ÖNCÜŞEHİR TV
30 Mayıs 2023 - 11:03
Güncelleme: 30 Mayıs 2023 - 11:29
28 Mayıs seçiminin kazandıran ve kaybettirenleri
Öncüşehir TV’de yayınlanan ‘Haber Masası’ programında gazeteciler Mevlüt Dağdeviren ve Mevlüt Kömür, 28 Mayıs günü gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu hakkında izlenimlerini paylaştı.
ÖNCÜŞEHİR TV
30 Mayıs 2023 - 11:03
Güncelleme: 30 Mayıs 2023 - 11:29
ÖNCÜŞEHİR - ‘Haber Masası’ programında konuşan Gazeteciler Mevlüt Kömür ve Mevlüt Dağdeviren, Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylara kazandıran veya kaybettiren vaatlerini konuştu. “İKİ ZIT GÖRÜŞÜ BİR ARADA TUTMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”Mevlüt Kömür, sosyal medyada ve anketlerde seçimi Millet İttifakının kazanacağına kesin gözüyle bakıldığını ifade ederek, “İlk önce Millet İttifakı’nın kazanacağına kesin gözüyle bakılan bir seçim ikinci tura kaldı. İlk turda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meclisin çoğunluğunu alması da aslında psikolojik bir baskı oluşturdu. Ancak sandığa gitmeyen 8 milyon seçmen, 1 milyon 300 tane geçersiz oy vardı. Muhalefet partileri sandığa gitmeyen seçmeni ve geçersiz oyların doğru olarak kullanılmasını sağlayabilseydi eğer kazanma şansı olabilirdi. HDP ile ittifak kurmakla birlikte Ümit Özdağ’dan destek alması çok zor bir ittifak oldu. İki zıt görüşü bir arada tutmak mümkün değildir. Ancak seçim sonuçlarına baktığımız zaman Ümit Özdağ’dan yine oylar kazanıldı. Bu ittifakın içinde DEVA Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ile Demokrat Parti’nin oyları nerede? Daha önceki diğer anketlerdeki yüzdeleri toplandığında yüzde 60’ları geçiyor. Ama baktığımız zaman sonuçlar böyle çıkmadı” diye konuştu. “CUMHURİYET HALK PARTİSİ SEÇMENİNİ KÜSTÜRDÜ”İttifakların seçmeni küstürdüğünü söyleyen Kömür, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde çok kırgınlıklar oldu. Milletvekili seçimlerinde bugün 40 tane milletvekilini ittifak ortaklarına verdi. CHP seçmeni yıllardır karşı olduğu bir zihniyete oy vermek zorunda kaldı. Bana göre bu durum Cumhuriyet Halk Partisi seçmenini küstürdü. Örnek olarak İzmir’de 14 tane milletvekili çıkaran Cumhuriyet Halk Partisi, yine 14 vekil çıkardı ama bunların 4’ü ittifak ortaklarının… Geriye CHP’ye 10 tane milletvekili kalıyor. Şimdi baktığımız zaman DEVA Partisi’nin ne kadar faydası oldu? Asıl hata Kemal Kılıçdaroğlu’nun oldu. ‘Ben seçimi kazanayım da ne olursa olsun’ bakışıyla herkese vaatler verdi. Ama Cumhur İttifakı pazarlığa girmeden kazandı. Sinan Oğan’ın da Cumhur İttifakı’na desteğini görüyoruz. Bundan sonraki süreçte bana göre Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi gibi partiler kendi yollarına bakabilirler, kendileri ittifak da olabilir. Ali Babacan ikinci tur bitmeden ‘Cumhur İttifakı isterse destek olabiliriz’ demişti. İYİ Parti’de seçimler bitmeden İzmir’de gözümüzün önünde seçim ofislerini kapattılar. Bu partiler ‘gerçekten destek verdi mi?’, kafamda soru işaretleri var. Baktığımda oyları tam göremiyorum” ifadelerini kullandı.“SEÇMEN GENEL BAŞKAN İSTEDİ DİYE GİDİP OY VERMEZ”Seçmenlerin zıt görüşlere oy vermek zorunda kaldığını belirten Mevlüt Dağdeviren de “Millet İttifakındaki küçük partiler destek verdi mi, verebildi mi? Bu partilerin tabanı olduğuna emin değilim ama varsa eğer bu tabanı genel başkanların kararıyla sepet gibi bir yerden bir yere taşımak mümkün olur mu, ben buna inanmıyorum. Genel başkanlar bir masaya oturabilir, belli hedefler doğrultusunda uzlaşabilirler. Ancak seçmenin masada ne olduğundan da haberi yok. Seçmenin tümü genel başkanı istiyor diye gidip oy vermez. ‘Ata İttifakı’nın oyu nereye gitti?’ dersen eğer bana göre iki adaya da dağıldı. Doğal olarak şu an herkes Kemal Kılıçdaroğlu’nu suçlayacaktır. Hatta CHP’li Bolu Belediye Başkanı’ndan başlayarak istifa çağrıları gelmeye başladı. Bu kadar çok seçim kaybetmiş bir genel başkanın istifa etmesi bence bir erdemdir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun vaatleri var, ‘Onlar ne veriyorsa iki üç katı’ gibi giden bir seçim kampanyası vardı. Vaat etmek tek başına yetmez. Belli yaşın üzerinde olanlar geçmiş siyasetteki vaatleri biliyorlar. Türkiye bir vaatler çöplüğüdür. Biri bir vaat sunduğunda hemen inanmazlar. Benim dikkat çekmek istediğim bazı veriler var. Sayın Erdoğan’ın kalesi sayılabilecek yerlerden bir tanesi örneğin Konya, yüzde 72.99 oy aldı. CHP’nin kalesi İzmir’de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy yüzde 67.13. Peki, bunun yerine yüzde 73 olsaydı ne olurdu? Ankara ve İstanbul Türkiye’de en büyük seçmen kitlesini barındıran iki ildir. AK Parti’nin çok uzun yıllar yönetmesinden sonra CHP’ye geçti. Bu iki il Türkiye’nin tek başına kaderini değiştirebilir. Baktığım da birinci turda bu iki ilde milletvekili seçimlerinde AK Parti önde bitirmiş. Yıllar sonra AK Parti’den alınan İstanbul’a iyi bakılsaydı, eğer seçmeni gerçekten hizmet edebildiğine inandırmış olsaydın bu oran yüzde 51 değil de yüzde 55 olsaydı ne olurdu? Ankara’yı da uzun yıllardan sonra aldılar. Kemal Kılıçdaroğlu’nu suçla, onu gönder. Yarın başkası gelsin onu da suçla gönder. Bunun bir sonu yok. Kemal ‘her şeyin fazlasını veriyorum’ diyerek dedi ama seçmeni inandıramadı. Seçmen ‘evet bunu yapacak’ diyemedi çünkü ilk belediyelere baktı” dedi.“VAAT ETMEK BAŞKA, VAADİ GERÇEKLEŞTİREBİLECEĞİNİ AKTARMAK BAŞKA BİR ŞEY”Deprem bölgesindeki oylara dikkat çeken Dağdeviren, “Deprem bölgesinde ‘depremzedeler nasıl Erdoğan’a oy verir’ dediler. Gerçekten dünya üzerinde çok az görülebilecek büyüklükte bir deprem oldu. Çok fazla yetişilemeyen, kurtarılamayan insan oldu. Çünkü kimsenin gücü buna yetmezdi. İnsanlar günlerce yakınlarının enkaz altındaki çığlıklarıyla yaşadılar. Buna rağmen ‘bize nasıl oy vermezler?’ denildi. Sanki bu acının tek sebebi Erdoğan’dı ve yüzde 70-80 CHP’ye oy çıkar diye düşünüldü. Yorumlarda hakaretler oldu. Bunu ben partilerle bağdaştırmıyorum insanlıktan nasibini almamış bir güruh. İnsanlar bağnaz bir şekilde aşklarından Erdoğan’a oy vermediler. Erdoğan’ın geçmişine, TOKİ’nin yaptığı işlere baktılar. Türkiye’ de yaşanan her felaketten sonra dönüp hükümetin yaptıklarına baktılar. İzmir’in burada bir öz eleştiri yapması gerekiyor. 2020’de deprem oldu ve sonrasın da TOKİ Bayraklı’da 3600 üzerinde daire yaptı. Büyükşehir Belediyesi’nin iktidar kadar gücü olmayabilir, bunu kıyaslayamam ama bu niyetin göstergesi olarak Kılıçdaroğlu İzmir’den bir örnek gösteremedi. Türk siyasi tarihinde geçmişte tutulmamış vaatler çok. Dolayısıyla vaat etmek başka bir şey, vaadi gerçekleştirebileceğini insanlara aktarmak, aşılamak başka bir şeydir. Beni burada çok eleştiren olacaktır ama Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun değil, CHP adına şu an da yerel yönetimde bulunan insanların öz eleştiri yapması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu. “VAATLERİN OLMAMASI KILIÇDAROĞLU’NA ZARAR VERDİ”Verilen vaatlerin yapılmamasının zararını vurgulayan Kömür, ‘’ CHP’nin 11 tane büyükşehir belediyesi var. İmamoğlu ilk geldiğinde su fiyatını yarıya indireceğini, öğrencilerin toplu taşıma maliyetlerini düşüreceğine dair vaatler verdi. Peki, hangisini gerçekleştirdi? Bu vaatlerin olmaması Kılıçdaroğlu’na zarar verdi. Çalışmak sadece seçim kampanyası sırasında olmaz. İlk önce insanlara hizmet etmek gerekir. İstanbul’da sana verilen görevleri yapamıyorsun. Bunlar Kemal Kılıçdaroğlu’na zarar vermeseydi farklı olabilirdi’’ ifadelerini kullandı.
