ÖNCÜŞEHİR - Ülkemizde
yaklaşık 10 gündür yanan ormanlar, hepimizin yüreğini sızlatıyor. Ancak orman
yangınları ile ilgili olarak siyasette de sert tartışmalar yaşanıyor. Millet
İttifakı temsilcilerinin orman yangınlarını üzerinden hükümeti hedef alan
eleştirileri her geçen gün artıyor. İzmir’de de CHP İzmir Milletvekilleri
konuya ilişkin sık sık eleştiriler getiriyor. Orman yangınları sürerken tüm bu
tartışmaların bir kenara bırakılması gerektiğini belirten Ak Parti İzmir İl
Başkanı Kerem Ali Sürekli, amacından sapan bu tartışmaları doğru bulmadığını
söyledi. Doğal afetler üzerinden siyaset yapmayı yakışık bulmadıklarını
belirten Sürekli, “Bu yaklaşımı çok yanlış buluyoruz. Biz prensip olarak doğal
afetler ve acılar üzerinden siyaset yapılmasını kabul etmiyoruz. Biz bunu iki
yıl önce İzmir yangınında da söyledik. O zaman da uçaklar üzerinden bir siyaset
yapıldı, münakaşa ortaya çıkmıştı. O zaman da defalarca söyledik, ‘önce yangın
bitsin’ dedik. Evet, eksiklikler olabilir, teknik ve insani olarak eksiklikler
olabilir bunların hepsini konuşalım, tartışalım. Yapılacak bir şey varsa
gereğini yapalım, demiştik” dedi.
TEKNİK OLARAK HER ŞEY
YAPILIYOR
Öncüşehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mevlüt Kömür ile Yayın
Yönetmeni Mevlüt Dağdeviren’e gündemi değerlendiren Ak Parti İzmir İl Başkanı
Kerem Ali Sürekli, öncelikle orman şehitlerine rahmet; yakınlarına başsağlığı
ve sabır dileklerini iletti.
Sürekli: “Yangında devletimiz, hükümetimiz, Bakanlıklarımız üzerlerine düşenleri harfiyen yerin getirmişlerdir. Teknik olarak yapılacak her şey yapılıyor. Daha önce İzmir yangınında biz bunları çok konuştuk. Orman teşkilatımızın büyük bir tecrübesi ve başarısı var. Şu anda Avrupa’da yangına müdahalede en başarılı ülkeyiz. Bu doğal afet ve dünyanın her tarafında Amerika da, Kanada da, İspanya da bu doğal afeti yaşıyor. En son iki yıl önce Yunanistan’daki büyük faciayı da unutmadık. Bütün ülkelerde bu tür yangınlarla karşı karşıya kalmak mümkün. Hazırlıklı olmak lazım. Bizim orman teşkilatımız da biraz önce de ifade ettiğimiz üzere hazırlıklı, tecrübeli, gereğini yapıyorlar. Ama tabi ki büyük bir doğal afet. Bu konularla ilgili Vali Bey ile görüşüyoruz. Veli Beyin kamuoyuna yaptığı açıklamalarda var. Bu arada Orman Bölge Müdürümüzle de sık sık görüşüyoruz. Son İzmir yangınında sonra da onlar kendi durumlarını tekrar gözden geçirdiler. İzmir iki yıl önce büyük sıkıntı yaşamıştı. Bütün insani önlemler ve orman teşkilatının alabileceği bütün önlemler alınıyor. Ayrıca sadece orman değil bu işin asayiş boyutu da var. İlgili birimler gerekli tedbirleri alıyorlar. İnşallah böyle bir şey ile karşılaşmayız. Bir yangın başlangıcı oldu ama anında müdahale edildi. Sarnıç’ta, Buca ve birkaç yerde oldu, gereği yapıldı. Allah vatanımızı ve İzmir’imizi korusun.”
ÖNCE YANGINI
SÖNDÜRELİM SONRA ELEŞTİRİLERİMİZİ YAPARIZ
Özellikle Millet İttifakının orman yangınları üzerinden
hükümeti eleştiri bombardımanına tuttuğunu hatırlatan Başkan Sürekli, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Bu yaklaşımı çok yanlış buluyoruz. Biz prensip olarak doğal
afetlerimiz ve acılarımız üzerinden siyaset yapılmasını kabul etmiyoruz. Biz
bunu İzmir yangınında da söyledik. O zaman da uçaklar üzerinden bir siyaset
yapıldı, münakaşa ortaya çıkmıştı. O zaman da defalarca söyledik. Yangın bitsin
dedik. Evet, eksiklikler olabilir, teknik ve insani olarak eksiklikler olabilir
bunların hepsini konuşalım, tartışalım. Yapılacak bir şey varsa gereğini
yapalım demiştik iki yıl önce de... Her türlü felakette bunu söylüyoruz.
