İzmir’de 17 Mayıs 2021’de gerçekleşen olayda, Buca İlçe
Emniyet Müdürlüğüne gelen Ayşe Vural, kızını öldürdüğünü, eşi ve oğlunun olayla
ilgisi olmadığını belirterek teslim oldu. Bunun üzerine sağlık ve polis
ekipleri, Ayşe Vural’ın Laleli Mahallesindeki 5 katlı apartmanın giriş katında
bulunan evine gitti. Eve giren ekipler, Zeynep Vural’ın yatağında cansız
bedenini buldu. Ayşe Vural, eşi S.V. ve oğlu Ö.V. gözaltına alındı. Sağlık
ekiplerinin yaptıkları incelemede, Zeynep Vural’ın boğularak öldürüldüğü
belirledi. Savcının incelemesinin ardından Zeynep Vural’ın cesedi, otopsi için
İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Otopsinin ardından Zeynep Vural’ın cenazesi
toprağa verildi, anne Ayşe Vural ise tutuklandı. S.V. ve Ö.V. ise adli kontrol
şartıyla serbest bırakıldı.
Cinayet ile ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
hazırlanan iddianamede tutuklu sanık Ayşe Vural’ın yanı sıra tutuksuz sanıklar
Ö.V. ve S.V. için de ceza istendi. İddianame, İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından kabul edildi.
İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmaya tutuklu sanık
Ayşe Vural tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi
(SEGBİS) ile katılırken baba S.V. ile oğlu Ö.V. ve taraf avukatları salonda
hazır bulundu.
İlk kez hakim karşısına çıkan anne Ayşe Vural, kızlarını ve
ailelerini uyuşturucunun mahvettiğini söyleyerek, “Olaydan 10 ay önce beni
dövdü. Elini tuttum, öptüm sakinleşsin diye. Kriz geçirdikten sonra ağlayıp af
diliyordu. Bir gün bana çiçek alıp geldi. İki gün sonra o çiçeği vazoyla
kafamda kırdı. Ortada bir sebep yokken yapıyordu bunu. Biz kendimizi suçlu
hissediyorduk. Ona hasta gibi bakıp tedavisi için hep uğraştık. Zeynep’i uyuşturucudan
önce tanımanızı çok isterdim. Çok tatlı bir çocuktu. Bizi uyuşturucu mahvetti.
Ben çok hatalıyım. Kızımın uyuşturucu kullandığını geç anladım. Eskortluk ve
ufak tefek hırsızlıklar yaptığını söyledi” dedi.
Çikolatanın içinde
uyuşturucu
Bir gün eve 9-10 yaşında bir çocuk gelip kızı Zeynep’e bir
paket çikolata bıraktığı söyleyen Ayşe Vural, “Çikolatanın içinde bir şey
olabilir diye ben açtım. İçinden limon tuzuna benzer bir şey çıktı. Meğerse o
kristal dedikleri uyuşturucuymuş. Sürekli halüsinasyon görüyordu. Bir gün
kayboldu diye karakola gidip şikayetçi oldum. Eve geldiğimde dolabını açtığımda
oradaydı. Elbise dolabına büzülmüş kalmış. Ölmüş sandım. 24 saat sonra dolabın
içinde buldum. Eşim ve ben üzerimize çatal, bıçak sokabilir diye kalın
giyiniyorduk. Evde her şeyi kırdığı için plastik kullanıyorduk” dedi.
Olay gününü gözyaşlarıyla anlatan anne Ayşe Vural, “Zeynep,
bilgisayar odasına geçtikten sonra kardeşi Ö.V.’yi çağırıp ondan çiğ bezelye
almasını istedi. Ömer aldı geldi. Bezelyeyi yerken yavaşça kapıyı aralayıp çok
kısık bir sesle beni çağırıp kusmuğunu sildirdi. Ben kusmuğu silerken saçımdan
yukarı çekip üzerimi yoklayıp para aramaya başladı. Kurtulmak için fularından
çektim. Kurtulmaya çalıştım. Yere serilince yerde bulduğum poşeti ağzına bastırdım
ve 3-5 dakika kadar bu şekilde tuttum. Yerde sızar gibi oldu. Ö.V.’ye Zeynep’in
bayıldığını söyledim. O sızdığında hiçbir şey duymaz. Öldü diye çok ambulans
çağırmışızdır. Sızmış gibiydi. Odadaki pislikleri temizledim. Bir daha yanına
gittiğimde üst dudağında hafif bir çizgi vardı. Ne olduğunu anlamak için
dokunduğumda buz gibiydi. Yanına yattım, yüzünü sildim. ‘Suç bende’ dedim.