“MİLLET İTTİFAKI KENDİ KENDİNE KAYBETTİ”Seçimlerin vaatlerle ve kampanyalarla kazanılamayacağını ifade eden Dağdeviren, “Seçim topluma verilen güvenle kazanılır. Toplumda ‘Kemal Bey olmasın, Mansur Yavaş olsun’ yorumları vardı. Şimdi ‘Sayın Kılıçdaroğlu istifa etsin’ diyorlar. Eğer ki İmamoğlu ve Yavaş görevlerini, hizmetlerini yapmış olsaydı zaten Kemal Bey’in hiçbir ittifaka ihtiyacı yoktu ve seçimi de kazanacaktı. Seçimi kaybetmesinin en büyük temeli yerel yönetimlerin sorumsuzluğu oldu. Her şeyden önce insanlar ‘Recep Tayyip Erdoğan kazanmadı, kazandırıldı’ diyor. İki ay öncesine kadar çoğunluk Erdoğan’ın kaybedeceğini düşünüyordu. Millet İttifakı, kendi kendine kaybetti” ifadelerini kullandı.
“KILIÇDAROĞLU KENDİSİYLE ÇELİŞTİ”Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle çeliştiğini söyleyen Kömür, “Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs öncesi ve sonraki söylemlerine baktığınızda kendisiyle çeliştiğini görüyorum. İlk önce solculuk mesajları verildi, Demirtaş’ın içeriden çıkacağını söyledi. Ama 14 Mayıs’tan sonra da Özdağ’la birlikte milliyetçilik mesajları verdi. Bana göre bu doğru değildi” diye konuştu.
“MİLLET İTTİFAKI KENDİ KENDİNE KAYBETTİ”Seçimlerin vaatlerle ve kampanyalarla kazanılamayacağını ifade eden Dağdeviren, “Seçim topluma verilen güvenle kazanılır. Toplumda ‘Kemal Bey olmasın, Mansur Yavaş olsun’ yorumları vardı. Şimdi ‘Sayın Kılıçdaroğlu istifa etsin’ diyorlar. Eğer ki İmamoğlu ve Yavaş görevlerini, hizmetlerini yapmış olsaydı zaten Kemal Bey’in hiçbir ittifaka ihtiyacı yoktu ve seçimi de kazanacaktı. Seçimi kaybetmesinin en büyük temeli yerel yönetimlerin sorumsuzluğu oldu. Her şeyden önce insanlar ‘Recep Tayyip Erdoğan kazanmadı, kazandırıldı’ diyor. İki ay öncesine kadar çoğunluk Erdoğan’ın kaybedeceğini düşünüyordu. Millet İttifakı, kendi kendine kaybetti” ifadelerini kullandı.
“KILIÇDAROĞLU KENDİSİYLE ÇELİŞTİ”Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle çeliştiğini söyleyen Kömür, “Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs öncesi ve sonraki söylemlerine baktığınızda kendisiyle çeliştiğini görüyorum. İlk önce solculuk mesajları verildi, Demirtaş’ın içeriden çıkacağını söyledi. Ama 14 Mayıs’tan sonra da Özdağ’la birlikte milliyetçilik mesajları verdi. Bana göre bu doğru değildi” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir