İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Tayfur
Akın’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, kimyon ve anason ticaretinde
rakip ülkeler ile etkin bir şekilde yarışabilmek için AR-GE çalışmaları ile
ülke koşullarına daha uygun çeşitlerin ve üretim tekniklerinin geliştirilmesi,
üreticilere eğitim verilmesi, pazar araştırmalarının yapılması ve tüm bu
çalışmaların Türk tarımına olası katkıları konuları ayrıntılarıyla ele alındı.
Toplantıda değinilen önemli konu başlıkları şu şekilde
sıralandı:
Yıllar itibari ile kimyon üretimi miktarımızın 50 bin
tonlardan 18-19 bin tonlara, anason üretim miktarımızın 28 bin tonlardan 8 bin
tonlara kadar gerilemesine karşılık dünya tıbbi ve aromatik bitkiler ticareti her
geçen gün katlanarak büyüyor. Bu durum göz önünde bulundurularak mutlaka yeni
bir planlama yapılmalı.
Dünya kimyon piyasasının en önemli aktörü olan Hindistan’ın
çalışmalarının iyi etüt edilmesi ve uygun olanların ülkemizde de uygulanması
gerekiyor.
Ülkemizin dünya kimyon ve anason ticaretinde önemli yerlere
gelebilmesi için verimi yüksek, hastalıklara dayanıklı özgün çeşitlerimizin
tescil edilmiş olması önem arz ediyor. Bunu sağlayabilmek için gerekli ıslah
çalışmaları bir an önce yapılmalı.
Solgunluk (Fusarium), yanıklık (Alternaria) gibi sektörü
üretim boyutunda olumsuz etkileyen sorunların çözümü konusunda acil önlem
alınmalı.
Zirai ilaç kalıntısının önlenmesi amacıyla daha etkin
mücadele edilmeli.
Verimliliği arttırırken makineli hasada uygun uzun boylu
çeşitlerin geliştirilmesi de şart.
Kimyon ve anasonda verimli ve kaliteli üretim için ıslah
çalışmalarının yanı sıra yurt dışından materyal temini ile adaptasyon
çalışmaları da yapılmalı.
Toplantı esnasında sektör paydaşlarıyla birlikte masaya
yatırılan sorunlar ve çözüm önerilerinin genel değerlendirmesini yapan İzmir
Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Tayfur Akın; kimyon ve anasonda
ülkemizin önemli bir ihracat potansiyeli olduğunu belirterek, bu ürünlerde daha
yüksek bir ihracat geliri elde edebilmemiz için üzerinde durulması gereken
tespitleri de şu şekilde sıraladı:
Her iki üründe de ülkemize ait çeşitlerimizin olması
gerekiyor... Bu amaçla bir taraftan adaptasyon diğer taraftan ıslah çalışmaları
yapılarak ülkemiz üretim şartlarına ve dünya piyasalarına uygun çeşitlerin
geliştirilmesi çok önemli.
Konvansiyonel üretimin yanında organik üretime de ağırlık
verilmeli.
Bu ürünlerde ruhsatlı ilaç olması gerekiyor, şayet bu
yapılamıyorsa da tavsiye listelerinin hazırlanması faydalı olacaktır. Böylece
limitleri aşan zirai ilaç kalıntısını önlemek mümkün olacaktır.
Yabancı otların neden olduğu PA ve TA alkaloitlerine çözüm
üretmek amacıyla çalışma yapılması, çiftçilerimize bu konuda eğitim verilmesi
öncelikli eylemler arasında yer almak zorunda.
Akın, özellikle bu dört ana tespit konusunda başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere sektörle ilgili tüm kurum ve kuruluşların çalışma yapması gerektiğine değindi ve İzmir Ticaret Borsası olarak bu çalışmalara destek vermekten memnuniyet duyacaklarını ifade etti.