ÖNCÜŞEHİR TV
Yayınlanma: 22 Aralık 2023 - 13:07
Güncelleme: 22 Aralık 2023 - 17:32
Tugay'dan 'saha' eleştirine yanıt: Şov yapmadan var oldum!
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Her zaman sahada oldum ama gürültüyle olmadım. Yanınızdaki kişilerle gövde gösterisi yapar gibi saha ziyaretleri yaptığınız zaman, sahada varmış görüntüsü veriyor olabilirsiniz. Benim sade bir tarzım, mütevazi bir bakış açım var. Benim hayal ettiğim belediye başkanı, kendisini olduğundan fazla göstermeyen, şov yapmayan, insanların üzerine çıkmayan bir belediye başkanı'' dedi.
ÖNCÜŞEHİR TV
22 Aralık 2023 - 13:07
Güncelleme: 22 Aralık 2023 - 17:32
ÖNCÜŞEHİR - Karşıyaka Belediye Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Cemil Tugay, Öncüşehir TV’de ‘Öncü Siyaset’ programının konuğu oldu. Muhabirimiz Çiğdem Canpolat’ın sorularını yanıtlayan Tugay, adaylığının yanı sıra siyasi ve kent gündemine dair birçok konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“KENDİMİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYLIĞINA HAZIRLIYORUM”İyi bir süreç yürüttüklerini ifade eden Başkan Tugay, “Süreçler genel olarak iyi gidiyor. Oldukça iyi hissediyorum, yoğunluk yaşıyoruz. Önümüzde zorlu bir çalışma döneminin olduğunun bilincindeyim. Kendimi büyükşehir belediye başkanı adaylığına hazırlıyorum. Bir grup arkadaşımızla beraber hazırlanıyoruz. Bilinçli bir çalışma yürüttüğümüzü, iyi bir hazırlık yaptığımızı söyleyebilirim. İzmir’in sorunlarını gidermek, derinine tahlil etmek, alt yapı sorunları başta olmak üzere, kentin planlanmasıyla ilgili, gelecek vizyonuyla ilgili, topluma anlatacağımız, açıklayacağımız, fikirlerimizi, projelerimizi, bakış açımızı oturtmaya çalışıyoruz. İzmir’in pek çok ilçesinde, beldesinde çocukluğumdan itibaren yaşadım. Çocukluğum Balçova’da, üniversiteyi Bornova’da okudum. Tire’de, Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde, Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde de görev yaptım. Hayatımın son 23 yılını da Karşıyaka’da geçirdim ve geçiriyorum. Genel olarak baktığım zaman, İzmir’de ne gibi değişimler olması gerektiğini gözlemledim. Nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi değerlendirebiliyorum” dedi.“İZMİR’İN TAMAMINA YAYILACAK”Karşıyaka’da yaptığı konuşma hakkında konuşan Tugay, “Aslında Karşıyaka’da buluşmamızın nedeni, benim aday adaylığı başvurumu yaptıktan sonra bir yürüyüş başlatmak için planladığımız bir gündü. Önce kendi ilçem, kendi örgütümüz CHP Karşıyaka ilçe örgütüyle buluşmak ve bize eşlik eden Karşıyakalılarla beraber, onlara duygularımı anlatmak ve onlardan moral almak için yaptığımız bir organizasyondu. Karşıyakalılar Günü’ne denk geldi. Sağ olsunlar, o gün herkes ilgi ve sevgi gösterdi. İnancımı güçlendirdiler ve bu artık İzmir’in tamamına yayılacak. Ben sadece Karşıyaka’nın değil, tüm İzmir’in yerel yönetim görevini üstlenmeye hazır insan olarak her yerde olacağım. Herkesle benzer duygu paylaşımlarını yaşayacağız. Konak’ta benzer bir duyguyu hissettim. Zaman içerisinde bunun güçleneceğini ve bütün İzmir’e yayılacağını düşünüyorum. Bugüne kadar siyasette, CHP örgütüyle kurduğum ilişkilerle, sosyal çalışmalarımla ya da meslek hayatımda yaptıklarımla oluşturduğumuz doğal iletişimle aynı duyguyu kurabileceğimizi düşünüyorum. Çok fazla belirti var. 2 sene Tire’de çalıştım. Ödemiş ile çok yakın olduk. Kemalpaşa’da bir bahçemiz vardı, çocukluğumdan beri gider gelirdik. İzmir’in her yerinde dostlarımız var. Seçim çalışmalarında kardeş ilçe olarak Kınık vardı. Kınık, Bergama tarafında çok çalışma yaptık. Pek çok dostluk ve arkadaşlık oldu. Önümüzdeki günlerde duygu dolu günler yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu durum da hem bir kenetlenme sağlayacak hem ilerisi için hem de beraber mücadele sürecini başlatacak” diye konuştu.