Depremde de bunu söyledik ve uygulamasını yaptık. Deprem direk yerel
yönetimleri ilgilendiriyor. Ruhsatlar zamanında verilmiştir, verilmemiştir;
kentsel dönüşüm yapılmıştır, geç kalınmıştır; depremle ilgili gerekli çalışmalar
yapılmıştır, yapılmamıştır. Biz bunları deprem sürecinde hiç konuşmadık. Dedik
ki, ilk önce depremin yaralarını saracağız. Biz İzmir depreminde genel idare,
yerel idare olarak başarılı bir sınav verdik. Ama biz orada sağduyulu
yaklaştık. Aynı şekilde İzmir’de yerelde iktidar olan taraf da sükûnetle bu işi
yürüttük. Ne oldu, başarılı olduk. Depremden sonra hala deprem mağdurlarının
talepleri var. Onları da yine beraber karşılıklı konuşup tartışıyoruz. Bir aradayız, oturuyoruz, konuşuyoruz. Biz
hiçbir şeyi de bunu suiistimal yapmıyoruz.
BİZ DEPREMİ SİYASET
MALZEMESİ YAPMADIK
Siyaset malzemesi yapmıyoruz. Ama karşıt bir şekilde tam
tersine yangında gördüğümüz manzara bizi hakikaten çok üzdü. Yangın üzdü,
ciğerlerimizi yaktı. Bu yangından nemalanmak isteyenleri bir kez daha bizi
yıktı. Kabul edilebilir bir şey değil. Yalan, dezenformasyon, kaos, iddiaları…
Orada gece gündüz çalışan bir Orman teşkilatı, gönüllüler ve milletimiz var.
Orada topyekun mücadele ediliyor. Bunlar üzerinden siyaset yapılıyor. Ama siyaset
de yalan üzerine yapılıyor. Daha da fecisi odur. Yalan, dezenformasyon… Tam
birliğe ihtiyacımız var, bunlar o birliği hem sarsıyorlar, hem de yangının
söndürülmesindeki motivasyonu bozuyorlar. Oradaki insanların moralini
bozuluyor. Büyük bir yanlış, kabul edilemez. Muhalefetin düştüğü içler acısı
durumu da milletimizin takdirine bırakıyorum. Milletimiz de bunu görüyor,
takdir edecektir. Son yalanlar, yurt dışından yardım istemeleri, sosyal medya
kampanyasının başlatılması ve bunun sahte hesaplar tarafından başlatılması…
‘HELP TURKEY’DE YURT
DIŞI BAĞLANTILARI
Ki bazı iddia ve açıklamalar var. Birleşik Arap
Emirlikleri’nden bir milyon tweet atıldığı iddia ediliyor. Bu yardım çağrısı
ile ilgili paylaşımda Avrupa ve Amerika’dan 600 bin tweet atıldığı söyleniyor.
Bunlara da gerek yok, ülkemiz hakikaten bütün imkanlarıyla seferber durumdadır.
Eksiklerimiz olabilir, onlar için yardım da alınabilir ama ilgili kurumlardan
yardım alırlar. Her şey bitmiş, bireysel yardıma çağırma aşamasına gelinmemiş.
Böyle bir şey olamaz. Ülkemiz, devletimiz, milletimiz güçlüdür. Türkiye
Cumhuriyeti köklü bir geleneğe sahip ülkedir. Kabul etmek mümkün değil.
Muhalefetin tutumundan dolayı baştan sona sükut-u hayale uğradık. Şaşırdık mı
şaşırmadık, aynı alışkanlıkları devam ediyor. Bu doğru bir şey değil. Zaten
pandemide de böyle bir ümitleri vardı. ‘Pandemiden bir siyaset çıkartır mıyız,
siyasi rant elde edebilir miyiz’ diye düşündüler ve çalıştılar. Ellerinden
geleni yaptılar. Biz sahaya indiğimizde gördük ki, bir kere iddia ettikleri
gibi vatandaşımız bu yönde büyük şikayetler yok. Tabi ki eksik, aksak,
sıkıntılar var. Pandemi de sıkıntılar yaşandı, mağdur olan kesimler var, bunlar
doğrudur. Alanda da vatandaşımızla konuştuğumuzda, bu sıkıntıların dünyanın her
yerinde olduğunu ama ülkemizin gerekli çalışmaları yaptığını, hükümetimizin,
Bakanlarımızın, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün önlemleri aldığını,
özellikle Sağlık Bakanlığının ve sağlık politikalarının uygulamalarının çok
başarılı olduğunu gördük. Onun dışına sosyal ve ekonomik yaraların sarılması
noktasından da büyük ölçüde hükümetin üstüne düşeni yaptığını vatandaşımız
görüyor. Bazı kesimler daha çok sıkıntı çekti mi, çekti. Bizde o kesimlere daha
çok yardımcı olacağız, daha sürekli yardım yapacağız. Onların da sıkıntılarını
gidereceğiz. Alanda bunun gördükleri için ‘pandemiden bir siyasi rant
devşiremedik, devşiremeyiz’ diyerek, yangından medet umdular ama yine öyle bir
karşılık bulamadılar. Türk Milleti nezih bir millettir, Türk Milleti feraseti
yüksektir, üstündür. Hakikaten bunlara prim verebilecek millet yok
karşılarında...”