Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Çeşme Kültür ve Turizm Bölgesi Projesi’nde (Çeşme Projesi) yürütmeyi durdurma kararı verildi.
Geçtiğimiz ağustos ayında projeyle ilgili meslek odaları yürütmenin durdurulması için Danıştay 6. Daire'ye dava açtı. Daire bu talebi reddetti. Bunun üzerine aralarında birçok meslek örgütü ve yurttaşın olduğu 111 kişi bu karara itiraz etti.
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Danıştay 6. Daire'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararının kaldırdı ve yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Bu kararın üzerine TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP ve İzmir Yaşam Alanları Çeşme Projesine ilişkin yürütülen bütün çalışmaların acilen durdurulmasını adına bir basın açıklaması düzenledi.
“DEVASA KAMU ARAZİSİNİ KAPSIYOR”
Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Başkan Sefa Yılmaz, “İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı 12 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştı. Bu karar; Çeşme Yarımadasında mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 Km kıyı alanını, yarımadanın kuzey ve güneyinde 4.000 hektarı bulan deniz alanlarını ve bu alanlardaki beş adet adayı, 4,293 hektar orman alanını,600 ha. mera alanı, içme suyu koruma havzalarının tamamını, bölgedeki doğal koruma alanlarının yüzde 70 ini, nitelikli tarım alanları ile zeytinlik alanları, kültürel ve arkeolojik miras alanlarını, yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16.000 Hektarlık (22400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisini kapsamaktadır. Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve adaları da içeren deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktır. Bu devasa kamu arazisinin ve deniz alanlarının irtifak hakkı sahibine devri karşılığı alınacak bedel kamu harcamaları için kullanılamayacak sadece alanın alt yapı yatırımlarına harcanabilecektir. Yani irtifak bedeli dahi kamuya değil yatırımcının hizmetine sunulacaktır” dedi.
“İLAN EDİLEN İŞLEM HUKUK DEVLETİ İLKESİNİN DE İHLALİ NİTELİĞİNDEDİR”
Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırdığını ifade eden Yılmaz, “ Alan, Doğal sit alanları, su koruma havzaları, orman alanları ile çok özel niteliklere haizdir. Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar vb. yapılacaktır. 12 Şubat 2020 tarihinde 16.000 Hektar alanda ilan edilen Çeşme Turizm Bölgesinin bir benzeri 2006 yılında çok daha küçük 10.000. Hektarlık bir alanı kapsayacak şekilde ilan edilmiş, bu işlem Danıştay 6. Dairesinin 2006/4056 E.- 2008/8262 K. Sayılı kararı ile hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ise de Bakanlık yargı kararlarını umursamadan çok daha büyük alan için hukuka aykırılığı yargı kararı ile belirlenmiş işlemi tekrar yürürlüğe koymuştur. Bu yanıyla 12 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete de ilan edilen işlem hukuk devleti ilkesinin de ihlali niteliğindedir” diye konuştu.
“YAPILACAK HER İŞLEM KAMU GÖREVLİLERİNİN CEZAİ VE MALİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİRECEK”
Açılan davalar hakkında konuşan Yılmaz, “Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce yargı kararı belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde de işlemin kamu yararına uygun olmadığı belirlenmiş ise de Danıştay 6. Dairesi gerekçesiz olarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiştir. Ancak itirazımız üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı ile Danıştay 6. Dairesinin kararı kaldırılarak 12.02.2020 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın gereklilikleri açıklanmadan turizm bölgesi ilan edilmesi hukuka aykırı bulmuştur. Bu karar ile davalı Kültür ve Turizm Bakanlığına da tebliğ edilmiş olup İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27. Maddesi gereğince Bakanlıkça Çeşme Turizm Bölgesi projesi kapsamında artık hiçbir işlem ve tasarrufta bulunulamayacaktır. Yürütmenin durdurulması kararına rağmen yapılacak her işlem kamu görevlilerinin cezai ve mali sorumluluğunu gerektirecektir. Kurumlarımız kararın gereklerine uyulmasını titizlikle takip ederek ihlal edenler hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatıp takip edecektir” şeklinde konuştu.