“KUVVETLİ BİR ŞEKİLDE BU GÖREVE TALİBİM”Vatandaşlarla doğru iletişim kurmanın sorunların çözümünde en büyük etken odluğunu ifade eden Tugay, “En önde görülen adaylardan birisi olduğumun farkındayım. Bugüne kadar öğrendiklerimle geliştirdiğim bir yerel yönetim anlayışı var. Bu çerçevede söylemek isterim ki Karşıyaka’da yaptığım açıklamada, konuşmada bir ‘belediye başkanı nasıl olmalıdır?’ sorusuna cevap verdim. Karşıyaka Başkanlığı deneyimi sırasında, herhangi bir vatandaşınız sizi kendinize uzak görüyorsa bir güven problemi yaşıyorsa orada bir sorun var olduğunu fark ettim. O sorun düzeltilmedikçe, sorun büyümeye devam eder. Buna mutlaka engel olunmalıdır. Bazı şeyler deneyimle oluyor, zaman içerisinde oturuyor ve insan neyin daha doğru olduğunu daha iyi anlıyor. Belediye yönetimi, belediye başkanının tek başına gerçekleştirebileceği eylem değil. Mutlaka ekibiniz de sizin gibi düşünmeli, sizin gibi düşünen insanlarla sahada var olmalısınız. Eğer bunu gerçekleştirebilir iseniz, ki biz bunu Karşıyaka’da gerçekleştirdik. Benim başladığım Karşıyaka Belediyesi ile şuan ki Karşıyaka Belediyesi arasında çok fark var. Arkadaşlarımız hangi konularda hassas olduğumu, hangi konularda nasıl yaklaşım göstereceğimiz öğrendikten sonra, o yönde çalışmaya başladılar ve her şey yerli yerine oturmaya başladı. Daha önce saat 17.00’de telefonlarını kapatan, ulaşılmayan bir belediyeyken, bugün 24 saat ulaşılan bir belediye var. Daha önce İletilen sorunlara cevap vermede biraz mazereteler üretirken, şuan da her soruna sahip çıkan Karşıyaka Belediyesi var. Her başvuru numaralanıyor ve sonuçlanana kadar takip numarasıyla takip ediliyor. Her vatandaşımızın söylediği şeye mutlaka saygıyla karşılık veriliyor. ‘Her sorunu çözüyoruz’ diyemeyebilirim, çünkü ilçe belediyelerinin yetkisi sınırları, her konuda yetkisi yok. Eleştirildiğimiz ya da bir şekilde olumsuzluk olarak yansıyan pek çok konuya baktığımızda, Karşıyaka Belediyesi’nin yetkisi dışında olan sorunlar ya da çözmek için çok çaba gösterdiğimiz ama başka kurumlara takılan konular var. Bu kurumlar çok çeşitli ama bizim elimizde olan yapabileceğimiz her konuda mutlaka, insanlarımıza olumlu karşılıklar veriyoruz. En kısa zamanda gerçekleştirmek için de çaba gösteriyoruz. Tüm bunlar Karşıyaka’daki konuşmamda ifade etmeye çalıştığım şeyler. Yaşadığımız kentin, bütün İzmir’in her bir metrekaresindeki sorunun mutlaka bizim sorunumuz. Özellikle kendisini yalnız hisseden, haksızlığa uğramış hisseden, sorununa sahip çıkılmasını isteyen her bir vatandaşımız bizim için çok değerli. Bizim öncelikli olarak görevimiz onların yanında yer almak. Sahipsiz, yalnız, güçsüz insanlar asla; güçlü insanların ya da daha fazla baskın olanların önünde yenik düşmemeliler. Kamunun, devletin, belediyenin görevi öncelikli olarak hiç kimsenin haksızlığa, adaletsizliğe maruz kalmamasını sağlamaktır. İzmir’de uzun yıllardır bekleyen, çözülememiş pek çok sorun var. Bu sorunların hepsine kararlı bir şekilde çözüm üretmek için çalışacağıma söz veriyorum. Kronikleşmiş, çözülemeyecek gibi sorunlar mutlaka çözülecek. Çözeceğimizi taahhüt ediyorum. Karşıyaka Stadı, Basmane Çukuru, Kültürparkla ilgili belirsizlik bu tarz bir konudur ama aynı zamanda plan kararı, kentsel dönüşüm bekleyen konularda bu kapsamdadır. Bu sorunların hepsine mümkün olan en kısa zamanda çözüm getirmek üzere hazırlık yapan ve burada kararlı bir belediye başkan aday adayı olduğumu ve kuvvetli bir şekilde bu göreve talip olduğumu hem Karşıyaka konuşmamda söyledim hem de buradan söylüyorum” dedi.“ÖZUSLU’NUN İSTİFASINA ÜZÜLDÜM”Bergama Belediye Başkan Aday Adayı Mustafa Özuslu’nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekilliği görevinden istifasını yorumlayan Tugay, “Mustafa Özuslu’nun istifasını benim yorumlamam ve açıklamam doğru olmaz. Mustafa Bey’in açıklaması lazım. Mustafa Özuslu ile ben geçmişten beri pek çok noktada beraber çalışmalarımız oldu. Dolayısıyla aramızda yakınlık ve hukuk olan birisiyim. İzmir’de benim yönetim kültür platformu bünyesinde ARGE grubu vardı. Çok değerli çalışmalar yapmıştı. Oranın başkanıydı. Ben de oranın üyesiydim. Daha sonra Mustafa Bey oradan ayrıldı ve ben başkanlığını yaptım. ARGE grubundan başlayan daha sonra Karşıyaka Kent Konseyinde, Karşıyaka ilçe yönetiminde ilçe başkanıydı ben de ilçe başkan yardımcısıydım. Böyle bir geçmişimiz var. Şu anda da Karşıyaka’nın meclis üyesi. O gün geçmiş ve şu an ki pozisyonu nedeniyle tamamen dostça duygularla yanımda yer aldı. Bunun için kendisine teşekkür ederim. Özel olarak kendisine davette bulunmadım, tamamen kendi kararıyla geldi. Varlığı da bana güç verdi, ancak hemen arkasında Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki görevlerinden ayrılma kararını, hangi şartlarda verdiğini, benim değil de kendisinin söylemesi daha doğru olur. Bu durum için üzüldüğümü ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.“İFTİRA ATARAK SİYASET YAPMAK DOĞRU DEĞİL”Kendisinin bir baskıya maruz kalıp kalmadığı sorusunu yanıtlayan Tugay, “Şu an da bir baskıya maruz kaldığımı söyleyemem ama bazı kişi ya da gruplarca, haksız eleştirilerle, algı oluşturulmaya çalışıldığını görüyorum. Halk tarafından bir karşılık bulduğunu zannetmiyorum. Siyasetin bu şekilde yapmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Yani insanlara iftira atarak, kamuoyunda algı oluşturmaya çalışmak, bu yolda siyaset yapmak, ülkemize ve partimize hiçbir şey kazandırmaz. Yapan herkes çok büyük bir hata yapıyorlar. Kendi çalışmalarıyla, görüşleriyle siyaset yapmalılar. Bir başkasını karalamak, suçlamak, gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi söylemek, bu güne kadar hiç kimseyi başarıya ulaştırmadı. Birilerinin ilerlemesini yavaşlatabilirsiniz ama somut, net olan gerçekler değişmiyor. Eninde sonunda gerçekler ortaya çıkıyor. Hepimiz yapmamız gerekene odaklanalım. İzmir’imiz, İzmir’in sorunları, Türkiye’miz Türkiye’nin sorunları var. ‘Bu sorunları çözmek için ne yapmalıyız?’ üzerine konuşalım. Burada farklı bakış açılarımız olacaktır. İyi niyetlerle de olsa aynı konuya farklı bakış açılarından bakacağız. Topluma bunları anlatmalıyız, toplum neyi nasıl yapacağımızı duymalı. Toplumun güven duyduğu kişi kimse onu tercih etmeli. Bizlere siyasetçiler olarak düşen görev, inandığımız şeyleri doğru şekilde konuşmak, daha sonra söz verdiklerimiz de gerçekleştirmek. Bu anlamda ‘benim üzerimde büyük bir baskı var’ diyemem ama el altından, dedikodularla ya da olumsuz şeyleri yazmaya ve yaymaya çalışarak algı oluşturmaya çalışan insanlar vardır. Ama çok etkili olacağını, karşılık bulacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.“ŞOV YAPMAYAN BİR BELEDİYE BAŞKANI OLDUM”Sahada gürültüyle değil çalışmalarıyla var olduğunu ifade eden Tugay, “Her zaman sahada oldum ama gürültüyle olmadım. Yanınızdaki kişilerle gövde gösterisi yapar gibi saha ziyaretleri yaptığınız zaman, mahalle buluşması adı altında pek de sonuç alınmayan toplantılar düzenlendiğinde, sahada varmış görüntüsü veriyor olabilirsiniz. Benim sade bir tarzım, mütevazi bir bakış açım var. Çünkü ben belediye başkanı olurken, benim hayal ettiğim gibi bir belediye başkanı olmaya çalıştım. Benim hayal ettiğim belediye başkanı, kendisini olduğundan fazla göstermeyen, şov yapmayan, insanların üzerine çıkmayan, kendisini ön plana çıkarmak için çabalamayan bir belediye başkanı var. O yüzden mütevazi bir kıyafetle, olmadık salonlarda, olmadık yerlerde çokça bulundum. Oturup beraber sohbet ettiğimiz, evlerine ziyaret ettiğimiz binlerce vatandaşımız, binlerce saha çalışmamız oldu. Gürültüyle, kalabalık görüntülerle yapmadık. Billboardlarda kendi fotoğrafını asan bir belediye başkanı olmadım. Özellikle istemedim. Böyle bir şeyi yapmak istemedim. Seçim kampanyası dönemine geliyoruz. Seçim kampanyasında kendimizi tanıtmak için bunları yapacağız, yapmak zorundayız. Ama belediye başkanlığı görevi sırasında yapılan bir proje, iş, insanlarla buluşmanız olayın kendisidir. Bu hizmetleri, çalışmaları belediye başkanı tek başına yapmaz. Belediyenin çalışanlarıyla birlikte kurumsal olarak yapar. Arkasında belediye, parti, insanlar vardır. Dolayısıyla kendi reklamınızı yapmak ve bunları ben yapıyorum gibi anlatmak, bana biraz başka insanlara da saygısızlık göstermek gibi geliyor. Yöneten akıl benim aklım. Belediyeyi hangi yoldan gideceğini belirleyen benim ama işi yapan bütün kurum, çalışanlar. Aynı zamanda dışarıdan destek olan çok fazla, insan var. Saygıyı ve takdiri hak eden binlerce, on binlerce insan varken onları bir kenara koyup, ’ben bunu yaptım, ben şunu yaptım’ diye kendi fotoğraflarımı asmayı doğru bulmadım. Dolayısıyla bazı insanlar, rastlaşmadığımız, denk gelmediğimiz için ‘bizim buraya gelmedin’ diyebiliyorlar. Önemli olan yapılan işlerin yapılması. ‘Belediye başkanı gelsin, gönlümüzü hoş etsin ama belediye çalışmaları isterse yarım yamalak olsun’ yapmayalım. Önce belediye çalışanları düzgün olacak sonra insanlarla buluşmamız, görüşmelerimiz olacak. Bir sorun varsa, o sorunu bana söylemeliler. Önemli olan problemin ne olduğunu konuşmak, çalışmanın yapılmasıdır. Biz lidersek yönettiğimiz kuruma hakimiyetle lideriz. Yönettiğimiz kurumun doğru şeyi yapmasını sağladığımız kadar lideriz. Güvenilir, sözünün eri, vasıflara sağlam bir şekilde sahip olmak, sokakta şov yapan insanlara dönüşmememiz gerekir. Bu şekilde insanlar kandırılabilir, sahtelik olabilir. Önemli olan samimiyet içerisinde iletişim kurmak, herkesin işini yapması. Ben bir problem varsa her zaman orada oldum. Ama ben oraya gittiğimde orada olmayan, bulunmayan bir insanla görüşemedim diye insanların gelmedi, gitmedi demek haksızlık” şeklinde konuştu.“GELECEKTE BİR KOLTUK HESABI YAPMADAN MÜCADELEYİ YAPTIM”Herhangi bir makam veya koltuk sevdası olmadan değişim taraftarı olduğunu söyleyen Tugay, “Konak ve Karşıyaka ziyaretleri yaptım. Ama görülmeyen, paylaşmadığım 5-6 ilçeye daha ziyaretlerim oldu. Aday adaylığı kararımı örgüt, halk tarafınca nasıl karşılanacağını gözlemlemeye çalıştım. Bütün samimiyetimle söylüyorum, CHP örgütü beni bu göreve uygun olarak görüyor. Yüzde yüz değildir, hiçbir zaman yüzde yüz görülmez ama önemli bir fikir birliği var. Uygun gördüklerini