Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pandemide 24 altın değer
kavramının kıymeti anlaşıldı”
Sosyolog
Prof. Dr. Beylü Dikeçligil, Psikiyatri ve Nörofizyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilgen
Taneli, Yazar Hayati İnanç, AHBAP Derneği Başkanı ve Sanatçı Haluk Levent ile
Koronavirüs mücadelesinde hayatını kaybeden ilk sağlık kahramanımız Merhum
Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu’na düzenlenen törende ödülleri takdim edildi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr.
Nevzat Tarhan, pandemide 24 altın değer kavramının kıymetinin ciddi bir şekilde
anlaşıldığına dikkat çekti. Tarhan, özellikle genç kuşaklara bu değerleri
öğretmenin önemli olduğunun altını çizerek “O yüzden bu değerleri toplumda
canlandırmaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Değerleri kaybedersek telafisi çok zor
olacak” dedi.
Üsküdar Üniversitesi, Adalet, Dürüstlük, Şefkat ve Merhamet,
Şeffaflık, Cesaret, Empati ve Sorumluluk, Güven ve Sadakat, Utanma, Alçakgönüllülük,
Yardımlaşma, Helalleşme, Selamlaşma, İçtenlik, Bağışlama, Cömertlik,
Fedakârlık, Minnettarlık, Çoğulculuk, Katılımcılık, Özgürlükçülük, Hesap
Verebilirlik, Uzlaşmacılık, Yenilikçilik, Vefa gibi 24 altın değeri yaşatmayı
bir görev addediyor. Bu amaçla her sene Üsküdar Üniversitesi Senatosu’nun değer
gördüğü kişi ve kurumlara Yüksek İnsani Değerler Ödülleri (YİDER)’ i takdim
ediyor.
Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen
törende ödüller, Sosyolog Prof. Dr. Beylü Dikeçligil, Psikiyatri ve
Nörofizyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilgen Taneli, Yazar Hayati İnanç, AHBAP Derneği
Başkanı ve Sanatçı Haluk Levent ile Koronavirüs mücadelesinde hayatını kaybeden
ilk sağlık kahramanımız Merhum Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu’na verildi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pandemide 24 altın değerin kıymeti
anlaşılmaya başladı”
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan
Konferans Salonu’nda düzenlenen ödül töreninin açılış konuşmasını Üsküdar
Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı.
Pandeminin zorluğuna rağmen bu töreni kısmi yüz yüze ve
fijital olarak gerçekleştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çok
önem verdiğimiz bir tören. Pandemi döneminde 24 altın değer kavramının kıymeti
ciddi şekilde anlaşılmaya başladı. Bu kavramlara dikkat ettiğimiz zaman aslında
insanı insan yapan kavramlar olduklarını söyleyebiliriz. İnsan, diğer
canlılardan farklıdır. Maslov’un psikososyal ihtiyaçlar hiyerarşisinin en
tabanında bütün canlılarda ortak özellik olan yemek, içmek ve üremek var.
Ardından temel güvenlik duygusu, kişinin sevmek – sevilmek ve değerli olma
ihtiyacı geliyor. En sonunda kendini gerçekleştirme yani anlam yakalayabilme
ihtiyacı ortaya çıkıyor” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İnsan ilişkisel bir varlık ve
değer üretiyor”
“Bütün canlılar arasında insan soyut, kavramsal ve sembolik
düşünebilen tek varlıktır” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu özelliği
nedeniyle insan değer üretiyor. Ürettiği değerler de hayatında neden önemli?
