Çiğdem CANPOLAT GÜÇTEKİN / ÖNCÜŞEHİR – Kemalpaşa Belediyesi’nin Ekim ayı olağan meclis toplantısının ikinci oturumu gerçekleştirildi.
Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen idaresinde gerçekleştirilen oturumun gündeminde 2025 yılı mali bütçe görüşmeleri yer aldı.Kemalpaşa'nın 2025 bütçesi 1 milyar 700 milyon TL olarak belirlendi.
HAMARAT: HİZMETE GİTSE EYVALLAH!
Önceki Dönem Belediye Başkanlarından Arif Uğurlu’nun çalışmalarından övgüyle söz eden AK Partili Meclis Üyesi Halil Şenol Hamarat, “Bütçe nedir? Bütçe, stratejik planlar dikkate alınarak son iki yılın bütçesi tahminleri dikkate alınır. Ama ben Kemalpaşa Belediyesi'nin son iki yılın bütçesi tahminleri dikkate alınmadığını görüyorum. Bütçe hazırlanırken acil ihtiyaçlar ve halkın nabzı istekler ve aktif katılımı dikkate alınır. Bu da çok önemli. Ayrıca bütçeye hazırlanırken en önemli şey de gelire göre ayarlanması esastır. Gelire göre değil, gidere göre bütçe yapılmış. Nasıl yapılmış? Bütçe, 850 x 2 denmiş. Ne yapar? Basit bir trilyon 700 milyon. Baktık bütçeyi tabii tek tek altına bakacağım. Eğer biz tasarruf etmezseniz özel kalem bütçesi bu kadar olursa… Seçimlerde söz verdik. Personel almamız gerekiyorsa festival eğlenceden biz ödün vermeyiz. Melek Mosso gelsin, Gülşen gelsin derseniz gider kalemleriniz arttıkça gelir bulmak zorunda kalırsınız. Bütçe hazırlanırken nereden bulunmuş dediler? Ben üç kalem buluyorum. Birinci kalem vergi harçlar yüzde 300 katında arttırılmış. Tabii Bakanlar Kurulu'nun verdiği gelirleri oranın dışında artırma şansınız yok. Ayrıca ne yapılmış? Buradan 100 milyon TL kaynak düşünülmüş. 100 milyon TL kaynak da cezalardan düşünülmüş. Gelen geri kalan 200 yüz milyon TL nerede bulunmuş? Tapu kayıtlarında benim adım vatandaşın adı sizlerin adı olmasa bile içtiğimiz sudan, oturduğumuz yerden, kullandığımız her malzemeden vatandaşın hakkı olan bütçesi, arazisi ve binası, satılması düşünülmüş. Bu tutarda 200 yüz milyon TL. Hizmetlere baktığımız zaman da o 400 milyonun fazlası hizmete gitmiyor. Hizmete gitse eyvallah. Biz hep söyledik. Eğer geçmiş dönemin çıtasını bakarsanız yanılırsınız. Rıdvan Karakaya'nın dönemindeki hizmetleri çıtayı ona göre yaparsanız sınıfta kalırsınız. Ama Sayın Arif Başkan'ın ondan 5 yıl önceki hizmetleri çıtaya bakarsanız işte burada zorlanırsınız. İş bilenin, kılıç kuşanın. Ne yapmış Arif Uğurlu? Bunu söylemek zorundayım. İki tane olimpik havuz yapmış. Binali Yıldırım millet bahçesini yapmış. Göl, deniz getirmiş Şimdi oranın tabii temizliği bile nasıl yapılıyor, görmedim. Park ormanı eski halini biliyorsunuz. Şimdiki halini biliyorsunuz. Muhsin Yazıcıoğlu sosyal tesislerini yapmış. 15 Temmuz Kültür Merkezi'ni yapmış. Alparslan Türkeş Kongre Merkezi'ni yapmış. Sevgi yolu yapmış. Örnekköy'e Pasaj Yapmış. Köyleri yapmış. 5 adet halı saha yapmış. Hizmetler yapmış ve şu an bütçede 20 bin metrekare taş döşeme derken Sayın Arif Uğurlu burada saygıyla anıyorum, teşekkür ediyorum. Kemalpaşa'nın bütün merkezini ve köylerini taşlarla döşemiş” dedi.
BUNU VATANDAŞ CEZASINI SİZE KESER
Projelerin hiç birinin yüzde 100 olmadığını ifade eden Hamarat, “Seçimlerde çok söz verdik ama baktık kasada para yok. 2025’te de başlamış olalım. Birkaç projeyi 5 yılda yapalım’ gibi bir proje anlayışıyla işte bir proje konulmuş. Ne yapılacak? Plan proje aşaması olacak. Belki ufak bir temel atılacak. Baktığımız zaman hiçbir proje yüzde 100 değil. Yüzde 25, yüzde 50 oranında projelik başlamış olacak. Ama biz bunu yapamıyoruz. Bunu siz yapacaksınız ki derseniz vatandaşlara. Ben de derim ki siz de personeli almayacaksınız. İşe adam değil, adama iş vereceksiniz. Festivallerde en iyi sanatçı getirmeyip balık vermeyeceksiniz. Balık tutmayı öğreteceksiniz. Gençlere spor yapacaksınız. Gençlik merkezleri yapacaksınız. Daha fazla ceza vererek, daha fazla vergi ödeyerek bunları yapmaya kalkarsanız bunu vatandaş cezasını size keser” dedi. ÇOCUKLARIMIZI EĞİTEREK KUTLAMALIYIZ
Hamarat sözlerini şu ifadelerle sürdürdü;Cumhuriyet sanatçılarıyla değil, eğlenceyle değil, sürekli kutlanır. Tabii Cumhuriyeti kutlayalım, festival süresince. Ama büyük para harcamayacaklar. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti ancak bu şekilde gerçekleştirirsek daha büyük hedeflere ulaştırabiliriz. Bütçede ne gördüm? Kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler. 2023 bütçesi 115.000 TL gerçekleşmiş. Kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler. 2024 bütçesinde 850.000 TL bütçesi dağılıncaya kadar, 6. ay sonuna kadar hiçbir ödeme yapılmamış. Bilmiyoruz 6 Haziran'dan sonra var mı, ama buna rağmen 2025 bütçesinde 5.300.000 TL ödenek ayrıldı. Acaba bir düşünce mi var? Belediyenin 2025 döneminde birkaç söz mü var? "Biz burada kar amacı gütmeyen kuruluşlara para aktaracağız" mı diyorlar? Bunun da doğal takibini yapar. Sermaye transferlerine geldim. 2023'te Erbay transferi olarak 548.366 TL gerçekleşmiş. 2024 bütçesine 2.100.000 TL transfer konulmuş ama günümüze kadar hiçbir işlem yapılmamaktadır. Belki 6. aydan sonra var mı? 2025 bütçesine ise 27.868.000 TL bir ödenek işleniyor. Şerbay transfer koduna bakılmış da yanılmış olabilirim. Mali müşavir olmama rağmen yine de belediye mevzuatları farklı olabilir. Bütçenin sermaye birikimini amaçlayan ve sermaye birikimini hesaplamayı amaçlayan, karşılıksız ödemelerdir. Acaba burada yeni geçiş meclise gelen Ulubel'in bir sermaye aktarımı mı yapılacağı, onu da takip etmesi. Bütçeye geleceğiz. İş yerini açmaya izin harcı. Sayın meclis, 500 TL'yken 2025 yılında 5 katı, 2.500.000 TL. Ana kadını, ana katını bırakıyor, yani 4 kat yükseliyor. Gelirin elde edilmesi isteniyor. Şimdi o harçlarda da zaten bu bütünlükler örtüşüyor. Konutlarda yapı kullanma izni harcı. 2024 yılında 3.502.000 TL gelir elde edilirken 2025 yılında 12.000.000 TL gelir bekleniyor. Tabii bu kafadan geçilmiyor, harçları yükseltilerek düşünülüyor. Konutlar hariç bina, inşaat harcı da aynı şekilde. 1.000.000 TL'den 12 kat artıyor. Yani konut dışı binalarda, ticarethanelerde. Tabii bu rakamsal değer. Harçlar'dan farklı gelecek mülkiyet gelirleri 7.604.405 TL'den 2025'te 22.100.000 TL'ye yükseliyor. Kira gelirleri ise 7.150.000 TL'den 20.000.000 TL'ye düşüyor. Acaba belediye mevcut kiraları revize edecek mi? Yani belediyenin şu andaki kiralanmış yerleri revize edilerek böyle 3 kat bir rakam bütçeye konulmuş. Aynı şekilde sosyal tesis kira geliri 650.000 TL bütçeyle oluşturuldu. Bugün 6. ay itibarıyla 587.000 TL gerçekleşmiş. 2025 bütçesinde 63.420.000 TL ama Özel Kalem Müdürlüğü 77.935.000 TL. Bu konuda yorum yapmayacağım. Yorumu sayın vatandaşlarımız ve meclise bırakıyorum. Aynı şekilde, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bütçede dördüncü sırada. 83.050.000 TL. 2023’te 19.599.000 TL gerçekleşmiş. Geçen dönemi de bir vatandaş olarak eleştirmiştim. Sanatçıların gelmesi bizi pek doyurmadı. Evet, festivaller yapalım. Ama Melek Mosso'ya 2-3 milyon TL vermek ya da Gülşen'e vermek, Cumhuriyet’i daha güzel kutlamıyor. Çocuklarımızla eğiterek, çalışarak kutlamalıyız. Geçen gün Armutlu'da, çocuklar başkanın son toplantısında ayrıldı. Halı sahaya gelmenizi isterim. Mehmet Bey gelsin, görsün. Yarık halılar. Yani, önce yapılanların revize edilmesi daha önemlidir. Önce eskiler işlenir hale getirilmeli, sonra yenilerini yapmalıyız. Ve bu bütçede para yok diyeceksiniz. Özel Kalem’e 77.935.000 TL, Kültür Müdürlüğü’ne 83.050.000 TL bütçe koyacaksınız. 2025 yılı için harçlar ve ücretler Bakanlar Kurulu tarafından artırılıyor, onları dokunamıyorsunuz. Onun dışında, harçlar %300’e kadar artırılarak vatandaşa ödetilmeye çalışılıyor. Birkaç örnek vereyim; Yapı kullanımı için talep ücreti, 20 TL’den 40 TL’ye yükselmiş, Ticarethanelerde 30 TL’den 60 TL’ye çıkmış., Plan, proje teknik ve taşınmaz ücreti, metrekare başına 14 TL’den 30 TL’ye yükselmiş., İmar planı kopya ücreti, kopya başına 1.000 TL’den 2.500 TL’ye yükselmiş. Temel üst vizesi, konutlarda metrekare başına 18 TL’den 50 TL’ye, ticarethanelerde 22 TL’den 60 TL’ye çıkmış.Daha önce alınmayan aplikasyon proje onayı, konutlarda 20 TL, ticarethanelerde 30 TL olarak belirlenmiş. Elektrik ve su talep ücreti, yeni inşaat yapacaklar için 1.000 TL’den 4.000 TL’ye yükseltilmiş. Emlak vergisi beyan ücreti, 100 TL’den 200 TL’ye çıkmış.Geç uygunluk talep yazısı, 2.000 TL’den 5.000 TL’ye yükselmiş. Ödeme emri tebligat ücreti, 120 TL’den 300 TL’ye çıkmış. 2025 yılı için evsel atık ücreti, konutlarda %300 artışla 25 TL’den 100 TL’ye çıkmış. Komisyonlarda 10 TL'ye iyileştirerek 90 TL’ye düşürülmüş. Ticarethanelere yönelik de aynı artışlar geçerli. Belediye şunu düşünüyor: “Temizlik işçisinin parasını bu vergilerle toplayayım, fen işlerinin parasını da proje olay tasdiklerinden çıkarayım.” İyi para kazanıyor, temizlik konusunda destek gerekiyor. Bu konuları halkımıza ve meclise nasıl açıklayacağımızı düşünmek lazım. 2025 yılında yapılması düşünülen yatırımlara gelelim: Alana kondisyon bisikleti alınacak, 10 adet yazılmış, 2 milyon TL konmuş. 10 adet mi, 10 park yeri mi bilemiyorum. 200 bin lira gidiyor. Rakamları pek önemsemiyorum ama takipçisi olacağız. Park ormanı alanının tesisi için %50 oranında bir bütçe konmuş, 202 milyon TL. Mevcut sosyal tesislerin, parkların, halı sahaların, gençlerin bisiklet yollarının ve engelli yollarının yapılması önemli. Önce bunlar, sonra %20 bütçe ile temel atılmalı. Aşağı Kılcallı rekreasyon alanı için %50 oranında 2 milyon TL. Ulu Cadde’si alanı için %50 oranında 3 milyon TL."
"Teknik alanı %20 oranında 2.000.000 TL. Peki, nedir %20? Bir tepkiyle düzeltmek, plan çizdirmek için deniyor. Armutlu Dere çevresi alanı %20 oranında 4.000.000 TL. Gençlik merkezi yapım işi %20 oranında 800.000 TL. Bu bütçeye konulan rakam %20 değil, o günkü coşku ile başkanımız "hemen bitireyim" der, %100'ünü tamamlayabilir. Ulucak pazar yeri revize edilmesi %50 oranında, 1.000.000 TL. Armutlu Düğün Salonu... Armutlulu’yum. %20 oranında, iki milyonun çok acil ihtiyacı var. Yakışan bir düğün salonu istiyoruz. Orada da yıkılan yer değil, Armutlu’nun eski hamam dediğimiz bir boşluğu da yıkılarak daha geniş bir salon yapılabilir. Burada Armutlu halkına müjde vermek isterim. Sinancılar'a kapalı ve açık düğün salonu, %50 oranında 2.000.000 TL. Umucak TV salonunun revize edilmesi %20 oranında. Başkan, seçimlerde söz verdiği bazı projelere %20 veya %50 oranında başlamış olsun diye adımlar atıyor. Yaşam boyu öğrenme için bütçede bir kaynak gördüm: 750 kişiye eğitim verilecek, 2.500.000 TL. Zaten hayatımız yaşam boyu öğrenme ile geçiyor. Biz her şeyi tecrübelerimizle öğreniyoruz. Peki, bu 750 kişiye kim eğitim verecek? Belediye personeline mi, vatandaşa mı? Bu 2.500.000 TL bütçe niye konmuş? Bunun da takipçisi olacağız. Ayrıca, 200 kişiye kreş hizmeti için 9.575.000 TL maliyet konmuş. Bir kişiye böldüğümüzde 47.875 TL yapıyor. Zaten bir kişi ayda 5.000 TL maaş alsa, 60 milyon TL buradan çıkarılıyor. Buradan bile para kazanma şansı oluyor. Konserler için ayrılan para 7.000.000 TL. Festival, sergi, gösteri vs. sadece konser değil. Ama gençlere yönelik projeleri göremedim. Keşke bu 7 milyon TL’yi halı sahalara ayırsalar, yeni halı sahalar yapılsa, çocuklar spora yönlendirilse. En büyük hizmet çocuklara ve geleceğimize olurdu. Özoğlu tesisleri için 1.000.000 TL, mevcut sahalar için 1.000.000 TL, Nazarköy Kanyonu için 700.000 TL, dolu sporları için 500.000 TL gibi rakamları görüyorum. İmar mevzuatlarına göre mühürlenen yapıların yıkım ihalesi bütçede yer almış. Baktım, dedim ki "Bu ihale ne ihalesi?" 2 tane ihale çıkarılacak, her ihalenin bedeli 100.000.000 TL. Yani, 2025 yılı için belediye 2 tane ihale mi düşünüyor? Bu ihalelerde kaçak yapılar mı yıkılacak? Yanılmış olabilirim. Tabii burada cevabı belediyeden alacağız. Ama gördüğüm iki tane ihale için 200.000.000 TL kaynak ayrılmış. Yatırım tablosuna baktım. Şimdi konuşmamı bitiriyorum. Zamanınızı aldım, hakkınızı helal edin. 110.000.000 TL otel yatırımı var. Ama elle tutulur maddi iş olarak 11.000.000 TL. Ulucak, Aşağı Kırcalı, Armutlu, Çan için bir rektör için 6.500.000 TL. Ulucak pazaryeri, Denizli Armutlu gibi yatırımlar. Benim çok önem verdiğim ve Türkiye'de önem taşıyan projeleri destekliyoruz. Seçim için 25.000.000 TL. Onun dışında, 1.000 TL revize edilmiş. Park ormanı için ayrılan 22.000.000 TL. Arif Başkan, 30 tane kepçe ve iş makinesi kiralayıp aldı, o dönemde hizmet yaptı. Şimdi ise belediyenin kaynaklarının vatandaşın vergileri, cezaları ve yetimin hakkı olan yerlerin satılması ile oluşturulacağını görüyoruz. Satışlar 2026 ve 2027 yıllarında da devam edecek gibi görünüyor." SALDUZ: BELEDİYE İLE VATANDAŞIN CÜZDANI ARASINDA DOLAŞAN BÜTÇE
Bütçeye yönelik eleştirilerini dile getiren AK Parti Meclis Üyesi Oktay Salduz, "2025 yılı bütçe ve performans programının hazırlanmasında emeği geçen ilgili bürokratlara, tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Halil Bey çok kapsamlı bir konuşma yaptı. O yüzden bazı noktalara tekrar düşmemek adına çıkararak konuşacağım. Başlangıçta Siri ile ilgili bir şey söyledi. Nostaljiden falan bahsetti ama günümüzde de kullanım yerini Halil Bey unuttu. Araçlara ve ağaçlara asıldığını ifade edeyim. Şimdi 2025 yılı bütçemize gelirsek, toplam bütçemiz 1 milyar 700 milyon lira. Bu bütçeyi oluştururken çeşitli gelir kaynakları var. Bunların içerisinde benim en fazla dikkatimi çeken kalem aslında 395 milyon 650 bin lira. Yaklaşık 400 milyon lirayla ceza geliri. Yani bütçemizin %24'ü. Başka bir ifadeyle dörtte biri. Tabii bunlar %24, matematiksel ifadeler. Bunu Türkçeye de çevirmek lazım. Ben müsaadeniz olursa kendi anladığım bakış açısından bunu da Türkçeye çevireyim. Kemalpaşa'da yaşayan toplam vatandaşımızın sayısı 120 bin. Kundaktaki bebekten en yaşlı kişiye kadar 400 milyonu 120 bine böldüğümüzde, kişi başı yaklaşık 3.500 lira ceza alacağız demek oluyor. Ben bunu anlıyorum. Veya başka bir ifadeyle, bir haneyi dört kişi sayarsak, hane başı 14 bin lira ceza geliri öngörüyoruz. Buradan Kemalpaşa'da yaşayan vatandaşlara şunu aslında söylemek istiyorum: Kendi bütçelerini yaparken, 2025 yılı için Kemalpaşa Belediyesi'ne yaklaşık 14 bin lira ceza ödeyeceklerini de hesaba katarak yapsınlar. Bu cezaya açıklık getireyim mi, bitireyim mi? Bozulmasın başkanım, evet. Devam ediyorum. Vergi, harç ve ücret tarifleri cetvelinden Ali Bey tabii ayrıntılı olarak anlattı ama birkaç tane önemli gördüğüm noktayı da ben saymak istiyorum. Bir metrekare yeni yol ve katılım payı bedeli, 2024 yılında 760 lira 30 kuruşken, 2.000 liraya çıkmış. Yani 2.6 kat. Düğün salonları kiralama ücreti, Kemalpaşa merkezde ve beldelerde bulunan düğün salonlarında, ortalama %60 ile %260 arası artış göstermiş. Evlenme izin belgesi, 400 liradan 2.000 liraya çıkmış. Yani 5 kat. Hafta sonu özel salonlardaki nikah ücreti, 1.250 liradan 5.000 liraya çıkmış. Yani 4 kat. Burada bir önerim olsun başkanım size: Evlenecek, yuva kuracak vatandaşlarımıza bu ödemeleri düğün sonrasına alma imkanı tanırsak, muhtemelen takıların bir kısmını bozdurarak ödeyecekler diye düşünüyorum. Ben evlendiğimde ödemeyi kadından sonra yaptım. Devam ediyorum. Merkez açık yüzme havuzu öğrenci giriş ücreti 50 liradan 150 liraya çıkmış. Yani 3 kat. Yüzme okulu kurs ücreti, aylık 500 liradan 2.000 liraya çıkmış. Yani 4 kat. Bu durumun da çocuklara, gençlere, öğrencilere vermiş olduğumuz önemin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda sosyal belediyeciliğimizin geldiği noktayı da sayın meclisin takdirine bırakıyorum. Temel üstü vizesi ücreti, metrekare başına Halil Bey ifade etti, tekrar edeyim: Konutlarda 15 liradan 50 liraya çıkmış. Yani 2.8 kat. Kat irtifakı onay ücreti, bağımsız bölüm başına 250 liradan 750 liraya çıkmış. Yani 3 kat. Mimari proje ön onay ücreti, 500 metrekareye kadar olan alanlar için 2.000 liradan 5.000 liraya çıkmış. Yani 2.5 kat. 500 metrekareden sonra her metrekare için ek 5 lira ücret öngörülmüş. Başkanım, projeyi onaylamak belediyenin görevi zaten. Örnek vereyim: 1.000 metrekare bir inşaat alanı düşünün, 10 tane bağımsız bölümü olsun. Bir mimar bu projeyi çizdiğinde, mimari projenin ön onayı ve kat irtifakı projesinin onayı 15 bin lira yapıyor. Emin olun, içimizde mimarlar var, bu projeden mimar bu parayı kazanamaz. Projeler ne kadar ki? Sadece mimari projeden bahsediyorum, diğer proje onayları ve ruhsat harçlarınız da var. Burada bitireyim. 2025 yılı evsel katı atık ücret tarifelerine bakacak olursak, tüm türlerde -konut, sanayi, ticarethane- 4 kat artış öngörülmüş. Konutlarda aylık 25 liradan 100 liraya çıkmış. 51 metrekarelik bir iş yeri için de 150 liradan 600 liraya çıkmış. Yani konutlar aylık ödedikleri su faturalarının yanına, standart olarak 100 lira katı atık bedeli ekleyecekler. 51 metrekarelik bir dükkana sahip olan bir bakkal, Ahmet abi, bir metreküp su tüketse bile ilaveten 600 lira katı atık bedeli ödeyecek. 2025 yılı evsel katı atık ücret tarifelerinde dikkat çeken bir husus var. İlgili birim 3 kat artış önerirken, başkanlık 3 kat önerisini encümene sunmuş ve encümen bu oranı 4 kata çıkarmış. Buradan Cumhuriyet Halk Partili meclis üyelerine sesleniyorum: Bu durumu düzeltmelerini talep ediyorum. Ya düşürsünler ya da makul bir seviyeye getirsinler. Ya da encümenden neleri eksik, bir elde onlar versin daha yüksek bir kat ve bu işi tamamlasınlar. Son cümle olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bu bütçe, Kemalpaşa Belediyesi ile Kemalpaşa'da yaşayan vatandaşın cüzdanı arasında dolaşan bir bütçedir" dedi.