biliyorum, inanıyorum. Neden uygun görüyorlar? Birincisi, ben parti örgütünden gelen bir insanım. İlçe görevlerimden tutun, ilde aldığım görevlere kadar, saha çalışmalarımı özveriyle yaptığım birçok çalışmaya kadar, parti örgütünden gelen bir insan için, onların sıcak bakışları var. Geçen 5 yıllık, Karşıyaka Belediye Başkanlığı sırasında gerçekten herkese yardımcı olmaya çalıştım. Herkese elimden gelen neyse yapmaya çalıştım. Seçimlerimizde, sahada partimiz kazansın diye çok fazla mücadeleler veren belediye başkanlarından biriydim. En sonunda da son kurultayımızda, değişim sürecini desteklerken samimi duygularla halkımızın taleplerinin bu yönde olduğunun farkında olarak, değişimi destekleyen belediye başkanı oldum. Asla, gelecekte bir koltuk hesabı yapmadan mücadeleyi yaptım. İnandığım şeyin arkasında durdum. Dün davrandığımla, bugün yaptığım arasında çelişki olmadığına çok eminim. Bunu herkes gördü. Değişimin neden gerekli olduğunu düşünerek, gözlemleyerek, insanlarla tartışarak belirlemiştim. O süreçte partimizde bir ayrışma olmasın, Kemal Kılıçdaroğu ‘ben bırakacağım’ demişti ve onun bırakacağına inanmıştım. Genel Başkanımızı kırmadan, rencide etmeden değişim sürecinin yaşanacağına inanmıştım. Bu dönemde yapıcı bir tutum izlemeye çalıştım. O yüzden bölünmeden, parçalanmadan, birbirimizi kırmadan bu süreci yaşayalım diye ifade etmiştim. Eski Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu görevde kalma konusunda ısrar edince, hatalı kararın arkasında durmadım ve duramayacağımı da ifade ettim. Çünkü halk böyle düşünmüyordu, hatta parti örgütünün büyük çoğunluğu böyle düşünmüyordu. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlıkta kalırsa, ben değişimci oldum diye beni aday göstermez diye bir korku içinde olmadım. Koltuklardan feragat edilir, çok önemli de değildir. Ben herhangi bir koltuk mücadelesi vermiyorum ama yaptığımız siyasetin bu ülke için iyi bir yol olduğunu inanıyorum. Başarılı olmak zorunda olduğumuza, Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı olduğuna inanıyorum. CHP’nin iyi bir yönetimle inanmış, mücadeleci siyasetçilerle Türkiye’de iktidar olacağını ve ondan sonra da Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlardan çıkaracağına inanıyorum. Bu mücadelenin bir parçası olmak ötesinde, bireysel olarak büyük iddialarım yok. Ben mücadeleci ve savaşçı insanım. Aynı mücadeleyi parti çatısı altında, ülkemizdeki her insanın hakkını korumayı amaçlayarak, önümüzdeki günlerde de yapmaya devam edeceğim. Karşıyaka Belediye Başkanı olmayabilirim. Büyükşehir belediye başkanı olmayabilirim. Başka herhangi bir makam, mevki, koltuk sahibi olmayabilirim. Bu konularda bana düşen bir iş varsa o feragati göstermeye hazırım. Ama eğer bu görevlerde başarılı olacağıma inanıyorsam, burada bir iddia koymam gerektiğini biliyorum ve bu çerçevede şu anda büyükşehir başkanlığı aday aylığına başvuruda bulundum” dedi. “GENEL BAŞKAN BANA ’BAŞVURABİLİRSİN, UYGUNDUR’ DEDİ”Aday adaylığını açıkladığı dönemde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaptığı görüşmeyi aktaran Tugay, “Özgür Özel Genel Başkanımızla, değişim sürecinde yakın olduk. Sık sık görüştük, onun saha çalışmalarında ona eşlik ettim, birçok konuda samimi bir diyalog içerisinde olduk. Bu kararı alırken, onun görüşünü almadan bu kararı almam, başvuruda bulunmam doğru olmazdı. Genel Başkanımızın yoldaşıyım, en önemli destekçilerinden biriyim. Bu beni özel bir pozisyona getirmez ancak benim değişim hareketine karşı sorumlu davranmam