Pozitif bilimle ilgilenen birisi olarak son yıllarda nörobilimin temelleri
anlaşıldı. Bilginin ortaya çıkışında insan ilk olarak akıl yöntemini
kullanıyor. İkinci yöntem 5 duyular, üçüncü yöntem ise gelen bilgiler ve
haberlerle kişinin kendi bilgi, bilim ve felsefesi ortaya çıkıyor. Bilimin üç
önemli kaynağı bunlardır. Beş duyunun dışında aldığı bilgiler insanda bir değer
oluşturma zorunluluğu ortaya çıkarıyor. İnsan biyolojik olarak ilişkisel bir
varlık ve genetik olarak tek başına yaşamak için kodlanmamıştır” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İnsanı hakikate götüren 6 yol var”
İnsanı hakikate götüren altı yol bulunduğunu ifade eden
Tarhan, “Bunlardan beşi akıl yürütme ile ilgili. Birisi laboratuvar, ikincisi
gözlem, üçüncüsü düşünce deneyleri, dördüncüsü sosyal deneyler, beşincisi
rasyonel sezgiler ve altıncısı ise rasyonel inançtır. Örneğin Einstein düşünce
deneyleri ile izafiyet teorisini bulmuş. Dünyanın yuvarlak olduğu düşünce
deneyleri ile anlaşılmış. İnsanların davranışlarının ve sonuçlarının ortaya
çıkarılması, ilişkisel olduğu sosyal deneylerle ortaya çıkarılmış sonra da
nörobilimle doğrulanmış” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Değerleri kaybedersek telafisi çok
zor olacak”
“İnsanlar arasında ortak değerler yoksa barış ve huzur
olmuyor. İnsanda iç huzur da olmuyor” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları
söyledi:
“Oluşturmaya çalıştığımız bu 24 altın değerlerin önemi
bilimsel olarak doğrulanmıştır. Bu değerleri yaşatmazsak, bir üniversite olarak
bununla ilgili bilgi üretmezsek, bilimsel dünyaya sunmazsak ve insanlık için
bununla ilgili bir çalışmada bulunmazsak vebal altında kalırız. Onun için biz 6
yıldır değerler çalışmasını yapıyoruz. Bunu yaparken de topluma örnek olmuş, 24
altın değeri şahsında ve çevresinde sadece kendi çıkarı için yaşamayan, aynı
zamanda yaşadığı topluma ve insanlığın geleceğine katkılarda bulunmaya çalışan
güzel insanları tarihe not düşmek için göstermeye gayret ettik. Bu yıl
6.’ıncısını gerçekleştirdiğimiz Yüksek İnsani Değerler Ödülleri’ni vermeye
devam edeceğiz. Yeni nesil gençler eski kuşaklardan farklı olarak varlık içinde
olgunlaşmak durumundalar. Eski kuşaklar zorluk içinde olgunlaşıyorlardı. Varlık
içinde olgunlaşan gençler değerleri kendileri öğrenemiyorlar. Yokluk
görmemişler, fedakarlık, yardımlaşma gibi değerlerin önemi çok anlamıyorlar. Bu
değerlerin kıymeti ancak kaybettikten sonra anlaşılabilecek. Sağlık gibi, her
şey yolunda giderken önemi anlaşılmıyor. Bu değerler de kaybedildikten sonra
farkına varılacak ama telafisi çok zor olacak. O yüzden bu değerleri toplumda
canlandırmaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Gençlere de bu değerleri modüller
halinde öğretmek gerekiyor.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Üniversiteler bilimin öncülüğünü
yaparlar”
Pozitif psikolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıktığını,
aslında kadim kültürden gelen değerlerin bilimsel metodoloji ile anlatılmasını
kapsadığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversite olarak 2013 yılında
ders olarak verdikleri pozitif psikolojinin dünyadaki saygın üniversiteler
tarafından da öğretildiğini kaydetti. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Atalarımız
‘İhtiyaç ilmin üstadıdır’ demişler. İhtiyaç varsa o ihtiyaç için ilim ortaya
çıkıyor. İşletmecilikte ‘Beklenti Yönetimi’ diye bir kural vardır. Beklentileri
bulup onu da yönetebilmek önemli. Geleceğin ihtiyaçlarını öngörüp şimdiden
yönetebilmek, katkı sağlayabilmek çok önemli. Üniversiteler bilimin öncülüğünü
yaparlar. Aynı zamanda bilimsel akışa yeni bilgileri sunan, yenilikçi ve
girişimciliğin referansı olması gereken kurumlardır. Biz bazı konularda öncü
olmaya çalışıyoruz” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Üsküdar Üniversitesi 10 yaşında”
Üsküdar Üniversitesi’nin bu yıl 10’uncu kuruluş yıldönümünü
kutladığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “6’ıncı YİDER Ödül Töreni,
üniversitemizin 10’uncu yılına denk geldi. Üsküdar kelimesinin tarihsel kökleri
nedeniyle çok eski bir üniversite olduğumuz sanılıyor. Aslında az zamanda çok
şeyler yaptık. İlk senemizde yaklaşık 700 öğrenci almıştık. Bu sene aktif
öğrenci sayımız 22 binin üzerinde. Mezun olan öğrencilerimizin sayısı da 23
bin. 10 yıllık bir üniversite için iyi bir performans olduğunu söyleyebiliriz.
