İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasında 16 Haziran Pazar günü gerçekleşecek olan ortak canlı yayın programının moderatörlüğünü yapmayacağını söyleyen Dündar, bir televizyon kanalında yayınlanan programa telefonla katılarak konuya dair açıklamalarda bulundu.
Dündar, “Bir vazgeçme söz konusu değil. Daha teklif
aşamasında toplumda korkunç boyutta kutuplaşma oldu. Linç girişimi,
manipülasyon başladı. Benim gibi deneyimli birinin bunu fark etmemesi imkansız.
Bana düşen bu kutuplaşmayı göstermektir. Toplulumuz şimdiye kadar hiç
hissetmediğimiz kadar kutuplaşmış durumda. Bu gidişle farklı görüştekilerin bir
arada yaşaması imkansız hale gelecek. Bizim bu sorunu bir an önce halletmemiz
gerekiyor” dedi.
"Küçükkaya ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranacak"
Her türlü linç girişiminin başlatıldığını vurgulayan Dündar,
“Bugün İsmail Küçükkaya’nın isminin açıklanmasından sonra sosyal medyada linç
girişimi başlatıldı. İnsanın psikolojisinin etkilenmemesi mümkün değil.
Küçükkaya ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranacak. O gece kim bilir nasıl bir algı
operasyonu başlatılacak. Bizim bu linç girişimini geride bırakmak için
üzerimize düşeni yapması gerekir. Mesele Uğur Dündar’ın bu teklifi reddettiği
değil. Uğur Dündar’ın bu teklifi kabul etmemesi için her türlü linç girişimi
başlatıldı. Mesele budur” dedi.
AK Partili Güler’e Dündar’dan cevap
Programda konuk olarak bulunan AK Parti İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler’in “50 yıllık birikiminize uygun, kendi
dünyanızdaki adil bir moderatörlük yapabilirdiniz. Eleştirilebilirsiniz de,
sosyal medyada linç de edilebilirsiniz. Siz 82 milyona şikayetten fazlasını
yapabilirdiniz, linci göze almalıydınız” sözlerine Dündar karşılık verdi.
“Diyorsunuz ki linç edilin, neden linç edileyim?”
Dündar bu sözlere şöyle karşılık verdi:
“Ben bu 82 milyon için çetelerin, mafyaların, uyuşturucu baronlarının yani aklınıza gelebilecek bütün suç odaklarının hedefi oldum. Kaç defa ben ölümün eşiğinden döndüm. Benim başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Neden Türk toplumunun gerçekleri öğrenme hakkına hizmet ettiğim için oldu bunlar. Ben bundan usanmış olsam mesleğimi bırakırdım. Bakın beni cumhurbaşkanının aradığı bu yayının banttan yapılmasını istediği, benim de bu teklifi reddettiğim yönünde bir spekülasyon dolaşıyor. Bu kesinlikle söz konusu değildir. Bana hiç kimse telefon etmedi. Bana resmi olarak da bir teklif yapılmadı. Sadece medya üzerinden benim adım telaffuz edildi. Benim tarafsızlığıma gölge düşürecek, dürüst yayıncılığıma gölge düşürecek spekülasyonlar yapılıyor. Diyorsunuz ki linç edilin, neden linç edileyim ben? Bu hak kime verilmiş, beni linç etme hakkı? Ben hangi hatayı yaptım da linç girişimine uğrayayım? Ben ülkedeki kutuplaşmayı gözler önüne sererek bu topluma son görevimi yaptım”