HAN: KONSERLERİN YAPILMASINA İTİRAZIM YOK
MHP'li Canip Han cezalara dikkat çekerken, " Cezalarla ilgili başka bir açıdan bakacağım. Cezalarla ilgili bu koyulan rakamlar doğru olabilir, alınabilir. Zaten 2024’te tahmin edilen rakam 163 milyon. Burada da 394-400 milyon. Buradaki meseleye şuradan bakıyorum ben. Sayın Başkan, bunların yüzde 90’ı hepinizin malumu kaçak yapıdan, imar yasasına aykırı yapılardan gelen bir para. Bu öngörülen rakamın doğruluğu veya yanlışlığıyla ilgili ben konuşmayacağım. Arzu edilir ki bu yapıları azaltarak, tedbir alarak bu kaçak yapıları önleyerek bu cezalar her yıl bir miktar azalarak düşsün. Ama burada gördüğüm kadarıyla her yıl katlanarak gidiyor. Öngörülen şu: Her yıl kaçak yapı katlanarak artacak demektir bu. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Onun için burada belediyenin yapması gereken o kaçak yapıları önleme için gerekli tedbirleri alıp bu cezaları azaltarak gitmesidir. Evet, belki sıfırlayamayız ama bunu bir şekilde önüne geçmemiz lazım. Aksi takdirde, her mecliste dile getirdiğim gibi tarım alanları tarımla sıkıp ceza bir alana dönüşecek. Onun için burada en azından bir yerden başlamak lazım. Bu cezalar konusunda buradan bakmak istiyorum. İkincisi, Sayın Başkanım, bütçede benim her zaman söylediğim şey şudur: Kemalpaşa’da yaşayan halk, bu bütçeden hakkına düşeni aldığını düşünüyorsa, problem yok demektir. Yani 1 milyar 700 milyonluk bir bütçe öngörüyoruz. Bu bütçenin gerçekleşme oranı ne olur? Bugünden tahmin etmek çok zor. Yüzde 80’ler civarında bugüne kadar dengeyi yakalamışız. Bütçede eğer yaşayan vatandaşlarımız kendi hakkına düşen payı almışsa, sıkıntı yok. Almadığını düşünüyorsa, o zaman sıkıntı vardır. Neden? O zaman bir kesimin daha fazla bu bütçeden pay alması demektir. Bu konuyu da böyle geçiyorum. Diğer konu, Sayın Başkanım, bu evsel atıklarla ilgili... Ben en çok bu konunun konutlar kısmındayım. Konutların 10 yılda artış oranı bugüne kadar yüzde 100. Bu diğer belediyelerde fazla olabilir, eksik olabilir, bunun az çok farkındayım. Ben hep karşı çıktım. Komisyonda bulunduğum zaman da, geçen dönemde Arif Başkan'ın zamanında da, diğer dönemde de hep şunu söyledim: Burada bir adaletli denge yok diye düşünüyorum. Neden? Atatürk Mahallesi'nde bir gecekonduda yaşayan vatandaşla diğer bir villada yaşayan vatandaş arasında bir fark yok. Eğer 100 TL demişseniz, 100 TL alınıyor. Belki oradaki Atatürk Mahallesi'nde yaşayan vatandaş katı atık bile üretmiyor. Çünkü gelirleri veya harcamalarıyla diğerleri bir değil. O yüzden adaletsiz olduğu için konutlardaki katı atık vergisinin çok düşük tutulmasını talep etmiştim. Burada da gördüğümüz kadarıyla 25 TL'yi 100 TL'ye çıkarmışız, dört kat. Yani 90’a ulaşmadan, dört kat çok aşırı. Belki biz düşük olabiliriz, diğer belediyeler farklı olabilir ama Kemalpaşa’nın kendine özgü bir yapısı var. Biliyorsunuz Kemalpaşa’da yaşayan vatandaşların büyük bir kısmı gelir seviyesi alt seviyede olan insanlar. Sanayi bölgesi olmamız, tarım bölgesi olmamızdan kaynaklandığı için beldelerimizin yapısı belli. Bu yüzden burada görünen 100 TL olarak ödenmeyecek. Bunun bir de KDV’si var. Artı çevre temizlik vergisi var. Bu, su faturasıyla beraber ödeniyor. Yani 1 ton su kullanan vatandaş, 200 TL para ödemek zorunda kalacak. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Benim teklifim, bu oranı yüzde 100 arttırarak 50 TL olarak belirleyelim ve vatandaşlarımızı rahatlatmış olalım. Diğer konularda, dört kat olarak arttırılmış dedik. Dört kata gelmiş. Onlarla ilgili elbette artış oranı yüksek. Enflasyon oranlarına bakıldığında, enflasyonu hesaplayan kurumların görüşlerine göre bu oranlar fazla. Ama konutlardaki farklar kadar değil. Orada bir adalet, hakkaniyet olmasa bile sınırlandırmalar var. On kişiyi çalıştıran bir yerde katı atık bedeli ile 100 kişiyi çalıştıran yerdeki fark belirli. Ama konutlarda böyle bir ayrım olmadığı için oranı düşürülmesini talep ediyorum. Ben de konserlerin yapılmasına, gençlerin eğlenmesine hiçbir itirazım yok. Fakat Türkiye bu kadar tasarruf tedbirlerine hem belediyemiz hem hükümet uyarken, bir sanatçının buraya getirilip yüksek ücretle sahne almasını uygun bulmuyorum. Bunun toplumun belirli bir kesiminde tepkiye neden olduğunu da belirtmek istiyorum" diye konuştu.
TÜRKMEN: BAKANLIK VERİLERİNİ SİSTEME GİRİYORUZ, CEZALAR KARŞIMIZA ÇIKIYOR
İddialara yanıt veren Başkan Mehmet Türkmen, "az önce konuşmacıların hemen hemen hepsi cezalarla ilgili dikkat çekti. Ben altını çizerek söylemek istiyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar barışı belgelerini çok ciddi şekilde iptal ediyor ve bize gönderiyor. Bunlarla ilgili işlem yapılıyor. 10-11 bin civarında imar barışı müracaatı yapılmış arkadaşlar, bizim bölgemizde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, imar barışı belgesinin beyana dayandığını ve kişinin beyanının esas alındığını söylüyor. Aynı zamanda, bu belgeleri de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı iptal eder diyor. Şu anda yapı kontrol müdürlüğümüz ile çok ciddi şekilde sırada bekleyen cezalar var arkadaşlar. Çünkü Bakanlık, iptal edip bize gönderiyor ve kurumlara da yazıyor. "Bunlarla ilgili işlem yapın" diyor. Örneğin, organize sanayi bölgesi var. Organize sanayi bölgesi yasasında diyor ki, OSB'ler kaçak yapıları tespit eder, bir ay süre verir. Yerine getirilmediği takdirde belediyeye yazar, belediye de onlarla ilgili cezai işlem yapar. Son gelen 27 fabrika var, bunlarla ilgili işlem yapılması gereken işler var. CİMER var. CİMER'de biliyorsunuz şikayetler süreli. Bize, valiliğe ve ilgili bakanlıklara otomatik olarak oradan dağıtım yapılıyor. Ve bizler bu kaçak yapıları ya da bu şikayetleri yerinde inceliyoruz. Kaçak ya da ruhsata aykırıysa işlem yapmak zorundayız. Kaçak yapılardan ve cezalardan gelecek rakamlar bunlar arkadaşlar. Amacımız, ceza yazıp vatandaşa eziyet etmek değil. Az önce Canip Başkanım çok güzel bir şey söyledi: "Bunlar artıyorsa demek ki ya ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapılar var, kaçak yapılıyor." Çok doğru söyledi. Kaçak yapılıyor arkadaşlar ve biz bu kaçakları tespit ediyoruz. Ama gittiğimizde kişi bize imar barışı belgesini gösteriyor. Biz de bakıyoruz, imar barışı belgesi var. Oysa ki bu yapıların 31 Aralık 2017'den önce yapılması gerekiyor. Biz bu belgeyi iptal edemiyoruz arkadaşlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yazıyoruz, "Bunu iptal edin" diyoruz. Ama Çevre ve Şehircilik iptal etmiyor. İptal etmediği sürece bu belge geçerli. Yaşadıklarımızı anlatmak kolay değil. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İl Müdürlüğü ile çok ciddi sorunlarımız var. Mesela, Örnekköy'de bir yer yapılmış, her gün basında çıkıyor ve belediyemizi sürekli suçluyorlar. Sahibi de diyor ki, "CHP'li belediyeden aldığım numaratajla, CHP'li belediyeden aldığım güçlendirme raporuyla, CHP'li belediyeden aldığım başka bir belgeyle." Hep bize atıyor suçlamayı. Arkadaşlar, biz bununla ilgili 2019'da işlem yapmışız, yazı yazmışız. Ancak belgeler iptal edilmemiş. Sonra biliyorsunuz, belediyemizde bir operasyon oldu. Hemen arkasından imar barışı belgeleri iptal edildi. Ama üç gün sonra tekrar yazı gönderdiler, "İptal edilmemiştir, geçerlidir" dediler. Bir kurum üç gün önce iptal ediyor, üç gün sonra tekrar geçerli kılıyor. Tabii biz gerekli görevleri yapıyoruz. Bu yüzden cezalar gerçekten ağır. Neden ağır? Çünkü biz bunları iptal edemiyoruz. Bu işlemleri bakanlık yapıyor. Biz verileri sisteme giriyoruz ve cezalar karşımıza çıkıyor. Burada herhangi bir tasarruf hakkımız yok. Yapı kontrol müdürlüğümüz geliyor, encümenimiz de bunlara ceza yazıyor. O yüzden cezalar yüksek" ifadelerini kullandı.
ÇITAK: GÜVEN KARLIĞINDA HİZMET Mİ HAK EDİYORLAR KANDIRILMAYI MI?
