzmir’de güvenli yaşam vizyonumuzun taşıyıcı kolonlarından biri elbette kentsel dönüşüm. Çünkü güven duygusu, yuvada, karnımızın doyduğu ve başımızı yastığa koyduğumuz yerde başlar. 30 Ekim İzmir Depremi’nin ardından gördük ki olası bir depremde doğacak zararları en aza indirmenin yolu bütün paydaşların dahil olduğu ve bilimsel ilkelere dayanan bir kentsel dönüşüm anlayışından geçiyor. Başlattığımız kentsel dönüşüm seferberliği ile depreme dirençli ve güvenli bir yapı stoğunu odağımıza aldık. İzmir’in 30 ilçesine yayılan bu hareketle şehrimizdeki binlerce yapının deprem karnesini çıkarıyoruz.”“TÜRKİYE’DE İLK DEFA, BİNA ÖLÇEĞİNDE DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATTIK”“İzmir’in tam 6 bölgesinde 8 etap halinde, 820 bin metrekarelik dev bir alanda şehrimizin depreme dayanıklı, yeni mahallelerini kuruyoruz. Gaziemir, Ege Mahallesi, Uzundere, Ballıkuyu, Çiğli Güzeltepe ve Örnekköy’de dönüşüm etaplar halinde, aynı anda başladı ve devam ediyor. Diğer yandan 30 Ekim depreminde hasar gören, yıkılan, yıkılacak olan ya da riskli yapı kabul edilen binaların mevcut yapı yönetmeliklerine uygun olarak yeniden yapılması ve yurttaşların konut sahibi olması amacıyla Halk Konut projemizi geliştirdik. Bu sayede, kentsel dönüşüm için bölgesel ölçekteki çalışmaların yanı sıra Türkiye’de ilk defa, bina ölçeğinde dönüşümü başlattık. Halk Konut Kooperatifleri modeliyle, belediyemiz garantörlüğünde vatandaşlarımızı kendi binalarının müteahhiti haline getirdik. Kooperatifçilik modelini bina ölçeğinde kentsel dönüşüme taşıdık. Türkiye’ye örnek olan bir kooperatifçilik modelinin temellerini attık. Bakmayın beton hırsızı damgasını vurulduğuna. Orada eksik bir iş olup olmadığın tespit etmek için biz durdurduk. İzmir’in refahını büyütmek için kentimizin bir liman şehri olma karakterine sahip çıkarak bu mirası bir adım ileriye taşımak için çalışıyor, İzmir’in liman ticaretini büyütüyoruz. Bu doğrultuda şehrimizin 8500 yıllık engin kültüründen aldığımız ilhamla, şehrimizi Akdeniz’in en güçlü liman kentlerinden biri yapmaya kararlıyız. Bu irademizin bir yansıması olarak atıl halde bulunan İzmir Limanı’nın kruvaziyer bölümünü yeniledik. 6 yıl aradan sonra kruvaziyer gemilerini İzmir körfezinde görmeye başladık. Bugüne kadar toplamda 49 kruvaziyer gemisini, 69 bin yabancı yolcusuyla İzmir’de ağırladık. Yaz sezonu boyunca devam eden İzmir - Midilli seferlerimizi başlattık. İzmir’in tarihi kent merkez Kemeraltı ve bağlantı noktalarını Tarihi Liman Kenti başlığıyla UNESCO Dünya Mirası geçici listesine dahil ettik. Şehrimizin refahını büyütmek için dev bir turizm hamlesi başlattık. İzmir Vakfı ve İzmir Kalkınma Ajansı ortaklığıyla İzmir Turizm Tanıtım Stratejisi ve Eylem Planı hazırladık. 2020-2024 yıllarını kapsayan stratejiyle kent paydaşlarının ortaklığıyla İzmir’in turizm potansiyelini artırma hedefiyle İzmir turizmi için yenilikçi ve kapsamlı bir yol haritası belirledik. Şehrimize yeni rotalar ve turizm ofisleri kazandırdık. İZFAŞ şirketimizin düzenlediği fuarlarımızın sayısını 11’den 35’e çıkardık. Avrupa’nın 12 farklı noktasında şehrimizi tanıtmak amacıyla İzmir Ofisleri kurduk. Tüm bu çalışmalarımızın meyvesini 2022 yılında topladık. 2022 yılında turizmde tüm zamanların rekorunu kırarak 2 milyon 153 bin 881 turisti ağırladık. 2023 yılına da hızlı başlayan İzmir turizminde ilk 5 ay verilerine göre, 2022’nin aynı dönemine oranla yüzde 15 artışa ulaştık. İzmir’in turizmi, yeni bir rekora doğru ilerliyor.“SADECE İZMİR’İN ATIKLARINI DEĞİL VATANDAŞLARIMIZIN HAYATLARINI DA DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”“Öyle zannediyorum ki İstanbul’da, Ankara’da ve hatta dünyadaki mavi yakalılar bunu gördükleri için İzmir’e yerleşmeye devam ediyorlar. “Başka Bir Tarım Mümkün” felsefesiyle yürüttüğümüz İzmir Tarımı programımızı İzmir’in refahını büyütmedeki en büyük kalemiz haline getirdik. İzmir Tarımı için ekolojiyi ve ekonomiyi aynı anda kucaklayan bir ana hedef tarif ettik: Kuraklık ve yoksullukla mücadele. Tarımsal planlama çalışmalarını gerçekleştirmek için Çiğli ilçemizin Sasalı köyünde İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni (İZTAM) kurduk. Merkezimiz bünyesinde yürüttüğümüz çalışmalarla İzmir’de 5117 çobanımızın kapısını tek tek çaldık. Türkiye’nin ilk çoban haritasını ortaya koyduk. Çobanlarımızdan, küçük üreticilerimizden alım garantisiyle aldığımız sütleri Cumhuriyetimizin 100. yaşına armağan ettiğimiz Bayındır Süt Fabrikamızda işliyor, dünya pazarına sunuyoruz. Bu sayede milletimizin efendilerinin alın terine sahip çıktık. Ekonomik krizin ve yoksulluğun çığ gibi büyüdüğü bir dönemde topraklarımızın bereketini koruduk. Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan ettiğimiz bir diğer Cumhuriyet kalesi İzDönüşüm Tesisimiz. Tesisimizde İzmir’in atıklarını İzmir’in ekonomisine kazandırırken, sokak toplayıcısı emekçilerimizi de istihdam ediyoruz. Zor koşullar altında çalışan vatandaşlarımızın yaşam şartlarını iyileştiriyoruz. İzDönüşüm’de sadece İzmir’in atıklarını değil, vatandaşlarımızın hayatlarını da dönüştürüyoruz. Raylı sistemler konusunda yaptığımız devrim niteliğindeki yatırımlar, İzmir’in refahını adil bir şekilde paylaşma irademizin temelidir. Yüzde 12 ile aldığımız Narlıdere Metrosu’nu 7 Şubat 2024’te açıyoruz. Çiğli Tramvayı’nı da 14 Şubat’ta açıyoruz.“KRİZE RAĞMEN YATIRIMLARIMIZI SÜRDÜRDÜK”Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kaynaklarıyla yaptığı ve İzmir’in en büyük raylı sistem yatırımı olan Buca Metrosu’nun temelini attık ve çalışmalara ivedilikle başladık. İzmir’i demir ağlarla öreceğiz dedik, sözümüzü pandemi ve ekonomik krize rağmen adım adım hayata geçirdik. Biz İzmir’de şehrin içinde yaşayan insanlarla beraber gelişmesi, refah ve uyumun kaynağı olması için bütün projelerimizin temelinde Sosyal Gelişme ilkesini gözetiyoruz.”“ATIL BIRAKILMIŞ AÇIK ALANLARI KAMUYA KAZANDIRIYORUZ”“Bu çalışmalarımızdan bir tanesi gençlerin siyasete ve karar süreçlerine katılımını sağlamak için demokrasiyi yaşamın her anına yaymak ve Türkiye’nin ilk ve tek Gençlik Belediyesi’ni kurmak oldu. İzmir’i bir gençlik şehri haline getirmek için sayısız projeye imza attık. Gençlere verdiğimiz değer sonucunda 2026 yılı Avrupa Gençlik Başkenti unvanı için şehrimizin gençleriyle birlikte başvurumuzu yeniledik ve finale kaldık. Birkaç gün içerisinde 2026 Avrupa Gençlik Başkenti unvanını alarak İzmir’i dünya gençliğiyle buluşturmaya hazırlanıyoruz. Türkiye’nin ilk Çocuk Belediyesi’ni, Seferihisar Belediye Başkanı olduğum dönemde, ilçemizde açmıştık. Bu vizyonu büyüterek İzmir’e taşıdık. Çocuk Belediyesiyle dünyayı çocuklarımızın gözünden gördüğümüz bir belediyecilik anlayışıyla İzmir’i bir çocuk kenti yapıyoruz. Sosyal gelişme hedefimizin en önemli ayaklarından birisi elbette kadınlar. Tüm hedeflerimizi kadınların ihtiyaç beyanı esasıyla oluşturuyoruz. İzmir’de, kadınların güven içerisinde yaşadığı ortamı daha da iyileştiriyoruz. Örnekköy Yerleşkesi’nde açtığımız Anahtar Kadın Çalışmaları Bütüncül Hizmet Merkezimizde kadınlara istihdama yönelik kurslar veriyoruz. Görev süremde sosyal yardımlarımız en üst düzeye ulaştı. 