Pandemiyle birlikte evde kalınan süre arttı. Toplumdaki
sosyal hayat alışkanlıkları da değişti. Salgının üzerinden iki yıla yakın bir
süre geçmesine rağmen Türkiye'de toplumun sosyal faaliyetlere yönelik yüksek
risk algısı sürüyor. Yapılan 'Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması'na
göre, her 10 kişiden 6'sı kalabalık ortamlarda bulunmayı çok riskli buluyor.
Sinema, kafe, restoran, misafir ağırlamak ya da misafirliğe gitmek gibi
faaliyetleri çok riskli bulanların da oranı yüzde 50'ye yakın seviyede
bulunuyor.
Normalleşmeyle birlikte salgın döneminde her 10 kişiden 9'u
son bir hafta içinde evden dışarı çıktığını söylüyor. Ancak, evden dışarıya
çıkma nedenlerine bakıldığında her 10 kişiden 4'ünün sadece zorunlu
ihtiyaçlardan dolayı dışarı çıktığı görülüyor. Keyfi, sosyal aktiviteler için
dışarıya çıkanların oranı yüzde 60 seviyesinde olduğu belirtiliyor.
Araştırmaya göre, salgın öncesindeki sosyal hayatına tamamen
ya da kısmen dönebilenlerin oranı ise yüzde 52. Bireylerin yüzde 15'i tamamen,
yüzde 37'si de eskisi kadar yoğun olmasa da salgın öncesindeki sosyal
hayatlarına dönebildiklerini söylerken, toplumun diğer yarısı sosyal
hayatlarını yaşama konusunda hala tedirgin olduğunu söylüyor.
Her 10 kişiden 3'ü salgın öncesindeki sosyal hayatlarına
dönmek istemesine rağmen tedirgin olduğunu, her 10 kişiden 2'si de eski
hayatlarına bir daha dönemeyeceklerini düşünüyor. Aşı olmayan kişiler ise
sosyal hayatlarını eskisi gibi yaşama konusunda daha rahatlar. Aşı olmayanların
yüzde 63'ü salgın öncesindeki sosyal hayatlarına tamamen ya da kısmen
dönebildiklerini söylerken, aşı olmuş kişilerde bu oran yüzde 52 seviyesinde
bulunuyor.