AK Partili Muhammed Çıtak Ulucak'taki vatandaşların talebine dikkat çekerken, "Ulucaklı vatandaşlara mevcut pazar yeri yıkılacak, yerine daha modern bir pazar yeri ve üstünde düğün salonu olan bir kompleks inşa edilecektir diyerek verdiğiniz seçim vaadinizin, Eylül ayı ikinci meclis toplantımızda görüştüğümüz stratejik yatırım planında revize, yani tadilat edileceğine dönüştüğünü gördük. Şahsen sorarak vatandaşlar, "Seçim vaatlerine mi, yoksa stratejik yatırım planında yer alan bilgilere mi inanmalı?" diye sormuştum. Meclis üyeleriniz, "Profesyonel bir şirket ile çalışılmadı. Burada yazım yanlışı da olmuş. Seçimde ne söylediysek yerine getireceğiz," demişlerdi. Ama bugün performans programına bakınca, bu söylemlerin aksine pazar yerini tadilat ediyoruz. 2025 yılında %7'sini bitirerek 1 milyon TL harcıyoruz. Aynı şekilde düğün salonumuzu da tadilat ediyoruz. 2025 yılında %20'sini bitirerek 500 bin TL harcıyoruz. Ulucak Belediyesi Başkanlığımız döneminde belediye binasının girişinde bazı projelerinizin maketleri yer almaktaydı. Bunlardan bir tanesi de çok iyi hatırlıyorum: kapalı pazar yeri ve kafeterya ki o dönemin Ulucak'ına göre müthiş bir projeydi. Yaklaşık 15-20 yıl öncesinden bahsediyoruz. Şu anki mevcut yapı günümüzün ihtiyaçlarına kesinlikle cevap vermiyor, karşılık vermiyor. Aynı şekilde düğün sorunumuzla alakalı olarak geçen mecliste de Çetin Bey belirtmişti. Toprak kayması olduğu için yan tarafındaki okul yıkılmıştı. Bundan dolayı, toprak kayması olan ve yıllardır atıl halde olan kötü durumdaki bir yapının revize edilmesi ne kadar doğru? Ayrıca, revizyonun da ancak yarısını yapabiliyoruz. Ulucak'ta düğün salonu fiyatları yüksek, bunun için de önerge vermiştik. Vatandaşlar da mağdur. Ben vatandaş olarak şunu sormak istiyorum: Ulucaklı vatandaşlar, 10 yıl belediye başkan yardımcılığınız döneminde, sizin Ulucak Belediye Başkanlığı yaptığınız dönemdeki gibi hizmet edeceğinizi hep umut etti. Genel kanı da şudur: Başkan yardımcılığı sürecinde çok iyi şeyler yaptı, müthiş şeyler yapmayı planladı, ama tek yetkili olmadığı için bazı engelleri aşamadı. Bu dönem size tam yetki vererek belediye başkanı yaptı. Şunu sormak istiyorum: Ulucaklı vatandaşlar, bu güven karşılığında hizmet almayı mı hak ediyor, kandırılmayı mı?" dedi.TÜRKMEN: 5 YIL SONRA SİZ BİLE ŞAŞIRACAKSINIZ
Yeniden söz alan Başkan Mehmet Türkmen, "Ben kimseyi kandırmayacağım. Kandırmam da. Bir de birilerinin hoşuna gitsin diye bir şey yapmayacağım. Ben yapılması gerekeni yapacağım. Şimdi düğün salonu ve pazar yeri ile ilgili, pazar yerinin tadil edilmesi lazım. Ama çok güzel bir alanımız var; rekreasyon alanı. 30 dönümün üzerinde olan orayı önce ağaçlandıracağız. Sonra hem açık hem kapalı düğün salonu yapacağız, içine kafeteryaları da koyacağız. Pazar yeri de ilerleyen süreçte, çünkü Ulucak hızlı büyüyen bir yer. Hem Kemalpaşa'mıza hem de Ulucak'a ikinci pazar yerini yapacağız. O yüzden birini kandırma ya da birine yalan söyleme gibi hiçbir niyetim yok; öyle bir şey de olamaz. Ben sabah geldim, Ankara'dan. Yani ciddi şekilde çalışıyoruz. Çok güzel de işler yapacağız. 5 yıl sonra zaten siz bile şaşıracaksınız; herkes şaşıracak neler yaptığımıza. Buna emin olun" ifadelerini kullandıBİLDİRİCİ: ŞİKAYET VARSA YAPACAK BİR ŞEY YOK
AK Parti Grup Başkanvekili Okan Bİldirici İmar Affı kanunu ile ilgili açıklamalarda bulunurken, " Cezalar önemli şeyler, başkanım. Bütçenin %25'ini oluşturacak kadar önemli şeyler. Önce de açıkladığınız gibi, bunlar olmuş vakalar. Ama Canik Başkan çok güzel bir şey söyledi. Bakın, on bir yıldır belediyedesiniz ve bütçeyi siz hazırladınız. İmar barışı döneminde vardınız, belediye başkan yardımcısıydınız. Hayatınızın bir döneminde yapı kontrol müdürlüğü size bağlıydı. Toplantılarınızı bilirim ben. Ben çok uzun zamandır bir şeyi savunuyorum; bugün Canip Başkan da onu söyledi, çok da mutlu oldum. Mesele ceza kesmek değil. Cezayı herkes keser. Ama mesele topu taca atmak da değil. İmar barışına herkes atar. Devlet demiş ki, 2017 sonu itibariyle olan binalarla barışacağım. Ve altı ay sonra demiş. Niye demiş? Bu konuya çok hakim olduğum için biraz uzatacağım. Çünkü bu imar barışı çıkarken İzmir'deki o sekiz masadan birinde ben oturuyordum. Ve bu imar barışı çıkarken bu binaların hepsi vardı. Yani İzmir'in %70'i kaçaktı. Yani hepsi vardı derken, sonra yapılanlar ayrı. Kaçak yapılar Türkiye'de ve İzmir'de çok fazlaydı. Devlet bunları göremiyordu, tanımıyordu. Ana çıkış şuydu; bu binaları görelim, tanıyalım ve kentsel dönüşüme esas çıkartalım. Yani diyelim ki, "kardeşim, imar barışını yap. Bir yıl içinde de yık. Kentsel dönüşüme geç." İşte biz de seni destekleyelim. Tabii konu bütün Türkiye'ye yayılınca iş de biraz değişti. Vatandaşın evet, beyanıyla oldu ama devlet kocaman yazdı oraya. Dedi ki, "yalan beyan, hatalı beyan ceza gerektirir. İmar barışının bedelini yanar. Hatalı bedelini yaparsan kanuni işlem yapılır." Kocaman yaz. Bunu hepimiz okuduk. Peki, biz ne yapalım? Şimdi gelelim özelimize; Kemalpaşa Belediyesi'ne. O kadar çok bina yapıldı ki, ondan sonra aynı dönemde evet, gene siz de vardınız, ben de vardım. Ama ben mecliste değildim, ben de vatandaştım. İnşaat mühendisi olarak sokaklardaydım. Kamu burada vatandaş suçlu. Evet, beyanı yanlış ama kamu da suçlu. Bu Kemalpaşa Belediyesi'nin etrafında, arkasında, yanında, karşısında, çaprazında eve gidip geldiğiniz yolda, benim eve gidip geldiğim yolda bu binalar bir günde yapılmadı ki diğer binalar. Şimdi eski binaları barıştık. Diyelim ki yaptık, çünkü onlar şehirde vardı. Ondan sonra yapılanlar da ne yaptık? Bekledik. Ooo olmuş, oluyor. Güzel yapıyorsun. Ovada yapmışsın. Bitmiş. Neredeydik biz, Sayın Başkanım? Biz kolluk kuvvetleri değil miyiz? Bakın, burada savunma bütçesi var; 70 küsur milyon. Yani kişinin toplamı kamu güvenliği ve şey savunma bütçesi. Daha önceki yıllarda da var. Biz seyrettik vatandaşı. Sonra dedik ki, "şikayet olmazsa sıkıntı yok." Tabii bu ironi, hani öyle bir cümleyi devlet kullanmaz. Ama şikayet varsa yapacak bir şey yok. Şimdi bunlar birikince 4 milyon, artık kamu şöyle görür. Yani siz öyle görmüşsünüz, bana göre. Kaynak bulmamız lazım. Hazır kaynak da var, çünkü kaynağa müsaade etmişiz. Biz belediye olarak, Kemalpaşa Belediyesi olarak 2019 yılından sonra, yani 2018'in ikinci yarısından sonra kaçağa müsaade etmişiz. Yaklaşık altı yıldır gözümüzün önünde, gözümüzün içine baka baka bu insanlar kaçak yapmış. Sonra gitmişiz, ceza kesiyoruz. Bu insanlar temeli açtığında, bizim kolluk kuvvetlerimiz var. Yapı kontrol müdürü var. Kemalpaşa'da geziyor. Gerekirse güçlendirelim. Neden müdahale etmemişiz? Hafriyatta müdahale etmemişiz, temelde müdahale etmemişiz, kaba inşaatta müdahale etmemişiz. Bu binaların çok büyük bölümünü ben biliyorum, bitmiş neredeyse. Birkaç tane burada kalan inşaatta bina var. E bu gelir kaynağı olmuş ama 400 milyon da değil bu sadece 2025 için, 2026'da 500 küsur, 2026'da 27'de 500 küsur, 1.5 milyar ceza kesmeyi öngörmüşüz. Vatandaşa yazık değil mi? Şimdi kendi kendimize bir empati yapalım. Evet, kaynak gibi gözüküyor. Kullanılabilir bir para gibi gözüküyor. Ama korkunç bir para. Çünkü bir şekilde bunda, bu çorbada bizim de tuzumuz olmuş ama ciddi de tuzumuz olmuş. Öyle az boz değil. Bu vaka olmuş. Şimdi imar barışına bunu bağladık. 1.5 milyar da gelirimizi koyduk. E gelirimizi cebimize. Tamam. İmar barışıyla da alakası yok konunun. Vatandaş tabii yanlış beyanda bulunmuş ama gözümüzün önünde yapmış. Aslında bu imar barışılık bir şey değil. Göz göre göre kaçak inşaat yaptırmışız. Şimdi kaçak inşaatlara ceza kesiyoruz. Peki, bu bütçeyi sağlıklı kullanmış mıyız? Ben Fen İşleri tarafından bakmak istiyorum. Her şey %300, %400 artmış. Bazı kalemler %100 artmış. Fen işlerimiz %1.5 artmış. Şimdi ben Fen İşleri'ndeki başkan yardımcımızı, teknik arkadaşları tanırım, bilirim. Arif Uğurlu başkanımız döneminde, siz de başkan yardımcısıydınız. Aynı kadroyla muhteşem işler yaptınız. Bakın, az önce burada sayıldı. Her biri birinden büyük ve güzel projeler yaptı. Bugün Gölpark çok güzel bir projedir. Park Orman şehir içindekiler, şu anda üniversitede kampüs olarak kullanılan alanımız ki o da biraz tartışma konusu oldu. Ama inşallah orada da doğru yol bulunur. E %1.5, yani öyle bir şey değil. Bence Fen İşleri bütçeyi istemiş ama verilmemiş. Çünkü bütçe verilebilir. Kadro iyi. Kadro yapar. Siz o kadroyu gördünüz. Niye verilmediğini düşünüyorum. Yani düşünüyorum. Niye verilmemiş? Çünkü özel kalem şekilde atmış. Temsil, tanıtım, günlük 100 küsur bin lira harcayacak kadar bir her gün. İşte özel kalem bunun üç katı. Günlük 300-500 bin lira para harcayacak halde. İşlerine gelince olay sıkıntı olmuş. Fen İşleri de çözümü nasıl bulmuş? rekreasyon alanlarımızı, şunlara, bunlara bir yapıyormuş gibi yapmak. Hani büyük şeyde onu çok gördüm. buradan da hani çok fazla üstünüze alınmayın ama Cumhuriyet Halk Partisi içinde benim son altı senede gördüğüm. Yapıyormuş gibi yapmak ama bir şey yapmamak %10 diye bir şey yok. Bu başlamak bile değil. %20 diye bir şey de yok. 2024'ü boş geç. 2025'te %20 yap. %10 yap. Ne işe? %50 koyuyor da. Şimdi bir park ormanı ayırmışsınız. İşte 2 milyon bir yerde, o insanları çıkaramazsınız. Yani daha doğrusu Park Korkmanı Kemalpaşa'ya yakışır hale getiremezsiniz. Bu Armutlu içinde böyle, bu Ulucak'taki tesisleri içinde böyle. Evet, tasarruf edeceğiz son birkaç yılda. Biz hakikaten yapacağız cümlesi de ayrı bir şeydir ama bu ömürden gider, sayın başkanım. İnsanların ömründen gider. Bu taktikler daha önce olmuştur ama yaklaşık altı senedir Kemalpaşalı bekliyor. Çünkü geçen dönemi hepimiz yaşadık. Yani bir insanı altı yıl bekletip, "ben sana çok güzel şeyler yapacağım" demek, bence artık gecikmiş bir cümledir. Çünkü bir gün bile artık Kemalpaşa için bekleyecek durum yoktur" ifadelerini kullandı.TÜRKMEN: VATANDAŞLARLA KARŞI KARŞIYA GELEN BİZİZ
Yanıt veren Türkmen, " İmar barışı 2018'de çıktı. 1985 yılında imar affı çıktı arkadaşlar. Orada bir komisyon oluşturuldu. O komisyon gitti. Beyanda bulunan vatandaşın yapmış olduğu o kaçak binayı tespit ettiler. Ve onu parseline işlediler. Ondan sonra sağlıklıysa buna ruhsat verdiler. O gün çok güzeldi ibara. Ama burada beyanı esas. Beyanı esas olduğu için siz belki anlamadınız. Bizim arkadaşlar gidiyor. İmar barışı belgesini gösterdiği zaman bizim onun yanlış olup veya kanuna uygun olduğunu belirleyebiliyoruz. Ama iptal etmesi Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal ediliyor. O yüzden sıkıntımız. Şimdi orada beyan diyor. Yanlış beyan verenler cezalandırılır. Tabii mutlaka ceza alınır. Ama orada bir ceza daha var. Bunu uygulamayan devlet memurları bir yıldan beş yıla kadar da ceza alır diyor. Yani bunu size bildirdiği zaman memur işlemini yapmak zorunda. Şöyle bir şey söyleyeyim. Çevre Şehircilik Bakanlığı yazıyı iptal etmiş. Bir şeyi, imar barışı belgesini iptal etmiş. Bizim arkadaşlar bunu es geçmişler. Yani es geçmişler derken o günkü yapı kontrol müdürü bunu dağıtımını ya unuttu ya sümen altı etti. Sonra operasyondan sonra gelen arkadaş bunu buluyor. Bununla ilgili işlemi gerçekleştiriyor. Hem o arkadaş, hem de bu kontrol müdürü arkadaş şikayet ediliyor. Siz neden on üç ay sonra bu işlemi yaptınız diye müfettişler geldi. Arkadaşlar, yargılanıyoruz. Biz yazı gönderiyoruz çevre şehirciliğe. O 2019'dan 2023 yılına kadar hiçbir işlem yapmıyorlar. Onlar gönderdiğinde işlem yapılıyor. Ya demek istediğim şu; onlar da devlet memuru, bizimkiler de devlet memuru. Yani burada insanız. Bu hata yapabiliriz ama adil değil. Olmayınca da biz yoğurdu üfleyerek yiyoruz, dikkat ediyoruz. Bütün şikayetleri değerlendiriyoruz arkadaşlar. Şeye geleceğim, kaçak yapıyla ilgili. Şimdi bizim yapı kontrol müdürlüğümüzün çıkıp da kaçak yapı arayacak gibi bir şeyi yok. Yani kolluk kuvvetleri, birader şikayet gelirse gidebiliyor. Yetişemiyor zaten. Mümkün değil zaten. Bin tane civarında bekleyen sırada arkadaşlar 2022 yılını yapıyoruz daha biz. Şimdi siz bir mühürleme işleminin bittiğini olmuyor arkadaşlar. Bizim arkadaşlar gidiyor. Tespitini yapıyor. Kaçak yapı varsa işlemlerini yapıyor. Geliyorlar. Arkadaşlar, onu encümene getirmek zorunluluğu var. Aynı zamanda encümene getiriyorlar. Encümen bununla ilgili ceza yazıyor. Biz tekrar bu taraflara bunu bildiriyoruz. Aynı zamanda savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. İtiraz olursa bunları değerlendiririz. Yani bir işlem deyip hemen ya mühürledik bitti. Böyle bir şey yok. Ciddi bir iş gerektiriyor. O yüzden bekliyor şeyde. Her gün kırk elli tane imar barışı iptali geliyordu arkadaşlar. Şeyler hariç, CİMER'ler filan hariç. CİMER'lere öncelik veriyorsunuz. Çünkü süreli dilekçeler var. Onlar şikayet ediyor. Onları da yapıyorsunuz. Aynı zamanda diğer organizelerden gelenler var. Yani o imar barışı değil de imar affı çıksaydı belki daha otururdu diye düşünüyorum. Ve caydırıcı olurdu. Ama böyle yıkamıyor neden yıkamıyorsun? Arkadaş çıkarıyoruz, ihaleye girmiyor kimse ve bu sadece bu birkaç senenin işi değil. Yılların getirdiği işler bunlar arkadaşlar. Birikmiş ihaleye çıkarıyor arkadaşlar. İhaleye giren olmayınca da kalıyor. Esasında bu sadece yerel yönetimler değil, merkezi idareyle beraber hareket edilerek düzelmesi gereken işler arkadaşlar bunlar. Ben öyle mesela, biz herhangi bir işlevi yapmadığımız zaman doksan gün sonra büyükşehir yapabilir. Yapamazsa Çevre Şehircilik yapabilir arkadaşlar. Yani bunlar da bu yapabilir. Ama maalesef parayı alanlar başka kurumlar, biz belediye olarak vatandaşla karşı karşıya gelen bizleriz. Bir sürü de davalar açılıyor. Biz de hepsinde bunun tarafıyız. Hukukçularımızla her gün bu davaları takip ediyoruz" diye konuştu.KARAKÜLÇE: ÇOK MANİDAR
CHP sıralarından söz alan Selçuk Karakülçe ,"Canip Başkanımızın özellikle gelecek Gülşen Hanım'la ilgili toplumun bir kesimini hedef almıştır. Bence o çok tartışmalı bir konu. Keşke öyle bir cümle sarf etmeseydi. Çünkü son dönemlerde birileri kendilerine göre değerler oluşturup, orada oluşmuş ufak bir şakayı sanat camiasına ya da sanata mal olmuş insanları, ki festivalleri de iptal ettirerek, toplumu daha dar bir çerçeveye galip son şeye sıkıştıran sebep verdiler. Onun haricinde tabii cezaların caydırıcılığı, bunlar cezayla olmasın edilmesin isteniyor belki ama son dönem Karabağlar'da yaşanılan bir cemaat vakası var. Oradaki kaçak yapı, her türlü ihbara rağmen ki yıkılmasıyla ilgili işlem yapılmasına ve kolluk güçlerine haber verilmesine rağmen herhangi bir işlem yapılamaması, yapılmaması çok dikkat çekicidir ve manalıdır. Bunu burada belirtmek isterim. Onun haricinde tabii arkadaşlarıma düğünler konusunda, ev kiraları konusunda birçok konuda hak vermekle beraber, bu ülkenin nereden nereye geldiğinin küçük bir fotoğrafı olması adına, bir emekli ikramiyesiyle ev alınabilirken, artık emekliler bırakın ev almayı, ev kiralarını nasıl ödeyebileceklerini çok ciddi bir noktaya gelmiş bir ülke ekonomisinin bütçesinden, içinde bulunduğumuz ekonomik krizden bahsediyoruz. Bu şartlar içerisinde elbette belediyemiz de kendi çerçevesi içerisinde, kendi tedbirlerini alacak. Ekonomik şartlara göre de kendi gelişimini sağlayacak çözümleri üretmiştir. Köpeklerle ilgili, sokak hayvanlarıyla ilgili de siz çok güzel ifade ettiğiniz hayallerinizle beraber paylaşıyoruz. İnşallah Kemalpaşa'da sokak hayvanlarının bir cenneti olacak. Orada 2004 yılında çıkmış olan yasayı bugüne kadar uygulamayıp, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin belediyelerde büyük çoğunluğunu sağladıktan sonra ardı ardına alınan belediyeleri, her türlü gerek ekonomik, gerek sosyal boyutta sıkıntıya sokabilecek projelerin ardı ardına dayatılması da ayrıca çok manidardır. Bunu da soruyu soran arkadaşım isterse daha sonra teferruat teferruat uzunca bir şekilde anlatabilirim. Tabii bütçeyi hazırlamak kolay değil. Emeği geçen bütün bürokrat arkadaşlara bu kadar titizlikle ve hassasiyetle çalıştıkları ve bu bütçeyi ortaya çıkardıkları için çok teşekkür ediyorum" dedi.TASLAK: CEZALARLA OLUŞAN BİR BÜTÇE
AK Parti Grup Sözcüsü ve AK Parti İzmir Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Taslak, " Bir milyar yedi yüz milyon TL'lik bir bütçeyle, bu görmüş olduğunuz dosya içerisinde her türlü faaliyet programlarının yer aldığı bir bütçeyi inşallah bu dönem içerisinde gerçekleştirilir diye umuyoruz. Tabii ben şahsım adına konuşuyorum. Ben hala bu konuda kani değilim açıkçası. Bütçenin yani 1.700.000.000 TL'lik bir bütçe içerisinde dörtte biri cezalardan oluşuyor. Harçlardan vesaire çok tekrara girmek istemiyorum. Halil Bey zaten tüm teknik konulara değildi. Yani biz burada amacın polemik bir olay oluşturmak değil, baştan söylemek istiyorum. Yani biz, bizim buradan elde ettiğimiz çıkarım şu: Evet, cezalar noktasında imar barışı, CİMER'den gelen şikayetler, fabrikalar vesaire var. Ama bunların hepsi 400.000.000 TL tutuyor mu? Ne kadar daha fazla tutabilir? Daha aşağısı, işte geçtiğimiz yıllarda kesilen cezalar, tahmini bütçeler, tahmini kesilen cezalar vesaire. Yani biz şunu söylemek istiyoruz: Ey Kemalpaşalılar, ey değerli hemşerilerimiz, 2025 yılı içerisinde 400.000.000 TL ceza keseceğiz. Haberiniz olsun. Siz bana seçimle oy verdiniz. Bunun karşılığında bu işlem, bu ceza mı? Bu mu? Bir diğer konu yaklaşık 200.000.000 TL bir arpa satışı var. Bu konuda şeyi uzatmayacağım. Ceza konusunu uzatmayacağım çünkü çok konuşuldu. Arsa satışları, yaklaşık 200.000.000 TL bir arsa satışı var ve yıldan yıla artarak devam ediyor. Evet, bu bir gerçek. Bunu dışarıdan AK Partili yöneticilere de sorsanız, dışarıdan başka bir insana da, bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a da sorsak ki zaten konuşmalarına, görüşmelerimle söylüyorum. Evet, şu anda pandemiden kaynaklı bir ekonomik sorunu biz şu anda yaşıyoruz. Pandemiden çıktık. Yaklaşık bir buçuk yıl, iki yıl. Ben o zaman çok iyi bir şekilde takip ettim. Birçok da yapılan pandemi çerçevesinde birçok da insanlara, vatandaşlarımıza faydalı olmak anlamında birçok şey yapıldı. Belki ülkede üretim belirli bir noktada durma aşamasına geldi. Belki milyarlarca dolar değer kaybettik. İhracat yapamadık. Fabrikalar çalışmadı. Ama bu devlet, her zaman hükümetimiz, devletimiz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her zaman vatandaşının yanında olur. Fabrikalardan insanlar çıkmadı. İşçi yasağı geçirildi. Çalışma ödeneği oluşturuldu vesaire vesaire. Biraz önceki konuşmalara istinaden bu söylemi oluşturduk. Beş yıl boyunca Kemalpaşa'mızda, burayı sizler yönetiyorsunuz, geçmiş dönemde meclis üyesi olan kişiler var. Sizler belediye başkan yardımcısıydınız. Biraz önce Selçuk Bey de çok güzel şey söyledi. Evet, belirli bir ekonomik koşul var ama az çok yani şunu görebiliriz. Beş yıl boyunca Kemalpaşa'da bir belediye yönetiyoruz. Her yıl bütçe oluşturuluyor. Her yıl belirli gelirler, kalemler oluşturuluyor. Ama ben yine bunu söylüyorum. Bakın, AK Partili bir belediyeye baktığınızda oraya gittiğinizde, bir İstanbul'da Üsküdar'a, şu anda evet AK Parti'de değil, biz Kayseri'ye gittiğimizde, bir Konya'ya gittiğinizde veya farklı bir Bursa'ya, bakın Üsküdar'da ya Nev Mekan diye bir tesis var. Neyin mekânı, bizim AK Partili bir belediye başkanımız, AK Partili belediyecilik anlayışıyla inşa edilen bir Nev Mekan. İçerisinde restoran var, kütüphane var. Açıp bakmanızı öneriyorum. Ankara'da yine aynı şekilde. Kayseri'de, Konya'da yine aynı şekilde. İstanbul'da diğer belediyelerde. Ya Başakşehir ilçesini, oradaki yapılan hizmetleri gerçekten ben araştırmanızı, bakmanızı, neler yapılması gerektiğini gerçekten tavsiye ediyorum. Lütfen bir inceleyin, bakın. Biz evet, İzmir Kemalpaşa ayrı bir nokta. İzmir'de değerli Sayın Başkanım, değerli meclis üyelerimiz, üniversite öğrencilerimiz gidip kütüphaneye, üniversiteler hariç, şehirde merkezde belediyenin gerçekleştirmiş olduğu büyük, kapsamlı daha geniş bir kütüphane yok. Bir e-spor merkezi yok. Hizmet budur. Çalışma budur. Bir ilçeye hizmet yapma noktasında şey budur. Maalesef. Ben İzmir üniversite öğrencisi olarak geldim. 2012 senesinde ben beş yıl bu şehirde okudum. Artık bu şehirdeyim. İzmirliyim, Kemalpaşalıyım. Ama yani bir değerlendirme yapılırken bir hizmet çıtası ortaya koyulurken, bakın son beş seneden beri Kemalpaşa'ya herhangi bir elle tutulur, gözle görülür bir yatırım maalesef yapılamıyor. Bu performans değerlendirmesine baktığımızda lütfen hiç kimse yanlış anlamasın. Gerçekten içi boş bir performans değerlendirmiş. Bir bütçeye baktığımızda sadece cezalardan, harçların afaki %300, %400 artışlardan oluşan bir bütçe görüyoruz burada. Ve gelip diyoruz ki biz evet bu işin neticesinde daha önce konuştuk. Daha önce de meclisimize satış noktası gelmişti. Satışla alakalı bir konu gelmişti. Yıl 200.000.000 TL. Bir sonraki yıl 240.000.000 TL, bir sonraki yıl 280.000.000 TL. Artarak devam ediyor. Peki daha önce de sorduğumuzda bu sorunun cevabını alamadık. Hatta Sayın Başkan da açıklama yapmıştı. İlk önce biz satışı yaparız, sonra ne yapacağımızı düşünürüz demişti. Gerçekten bir hizmet edecek miyiz? Gerçekten Kemalpaşalı vatandaşlarımızın kullanabileceği, gençlerin, kadınların kullanabileceği bir şey olabilecek mi? Evet, bir satış söz konusu. Yaklaşık 200.000.000 TL. Ne kadar gerçekleşir, ne kadar gerçekleşmez onu tabii ki süreç gösterecek. Ben şunu söylemek istiyorum. Umarım beş yıl sonra Kemalpaşa Belediyesi'nin umarım malı kalır. Bir sonraki süreçlerde de inşallah bir Kemalpaşa Belediyesini satışa çıkarmayız demek istiyorum. Tabii katı atık %300, %400 oranına zamlar, artışlar. Vergi harçları yine aynı şekilde. Ben şunu söylemek istiyorum. 2025 yılı bütçesini biz bir isim koymak istersek, bir ad vermek istersek 2025 yılı bütçesini cezalarla oluşan ve fahiş harçlarla oluşan bir bütçe olarak isimlendirebiliriz. Bunu söylemek istiyorum. Kemalpaşalılara hemşehrilerimize de şunu söylemek istiyorum. Ne yazık ki 2025 yılında bizleri çok ciddi zamlar, çok ciddi faiz zamları bekliyor ve cezalar bizleri bekliyor ne yazık ki. Tabii Sayın Başkan'ın sürekli meclislerde ifade etmiş olduğu sözler şunlardı: Tasarruf edeceğiz, harcamalar konusunda disiplinli bir şekilde yöneteceğiz. Tabii sağlık hizmetlerinde Halil Bey'in söylediği diğer meclis üyelerimiz söyledi. %40 düşürdük. Tasarruf ediyoruz burada. Ama sağlık hizmetlerinde maalesef, de maalesef tasarruf olmaz. Bakın biz İzmir'de devasa ve büyük bir şehir hastanesine inşa edeceğiz. Diğer ilçelerde, hükümetimiz evet şu anda tasarruf tedbirleri var ama diğer illerde, diğer ilçelerde ya bu sağlık hizmetleri, diğer hizmetleri olsun, halkın önceliğini sağlayan konular tasarruf tedbirleri noktasında değerlendirilmez. Çünkü ihtiyacı olan şeylerdir. Eğitimde tasarruf, bütün bilgilere maalesef bu da sıkı sıkı geçmiş yıllarda da yine aynı şekilde. Tabii fen işlerinde sadece %1,5 arttırmayla gerçekleşen bir şey yok. Temsili açısından Okan Bey söyledi. Yani %300 arttırılmış bir temsil var. 2023 yılında 6.000.000 TL, 2024 yılında 11.000.000 TL ve 2025 yılında 33.000.000 TL. Yani bu neyin temsili? Bu neyin ayrılması? Gelelim yine özel kalem bütçesine, gerçekten 77.000.000 TL. Sağlığa sağlık noktasına %40 düşürürken, yetmiş yedi milyona çok ciddi bir artış yaparak bir rekor elde edilmiş. Gerçekten tebrik ediyorum. tekrardan soruyorum. Bu neyin temsili, neyin özel kalemi? Vatandaşa biz gelelim Kemal cılayı keselim. Devletin malını mülkünü satalım. Ama %300, %400 harçlara zam verelim. Ama kendimize geldiğinde de tasarrufu noktasında işte Sayın Başkan, ben geçen mecliste araştırma noktasında eleştiride bulunmuştum. Ama araca geldiğinde tasarrufu maalesef yapmayalım. Gelelim yani performansımızda yine burayı da. Sözlerimi toparlıyorum. Park Orman'ı konuştuk. Çember, armutlu konuştuk. Tarihi çeşmeyi konuştuk. Sadece elle tutulur, gözle görülür bir bakım, onarım yaklaşık 2.500.000 TL civarında. Sadece oval. Günün sonunda şunu söylemek istiyorum. Biz bu bütçeden ve performanstan gerçekten ve gerçekten hiçbir şey anlamadık. ama şunu anladık: Burada 2.625.000 TL ayırmış olduğumuz eğitim merkezi adı altında bir şey var. Yılda 4 saatlik kurs var burada. Yaşam boyu eğitim süreci. Şöyle bir araştırma yapalım, öğrenelim. Özel bir öğretmen alanında uzman bir kişi olur. Yaklaşık ders saatiyle, ders ücretiyle 400 TL olsun. Bu 400 TL'yi düşünürsek yılda 6.500 saat ders verebilir. Halk eğitimden destek alırsak, halk eğitim uzmanı olan kişilerden, hocalarımızdan ders alırsak bu yaklaşık 26.000 saat oluyor. Bir profesöre aylık 220.000 TL, yıl boyunca 2.625.000 TL ile bir profesöre bu maaşı Sayın Başkanımızın maaşına baktığımızda yaklaşık iki kesime denk gelen bir para. Peki bu kişi kim? Bu hocamız kim? Burada ne yapılmayı elde edilmek isteniyor? 4 saatlik eğitimlerle kime, ne, ne şekilde eğitim veriliyor? Bunu öğrenmek istiyoruz. Bunu sormak istiyoruz. Bu bütçe maalesef de maalesef ceza bütçesi olmuştur. Sayın Başkanım Kemalpaşa'ya seçimlerde ben söylemedim. Sayın Başkanım, siz kendiniz söylemiştiniz. Kurtarıcı olarak gelmiştiniz. 5 yıl boyunca sizler yönettiniz. Sizin yönetiminizde olan bir belediyeydi. Elbette burada büyük bir çelişki var. Milyonluk arabayla milyonluk arabaya bütçemiz var. Ama eğitime, sağlığa ve sokak hayvanlarına maalesef bütçe yok. Son olarak da şunu söylemek istiyorum. Evet konusu geçti. öncelikle bu ay sonunda cumhuriyetimizin 101. yılı. Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etmiştik. Sayın Cumhurbaşkanımıza AK Partili seçmenlere hakaret etmiştir. Şimdi Gülşen, geçtiğimiz yıllarda şarkıcı Gülşen çıkıp bir takım ifadelerde bulundu. O ifadeleri burada söylemiyorum. O ifadeler neticesinde biz suç duyurusunda bulunduk. Ya Kemalpaşa halkı gerçekten başkanımız ve değerli Cumhuriyet Halk Partisi milletvekiliyim. Kemalpaşa halkımızın söylediklerine kulak verebiliyorlar mı? Şu anda ben dışarı çıktığımda Sayın Başkan Gülşen geliyor diye basına da çıktı. Diğer mecralarda da şu anda tartışılıyor. lütfen bu karardan bir an önce vazgeçilsin. Yirmi dokuz Ekim Kemalpaşa'mızda çok güzel bir kutlansın. Çanakçı gelmesin demiyoruz. Kesinlikle gelmeli. Onu kabul etmeme gibi bir durumumuz yok. Kimse zaten karşı çıkamaz. Ama gerçekten ve gerçekten milli ve manevi değerlerimize sahip olan sanatçılar gelsin. Millete hakaret edip, milleti aşağılayan, milleti kötüleyen insanları maalesef ve maalesef Kemalpaşa'da istemiyoruz. Onlar bizim gözümüzde yani sadece sanat, sanatçı maalesef değiller. Sanatçı kendisini dinleyen bir sürü dinleyen insan vardır. Ben şahsen dinleyen bir kişiydim. Ama bir hakaret var ortada. Ben o süreçten sonra dinlemeyi bıraktım. Biz nasıl insanlara saygılıysak, her kesimin saygılı olmak zorunda. Bir an önce Kemalpaşa halkımızın kulağına söylediklerime belediyemizin, meclis üyelerimizin ses vermesini, dinlemesini, duymasını dinliyorum. Maalesef bu konuda da lütfen inat edilmesini istemiyorum. Kararın bir an önce vazgeçilmesini, Gülşen'in yirmi dokuz Ekim'de Kemalpaşa'ya gelmesini asla ve asla kabul etmiyoruz. Sayın Başkanım, bu konuda da sizlerin takdirine bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.BALYELİ: ÇÖZÜMÜ ÇOK BASİT
CHP sıralarından söz alan Ahmet Cemil Balyeli, "En çok cezalar eleştiriliyor mesela. Çözümü çok basit, arkadaşlar. Bu İmar Kanunu'nda yazan bir madde. Hükümetimize benim bir tavsiyem, bunu ceza kanununda cezasını arttırın. Beş yıl yapın. On yıl yapın. Kimse kanuna uysun, kaçak yapı yapmasın. Belediyede ceza kesmiyorsunuz. Bu kadar basit bir şeydir, hükümetin yapacağı bir iştir. Yani şimdi problemi koyuyorsunuz. Burada ceza, suç işleyen var. Buna ceza kesiliyor. Bunun çözümü ne? "Arabamız yerine siz niye ceza kestiniz?" veya "Cezadan niye bu kadar gelir bekliyorsunuz?" gibi bir eleştiri var. Ben bunun çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Ceza hukuku anlamında yani acelesini arttırırsınız, caydırıcı bir şeyler yaparsınız. Onu insanlar, kanuna uyduğu sürece, cezayla muhatap olmazlar. Yani bir cezanın çözümü budur. Ceza kimin için vardır? Kanuna uymayan için vardır. İnsanlar kanuna uyduğu sürece cezayla muhatap olmayacaklardır. Bunun da çözümü merkezi hükümettedir. Vergi gelirlerine gelince, biz bunu kendi aramızda da tabii ki bu artışların veya verginin nasıl vergi gelirindeki artışın kaynaklarına baktığımızda, burada başkanımız açıklamadı ama belki sırası gelmediği için beyanname vermemiş mükellef sayısında hem emlak vergisi hem de ilan reklam vergisi anlamında çok büyük bir sayıda mükellefimiz var. Ve bunlarla ilgili de ilgili arkadaşlar çalışmalar yapıyor. Bu vergi gelirlerimizin artışının büyük bir kısmının buradan olacağını biliyoruz. Süreç içerisinde de bunları göreceğiz. En son katı atık bedeli encümenin öyle bir tasarrufu olmadı ama bununla ilgili büyükşehir belediyesinin bütün otuz ilçe için bir tavsiyesi veya kararı var. Doksan lira olarak okunacak olan raporda zannedersem bu vardı. Arkadaşlarım bu yönde yüz lira olduğuna dair eleştirisine cevap olsun diye söyledim. Bir de en büyük elektrik konusu, bu arsa satışları. Oradan görülen iki yüz milyon kadar bir gelir. Biz şu anda da bazı hisselerimizi satıyoruz zaten. Buradan gelen elde ettiğimiz bir gelir var. Belediyenin hisseli olduğu, başka vatandaşlarla hisseli olduğu arkalardaki bu hisseleri daha önceki aldığımız meclis kararları çerçevesinde satışını yapıyoruz. Bu buradan öngörülen bir rakam. Ha, başka bir taşınmazın satışı söz konusu olduğunda, zaten buna bir meclis kararı gerekiyor. Geldiğinde bunların hepsini değerlendiririz. Ben bu kapsamda şunu söylemek istiyorum: Cumhuriyet Bayramı'mıza öncelikle ben de kutluyorum. Yirmi dokuz Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. Bu cumhuriyet kurulurken bu ülkede yüzlerce, binlerce o yoksul altın paralarıyla fabrikalar kuruldu, limanlar kuruldu. AK Parti hükümeti yirmi iki yıllık süreçte bu fabrikaları, limanlarımızı, bütün cumhuriyetin elde ettiği değerleri satarak bir şeyler yapmaya çalıştı. Şimdi kalkıp burada iki yüz milyon liralık bir arsa satışını bu kadar eleştirirken, elinizi de vicdanınıza koymanızı istiyorum" diye konuştu.TÜRKMEN: HİÇBİR ARKADAŞIMIN BUNU DÜŞÜRMEN ŞANSI YOK
Son olarak söz alan Başkan Mehmet Türkmen, "2014 yılında, ben o zaman yine belediye başkan yardımcısıydım. Orada da atladığınız bir şey var. İki bin on dört yılında İŞKUR'dan üç yüz kişi, üç yüz yetmiş kişi çalışıyordu belediyede. Ve bunun maaşını İŞKUR veriyordu. Şimdi iki bin on dokuz yılından sonra seçim bitti. Ertesi gün hepsinin işine son verildi. Ve belediye, onlar çıktıktan sonra bir personel eksikliği hissetti. Üç yüz yetmiş kişi, arkadaşlar. Şimdi siz üç yüz yetmiş kişinin maaşını bir düşünün. Bugünkü şartlarda, olmayacağım. Şimdi üç yüz yetmiş kişiye bağış veriyoruz. On milyon mu? Senede yüz yirmi milyon lira. Beş yılda altı yüz milyon lira. Siz beş altı yüz milyon liralık bir düşünün. Yani bugünkü paralar. Demek istediğim, şimdi o dönemde bunlar çalıştı, arkadaşlar, belediyede. Tabii hizmet edilecek. Siz personelin yarısını çıkarın, bütçe nasıl fazlalaşıyor, bir görün. Tabii ben hizmet eden bütün belediye başkanlarına teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımız hizmet etmek için buraya geliyorlar. Ben hepsine teşekkür ediyorum. Kimi arzu eder, kimisi çok yapar. Ama sonuçta arkadaşlar, biz bu insanların parasını kullanıyoruz. Hiç kimse cebinden harcamıyor. Yani biz bu insanların parasını kullanıyoruz. Burada üstünü çizerek, kardeşim kaymakamlık bizim. Çevre şehircilik bakanlığı bizim. Belediye bizim, büyükşehir belediyesi bizim. Hepsi düzgün kullanıldığında zaten hizmetler çıkacak. Ben onu suçluyorum, onu suçluyorum. Şimdi cezalar, cezalar. Ya kardeşim, evvelsi gün geldi, on beş milyon lira ceza kesmişiz bir kişiye. Yirmi dokuz milyon lira ceza kesmişiz bir kişiye. Kardeşim, bu biz bundan zevk almıyoruz. Samimi söylüyorum, zevk almayalım. Ben kendi yerimde kendimi onun yerine koyuyorum. Ama bir kaçak inşaat yapılmış, arkadaşlar. Bunun da cezasını ben vermiyorum. O kanun veriyor ve bunlar otomatikman bilgisayara girdiğinizde, o inşaatın betonarmesi ona göre verileri oradan çıkıyor. Hiçbir arkadaşımda bunu düşürme gibi şansı yok. O yüzden arkadaşlar bunu böyle değerlendirin" dedi.
Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen idaresinde gerçekleştirilen oturumun gündeminde 2025 yılı mali bütçe görüşmeleri yer aldı.Kemalpaşa'nın 2025 bütçesi 1 milyar 700 milyon TL olarak belirlendi.
HAMARAT: HİZMETE GİTSE EYVALLAH!
Önceki Dönem Belediye Başkanlarından Arif Uğurlu’nun çalışmalarından övgüyle söz eden AK Partili Meclis Üyesi Halil Şenol Hamarat, “Bütçe nedir? Bütçe, stratejik planlar dikkate alınarak son iki yılın bütçesi tahminleri dikkate alınır. Ama ben Kemalpaşa Belediyesi'nin son iki yılın bütçesi tahminleri dikkate alınmadığını görüyorum. Bütçe hazırlanırken acil ihtiyaçlar ve halkın nabzı istekler ve aktif katılımı dikkate alınır. Bu da çok önemli. Ayrıca bütçeye hazırlanırken en önemli şey de gelire göre ayarlanması esastır. Gelire göre değil, gidere göre bütçe yapılmış. Nasıl yapılmış? Bütçe, 850 x 2 denmiş. Ne yapar? Basit bir trilyon 700 milyon. Baktık bütçeyi tabii tek tek altına bakacağım. Eğer biz tasarruf etmezseniz özel kalem bütçesi bu kadar olursa… Seçimlerde söz verdik. Personel almamız gerekiyorsa festival eğlenceden biz ödün vermeyiz. Melek Mosso gelsin, Gülşen gelsin derseniz gider kalemleriniz arttıkça gelir bulmak zorunda kalırsınız. Bütçe hazırlanırken nereden bulunmuş dediler? Ben üç kalem buluyorum. Birinci kalem vergi harçlar yüzde 300 katında arttırılmış. Tabii Bakanlar Kurulu'nun verdiği gelirleri oranın dışında artırma şansınız yok. Ayrıca ne yapılmış? Buradan 100 milyon TL kaynak düşünülmüş. 100 milyon TL kaynak da cezalardan düşünülmüş. Gelen geri kalan 200 yüz milyon TL nerede bulunmuş? Tapu kayıtlarında benim adım vatandaşın adı sizlerin adı olmasa bile içtiğimiz sudan, oturduğumuz yerden, kullandığımız her malzemeden vatandaşın hakkı olan bütçesi, arazisi ve binası, satılması düşünülmüş. Bu tutarda 200 yüz milyon TL. Hizmetlere baktığımız zaman da o 400 milyonun fazlası hizmete gitmiyor. Hizmete gitse eyvallah. Biz hep söyledik. Eğer geçmiş dönemin çıtasını bakarsanız yanılırsınız. Rıdvan Karakaya'nın dönemindeki hizmetleri çıtayı ona göre yaparsanız sınıfta kalırsınız. Ama Sayın Arif Başkan'ın ondan 5 yıl önceki hizmetleri çıtaya bakarsanız işte burada zorlanırsınız. İş bilenin, kılıç kuşanın. Ne yapmış Arif Uğurlu? Bunu söylemek zorundayım. İki tane olimpik havuz yapmış. Binali Yıldırım millet bahçesini yapmış. Göl, deniz getirmiş Şimdi oranın tabii temizliği bile nasıl yapılıyor, görmedim. Park ormanı eski halini biliyorsunuz. Şimdiki halini biliyorsunuz. Muhsin Yazıcıoğlu sosyal tesislerini yapmış. 15 Temmuz Kültür Merkezi'ni yapmış. Alparslan Türkeş Kongre Merkezi'ni yapmış. Sevgi yolu yapmış. Örnekköy'e Pasaj Yapmış. Köyleri yapmış. 5 adet halı saha yapmış. Hizmetler yapmış ve şu an bütçede 20 bin metrekare taş döşeme derken Sayın Arif Uğurlu burada saygıyla anıyorum, teşekkür ediyorum. Kemalpaşa'nın bütün merkezini ve köylerini taşlarla döşemiş” dedi.
BUNU VATANDAŞ CEZASINI SİZE KESER
Projelerin hiç birinin yüzde 100 olmadığını ifade eden Hamarat, “Seçimlerde çok söz verdik ama baktık kasada para yok. 2025’te de başlamış olalım. Birkaç projeyi 5 yılda yapalım’ gibi bir proje anlayışıyla işte bir proje konulmuş. Ne yapılacak? Plan proje aşaması olacak. Belki ufak bir temel atılacak. Baktığımız zaman hiçbir proje yüzde 100 değil. Yüzde 25, yüzde 50 oranında projelik başlamış olacak. Ama biz bunu yapamıyoruz. Bunu siz yapacaksınız ki derseniz vatandaşlara. Ben de derim ki siz de personeli almayacaksınız. İşe adam değil, adama iş vereceksiniz. Festivallerde en iyi sanatçı getirmeyip balık vermeyeceksiniz. Balık tutmayı öğreteceksiniz. Gençlere spor yapacaksınız. Gençlik merkezleri yapacaksınız. Daha fazla ceza vererek, daha fazla vergi ödeyerek bunları yapmaya kalkarsanız bunu vatandaş cezasını size keser” dedi. ÇOCUKLARIMIZI EĞİTEREK KUTLAMALIYIZ
Hamarat sözlerini şu ifadelerle sürdürdü;Cumhuriyet sanatçılarıyla değil, eğlenceyle değil, sürekli kutlanır. Tabii Cumhuriyeti kutlayalım, festival süresince. Ama büyük para harcamayacaklar. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti ancak bu şekilde gerçekleştirirsek daha büyük hedeflere ulaştırabiliriz. Bütçede ne gördüm? Kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler. 2023 bütçesi 115.000 TL gerçekleşmiş. Kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler. 2024 bütçesinde 850.000 TL bütçesi dağılıncaya kadar, 6. ay sonuna kadar hiçbir ödeme yapılmamış. Bilmiyoruz 6 Haziran'dan sonra var mı, ama buna rağmen 2025 bütçesinde 5.300.000 TL ödenek ayrıldı. Acaba bir düşünce mi var? Belediyenin 2025 döneminde birkaç söz mü var? "Biz burada kar amacı gütmeyen kuruluşlara para aktaracağız" mı diyorlar? Bunun da doğal takibini yapar. Sermaye transferlerine geldim. 2023'te Erbay transferi olarak 548.366 TL gerçekleşmiş. 2024 bütçesine 2.100.000 TL transfer konulmuş ama günümüze kadar hiçbir işlem yapılmamaktadır. Belki 6. aydan sonra var mı? 2025 bütçesine ise 27.868.000 TL bir ödenek işleniyor. Şerbay transfer koduna bakılmış da yanılmış olabilirim. Mali müşavir olmama rağmen yine de belediye mevzuatları farklı olabilir. Bütçenin sermaye birikimini amaçlayan ve sermaye birikimini hesaplamayı amaçlayan, karşılıksız ödemelerdir. Acaba burada yeni geçiş meclise gelen Ulubel'in bir sermaye aktarımı mı yapılacağı, onu da takip etmesi. Bütçeye geleceğiz. İş yerini açmaya izin harcı. Sayın meclis, 500 TL'yken 2025 yılında 5 katı, 2.500.000 TL. Ana kadını, ana katını bırakıyor, yani 4 kat yükseliyor. Gelirin elde edilmesi isteniyor. Şimdi o harçlarda da zaten bu bütünlükler örtüşüyor. Konutlarda yapı kullanma izni harcı. 2024 yılında 3.502.000 TL gelir elde edilirken 2025 yılında 12.000.000 TL gelir bekleniyor. Tabii bu kafadan geçilmiyor, harçları yükseltilerek düşünülüyor. Konutlar hariç bina, inşaat harcı da aynı şekilde. 1.000.000 TL'den 12 kat artıyor. Yani konut dışı binalarda, ticarethanelerde. Tabii bu rakamsal değer. Harçlar'dan farklı gelecek mülkiyet gelirleri 7.604.405 TL'den 2025'te 22.100.000 TL'ye yükseliyor. Kira gelirleri ise 7.150.000 TL'den 20.000.000 TL'ye düşüyor. Acaba belediye mevcut kiraları revize edecek mi? Yani belediyenin şu andaki kiralanmış yerleri revize edilerek böyle 3 kat bir rakam bütçeye konulmuş. Aynı şekilde sosyal tesis kira geliri 650.000 TL bütçeyle oluşturuldu. Bugün 6. ay itibarıyla 587.000 TL gerçekleşmiş. 2025 bütçesinde 63.420.000 TL ama Özel Kalem Müdürlüğü 77.935.000 TL. Bu konuda yorum yapmayacağım. Yorumu sayın vatandaşlarımız ve meclise bırakıyorum. Aynı şekilde, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bütçede dördüncü sırada. 83.050.000 TL. 2023’te 19.599.000 TL gerçekleşmiş. Geçen dönemi de bir vatandaş olarak eleştirmiştim. Sanatçıların gelmesi bizi pek doyurmadı. Evet, festivaller yapalım. Ama Melek Mosso'ya 2-3 milyon TL vermek ya da Gülşen'e vermek, Cumhuriyet’i daha güzel kutlamıyor. Çocuklarımızla eğiterek, çalışarak kutlamalıyız. Geçen gün Armutlu'da, çocuklar başkanın son toplantısında ayrıldı. Halı sahaya gelmenizi isterim. Mehmet Bey gelsin, görsün. Yarık halılar. Yani, önce yapılanların revize edilmesi daha önemlidir. Önce eskiler işlenir hale getirilmeli, sonra yenilerini yapmalıyız. Ve bu bütçede para yok diyeceksiniz. Özel Kalem’e 77.935.000 TL, Kültür Müdürlüğü’ne 83.050.000 TL bütçe koyacaksınız. 2025 yılı için harçlar ve ücretler Bakanlar Kurulu tarafından artırılıyor, onları dokunamıyorsunuz. Onun dışında, harçlar %300’e kadar artırılarak vatandaşa ödetilmeye çalışılıyor. Birkaç örnek vereyim; Yapı kullanımı için talep ücreti, 20 TL’den 40 TL’ye yükselmiş, Ticarethanelerde 30 TL’den 60 TL’ye çıkmış., Plan, proje teknik ve taşınmaz ücreti, metrekare başına 14 TL’den 30 TL’ye yükselmiş., İmar planı kopya ücreti, kopya başına 1.000 TL’den 2.500 TL’ye yükselmiş. Temel üst vizesi, konutlarda metrekare başına 18 TL’den 50 TL’ye, ticarethanelerde 22 TL’den 60 TL’ye çıkmış.Daha önce alınmayan aplikasyon proje onayı, konutlarda 20 TL, ticarethanelerde 30 TL olarak belirlenmiş. Elektrik ve su talep ücreti, yeni inşaat yapacaklar için 1.000 TL’den 4.000 TL’ye yükseltilmiş. Emlak vergisi beyan ücreti, 100 TL’den 200 TL’ye çıkmış.Geç uygunluk talep yazısı, 2.000 TL’den 5.000 TL’ye yükselmiş. Ödeme emri tebligat ücreti, 120 TL’den 300 TL’ye çıkmış. 2025 yılı için evsel atık ücreti, konutlarda %300 artışla 25 TL’den 100 TL’ye çıkmış. Komisyonlarda 10 TL'ye iyileştirerek 90 TL’ye düşürülmüş. Ticarethanelere yönelik de aynı artışlar geçerli. Belediye şunu düşünüyor: “Temizlik işçisinin parasını bu vergilerle toplayayım, fen işlerinin parasını da proje olay tasdiklerinden çıkarayım.” İyi para kazanıyor, temizlik konusunda destek gerekiyor. Bu konuları halkımıza ve meclise nasıl açıklayacağımızı düşünmek lazım. 2025 yılında yapılması düşünülen yatırımlara gelelim: Alana kondisyon bisikleti alınacak, 10 adet yazılmış, 2 milyon TL konmuş. 10 adet mi, 10 park yeri mi bilemiyorum. 200 bin lira gidiyor. Rakamları pek önemsemiyorum ama takipçisi olacağız. Park ormanı alanının tesisi için %50 oranında bir bütçe konmuş, 202 milyon TL. Mevcut sosyal tesislerin, parkların, halı sahaların, gençlerin bisiklet yollarının ve engelli yollarının yapılması önemli. Önce bunlar, sonra %20 bütçe ile temel atılmalı. Aşağı Kılcallı rekreasyon alanı için %50 oranında 2 milyon TL. Ulu Cadde’si alanı için %50 oranında 3 milyon TL."
"Teknik alanı %20 oranında 2.000.000 TL. Peki, nedir %20? Bir tepkiyle düzeltmek, plan çizdirmek için deniyor. Armutlu Dere çevresi alanı %20 oranında 4.000.000 TL. Gençlik merkezi yapım işi %20 oranında 800.000 TL. Bu bütçeye konulan rakam %20 değil, o günkü coşku ile başkanımız "hemen bitireyim" der, %100'ünü tamamlayabilir. Ulucak pazar yeri revize edilmesi %50 oranında, 1.000.000 TL. Armutlu Düğün Salonu... Armutlulu’yum. %20 oranında, iki milyonun çok acil ihtiyacı var. Yakışan bir düğün salonu istiyoruz. Orada da yıkılan yer değil, Armutlu’nun eski hamam dediğimiz bir boşluğu da yıkılarak daha geniş bir salon yapılabilir. Burada Armutlu halkına müjde vermek isterim. Sinancılar'a kapalı ve açık düğün salonu, %50 oranında 2.000.000 TL. Umucak TV salonunun revize edilmesi %20 oranında. Başkan, seçimlerde söz verdiği bazı projelere %20 veya %50 oranında başlamış olsun diye adımlar atıyor. Yaşam boyu öğrenme için bütçede bir kaynak gördüm: 750 kişiye eğitim verilecek, 2.500.000 TL. Zaten hayatımız yaşam boyu öğrenme ile geçiyor. Biz her şeyi tecrübelerimizle öğreniyoruz. Peki, bu 750 kişiye kim eğitim verecek? Belediye personeline mi, vatandaşa mı? Bu 2.500.000 TL bütçe niye konmuş? Bunun da takipçisi olacağız. Ayrıca, 200 kişiye kreş hizmeti için 9.575.000 TL maliyet konmuş. Bir kişiye böldüğümüzde 47.875 TL yapıyor. Zaten bir kişi ayda 5.000 TL maaş alsa, 60 milyon TL buradan çıkarılıyor. Buradan bile para kazanma şansı oluyor. Konserler için ayrılan para 7.000.000 TL. Festival, sergi, gösteri vs. sadece konser değil. Ama gençlere yönelik projeleri göremedim. Keşke bu 7 milyon TL’yi halı sahalara ayırsalar, yeni halı sahalar yapılsa, çocuklar spora yönlendirilse. En büyük hizmet çocuklara ve geleceğimize olurdu. Özoğlu tesisleri için 1.000.000 TL, mevcut sahalar için 1.000.000 TL, Nazarköy Kanyonu için 700.000 TL, dolu sporları için 500.000 TL gibi rakamları görüyorum. İmar mevzuatlarına göre mühürlenen yapıların yıkım ihalesi bütçede yer almış. Baktım, dedim ki "Bu ihale ne ihalesi?" 2 tane ihale çıkarılacak, her ihalenin bedeli 100.000.000 TL. Yani, 2025 yılı için belediye 2 tane ihale mi düşünüyor? Bu ihalelerde kaçak yapılar mı yıkılacak? Yanılmış olabilirim. Tabii burada cevabı belediyeden alacağız. Ama gördüğüm iki tane ihale için 200.000.000 TL kaynak ayrılmış. Yatırım tablosuna baktım. Şimdi konuşmamı bitiriyorum. Zamanınızı aldım, hakkınızı helal edin. 110.000.000 TL otel yatırımı var. Ama elle tutulur maddi iş olarak 11.000.000 TL. Ulucak, Aşağı Kırcalı, Armutlu, Çan için bir rektör için 6.500.000 TL. Ulucak pazaryeri, Denizli Armutlu gibi yatırımlar. Benim çok önem verdiğim ve Türkiye'de önem taşıyan projeleri destekliyoruz. Seçim için 25.000.000 TL. Onun dışında, 1.000 TL revize edilmiş. Park ormanı için ayrılan 22.000.000 TL. Arif Başkan, 30 tane kepçe ve iş makinesi kiralayıp aldı, o dönemde hizmet yaptı. Şimdi ise belediyenin kaynaklarının vatandaşın vergileri, cezaları ve yetimin hakkı olan yerlerin satılması ile oluşturulacağını görüyoruz. Satışlar 2026 ve 2027 yıllarında da devam edecek gibi görünüyor." SALDUZ: BELEDİYE İLE VATANDAŞIN CÜZDANI ARASINDA DOLAŞAN BÜTÇE
Bütçeye yönelik eleştirilerini dile getiren AK Parti Meclis Üyesi Oktay Salduz, "2025 yılı bütçe ve performans programının hazırlanmasında emeği geçen ilgili bürokratlara, tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Halil Bey çok kapsamlı bir konuşma yaptı. O yüzden bazı noktalara tekrar düşmemek adına çıkararak konuşacağım. Başlangıçta Siri ile ilgili bir şey söyledi. Nostaljiden falan bahsetti ama günümüzde de kullanım yerini Halil Bey unuttu. Araçlara ve ağaçlara asıldığını ifade edeyim. Şimdi 2025 yılı bütçemize gelirsek, toplam bütçemiz 1 milyar 700 milyon lira. Bu bütçeyi oluştururken çeşitli gelir kaynakları var. Bunların içerisinde benim en fazla dikkatimi çeken kalem aslında 395 milyon 650 bin lira. Yaklaşık 400 milyon lirayla ceza geliri. Yani bütçemizin %24'ü. Başka bir ifadeyle dörtte biri. Tabii bunlar %24, matematiksel ifadeler. Bunu Türkçeye de çevirmek lazım. Ben müsaadeniz olursa kendi anladığım bakış açısından bunu da Türkçeye çevireyim. Kemalpaşa'da yaşayan toplam vatandaşımızın sayısı 120 bin. Kundaktaki bebekten en yaşlı kişiye kadar 400 milyonu 120 bine böldüğümüzde, kişi başı yaklaşık 3.500 lira ceza alacağız demek oluyor. Ben bunu anlıyorum. Veya başka bir ifadeyle, bir haneyi dört kişi sayarsak, hane başı 14 bin lira ceza geliri öngörüyoruz. Buradan Kemalpaşa'da yaşayan vatandaşlara şunu aslında söylemek istiyorum: Kendi bütçelerini yaparken, 2025 yılı için Kemalpaşa Belediyesi'ne yaklaşık 14 bin lira ceza ödeyeceklerini de hesaba katarak yapsınlar. Bu cezaya açıklık getireyim mi, bitireyim mi? Bozulmasın başkanım, evet. Devam ediyorum. Vergi, harç ve ücret tarifleri cetvelinden Ali Bey tabii ayrıntılı olarak anlattı ama birkaç tane önemli gördüğüm noktayı da ben saymak istiyorum. Bir metrekare yeni yol ve katılım payı bedeli, 2024 yılında 760 lira 30 kuruşken, 2.000 liraya çıkmış. Yani 2.6 kat. Düğün salonları kiralama ücreti, Kemalpaşa merkezde ve beldelerde bulunan düğün salonlarında, ortalama %60 ile %260 arası artış göstermiş. Evlenme izin belgesi, 400 liradan 2.000 liraya çıkmış. Yani 5 kat. Hafta sonu özel salonlardaki nikah ücreti, 1.250 liradan 5.000 liraya çıkmış. Yani 4 kat. Burada bir önerim olsun başkanım size: Evlenecek, yuva kuracak vatandaşlarımıza bu ödemeleri düğün sonrasına alma imkanı tanırsak, muhtemelen takıların bir kısmını bozdurarak ödeyecekler diye düşünüyorum. Ben evlendiğimde ödemeyi kadından sonra yaptım. Devam ediyorum. Merkez açık yüzme havuzu öğrenci giriş ücreti 50 liradan 150 liraya çıkmış. Yani 3 kat. Yüzme okulu kurs ücreti, aylık 500 liradan 2.000 liraya çıkmış. Yani 4 kat. Bu durumun da çocuklara, gençlere, öğrencilere vermiş olduğumuz önemin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda sosyal belediyeciliğimizin geldiği noktayı da sayın meclisin takdirine bırakıyorum. Temel üstü vizesi ücreti, metrekare başına Halil Bey ifade etti, tekrar edeyim: Konutlarda 15 liradan 50 liraya çıkmış. Yani 2.8 kat. Kat irtifakı onay ücreti, bağımsız bölüm başına 250 liradan 750 liraya çıkmış. Yani 3 kat. Mimari proje ön onay ücreti, 500 metrekareye kadar olan alanlar için 2.000 liradan 5.000 liraya çıkmış. Yani 2.5 kat. 500 metrekareden sonra her metrekare için ek 5 lira ücret öngörülmüş. Başkanım, projeyi onaylamak belediyenin görevi zaten. Örnek vereyim: 1.000 metrekare bir inşaat alanı düşünün, 10 tane bağımsız bölümü olsun. Bir mimar bu projeyi çizdiğinde, mimari projenin ön onayı ve kat irtifakı projesinin onayı 15 bin lira yapıyor. Emin olun, içimizde mimarlar var, bu projeden mimar bu parayı kazanamaz. Projeler ne kadar ki? Sadece mimari projeden bahsediyorum, diğer proje onayları ve ruhsat harçlarınız da var. Burada bitireyim. 2025 yılı evsel katı atık ücret tarifelerine bakacak olursak, tüm türlerde -konut, sanayi, ticarethane- 4 kat artış öngörülmüş. Konutlarda aylık 25 liradan 100 liraya çıkmış. 51 metrekarelik bir iş yeri için de 150 liradan 600 liraya çıkmış. Yani konutlar aylık ödedikleri su faturalarının yanına, standart olarak 100 lira katı atık bedeli ekleyecekler. 51 metrekarelik bir dükkana sahip olan bir bakkal, Ahmet abi, bir metreküp su tüketse bile ilaveten 600 lira katı atık bedeli ödeyecek. 2025 yılı evsel katı atık ücret tarifelerinde dikkat çeken bir husus var. İlgili birim 3 kat artış önerirken, başkanlık 3 kat önerisini encümene sunmuş ve encümen bu oranı 4 kata çıkarmış. Buradan Cumhuriyet Halk Partili meclis üyelerine sesleniyorum: Bu durumu düzeltmelerini talep ediyorum. Ya düşürsünler ya da makul bir seviyeye getirsinler. Ya da encümenden neleri eksik, bir elde onlar versin daha yüksek bir kat ve bu işi tamamlasınlar. Son cümle olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bu bütçe, Kemalpaşa Belediyesi ile Kemalpaşa'da yaşayan vatandaşın cüzdanı arasında dolaşan bir bütçedir" dedi.