Sonra da teslim oldum” diye konuştu.
Anne Vural, kızının kayıtlı ve kayıtsız şekilde en az 10 kez
intihar girişiminde bulunduğunu da söyledi.
“Uyuşturucu alabilmek
için telefonlarımızı çalıp satıyordu”
Ablasının 2021 yılında Marmaris’te intihar girişiminde
bulunduğunu söyleyen tutuksuz sanık Ö.V., “Ölmeden yaklaşık 4 ay önce olan bu
olayın ardından arabayla alıp İzmir’e getirirken yolda kendini arabadan attı.
Ben ablamın o zaman uyuşturucu madde kullandığını anladım. Ara ara para
alabilmek için anne ve babama şiddet uyguluyordu” dedi.
Zeynep Vural’ın uyuşturucu madde alabilmek için çok defa
hırsızlık yaptığını da söyleyen Ö.V., “Uyuşturucu alabilmek için bizim
telefonlarımızı çalıp satıyordu. Çok defa daha önce hırsızlık yaptığı yerlere
gidip parasını ödedim” diye konuştu.
Olay gününü anlatan Ö.V., ifadesini şöyle sürdürdü: “Ben
babamla birlikte salonda otururken annem ablamla ilgileniyordu. Annem sonra
bana ‘Ablan bayıldı’ dedi. Bende odasına gittim, ablamı kucaklayarak yatağına
yatırdım. Sonra salona gittim. Ablam uyuduğu zaman 1 gün boyunca uyanmazdı.
Ablamın öldüğünü ertesi gün bize annem söyledi. Annem, ‘Ablan bana saldırdı.
Ben de kendimi korumak için onu öldürdüm’ dedi. Sonra polise teslim olmaya
gitti.”
“11 sene çok acı
yaşadık”
Kızlarını uyuşturucu batağından kurtarmak için çok fedakarlık
yaptıklarını savunan tutuksuz sanık S.V., “Cebimi yoklayıp cüzdanımı almaya
çalışırdı. 3 cep telefonumu satıp parasıyla uyuşturucu aldı. Para için bıçakla
tehdit ederdi. Gece canı sıkılınca çıkar gider, 3-4 gün sonra taksiyle dönerdi.
Dönünce de 2-3 gün uyurdu. Annesinin üzerine bilerek kaynar su döktü. Kardeşine
bıçakla saldırmıştı. Nedeni sorduğumda halüsinasyon gördüğünü anladım. Hamile
kız kardeşini yere yatırıp bıçaklama girişiminde bulundu. 11 sene çok acı
yaşadık. Onu kurtarmak için yapmadığımız fedakarlık kalmadı. Ayşe’nin hiçbir
suçu yok. Zeynep’le uğraşırken biz de her şeyimizi kaybettik. Ayşe bizi çağırıp
Zeynep’i öldürdüğünü söylediğinde olaydan haberim oldu” ifadelerini kullandı.
Yeğenlerini
öldüreceğini söylemiş
Duruşmada tanık olarak dinlenen Vural ailesinin küçük
kızları E.A.’nın eşi T.A. ise “Zeynep, son 1 yıldır ailesine şiddet
uyguluyordu. Benim çocuklarım için, ‘Benim yaşadığım hayatı yaşamasınlar diye
bunları öldüreceğim’ diyordu. Ayşe anne onu tedavi ettirmek istediği için hep
ona saldırıyordu. Bir defasında da eşimin boğazını sıkarak ona saldırdı” dedi.
Ayşe Vural’ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, Ö.V. ve S.V. için adli kontrol şartlarını yurt dışı çıkış yasağına çevirerek, dinlenmeyen tanıkların hazır edilmesi için duruşmayı erteledi.