gerekir. Dolayısıyla onun görüşünü almadan başvurumu yapmaz, yapamazdım. O yüzden gittim, görüştüm. Görüşmeyi mümkün olduğunca geç bir zamana da bıraktım, iyice değerlendirmek istedim. Doğru bir karar olup olmadığına emin olmak istedim. Görüşüne başvurabileceğim yerel pek çok siyasetçinin görüşüne başvurdum. Bu görevi üstlenebilirim diye bir kanaat sahibi olduktan sonra Genel Başkanımıza gittim, bu konuyu anlattım. Başvuru için onayını istedim. O da tereddütsüz, ’başvurabilirsin, uygundur’ dedi. Başvurumu yaptım” ifadelerini kullandı.“İZMİR’İ YÖNETME KONUSUNDA EKSİK KALINDI”İzmir’in yönetilme konusunda eksik kalındığını ifade eden Tugay, “Kentin problemlerine hakim oldukça özgüvenimin yükseldiğini hissediyorum. Hakim oldukça biraz daha kapsamlı, bütüncül olarak İzmir’i yönetme konusunda eksik kalındığını görüyorum. Bizim bugün yaşadığımız sorunlar belli. Trafik, ulaşım sorunumuz var. Körfez kirliliği, atık bertarafı, koku sorunumuz var. Su baskınlarına maruz kalıyoruz, bunlarla ilgili yeterli önlemlerin alınmaması gibi bir durum var. Kentin bazı bölgelerinde kontrolsüz, plansız yerleşim olmasının yarattığı sorunlar var. Bunların bir kısmı eskiden gelen, plansız kentleşmiş yapılar. Bir kısmı da hali hazırda alt yapısı tam hazırlanmadan, yoğun yapılaşmaya maruz bırakılan alanlar. Diğer taraftan deprem tehlikesi yaşıyoruz ve buna karşı yapılarımızın güvenliği konusunda problemlerimiz var. İzmir’in yerleşim alanlarının zemin etütlerinin yapılmış olması ile ilgili eksiklerimiz var. Bütün bunların hepsine bütüncül bir bakış açısıyla baktığımızda, İzmir’in günün ihtiyaçlarını karşılayacak bir üst ölçekli bir planlamaya ihtiyacı var. Acilen duyurulması gereken sorunlar var. Bunları çözmek için etkili bir yöntem bulmamız lazım. Benim yapacağım şey, özel ekipler oluşturup günlük denetimler sağlamak. Problem oluştuğunda da gece gündüz, 24 saat hızlı müdahale ekipleri oluşturmak. Halkapınar aktarma istasyonunda mesai saatleri içerisinde yoğunluk oluşuyor. Bununla ilgili çözüm üretmemiz, sefer sıklıklarını daha doğru ayarlama yapmamız lazım. Sık arıza yapan metro, İZBAN hatlarında, bu sebeplerin sorunlarını bulmamız ve çözmemiz lazım. Harmandalı çöp dökme alanıyla ilgili, çözüm üretmek zorundayız. Orada heyelan konusu var. Çöp bertarafıyla ilgili daha etkili çözümler üretmeliyiz. Bununla ilgili çağdaş çözümler dünyanın her yerinde var. Bizde de olmaması için hiçbir neden yok. Organik atıkları mutlaka kompostta dönüştürerek geri dönüştürmeli ve tarım alanlarında ya da bahçe gibi alanlarda mutlaka dönüştürmeliyiz. Çöpün 3’te 1 oranda azalması anlamına geliyor. Bu tür şeylerin yapılmasına ihtiyaç var. Yıllardır bekleyen Balçova’daki arsa mağdurları, İnciraltı’ndaki bahçelerin olduğu tarım alanı olarak belirlenmiş alanlardaki planlama sorunu gibi sorunlara mutlaka el atılıp, çözülmesi gerekiyor. Bunlar ilk aklıma gelen sorunlar. Bütün bunları doküman olarak, detaylarıyla çalışıyoruz, hazırlanıyoruz ama ne İzmir’i su bassın istiyoruz, ne kötü bir koku duymak istiyoruz, ne yarım kalmış bir bina olsun istiyoruz, ne trafikte insanlar mağdur olsun istiyoruz. Bunlarla ilgili master planlar var. Master planların güncellenmesi halinde daha da güzel sonuçlar alabiliriz. Buradan yola çıkarak alt-üst yapının da, yolların da, trafiğin de düzeltilmesi mümkün. Buca Metrosu’nun bir an önce bitirilmesi lazım. En önemli konulardan birisi. Otogar, Buca arasında açılacak tünelin bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Otogar meselesi