2019 yılında Sosyal Hizmetler Dairemizin bütçesi 202 milyon TL iken bu yıl 937 milyon TL kullandık, 2024 içinse 1.9 milyar öngördük. 2024’de ise Sosyal Hizmetler Dairemizin bütçesini görev başlangıcıma göre 10 kat artırıyoruz. Bu doğrultuda düzenli sosyal yardım yaptığımız hane sayısı da 17 binden 80 bine yükseldi. 2019’dan bugüne 564 bin 289 vatandaşımızın kapısını tam 8 milyon 927 bin kere çaldık ve sosyal yardımlarımızı ulaştırdık. Doğayla uyum çalışmalarımızın omurgasını Yaşayan Parklar oluşturuyor. Yaşayan Paklar ile İzmir’in çevresinde bugüne kadar atıl bırakılmış açık alanları kamuya kazandırıyoruz. 2024 yılı sonunda İzmir için vaad ettiğimiz 35 Yaşayan Parkımızın hepsini tamamlayarak şehrimizde kişi başına düşen yeşil alan miktarını 30 metrekareye çıkarıyoruz. Şu an bu rakam 25 metrekare. ““DÜNYANIN İZMİR MİRASI’NA SAHİP ÇIKIYORUZ”“Körfez Seferberliği ile Körfez’deki kirliliği halının altına süpürmek yerine onu kaynağında sıfırlayan kapsamlı ve yenilikçi bir yol haritası belirledik. Karada, kıyıda ve denizin içinde bir zincirin halkaları gibi uzanan 11 ayrı projeyle Körfezdeki kirliliği kuşatma altına aldık. Titiz bir bilimsel planlamayla hazırlanan “Yaşayan Körfez Seferberliği” için ayırdığımız bütçe 11 milyar 95 milyon lira. İzmir’de attığımız her adımda ayağımızın altındaki taşı kaldırıp bir daha bakıyoruz. Başlattığımız UNESCO programıyla, İzmir’in tarih mirasını korumak, geçmişi bugüne ve geleceğe taşımak için Dünyanın İzmir Mirası’na sahip çıkıyoruz. Geçtiğimiz yıl içerisinde Tarihi Liman Kenti başlığıyla İzmir’in kalbi Kemeraltı, Kadifekale ve Basmane bölgesi UNESCO Dünya Mirası geçici listesine dahil edildi. Şehrimizde, UNESCO alanlarının sayısını 2’den 6’ya çıkarmak için çalışıyoruz. Bu alanlardan bir tanesi, dünya flamingo nüfusunun yüzde onuna ev sahipliği yapan İzmir’in Gediz Deltası. İzmir gibi bir metropolün içerisinde yer alan bu benzersiz doğa harikasının, UNESCO Dünya Doğa Mirası unvanını alması için gerekli yasal süreci başlatarak başvuruda bulunduk. Birgi ve Ceneviz Kaleleri’nin UNESCO hazırlık süreçleri ise devam ediyor. Tarihi Kemeraltı Çarşısının İzmir için ne kadar büyük bir anlam ifade ettiğini biliyoruz. Bu vizyonla, 2022’de Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda altyapı ve üst yapı yenileme çalışmalarımıza başladık ve tamamlanma aşamasına geldik. Şu ana kadar Kemeraltı’nın altına 700 milyon liranın üzerinde yatırım yaptık. Altı hafta sonra ilk iki etabı tamamlıyoruz. Yılbaşında ise bu büyük yatırımı muhteşem bir kutlamayla İzmir’e armağan edeceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi çatısı altında İzmir Planlama Ajansını kurduk ve şehri doğasıyla uyumlu bir şekilde büyütmek için kapsamlı bir program uyguluyoruz.”HÜKÜMETİN İZMİR'E BORCU YOK MU? “2024 Gider Bütçe Tasarımız 45 Milyar 100 milyon TL olarak hazırlandı. Bugüne kadar yaptığımız gibi bu bütçe de bir yatırım bütçesi. İzmir'in hem altına hem de üstüne yatırımlarımızı yapmayı sürdüreceğiz. Bütçemizin yaklaşık 18.6 milyarını sermaye giderlerine, yani şehrimize ve geleceğimize yaptığımız yatırımlara ayırdık. Ülkemizde yaşanan ekonomik krize, para birimimizin değersizleşmesine rağmen İzmir’e kazandırdığımız yatırımların bütçemizin yüzde 41’i olmasından çok büyük gurur duyuyorum. ‘İzmir’e borçlusunuz’ dendi. Bizim İzmir’e borcumuz hiç bitmeyecek. Peki bu hükümetin İzmir'e borcu yok mu? İzmir’de 2019-2023 tarihleri arasında 890,9 milyar vergi toplanmış. 