“HALKIMIZA VE TÜM İZMİRLİLERE ARMAĞAN OLSUN”
Projenin durdurulması sonrası mutluluk yaşadıklarını ifade eden Yılmaz, “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun hukuka aykırı bulduğu işlem hakkında Danıştay 6. Dairesi tarafından aynı yönde nihai karar verilmesi beklenmektedir. Korunması gereken doğal alanları, korunması gereken su havzalarını, orman alanlarını, deniz alanlarını, kıyıları, kamuya ait devasa alanları kamunun elinden alıp bir azınlığın kullanımına terk edecek bu işlemin hukuka aykırı bulunarak durdurulmuş olması ile kamusal sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Halkımıza ve tüm İzmirlilere armağan olsun. Kentlerimize, yaşama, kamu yararına sahip çıkma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
ERTAL: GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VE İHMALDEN SUÇ İŞLERLER
“Bakanlığın verilen karara rağmen projeye devam edebilir mi” sorusunu yanıtlayan Çeşme Projesi’ne karşı açılan davanın Avukatlarından Ömer Ertal, “Bakanlık yürütmenin durdurulması kararına istinaden bütün işlemleri durdurmakla hükümlüdür. Aksi takdirde bu işlemler yapan kamu görevlileri suç işler. Kamu zararları devletin ve kamu görevlilerin görevi altındadır. Görevi kötüye kullanma ve ihmalden suç işlerler. İşlemleri tamamen uygulanmak zorundadır. Hukuk devleti ilkesince yargı kararlarına uyuşması zorunludur. Sayın Bakanın bir açıklaması var, “Aralık ayında planları askıya çıkaracağız” demişti. Bundan sonra hiçbir plan çalışması yapılamaz, planlama için bir kuruş harcanamaz. Bunların hepsi suç teşkil eder. Tahsis işlemlerinin iptal edilmesi lazım. Umarın bundan sonra kamu görevlileri bu hususları dikkate alır” dedi.
AKDEMİR: ALANIN TÜMÜYLE RANTA VE TALANA AÇIK EDİLDİĞİ BİR SÜREÇ VARDI
Bu kararın 2 yıllık bir aşama olduğunu ifade eden TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, “Hukuk normlarına göre normal bir kararla karşı karşıyayız. Türkiye şartlarına göre bir mucizeyle karşı karşıyayız. Biz bu süreci Gezi davasıyla karşılaştırıyoruz. Gezi kazanmıştır. Gezi parkı tümüyle kamunun kullanımına açık bir haldedir. Bu projede ise yüzde 94’ü kamuya ait olan alanın tümüyle ranta ve talana açık edildiği bir süreç vardı. Biz de buna itiraz etmiştik. Bugün geldiğimiz aşamada tekrar sesleniyoruz; Gezi’den tutsak edilen vatandaşlarımız mesleklerini yaptıkları için tutsaklar. Biz de mesleğimizi, vicdanımı ve halkın talepleri üzerinde yaptığımız için projeye itiraz ettik ve rapor hazırladık. Bilir kişi raporu sonrası ise yürütmeyi durdurma kararı alındı. Bu konuda mücadelemizin devam edeceğini dostlarımızın kendi mesleklerini yaptığı için tutsak oldukları için mücadele edeceğimizi bundan sonra bütün kamuya açık alanların kamuya açık olması için mücadele edeceğimizi söylüyoruz. Hukuk içerisinde yürütülen her türlü süre kamu zararıdır. Bu projeye yapılan her türlü işlem kamu zararına neden olacaktır. Tekrar tüm kamu görevlilerini uyarıyoruz” şeklinde konuştu.