en çok şikayet edilen sorun, hukuk yolunda da sorunlar yaşandığını biliyorum. Ama gerekirse yeni bir otogar yapmaya kadar gidebilecek radikal çözümleri üretmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çevre yolu planı var, buna destek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Mezarlıklarla ilgili sorunlar var. Daha fazla uzatabilirim ama ‘İzmir’in her metrekaresinde olacağız, İzmir’in sorununa sahip çıkacağız’ derken kastettiğim kapsam bu. Yani Karabağlar’da açılması gereken dört tane bağlantı yolu var, yapılması gereken kamulaştırılmalar var. Bu süreç çok hızlı ilerletilebilir. Karşıyaka’da, Kemal Baysak Bulvarı’ndan, İZBAN ve Anadolu Caddesi üzerinden geçerek Cumhuriyet Mahallesine bağlanması gereken yol projemiz var. Karşıyaka’nın en önemli, ilk yapılacak işlerinden bir tanesi. Bazı yerlerde yaya üst geçitleri acil yapılması gerekir. Bütün bunlar bir taraftan sağlanacak bütçe disipliniyle, personel verimliliğiyle beraber düzenlenebilir” dedi.“DAHA FARKLI BİR BELEDİYE BAŞKANI PROFİLİ GÖRECEKLER”Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nın yeniden açmak istediğini ileten Başkan Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütün çalışanları bizim ekibimiz. Onların uygun noktada görevlendirilmiş olması yeterlidir. Benim başkanlığım döneminde göstermelerini beklediğim performansı, göstermeleri durumunda da onlar benim en yakın yol arkadaşımız olacaktır. O mücadeleyi beraber yapacağız. Yönetim kararlarında mutlaka farklı bakış açılarımız var. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı kapatıldı ama ben kapatılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kentsel dönüşüm, İzmir’in önemli gündemlerinden birisi. Yetkin bir kadro da var. Kentsel dönüşümü tekrar kurmayı düşünüyorum. Ama şu anda kontak halinde olduğum, ortak çalışma deneyimi yaşamış olduğum ya da dışarıdan belediyeye destek olurlarsa çok yararlanacağımızı düşündüğüm bir arkadaş grubumuz var. Onlardan da yararlanmayı düşünüyorum. Öncelik mevcut belediye kadrolarında olacaktır, olmalıdır. İzmir Büyükşehri Belediye Başkanı olursam daha farklı bir belediye başkanı profili görecekler. Onlara yakın, onlarla beraber çalışan, koşturan, çok daha karalı şekilde her soruna el atmaya niyetli belediye başkanı görecekler. Buna ayak uydurmalarını beklerim” şeklinde konuştu.“KENTİ ÜST ÖLÇEKLİ GÖREBİLECEĞİMİZ BİR PLANA İHTİYACIMIZ VAR”Kentin üst ölçekli bir planlamaya ihtiyacı olduğunu belirten Tugay, “Üst ölçekli planlamada tarım, yeşil alanlarını korumak yönünde net kararlar alacağız. Oraların asla zarar görmemesini istiyorum. Son zamanlarda tarım alanları yapılaşmaya açıldı. Bu yapılaşmanın hiçbirini doğru bulmadım, taraftarı olmadım. Elimizdeki verimli toprakların üzerine bina dikmek çok büyük bir hatadır. Kenti üst ölçekli görebileceğimiz bir plana ihtiyacımız var. Acilen katılımcı bir süreçle yapmalıyız. İzmir’de bu konuya dahil olması gereken sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri, meslek odalarını, siyasette var olup bu konuda deneyimi olan insanları, herkesi katarak çok hızlı yapmalıyız. Hedefimiz 1 sene, 1 sene içerisinde planı tamamlamalıyız. Ondan sonra kendimize yeni yerleşim yerleri bulmalıyız. Elimizde bazı yeşil alanlar var. Örneğin; Poligon’daki yeşil alanlar gibi ya da Bayraklı’daki askeri bölge gibi… Şu anda buralara belediyenin mülkiyetinde değiller ama belediye bu kararlarda etkin olan bir kurum olduğu için mutlaka bunları korumayı amaçlamalı. Kırsal bölge planlama başkanlığımız olmalı. Bu da önemli gördüğümüz fikirlerimizden birisi. Kırsal bölgenin planlanmasını ayrı bir daire başkanlığı altında yapmalıyız. İzmir tarım kentidir. Ege Bölgesi tarım havzasıdır. Ege Bölgesinin tarım politikalarını yönlendirecek kişi lider vasfa sahip olmalıdır. Güçlü taraflarımız kaçırdığımızı düşünüyorum. İyi yönetmeliyiz. Tarım yapılıyor ama üretimin planlanmasıyla ilgili sorun var. Üretilen ürünün markalaşmasıyla ilgili, pazarlanmasıyla ilgili sorun var. Bu arada çok ciddi de kayıplarımız var. Bir tarafta tarımsal üretim, gıda sorunu yaşıyoruz, bir tarafta da plansızlıktan, desteksizlikten kaynaklanan israf var. Biz bugün İzmir haline Antalya’dan gelen meyve ve sebzeyle besleniyoruz. Fakat Antalya’dan İzmir’e gelene kadar hem fiyatı katlanıyor, hem de oluşan yüzde 30 civarı bir kayıp oluyor. İzmir ve çevresi tarımsal ürünü üretecek topraklara ve üreticilere sahip. Sadece bunun planlanması lazım. Yani bizim halimize Manisa’dan, Balıkesir’den gelen meyve sebzeyle beslenmeliyiz. Kendi tarım havzalarımızdan da aynı şekilde kalkındırmalıyız. Bunun için planlama yapma halinde hepimize yetecek kadar tarımsal üretim olacaktır ve kendi tarımımızdan beslendiğimizde Antalya’dan gelen yüzde 30 kayıp olmayacaktır. Bu planlamaların hepsi gıda fiyatlarının ucuzlamasını, bollaşmasını sağlayacaktır. Bu şekilde hem daha uygun fiyatlı hem de daha sağlıklı beslenme şansımız olacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi tüm bunları yönetebilir. Karşıyaka olarak kentsel gıda stratejisi hazırlarken bunu fark ettik. Türkiye’de ilk İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptı, ikinci belediye olarak biz yaptık, üçüncü belediye yok. Ama kentin beslenmesi ve gıdasıyla ilgili kendine yetecek planlama yapması belediye tarafından yapılması şart. Belediyeyi yönetirken bu anlayışı yönetmemiz gerekiyor” dedi.“DEĞİŞİM YAŞAMAMIZ ŞART VE KAÇINILMAZ”Tugay son olarak ise, “Partimizin Genel Merkezi’ndeki değişim, halk tarafından olumlu karşılandı. Herkeste bir umut oldu. Bu değişimin yerelde de gerçekleşmesi durumunda oy patlamaları yaşayacağımızı düşünüyorum. Değişim yaşamamız şart ve kaçınılmaz. Herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor. Anlayış olarak bu değişimi yakalamamız gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki 100 yılın, hiç olmazsa 20 yılın, 50 yılın planlamasını yapacak, halkın yanında yer alacak, cumhuriyet ve demokrasi değerlerinden vazgeçmeyen, adaletin gözetildiği yönetim anlayışıyla, hiç kimsenin fakirleşmediği ve yoksul kalmadığı, iyi bir sağlık ve eğitim sisteminin olduğu, çok daha düzgün şehirleşmenin olduğu bir ülke için ne yapılması gerekiyorsa onu yapan belediye başkanlarına ve siyasetçilere ihtiyacımız olduğunu kavramamız lazım. Değişimden kastımız budur. Gereğini yerine getirdiğimiz zaman halkımız bunu görecektir, anlayacaktır. Ben aday olursam, önemli bir başarıyla bu süreci geçireceğime inanıyorum. Değişimi özümsemiş, gereğini yerine getirmeye hazır bir aday olduğumu bildiğim için bunu söylüyorum. Benimle beraber ilçelerimizde aday olacak, tüm belediye başkanı adayları da mutlaka bu anlayış içerisinde olacaktır, olmalıdır. Ben de onlarla kol kola, omuz omuza bu mücadeleyi verme niyetindeyim. Partimiz bana bu görevi verirse, halkımızın teveccühüne talip olacağız” diye konuştu.

# İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Cemil Tugay# Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay# İzmir# Cemil Tugay# Cemil Tugay
İlginizi Çekebilir