HAN: KONSERLERİN YAPILMASINA İTİRAZIM YOK
MHP'li Canip Han cezalara dikkat çekerken, " Cezalarla ilgili başka bir açıdan bakacağım. Cezalarla ilgili bu koyulan rakamlar doğru olabilir, alınabilir. Zaten 2024’te tahmin edilen rakam 163 milyon. Burada da 394-400 milyon. Buradaki meseleye şuradan bakıyorum ben. Sayın Başkan, bunların yüzde 90’ı hepinizin malumu kaçak yapıdan, imar yasasına aykırı yapılardan gelen bir para. Bu öngörülen rakamın doğruluğu veya yanlışlığıyla ilgili ben konuşmayacağım. Arzu edilir ki bu yapıları azaltarak, tedbir alarak bu kaçak yapıları önleyerek bu cezalar her yıl bir miktar azalarak düşsün. Ama burada gördüğüm kadarıyla her yıl katlanarak gidiyor. Öngörülen şu: Her yıl kaçak yapı katlanarak artacak demektir bu. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Onun için burada belediyenin yapması gereken o kaçak yapıları önleme için gerekli tedbirleri alıp bu cezaları azaltarak gitmesidir. Evet, belki sıfırlayamayız ama bunu bir şekilde önüne geçmemiz lazım. Aksi takdirde, her mecliste dile getirdiğim gibi tarım alanları tarımla sıkıp ceza bir alana dönüşecek. Onun için burada en azından bir yerden başlamak lazım. Bu cezalar konusunda buradan bakmak istiyorum. İkincisi, Sayın Başkanım, bütçede benim her zaman söylediğim şey şudur: Kemalpaşa’da yaşayan halk, bu bütçeden hakkına düşeni aldığını düşünüyorsa, problem yok demektir. Yani 1 milyar 700 milyonluk bir bütçe öngörüyoruz. Bu bütçenin gerçekleşme oranı ne olur? Bugünden tahmin etmek çok zor. Yüzde 80’ler civarında bugüne kadar dengeyi yakalamışız. Bütçede eğer yaşayan vatandaşlarımız kendi hakkına düşen payı almışsa, sıkıntı yok. Almadığını düşünüyorsa, o zaman sıkıntı vardır. Neden? O zaman bir kesimin daha fazla bu bütçeden pay alması demektir. Bu konuyu da böyle geçiyorum. Diğer konu, Sayın Başkanım, bu evsel atıklarla ilgili... Ben en çok bu konunun konutlar kısmındayım. Konutların 10 yılda artış oranı bugüne kadar yüzde 100. Bu diğer belediyelerde fazla olabilir, eksik olabilir, bunun az çok farkındayım. Ben hep karşı çıktım. Komisyonda bulunduğum zaman da, geçen dönemde Arif Başkan'ın zamanında da, diğer dönemde de hep şunu söyledim: Burada bir adaletli denge yok diye düşünüyorum. Neden? Atatürk Mahallesi'nde bir gecekonduda yaşayan vatandaşla diğer bir villada yaşayan vatandaş arasında bir fark yok. Eğer 100 TL demişseniz, 100 TL alınıyor. Belki oradaki Atatürk Mahallesi'nde yaşayan vatandaş katı atık bile üretmiyor. Çünkü gelirleri veya harcamalarıyla diğerleri bir değil. O yüzden adaletsiz olduğu için konutlardaki katı atık vergisinin çok düşük tutulmasını talep etmiştim. Burada da gördüğümüz kadarıyla 25 TL'yi 100 TL'ye çıkarmışız, dört kat. Yani 90’a ulaşmadan, dört kat çok aşırı. Belki biz düşük olabiliriz, diğer belediyeler farklı olabilir ama Kemalpaşa’nın kendine özgü bir yapısı var. Biliyorsunuz Kemalpaşa’da yaşayan vatandaşların büyük bir kısmı gelir seviyesi alt seviyede olan insanlar. Sanayi bölgesi olmamız, tarım bölgesi olmamızdan kaynaklandığı için beldelerimizin yapısı belli. Bu yüzden burada görünen 100 TL olarak ödenmeyecek. Bunun bir de KDV’si var. Artı çevre temizlik vergisi var. Bu, su faturasıyla beraber ödeniyor. Yani 1 ton su kullanan vatandaş, 200 TL para ödemek zorunda kalacak. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Benim teklifim, bu oranı yüzde 100 arttırarak 50 TL olarak belirleyelim ve vatandaşlarımızı rahatlatmış olalım. Diğer konularda, dört kat olarak arttırılmış dedik. Dört kata gelmiş. Onlarla ilgili elbette artış oranı yüksek. Enflasyon oranlarına bakıldığında, enflasyonu hesaplayan kurumların görüşlerine göre bu oranlar fazla. Ama konutlardaki farklar kadar değil. Orada bir adalet, hakkaniyet olmasa bile sınırlandırmalar var. On kişiyi çalıştıran bir yerde katı atık bedeli ile 100 kişiyi çalıştıran yerdeki fark belirli. Ama konutlarda böyle bir ayrım olmadığı için oranı düşürülmesini talep ediyorum. Ben de konserlerin yapılmasına, gençlerin eğlenmesine hiçbir itirazım yok. Fakat Türkiye bu kadar tasarruf tedbirlerine hem belediyemiz hem hükümet uyarken, bir sanatçının buraya getirilip yüksek ücretle sahne almasını uygun bulmuyorum. Bunun toplumun belirli bir kesiminde tepkiye neden olduğunu da belirtmek istiyorum" diye konuştu.
TÜRKMEN: BAKANLIK VERİLERİNİ SİSTEME GİRİYORUZ, CEZALAR KARŞIMIZA ÇIKIYOR
İddialara yanıt veren Başkan Mehmet Türkmen, "az önce konuşmacıların hemen hemen hepsi cezalarla ilgili dikkat çekti. Ben altını çizerek söylemek istiyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar barışı belgelerini çok ciddi şekilde iptal ediyor ve bize gönderiyor. Bunlarla ilgili işlem yapılıyor. 10-11 bin civarında imar barışı müracaatı yapılmış arkadaşlar, bizim bölgemizde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, imar barışı belgesinin beyana dayandığını ve kişinin beyanının esas alındığını söylüyor. Aynı zamanda, bu belgeleri de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı iptal eder diyor. Şu anda yapı kontrol müdürlüğümüz ile çok ciddi şekilde sırada bekleyen cezalar var arkadaşlar. Çünkü Bakanlık, iptal edip bize gönderiyor ve kurumlara da yazıyor. "Bunlarla ilgili işlem yapın" diyor. Örneğin, organize sanayi bölgesi var. Organize sanayi bölgesi yasasında diyor ki, OSB'ler kaçak yapıları tespit eder, bir ay süre verir. Yerine getirilmediği takdirde belediyeye yazar, belediye de onlarla ilgili cezai işlem yapar. Son gelen 27 fabrika var, bunlarla ilgili işlem yapılması gereken işler var. CİMER var. CİMER'de biliyorsunuz şikayetler süreli. Bize, valiliğe ve ilgili bakanlıklara otomatik olarak oradan dağıtım yapılıyor. Ve bizler bu kaçak yapıları ya da bu şikayetleri yerinde inceliyoruz. Kaçak ya da ruhsata aykırıysa işlem yapmak zorundayız. Kaçak yapılardan ve cezalardan gelecek rakamlar bunlar arkadaşlar. Amacımız, ceza yazıp vatandaşa eziyet etmek değil. Az önce Canip Başkanım çok güzel bir şey söyledi: "Bunlar artıyorsa demek ki ya ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapılar var, kaçak yapılıyor." Çok doğru söyledi. Kaçak yapılıyor arkadaşlar ve biz bu kaçakları tespit ediyoruz. Ama gittiğimizde kişi bize imar barışı belgesini gösteriyor. Biz de bakıyoruz, imar barışı belgesi var. Oysa ki bu yapıların 31 Aralık 2017'den önce yapılması gerekiyor. Biz bu belgeyi iptal edemiyoruz arkadaşlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yazıyoruz, "Bunu iptal edin" diyoruz. Ama Çevre ve Şehircilik iptal etmiyor. İptal etmediği sürece bu belge geçerli. Yaşadıklarımızı anlatmak kolay değil. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İl Müdürlüğü ile çok ciddi sorunlarımız var. Mesela, Örnekköy'de bir yer yapılmış, her gün basında çıkıyor ve belediyemizi sürekli suçluyorlar. Sahibi de diyor ki, "CHP'li belediyeden aldığım numaratajla, CHP'li belediyeden aldığım güçlendirme raporuyla, CHP'li belediyeden aldığım başka bir belgeyle." Hep bize atıyor suçlamayı. Arkadaşlar, biz bununla ilgili 2019'da işlem yapmışız, yazı yazmışız. Ancak belgeler iptal edilmemiş. Sonra biliyorsunuz, belediyemizde bir operasyon oldu. Hemen arkasından imar barışı belgeleri iptal edildi. Ama üç gün sonra tekrar yazı gönderdiler, "İptal edilmemiştir, geçerlidir" dediler. Bir kurum üç gün önce iptal ediyor, üç gün sonra tekrar geçerli kılıyor. Tabii biz gerekli görevleri yapıyoruz. Bu yüzden cezalar gerçekten ağır. Neden ağır? Çünkü biz bunları iptal edemiyoruz. Bu işlemleri bakanlık yapıyor. Biz verileri sisteme giriyoruz ve cezalar karşımıza çıkıyor. Burada herhangi bir tasarruf hakkımız yok. Yapı kontrol müdürlüğümüz geliyor, encümenimiz de bunlara ceza yazıyor. O yüzden cezalar yüksek" ifadelerini kullandı.
ÇITAK: GÜVEN KARLIĞINDA HİZMET Mİ HAK EDİYORLAR KANDIRILMAYI MI?