44,7 milyar İzBB’ye aktarılmış. Toplanan vergilerde merkezi hükümetin yaptığı yatırım 20,6 milyar TL. 43’e 1 olarak payımızı yine geri almışız. Sizler İzBB Meclis Üyesisiniz. Meclis Üyesi olarak İzmir'in hakkının verilmesi konusunda diğer meclis üyesi arkadaşlarımız gibi hırslı takipçisi olmalısınız. CHP kurultayı ile ilgili benim adaylık kaygılarım ile ilgili bir şeyler dendi. CHP, bir kurultay yaparak genel başkanını değiştirmiş bir siyasi patidir. Siyasi partilerde demokrasiden bahsedeceksek önce bunu hatırlamamız gerekir. Tabii ki partimiz anketler yapacak. Biz kimsenin iki dudağını arasında olmak sitemiyiz. Biz biliyoruz ki kimsenin iki dudağı arasında değiliz. Dolayısıyla hiçbir kaygımız yok. Her türlü anketler ölçmeler yapılsın. Bununla iftihar ediyoruz. Burası CHP!“BUNUN ÜSTÜNDEN SİYASET GELİŞTİRMEK KOLAYCILIĞA KAÇMAK OLUR”Çukur, çöp, çamur dendi. Felaketler üzerinden siyaset üretmeye çalışmak geçerli olmamalı. İklim krizi dediğimiz şey hepimizi etkiliyor. Geçmiş haftada Zonguldak’ı vurdu. Bunun üzerinden orayı vurmak bize yakışır mı? Kimseye yakışmaz. Bunun üstünden siyaset geliştirmek kolaycılığa kaçmak olur. Çöp toplatılır, çukur kapatılır, çamur kurutulur. Ancak eğer adaleti yok etmiş, ekonomiyi mahvetmişseniz onları neyle telafi edeceğiz? Türkiye'de 15 milyon emeklinin yarısından fazlası 7 bin 500 TL ile hayatını geçindiriyor. 6 milyon insan asgari ücret ile çalışıyor 30 milyondan fazla insan bu ülkede yoksullukta ve sefalette eşitlendi. Bu şehri çok daha aydınlık geleceğe hep beraber götüreceğiz. Bu masal değil. Ben somut bir şey söylüyorum. Mazbatamı aldığım günden bu yana, 5 yıl boyunca İzmir’in bu egemenlik meclisinde çok değerli bir şeyi başardık. Farklılıklarımızla uyum içerisinde, ortak bir amaç doğrultusunda çalışabilmeyi. Beş yıldır aldığımız kararların yüzde 90’ından fazlası oy birliği ile alındı. AK Partili ve MHP'li üyelerimize teşekkür ediyorum. Dün olduğu gibi, yarın da İzmir için aşkla çalışacağız. Cumhuriyetimizin 100. yaşında kurtuluşun ve kurulusun şehri olan bu şehrin güzel insanlarıyla, Cumhuriyetimizi ve onun erdemlerini ikinci yüzyılına gururla taşıyacağız. Bu egemenlik meclisinin çatısı altında demokrasi yolundan asla vazgeçmeden İzmir aşkıyla çalışan her birinizi saygıyla selamlıyor, her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum. Biz Cumhuriyetiz. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmiriyiz. Bu ülke ve bu şehir için aşkla çarpan dört buçuk milyon yüreğiz. İzmir biziz. Daima Cumhuriyet, daima demokrasi, daima İzmir!”
Yerel Haberler
Yayınlanma: 24 Kasım 2023 - 21:57
Soyer'den 4,5 yıl değerlendirmesi ve iktidara sitem: Hükümetin İzmir'e borcu yok mu?
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde, 2024 yılının 45 milyar TL’lik bütçesi görüşüldü. Oturumda konuşan Başkan Tunç Soyer sitemde bulunarak, “Ülkemizde yaşanan ekonomik krize, para birimimizin değersizleşmesine rağmen İzmir’e kazandırdığımız yatırımların bütçemizin yüzde 41’i olmasından çok büyük gurur duyuyorum. ‘İzmir’e borçlusunuz’ dendi. Bizim İzmir’e borcumuz hiç bitmeyecek. Peki bu hükümetin İzmir'e borcu yok mu?” dedi.
Yerel Haberler
24 Kasım 2023 - 21:57
İlginizi Çekebilir