Aynı tempo ve heyecanla devam etmek önemli” dedi.
Sosyolog Prof. Dr. Beylü Dikeçligil’e ödül takdim edildi
Türkiye’nin alanında en çok tanınan sosyologlarından Prof.
Dr. Beylü Dikeçligil’e “Sosyal bilimlerde metodoloji, kültür, kadın sorunları
ve aile alanlarında yaptığı çalışmalardan dolayı” Üsküdar Üniversitesi
tarafından Yüksek İnsani Değerler Ödülü takdim edildi.
Üsküdar Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka ve
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan tarafından ödülü kendisine sunulan Prof. Dr. Beylü
Dikeçligil, ödül nedeniyle mahcubiyet duyduğunu söyledi. “Mahcubiyet duygumu
ifade etmemde irfan kültürümüzden bir söz bana yardımcı oluyor” diyen Prof. Dr.
Beylü Dikeçligil, “İçinde olduğumuz tatlı hikmetlerle dolu bir kültüre sahibiz.
Ne yazık ki bu kültür de çok yaşanmıyor olsa da hala yaşamaya çalışan insanlar
var. O yüzden bu ödüller ve program son derece önemli. O söz de şuydu:
Liyakatla değil, lütufla. Ben böyle güzel bir ödüle layık gördükleri için
Üsküdar Üniversitesi’ne, Nevzat Tarhan hocamıza, Mehmet Zelka hocamıza ve Nazif
Gürdoğan hocamıza ve tüm Üsküdar Üniversitesi’ne layık gördükleri için çok
teşekkür ediyorum. Bunu lütfeden Rabbime de hamdu senalar ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Beylü Dikeçligil: “Değişmeyen insani değerleri
değiştiremiyorsunuz”
Pandemiyle gelinen noktanın çok şey anlattığını kaydeden
Prof. Dr. Beylü Dikeçligil, değişimin tüm insan toplumlarında olduğunu
belirterek medeniyet tarihindeki değişimlerin de yavaş yavaş olduğunu kaydetti.
“Değişmeyen bir şey varsa o değişimin kendidir” sözünde bir anlam gömülü
olduğunu ifade eden Dikeçligil, “Her şey değişiyor. Evet, maddi dünyada her şey
değişiyor. Ama değişmeyenler de var. Her şey değişiyor demek bizi çok büyük
yanılgıya götürüyor ve gerçeklikle bağımızı koparıyor aslında. Değişenlerle
değişmeyenler iç içe aslında. İnsanın parmak izi değişmiyor, göz rengi
değişmiyor. Bazı özellikleri değişmiyor. Dolayısıyla her şey değişiyor demek
bir hata. Biraz modernitenin bize gerçek diye gösterdiği yanılgılardan biri.
İnsanın değişmeyen insani değerleri var. Onları değiştiremiyorsunuz. Bu yüksek
insani değerler değişiyor olsaydı biz bugün kutsal kitaplardan söz etmezdik ya
da klasiklerden. Kimse Tolstoy, Dostoyevski okumazdı, Mevlana, Yunus Emre,
Buda. Bunlar kimseye hitap etmezdi” diye
konuştu.