AK Partili Muhammed Çıtak Ulucak'taki vatandaşların talebine dikkat çekerken, "Ulucaklı vatandaşlara mevcut pazar yeri yıkılacak, yerine daha modern bir pazar yeri ve üstünde düğün salonu olan bir kompleks inşa edilecektir diyerek verdiğiniz seçim vaadinizin, Eylül ayı ikinci meclis toplantımızda görüştüğümüz stratejik yatırım planında revize, yani tadilat edileceğine dönüştüğünü gördük. Şahsen sorarak vatandaşlar, "Seçim vaatlerine mi, yoksa stratejik yatırım planında yer alan bilgilere mi inanmalı?" diye sormuştum. Meclis üyeleriniz, "Profesyonel bir şirket ile çalışılmadı. Burada yazım yanlışı da olmuş. Seçimde ne söylediysek yerine getireceğiz," demişlerdi. Ama bugün performans programına bakınca, bu söylemlerin aksine pazar yerini tadilat ediyoruz. 2025 yılında %7'sini bitirerek 1 milyon TL harcıyoruz. Aynı şekilde düğün salonumuzu da tadilat ediyoruz. 2025 yılında %20'sini bitirerek 500 bin TL harcıyoruz. Ulucak Belediyesi Başkanlığımız döneminde belediye binasının girişinde bazı projelerinizin maketleri yer almaktaydı. Bunlardan bir tanesi de çok iyi hatırlıyorum: kapalı pazar yeri ve kafeterya ki o dönemin Ulucak'ına göre müthiş bir projeydi. Yaklaşık 15-20 yıl öncesinden bahsediyoruz. Şu anki mevcut yapı günümüzün ihtiyaçlarına kesinlikle cevap vermiyor, karşılık vermiyor. Aynı şekilde düğün sorunumuzla alakalı olarak geçen mecliste de Çetin Bey belirtmişti. Toprak kayması olduğu için yan tarafındaki okul yıkılmıştı. Bundan dolayı, toprak kayması olan ve yıllardır atıl halde olan kötü durumdaki bir yapının revize edilmesi ne kadar doğru? Ayrıca, revizyonun da ancak yarısını yapabiliyoruz. Ulucak'ta düğün salonu fiyatları yüksek, bunun için de önerge vermiştik. Vatandaşlar da mağdur. Ben vatandaş olarak şunu sormak istiyorum: Ulucaklı vatandaşlar, 10 yıl belediye başkan yardımcılığınız döneminde, sizin Ulucak Belediye Başkanlığı yaptığınız dönemdeki gibi hizmet edeceğinizi hep umut etti. Genel kanı da şudur: Başkan yardımcılığı sürecinde çok iyi şeyler yaptı, müthiş şeyler yapmayı planladı, ama tek yetkili olmadığı için bazı engelleri aşamadı. Bu dönem size tam yetki vererek belediye başkanı yaptı. Şunu sormak istiyorum: Ulucaklı vatandaşlar, bu güven karşılığında hizmet almayı mı hak ediyor, kandırılmayı mı?" dedi.TÜRKMEN: 5 YIL SONRA SİZ BİLE ŞAŞIRACAKSINIZ
Yeniden söz alan Başkan Mehmet Türkmen, "Ben kimseyi kandırmayacağım. Kandırmam da. Bir de birilerinin hoşuna gitsin diye bir şey yapmayacağım. Ben yapılması gerekeni yapacağım. Şimdi düğün salonu ve pazar yeri ile ilgili, pazar yerinin tadil edilmesi lazım. Ama çok güzel bir alanımız var; rekreasyon alanı. 30 dönümün üzerinde olan orayı önce ağaçlandıracağız. Sonra hem açık hem kapalı düğün salonu yapacağız, içine kafeteryaları da koyacağız. Pazar yeri de ilerleyen süreçte, çünkü Ulucak hızlı büyüyen bir yer. Hem Kemalpaşa'mıza hem de Ulucak'a ikinci pazar yerini yapacağız. O yüzden birini kandırma ya da birine yalan söyleme gibi hiçbir niyetim yok; öyle bir şey de olamaz. Ben sabah geldim, Ankara'dan. Yani ciddi şekilde çalışıyoruz. Çok güzel de işler yapacağız. 5 yıl sonra zaten siz bile şaşıracaksınız; herkes şaşıracak neler yaptığımıza. Buna emin olun" ifadelerini kullandıBİLDİRİCİ: ŞİKAYET VARSA YAPACAK BİR ŞEY YOK
AK Parti Grup Başkanvekili Okan Bİldirici İmar Affı kanunu ile ilgili açıklamalarda bulunurken, " Cezalar önemli şeyler, başkanım. Bütçenin %25'ini oluşturacak kadar önemli şeyler. Önce de açıkladığınız gibi, bunlar olmuş vakalar. Ama Canik Başkan çok güzel bir şey söyledi. Bakın, on bir yıldır belediyedesiniz ve bütçeyi siz hazırladınız. İmar barışı döneminde vardınız, belediye başkan yardımcısıydınız. Hayatınızın bir döneminde yapı kontrol müdürlüğü size bağlıydı. Toplantılarınızı bilirim ben. Ben çok uzun zamandır bir şeyi savunuyorum; bugün Canip Başkan da onu söyledi, çok da mutlu oldum. Mesele ceza kesmek değil. Cezayı herkes keser. Ama mesele topu taca atmak da değil. İmar barışına herkes atar. Devlet demiş ki, 2017 sonu itibariyle olan binalarla barışacağım. Ve altı ay sonra demiş. Niye demiş? Bu konuya çok hakim olduğum için biraz uzatacağım. Çünkü bu imar barışı çıkarken İzmir'deki o sekiz masadan birinde ben oturuyordum. Ve bu imar barışı çıkarken bu binaların hepsi vardı. Yani İzmir'in %70'i kaçaktı. Yani hepsi vardı derken, sonra yapılanlar ayrı. Kaçak yapılar Türkiye'de ve İzmir'de çok fazlaydı. Devlet bunları göremiyordu, tanımıyordu. Ana çıkış şuydu; bu binaları görelim, tanıyalım ve kentsel dönüşüme esas çıkartalım. Yani diyelim ki, "kardeşim, imar barışını yap. Bir yıl içinde de yık. Kentsel dönüşüme geç." İşte biz de seni destekleyelim. Tabii konu bütün Türkiye'ye yayılınca iş de biraz değişti. Vatandaşın evet, beyanıyla oldu ama devlet kocaman yazdı oraya. Dedi ki, "yalan beyan, hatalı beyan ceza gerektirir. İmar barışının bedelini yanar. Hatalı bedelini yaparsan kanuni işlem yapılır." Kocaman yaz. Bunu hepimiz okuduk. Peki, biz ne yapalım? Şimdi gelelim özelimize; Kemalpaşa Belediyesi'ne. O kadar çok bina yapıldı ki, ondan sonra aynı dönemde evet, gene siz de vardınız, ben de vardım. Ama ben mecliste değildim, ben de vatandaştım. İnşaat mühendisi olarak sokaklardaydım. Kamu burada vatandaş suçlu. Evet, beyanı yanlış ama kamu da suçlu. Bu Kemalpaşa Belediyesi'nin etrafında, arkasında, yanında, karşısında, çaprazında eve gidip geldiğiniz yolda, benim eve gidip geldiğim yolda bu binalar bir günde yapılmadı ki diğer binalar. Şimdi eski binaları barıştık. Diyelim ki yaptık, çünkü onlar şehirde vardı. Ondan sonra yapılanlar da ne yaptık? Bekledik. Ooo olmuş, oluyor. Güzel yapıyorsun. Ovada yapmışsın. Bitmiş. Neredeydik biz, Sayın Başkanım? Biz kolluk kuvvetleri değil miyiz? Bakın, burada savunma bütçesi var; 70 küsur milyon. Yani kişinin toplamı kamu güvenliği ve şey savunma bütçesi. Daha önceki yıllarda da var. Biz seyrettik vatandaşı. Sonra dedik ki, "şikayet olmazsa sıkıntı yok." Tabii bu ironi, hani öyle bir cümleyi devlet kullanmaz. Ama şikayet varsa yapacak bir şey yok. Şimdi bunlar birikince 4 milyon, artık kamu şöyle görür. Yani siz öyle görmüşsünüz, bana göre. Kaynak bulmamız lazım. Hazır kaynak da var, çünkü kaynağa müsaade etmişiz. Biz belediye olarak, Kemalpaşa Belediyesi olarak 2019 yılından sonra, yani 2018'in ikinci yarısından sonra kaçağa müsaade etmişiz. Yaklaşık altı yıldır gözümüzün önünde, gözümüzün içine baka baka bu insanlar kaçak yapmış. Sonra gitmişiz, ceza kesiyoruz. Bu insanlar temeli açtığında, bizim kolluk kuvvetlerimiz var. Yapı kontrol müdürü var. Kemalpaşa'da geziyor. Gerekirse güçlendirelim. Neden müdahale etmemişiz? Hafriyatta müdahale etmemişiz, temelde müdahale etmemişiz, kaba inşaatta müdahale etmemişiz. Bu binaların çok büyük bölümünü ben biliyorum, bitmiş neredeyse. Birkaç tane burada kalan inşaatta bina var. E bu gelir kaynağı olmuş ama 400 milyon da değil bu sadece 2025 için, 2026'da 500 küsur, 2026'da 27'de 500 küsur, 1.5 milyar ceza kesmeyi öngörmüşüz. Vatandaşa yazık değil mi? Şimdi kendi kendimize bir empati yapalım. Evet, kaynak gibi gözüküyor. Kullanılabilir bir para gibi gözüküyor. Ama korkunç bir para. Çünkü bir şekilde bunda, bu çorbada bizim de tuzumuz olmuş ama ciddi de tuzumuz olmuş. Öyle az boz değil. Bu vaka olmuş. Şimdi imar barışına bunu bağladık. 1.5 milyar da gelirimizi koyduk. E gelirimizi cebimize. Tamam. İmar barışıyla da alakası yok konunun. Vatandaş tabii yanlış beyanda bulunmuş ama gözümüzün önünde yapmış. Aslında bu imar barışılık bir şey değil. Göz göre göre kaçak inşaat yaptırmışız. Şimdi kaçak inşaatlara ceza kesiyoruz. Peki, bu bütçeyi sağlıklı kullanmış mıyız? Ben Fen İşleri tarafından bakmak istiyorum. Her şey %300, %400 artmış. Bazı kalemler %100 artmış. Fen işlerimiz %1.5 artmış. Şimdi ben Fen İşleri'ndeki başkan yardımcımızı, teknik arkadaşları tanırım, bilirim. Arif Uğurlu başkanımız döneminde, siz de başkan yardımcısıydınız. Aynı kadroyla muhteşem işler yaptınız. Bakın, az önce burada sayıldı. Her biri birinden büyük ve güzel projeler yaptı. Bugün Gölpark çok güzel bir projedir. Park Orman şehir içindekiler, şu anda üniversitede kampüs olarak kullanılan alanımız ki o da biraz tartışma konusu oldu. Ama inşallah orada da doğru yol bulunur. E %1.5, yani öyle bir şey değil. Bence Fen İşleri bütçeyi istemiş ama verilmemiş. Çünkü bütçe verilebilir. Kadro iyi. Kadro yapar. Siz o kadroyu gördünüz. Niye verilmediğini düşünüyorum. Yani düşünüyorum. Niye verilmemiş? Çünkü özel kalem şekilde atmış. Temsil, tanıtım, günlük 100 küsur bin lira harcayacak kadar bir her gün. İşte özel kalem bunun üç katı. Günlük 300-500 bin lira para harcayacak halde. İşlerine gelince olay sıkıntı olmuş. Fen İşleri de çözümü nasıl bulmuş? rekreasyon alanlarımızı, şunlara, bunlara bir yapıyormuş gibi yapmak. Hani büyük şeyde onu çok gördüm. buradan da hani çok fazla üstünüze alınmayın ama Cumhuriyet Halk Partisi içinde benim son altı senede gördüğüm. Yapıyormuş gibi yapmak ama bir şey yapmamak %10 diye bir şey yok. Bu başlamak bile değil. %20 diye bir şey de yok. 2024'ü boş geç. 2025'te %20 yap. %10 yap. Ne işe? %50 koyuyor da. Şimdi bir park ormanı ayırmışsınız. İşte 2 milyon bir yerde, o insanları çıkaramazsınız. Yani daha doğrusu Park Korkmanı Kemalpaşa'ya yakışır hale getiremezsiniz. Bu Armutlu içinde böyle, bu Ulucak'taki tesisleri içinde böyle. Evet, tasarruf edeceğiz son birkaç yılda. Biz hakikaten yapacağız cümlesi de ayrı bir şeydir ama bu ömürden gider, sayın başkanım. İnsanların ömründen gider. Bu taktikler daha önce olmuştur ama yaklaşık altı senedir Kemalpaşalı bekliyor. Çünkü geçen dönemi hepimiz yaşadık. Yani bir insanı altı yıl bekletip, "ben sana çok güzel şeyler yapacağım" demek, bence artık gecikmiş bir cümledir. Çünkü bir gün bile artık Kemalpaşa için bekleyecek durum yoktur" ifadelerini kullandı.TÜRKMEN: VATANDAŞLARLA KARŞI KARŞIYA GELEN BİZİZ
Yanıt veren Türkmen, " İmar barışı 2018'de çıktı. 1985 yılında imar affı çıktı arkadaşlar. Orada bir komisyon oluşturuldu. O komisyon gitti. Beyanda bulunan vatandaşın yapmış olduğu o kaçak binayı tespit ettiler. Ve onu parseline işlediler. Ondan sonra sağlıklıysa buna ruhsat verdiler. O gün çok güzeldi ibara. Ama burada beyanı esas. Beyanı esas olduğu için siz belki anlamadınız. Bizim arkadaşlar gidiyor. İmar barışı belgesini gösterdiği zaman bizim onun yanlış olup veya kanuna uygun olduğunu belirleyebiliyoruz. Ama iptal etmesi Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal ediliyor. O yüzden sıkıntımız. Şimdi orada beyan diyor. Yanlış beyan verenler cezalandırılır. Tabii mutlaka ceza alınır. Ama orada bir ceza daha var. Bunu uygulamayan devlet memurları bir yıldan beş yıla kadar da ceza alır diyor. Yani bunu size bildirdiği zaman memur işlemini yapmak zorunda. Şöyle bir şey söyleyeyim. Çevre Şehircilik Bakanlığı yazıyı iptal etmiş. Bir şeyi, imar barışı belgesini iptal etmiş. Bizim arkadaşlar bunu es geçmişler. Yani es geçmişler derken o günkü yapı kontrol müdürü bunu dağıtımını ya unuttu ya sümen altı etti. Sonra operasyondan sonra gelen arkadaş bunu buluyor. Bununla ilgili işlemi gerçekleştiriyor. Hem o arkadaş, hem de bu kontrol müdürü arkadaş şikayet ediliyor. Siz neden on üç ay sonra bu işlemi yaptınız diye müfettişler geldi. Arkadaşlar, yargılanıyoruz. Biz yazı gönderiyoruz çevre şehirciliğe. O 2019'dan 2023 yılına kadar hiçbir işlem yapmıyorlar. Onlar gönderdiğinde işlem yapılıyor. Ya demek istediğim şu; onlar da devlet memuru, bizimkiler de devlet memuru. Yani burada insanız. Bu hata yapabiliriz ama adil değil. Olmayınca da biz yoğurdu üfleyerek yiyoruz, dikkat ediyoruz. Bütün şikayetleri değerlendiriyoruz arkadaşlar. Şeye geleceğim, kaçak yapıyla ilgili. Şimdi bizim yapı kontrol müdürlüğümüzün çıkıp da kaçak yapı arayacak gibi bir şeyi yok. Yani kolluk kuvvetleri, birader şikayet gelirse gidebiliyor. Yetişemiyor zaten. Mümkün değil zaten. Bin tane civarında bekleyen sırada arkadaşlar 2022 yılını yapıyoruz daha biz. Şimdi siz bir mühürleme işleminin bittiğini olmuyor arkadaşlar. Bizim arkadaşlar gidiyor. Tespitini yapıyor. Kaçak yapı varsa işlemlerini yapıyor. Geliyorlar. Arkadaşlar, onu encümene getirmek zorunluluğu var. Aynı zamanda encümene getiriyorlar. Encümen bununla ilgili ceza yazıyor. Biz tekrar bu taraflara bunu bildiriyoruz. Aynı zamanda savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. İtiraz olursa bunları değerlendiririz. Yani bir işlem deyip hemen ya mühürledik bitti. Böyle bir şey yok. Ciddi bir iş gerektiriyor. O yüzden bekliyor şeyde. Her gün kırk elli tane imar barışı iptali geliyordu arkadaşlar. Şeyler hariç, CİMER'ler filan hariç. CİMER'lere öncelik veriyorsunuz. Çünkü süreli dilekçeler var. Onlar şikayet ediyor. Onları da yapıyorsunuz. Aynı zamanda diğer organizelerden gelenler var. Yani o imar barışı değil de imar affı çıksaydı belki daha otururdu diye düşünüyorum. Ve caydırıcı olurdu. Ama böyle yıkamıyor neden yıkamıyorsun? Arkadaş çıkarıyoruz, ihaleye girmiyor kimse ve bu sadece bu birkaç senenin işi değil. Yılların getirdiği işler bunlar arkadaşlar. Birikmiş ihaleye çıkarıyor arkadaşlar. İhaleye giren olmayınca da kalıyor. Esasında bu sadece yerel yönetimler değil, merkezi idareyle beraber hareket edilerek düzelmesi gereken işler arkadaşlar bunlar. Ben öyle mesela, biz herhangi bir işlevi yapmadığımız zaman doksan gün sonra büyükşehir yapabilir. Yapamazsa Çevre Şehircilik yapabilir arkadaşlar. Yani bunlar da bu yapabilir. Ama maalesef parayı alanlar başka kurumlar, biz belediye olarak vatandaşla karşı karşıya gelen bizleriz. Bir sürü de davalar açılıyor. Biz de hepsinde bunun tarafıyız. Hukukçularımızla her gün bu davaları takip ediyoruz" diye konuştu.KARAKÜLÇE: ÇOK MANİDAR
CHP sıralarından söz alan Selçuk Karakülçe ,"Canip Başkanımızın özellikle gelecek Gülşen Hanım'la ilgili toplumun bir kesimini hedef almıştır. Bence o çok tartışmalı bir konu. Keşke öyle bir cümle sarf etmeseydi. Çünkü son dönemlerde birileri kendilerine göre değerler oluşturup, orada oluşmuş ufak bir şakayı sanat camiasına ya da sanata mal olmuş insanları, ki festivalleri de iptal ettirerek, toplumu daha dar bir çerçeveye galip son şeye sıkıştıran sebep verdiler. Onun haricinde tabii cezaların caydırıcılığı, bunlar cezayla olmasın edilmesin isteniyor belki ama son dönem Karabağlar'da yaşanılan bir cemaat vakası var. Oradaki kaçak yapı, her türlü ihbara rağmen ki yıkılmasıyla ilgili işlem yapılmasına ve kolluk güçlerine haber verilmesine rağmen herhangi bir işlem yapılamaması, yapılmaması çok dikkat çekicidir ve manalıdır. Bunu burada belirtmek isterim. Onun haricinde tabii arkadaşlarıma düğünler konusunda, ev kiraları konusunda birçok konuda hak vermekle beraber, bu ülkenin nereden nereye geldiğinin küçük bir fotoğrafı olması adına, bir emekli ikramiyesiyle ev alınabilirken, artık emekliler bırakın ev almayı, ev kiralarını nasıl ödeyebileceklerini çok ciddi bir noktaya gelmiş bir ülke ekonomisinin bütçesinden, içinde bulunduğumuz ekonomik krizden bahsediyoruz. Bu şartlar içerisinde elbette belediyemiz de kendi çerçevesi içerisinde, kendi tedbirlerini alacak. Ekonomik şartlara göre de kendi gelişimini sağlayacak çözümleri üretmiştir. Köpeklerle ilgili, sokak hayvanlarıyla ilgili de siz çok güzel ifade ettiğiniz hayallerinizle beraber paylaşıyoruz. İnşallah Kemalpaşa'da sokak hayvanlarının bir cenneti olacak. Orada 2004 yılında çıkmış olan yasayı bugüne kadar uygulamayıp, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin belediyelerde büyük çoğunluğunu sağladıktan sonra ardı ardına alınan belediyeleri, her türlü gerek ekonomik, gerek sosyal boyutta sıkıntıya sokabilecek projelerin ardı ardına dayatılması da ayrıca çok manidardır. Bunu da soruyu soran arkadaşım isterse daha sonra teferruat teferruat uzunca bir şekilde anlatabilirim. Tabii bütçeyi hazırlamak kolay değil. Emeği geçen bütün bürokrat arkadaşlara bu kadar titizlikle ve hassasiyetle çalıştıkları ve bu bütçeyi ortaya çıkardıkları için çok teşekkür ediyorum" dedi.TASLAK: CEZALARLA OLUŞAN BİR BÜTÇE
AK Parti Grup Sözcüsü ve AK Parti İzmir Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Taslak, " Bir milyar yedi yüz milyon TL'lik bir bütçeyle, bu görmüş olduğunuz dosya içerisinde her türlü faaliyet programlarının yer aldığı bir bütçeyi inşallah bu dönem içerisinde gerçekleştirilir diye umuyoruz. Tabii ben şahsım adına konuşuyorum. Ben hala bu konuda kani değilim açıkçası. Bütçenin yani 1.700.000.000 TL'lik bir bütçe içerisinde dörtte biri cezalardan oluşuyor. Harçlardan vesaire çok tekrara girmek istemiyorum. Halil Bey zaten tüm teknik konulara değildi. Yani biz burada amacın polemik bir olay oluşturmak değil, baştan söylemek istiyorum. Yani biz, bizim buradan elde ettiğimiz çıkarım şu: Evet, cezalar noktasında imar barışı, CİMER'den gelen şikayetler, fabrikalar vesaire var. Ama bunların hepsi 400.000.000 TL tutuyor mu? Ne kadar daha fazla tutabilir? Daha aşağısı, işte geçtiğimiz yıllarda kesilen cezalar, tahmini bütçeler, tahmini kesilen cezalar vesaire. Yani biz şunu söylemek istiyoruz: Ey Kemalpaşalılar, ey değerli hemşerilerimiz, 2025 yılı içerisinde 400.000.000 TL ceza keseceğiz. Haberiniz olsun. Siz bana seçimle oy verdiniz. Bunun karşılığında bu işlem, bu ceza mı? Bu mu? Bir diğer konu yaklaşık 200.000.000 TL bir arpa satışı var. Bu konuda şeyi uzatmayacağım. Ceza konusunu uzatmayacağım çünkü çok konuşuldu. Arsa satışları, yaklaşık 200.000.000 TL bir arsa satışı var ve yıldan yıla artarak devam ediyor. Evet, bu bir gerçek. Bunu dışarıdan AK Partili yöneticilere de sorsanız, dışarıdan başka bir insana da, bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a da sorsak ki zaten konuşmalarına, görüşmelerimle söylüyorum. Evet, şu anda pandemiden kaynaklı bir ekonomik sorunu biz şu anda yaşıyoruz. Pandemiden çıktık. Yaklaşık bir buçuk yıl, iki yıl. Ben o zaman çok iyi bir şekilde takip ettim. Birçok da yapılan pandemi çerçevesinde birçok da insanlara, vatandaşlarımıza faydalı olmak anlamında birçok şey yapıldı. Belki ülkede üretim belirli bir noktada durma aşamasına geldi. Belki milyarlarca dolar değer kaybettik. İhracat yapamadık. Fabrikalar çalışmadı. Ama bu devlet, her zaman hükümetimiz, devletimiz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her zaman vatandaşının yanında olur. Fabrikalardan insanlar çıkmadı. İşçi yasağı geçirildi. Çalışma ödeneği oluşturuldu vesaire vesaire. Biraz önceki konuşmalara istinaden bu söylemi oluşturduk. Beş yıl boyunca Kemalpaşa'mızda, burayı sizler yönetiyorsunuz, geçmiş dönemde meclis üyesi olan kişiler var. Sizler belediye başkan yardımcısıydınız. Biraz önce Selçuk Bey de çok güzel şey söyledi. Evet, belirli bir ekonomik koşul var ama az çok yani şunu görebiliriz. Beş yıl boyunca Kemalpaşa'da bir belediye yönetiyoruz. Her yıl bütçe oluşturuluyor. Her yıl belirli gelirler, kalemler oluşturuluyor. Ama ben yine bunu söylüyorum. Bakın, AK Partili bir belediyeye baktığınızda oraya gittiğinizde, bir İstanbul'da Üsküdar'a, şu anda evet AK Parti'de değil, biz Kayseri'ye gittiğimizde, bir Konya'ya gittiğinizde veya farklı bir Bursa'ya, bakın Üsküdar'da ya Nev Mekan diye bir tesis var. Neyin mekânı, bizim AK Partili bir belediye başkanımız, AK Partili belediyecilik anlayışıyla inşa edilen bir Nev Mekan. İçerisinde restoran var, kütüphane var. Açıp bakmanızı öneriyorum. Ankara'da yine aynı şekilde. Kayseri'de, Konya'da yine aynı şekilde. İstanbul'da diğer belediyelerde. Ya Başakşehir ilçesini, oradaki yapılan hizmetleri gerçekten ben araştırmanızı, bakmanızı, neler yapılması gerektiğini gerçekten tavsiye ediyorum. Lütfen bir inceleyin, bakın. Biz evet, İzmir Kemalpaşa ayrı bir nokta. İzmir'de değerli Sayın Başkanım, değerli meclis üyelerimiz, üniversite öğrencilerimiz gidip kütüphaneye, üniversiteler hariç, şehirde merkezde belediyenin gerçekleştirmiş olduğu büyük, kapsamlı daha geniş bir kütüphane yok. Bir e-spor merkezi yok. Hizmet budur. Çalışma budur. Bir ilçeye hizmet yapma noktasında şey budur. Maalesef. Ben İzmir üniversite öğrencisi olarak geldim. 2012 senesinde ben beş yıl bu şehirde okudum. Artık bu şehirdeyim. İzmirliyim, Kemalpaşalıyım. Ama yani bir değerlendirme yapılırken bir hizmet çıtası ortaya koyulurken, bakın son beş seneden beri Kemalpaşa'ya herhangi bir elle tutulur, gözle görülür bir yatırım maalesef yapılamıyor. Bu performans değerlendirmesine baktığımızda lütfen hiç kimse yanlış anlamasın. Gerçekten içi boş bir performans değerlendirmiş. Bir bütçeye baktığımızda sadece cezalardan, harçların afaki %300, %400 artışlardan oluşan bir bütçe görüyoruz burada. Ve gelip diyoruz ki biz evet bu işin neticesinde daha önce konuştuk. Daha önce de meclisimize satış noktası gelmişti. Satışla alakalı bir konu gelmişti. Yıl 200.000.000 TL. Bir sonraki yıl 240.000.000 TL, bir sonraki yıl 280.000.000 TL. Artarak devam ediyor. Peki daha önce de sorduğumuzda bu sorunun cevabını alamadık. Hatta Sayın Başkan da açıklama yapmıştı. İlk önce biz satışı yaparız, sonra ne yapacağımızı düşünürüz demişti. Gerçekten bir hizmet edecek miyiz? Gerçekten Kemalpaşalı vatandaşlarımızın kullanabileceği, gençlerin, kadınların kullanabileceği bir şey olabilecek mi? Evet, bir satış söz konusu. Yaklaşık 200.000.000 TL. Ne kadar gerçekleşir, ne kadar gerçekleşmez onu tabii ki süreç gösterecek. Ben şunu söylemek istiyorum. Umarım beş yıl sonra Kemalpaşa Belediyesi'nin umarım malı kalır. Bir sonraki süreçlerde de inşallah bir Kemalpaşa Belediyesini satışa çıkarmayız demek istiyorum. Tabii katı atık %300, %400 oranına zamlar, artışlar. Vergi harçları yine aynı şekilde. Ben şunu söylemek istiyorum. 2025 yılı bütçesini biz bir isim koymak istersek, bir ad vermek istersek 2025 yılı bütçesini cezalarla oluşan ve fahiş harçlarla oluşan bir bütçe olarak isimlendirebiliriz. Bunu söylemek istiyorum. Kemalpaşalılara hemşehrilerimize de şunu söylemek istiyorum. Ne yazık ki 2025 yılında bizleri çok ciddi zamlar, çok ciddi faiz zamları bekliyor ve cezalar bizleri bekliyor ne yazık ki. Tabii Sayın Başkan'ın sürekli meclislerde ifade etmiş olduğu sözler şunlardı: Tasarruf edeceğiz, harcamalar konusunda disiplinli bir şekilde yöneteceğiz. Tabii sağlık hizmetlerinde Halil Bey'in söylediği diğer meclis üyelerimiz söyledi. %40 düşürdük. Tasarruf ediyoruz burada. Ama sağlık hizmetlerinde maalesef, de maalesef tasarruf olmaz. Bakın biz İzmir'de devasa ve büyük bir şehir hastanesine inşa edeceğiz. Diğer ilçelerde, hükümetimiz evet şu anda tasarruf tedbirleri var ama diğer illerde, diğer ilçelerde ya bu sağlık hizmetleri, diğer hizmetleri olsun, halkın önceliğini sağlayan konular tasarruf tedbirleri noktasında değerlendirilmez. Çünkü ihtiyacı olan şeylerdir. Eğitimde tasarruf, bütün bilgilere maalesef bu da sıkı sıkı geçmiş yıllarda da yine aynı şekilde. Tabii fen işlerinde sadece %1,5 arttırmayla gerçekleşen bir şey yok. Temsili açısından Okan Bey söyledi. Yani %300 arttırılmış bir temsil var. 2023 yılında 6.000.000 TL, 2024 yılında 11.000.000 TL ve 2025 yılında 33.000.000 TL. Yani bu neyin temsili? Bu neyin ayrılması? Gelelim yine özel kalem bütçesine, gerçekten 77.000.000 TL. Sağlığa sağlık noktasına %40 düşürürken, yetmiş yedi milyona çok ciddi bir artış yaparak bir rekor elde edilmiş. Gerçekten tebrik ediyorum. tekrardan soruyorum. Bu neyin temsili, neyin özel kalemi? Vatandaşa biz gelelim Kemal cılayı keselim. Devletin malını mülkünü satalım. Ama %300, %400 harçlara zam verelim. Ama kendimize geldiğinde de tasarrufu noktasında işte Sayın Başkan, ben geçen mecliste araştırma noktasında eleştiride bulunmuştum. Ama araca geldiğinde tasarrufu maalesef yapmayalım. Gelelim yani performansımızda yine burayı da. Sözlerimi toparlıyorum. Park Orman'ı konuştuk. Çember, armutlu konuştuk. Tarihi çeşmeyi konuştuk. Sadece elle tutulur, gözle görülür bir bakım, onarım yaklaşık 2.500.000 TL civarında. Sadece oval. Günün sonunda şunu söylemek istiyorum. Biz bu bütçeden ve performanstan gerçekten ve gerçekten hiçbir şey anlamadık. ama şunu anladık: Burada 2.625.000 TL ayırmış olduğumuz eğitim merkezi adı altında bir şey var. Yılda 4 saatlik kurs var burada. Yaşam boyu eğitim süreci. Şöyle bir araştırma yapalım, öğrenelim. Özel bir öğretmen alanında uzman bir kişi olur. Yaklaşık ders saatiyle, ders ücretiyle 400 TL olsun. Bu 400 TL'yi düşünürsek yılda 6.500 saat ders verebilir. Halk eğitimden destek alırsak, halk eğitim uzmanı olan kişilerden, hocalarımızdan ders alırsak bu yaklaşık 26.000 saat oluyor. Bir profesöre aylık 220.000 TL, yıl boyunca 2.625.000 TL ile bir profesöre bu maaşı Sayın Başkanımızın maaşına baktığımızda yaklaşık iki kesime denk gelen bir para. Peki bu kişi kim? Bu hocamız kim? Burada ne yapılmayı elde edilmek isteniyor? 4 saatlik eğitimlerle kime, ne, ne şekilde eğitim veriliyor? Bunu öğrenmek istiyoruz. Bunu sormak istiyoruz. Bu bütçe maalesef de maalesef ceza bütçesi olmuştur. Sayın Başkanım Kemalpaşa'ya seçimlerde ben söylemedim. Sayın Başkanım, siz kendiniz söylemiştiniz. Kurtarıcı olarak gelmiştiniz. 5 yıl boyunca sizler yönettiniz. Sizin yönetiminizde olan bir belediyeydi. Elbette burada büyük bir çelişki var. Milyonluk arabayla milyonluk arabaya bütçemiz var. Ama eğitime, sağlığa ve sokak hayvanlarına maalesef bütçe yok. Son olarak da şunu söylemek istiyorum. Evet konusu geçti. öncelikle bu ay sonunda cumhuriyetimizin 101. yılı. Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etmiştik. Sayın Cumhurbaşkanımıza AK Partili seçmenlere hakaret etmiştir. Şimdi Gülşen, geçtiğimiz yıllarda şarkıcı Gülşen çıkıp bir takım ifadelerde bulundu. O ifadeleri burada söylemiyorum. O ifadeler neticesinde biz suç duyurusunda bulunduk. Ya Kemalpaşa halkı gerçekten başkanımız ve değerli Cumhuriyet Halk Partisi milletvekiliyim. Kemalpaşa halkımızın söylediklerine kulak verebiliyorlar mı? Şu anda ben dışarı çıktığımda Sayın Başkan Gülşen geliyor diye basına da çıktı. Diğer mecralarda da şu anda tartışılıyor. lütfen bu karardan bir an önce vazgeçilsin. Yirmi dokuz Ekim Kemalpaşa'mızda çok güzel bir kutlansın. Çanakçı gelmesin demiyoruz. Kesinlikle gelmeli. Onu kabul etmeme gibi bir durumumuz yok. Kimse zaten karşı çıkamaz. Ama gerçekten ve gerçekten milli ve manevi değerlerimize sahip olan sanatçılar gelsin. Millete hakaret edip, milleti aşağılayan, milleti kötüleyen insanları maalesef ve maalesef Kemalpaşa'da istemiyoruz. Onlar bizim gözümüzde yani sadece sanat, sanatçı maalesef değiller. Sanatçı kendisini dinleyen bir sürü dinleyen insan vardır. Ben şahsen dinleyen bir kişiydim. Ama bir hakaret var ortada. Ben o süreçten sonra dinlemeyi bıraktım. Biz nasıl insanlara saygılıysak, her kesimin saygılı olmak zorunda. Bir an önce Kemalpaşa halkımızın kulağına söylediklerime belediyemizin, meclis üyelerimizin ses vermesini, dinlemesini, duymasını dinliyorum. Maalesef bu konuda da lütfen inat edilmesini istemiyorum. Kararın bir an önce vazgeçilmesini, Gülşen'in yirmi dokuz Ekim'de Kemalpaşa'ya gelmesini asla ve asla kabul etmiyoruz. Sayın Başkanım, bu konuda da sizlerin takdirine bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.BALYELİ: ÇÖZÜMÜ ÇOK BASİT
CHP sıralarından söz alan Ahmet Cemil Balyeli, "En çok cezalar eleştiriliyor mesela. Çözümü çok basit, arkadaşlar. Bu İmar Kanunu'nda yazan bir madde. Hükümetimize benim bir tavsiyem, bunu ceza kanununda cezasını arttırın. Beş yıl yapın. On yıl yapın. Kimse kanuna uysun, kaçak yapı yapmasın. Belediyede ceza kesmiyorsunuz. Bu kadar basit bir şeydir, hükümetin yapacağı bir iştir. Yani şimdi problemi koyuyorsunuz. Burada ceza, suç işleyen var. Buna ceza kesiliyor. Bunun çözümü ne? "Arabamız yerine siz niye ceza kestiniz?" veya "Cezadan niye bu kadar gelir bekliyorsunuz?" gibi bir eleştiri var. Ben bunun çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Ceza hukuku anlamında yani acelesini arttırırsınız, caydırıcı bir şeyler yaparsınız. Onu insanlar, kanuna uyduğu sürece, cezayla muhatap olmazlar. Yani bir cezanın çözümü budur. Ceza kimin için vardır? Kanuna uymayan için vardır. İnsanlar kanuna uyduğu sürece cezayla muhatap olmayacaklardır. Bunun da çözümü merkezi hükümettedir. Vergi gelirlerine gelince, biz bunu kendi aramızda da tabii ki bu artışların veya verginin nasıl vergi gelirindeki artışın kaynaklarına baktığımızda, burada başkanımız açıklamadı ama belki sırası gelmediği için beyanname vermemiş mükellef sayısında hem emlak vergisi hem de ilan reklam vergisi anlamında çok büyük bir sayıda mükellefimiz var. Ve bunlarla ilgili de ilgili arkadaşlar çalışmalar yapıyor. Bu vergi gelirlerimizin artışının büyük bir kısmının buradan olacağını biliyoruz. Süreç içerisinde de bunları göreceğiz. En son katı atık bedeli encümenin öyle bir tasarrufu olmadı ama bununla ilgili büyükşehir belediyesinin bütün otuz ilçe için bir tavsiyesi veya kararı var. Doksan lira olarak okunacak olan raporda zannedersem bu vardı. Arkadaşlarım bu yönde yüz lira olduğuna dair eleştirisine cevap olsun diye söyledim. Bir de en büyük elektrik konusu, bu arsa satışları. Oradan görülen iki yüz milyon kadar bir gelir. Biz şu anda da bazı hisselerimizi satıyoruz zaten. Buradan gelen elde ettiğimiz bir gelir var. Belediyenin hisseli olduğu, başka vatandaşlarla hisseli olduğu arkalardaki bu hisseleri daha önceki aldığımız meclis kararları çerçevesinde satışını yapıyoruz. Bu buradan öngörülen bir rakam. Ha, başka bir taşınmazın satışı söz konusu olduğunda, zaten buna bir meclis kararı gerekiyor. Geldiğinde bunların hepsini değerlendiririz. Ben bu kapsamda şunu söylemek istiyorum: Cumhuriyet Bayramı'mıza öncelikle ben de kutluyorum. Yirmi dokuz Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. Bu cumhuriyet kurulurken bu ülkede yüzlerce, binlerce o yoksul altın paralarıyla fabrikalar kuruldu, limanlar kuruldu. AK Parti hükümeti yirmi iki yıllık süreçte bu fabrikaları, limanlarımızı, bütün cumhuriyetin elde ettiği değerleri satarak bir şeyler yapmaya çalıştı. Şimdi kalkıp burada iki yüz milyon liralık bir arsa satışını bu kadar eleştirirken, elinizi de vicdanınıza koymanızı istiyorum" diye konuştu.TÜRKMEN: HİÇBİR ARKADAŞIMIN BUNU DÜŞÜRMEN ŞANSI YOK
Son olarak söz alan Başkan Mehmet Türkmen, "2014 yılında, ben o zaman yine belediye başkan yardımcısıydım. Orada da atladığınız bir şey var. İki bin on dört yılında İŞKUR'dan üç yüz kişi, üç yüz yetmiş kişi çalışıyordu belediyede. Ve bunun maaşını İŞKUR veriyordu. Şimdi iki bin on dokuz yılından sonra seçim bitti. Ertesi gün hepsinin işine son verildi. Ve belediye, onlar çıktıktan sonra bir personel eksikliği hissetti. Üç yüz yetmiş kişi, arkadaşlar. Şimdi siz üç yüz yetmiş kişinin maaşını bir düşünün. Bugünkü şartlarda, olmayacağım. Şimdi üç yüz yetmiş kişiye bağış veriyoruz. On milyon mu? Senede yüz yirmi milyon lira. Beş yılda altı yüz milyon lira. Siz beş altı yüz milyon liralık bir düşünün. Yani bugünkü paralar. Demek istediğim, şimdi o dönemde bunlar çalıştı, arkadaşlar, belediyede. Tabii hizmet edilecek. Siz personelin yarısını çıkarın, bütçe nasıl fazlalaşıyor, bir görün. Tabii ben hizmet eden bütün belediye başkanlarına teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımız hizmet etmek için buraya geliyorlar. Ben hepsine teşekkür ediyorum. Kimi arzu eder, kimisi çok yapar. Ama sonuçta arkadaşlar, biz bu insanların parasını kullanıyoruz. Hiç kimse cebinden harcamıyor. Yani biz bu insanların parasını kullanıyoruz. Burada üstünü çizerek, kardeşim kaymakamlık bizim. Çevre şehircilik bakanlığı bizim. Belediye bizim, büyükşehir belediyesi bizim. Hepsi düzgün kullanıldığında zaten hizmetler çıkacak. Ben onu suçluyorum, onu suçluyorum. Şimdi cezalar, cezalar. Ya kardeşim, evvelsi gün geldi, on beş milyon lira ceza kesmişiz bir kişiye. Yirmi dokuz milyon lira ceza kesmişiz bir kişiye. Kardeşim, bu biz bundan zevk almıyoruz. Samimi söylüyorum, zevk almayalım. Ben kendi yerimde kendimi onun yerine koyuyorum. Ama bir kaçak inşaat yapılmış, arkadaşlar. Bunun da cezasını ben vermiyorum. O kanun veriyor ve bunlar otomatikman bilgisayara girdiğinizde, o inşaatın betonarmesi ona göre verileri oradan çıkıyor. Hiçbir arkadaşımda bunu düşürme gibi şansı yok. O yüzden arkadaşlar bunu böyle değerlendirin" dedi.