Bugün modern rasyonel bireyin imkânlarına rağmen büyük bir
manevi boşluk yaşadığını kaydeden Prof. Dr. Beylü Dikeçligil, “Bugün o nedenle
ilginç akımların çıkması, dünyevi spiritüalist,
materyalist akımların olması, ortalığı bir dolu yaşam koçlarının sarması
hep bu ihtiyaçtan. Aslında işin özüne girmedikleri için bütün bu faaliyetlere
modern rasyonel bireye açılan havalandırma delikleri diyorum” dedi.
Prof. Dr. Bilgen Taneli töreni evinden takip etti
Gerçekleştirdiği sosyal ve bilimsel çalışmalarla toplumu
Alzheimer hastalığı hakkında bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi kendine görev
edinen Nöroloji Profesörü Dr. Bilgen Taneli’ye “Psikiyatrik bozuklukların
elektronörofizyolojisi alanına yaptığı katkıları” dolayısıyla ödül verildi.
Taneli, koronavirüs önlemleri nedeniyle törene katılım sağlayamadı.
Gönderdiği video mesajla teşekkür eden Prof. Dr. Bilgen
Taneli, “Onur verici Yüksek İnsani Değerler Ödülü’ne layık görüldüğüm için son
derece mutluyum. Bilim hayatımın 1966 – 1976 arasında 10 yılı Almanya’da geçti.
Elektroensefalografi ile tanışmam 1962 yılında Ege Üniversitesi psikiyatri
kliniğinde oldu. 45 yıldır Bursa’da hekim olarak topluma yararlı olmaya gayret
gösteriyorum. Konferanslarla toplumu bilgilendirmeye çalışıyorum. Üsküdar
Üniversitesinde eğitim gören tüm öğrencilere, seçtikleri bilim dallarının yanı
sıra üniversitelerinin insan değerleri içeren 24 altın değerlerini
gerçekleştirmede de kendilerine başarılar diliyorum” dedi.
Yazar Hayati İnanç ödül alanlar arasında yer aldı
Katıldığı programlar, seminerler ve kaleme aldığı kitaplar
ilgiyle takip edilen Yazar Hayati İnanç, “Toplum yararına hazırladığı kitaplar,
programlar ve söyleşilerin yanı sıra Anadolu irfanına katkıları” ndan dolayı 6.
Yüksek İnsani Değerler Ödülü takdim edilen isimler arasında yer aldı.
Yazar Hayati İnanç: “Bizler haberi nakleden ve eseri rivayet
edenleriz”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından ödülü takdim edilen
Hayati İnanç da Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür ettiği konuşmasında “Bu ödülün
liyakatla değil lütufla verildiğini bilerek alıyorum ama yaptıklarımın değil de
yapacaklarımın bir sorumluluğu için bir gösterge kabul ediyorum. Bugüne kadar
gördüklerim bana yol gösterdi. Konferanslarda pandemi öncesinde yaş ortalaması
20 civarındaydı. Bizler haberi nakleden ve eseri rivayet edenleriz. Bir fazilet
varsa yazana aittir. Çocuklara ‘burada eğlence yok, top yok, pop yok ne
arıyorsunuz, bu ilgi neden?’ diye sordum. Onlar da ‘Hocam bize acımasız
davranılıyor. Sınavdan sınava koşturularak 30 yaşımızı buluyoruz, kendimize
gelemiyoruz. Güzel söz duyduk da dinlemedik mi, verdiniz de almadık mı?’ diye
cevap verdiler. Z kuşağında arzu etmediğimiz bazı gelişmeler varsa
sorumlularının onlardan önce bizler olduğunu da hatırlatmış oldular” dedi.
Yazar Hayati İnanç: “Ölüm ve gözyaşı mefhumlarını
hayatımızdan uzaklaştırıyoruz.”
Yazar Hayati İnanç, kendisine yol gösteren şairlerden
alıntılar da yaptığı konuşmasında günümüz insanının ölüm gerçeğinden uzak
durmaya çalıştığına dikkat çekti. İnanç, “Sanki iki noktayı unuttuk diye bir
hatırlatma yapmak isterim. Biz son 10 yıllarda ölüm ve gözyaşı mefhumlarını
hayatımızdan uzaklaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.
AHBAP Derneği Başkanı Haluk Levent’e anlamlı ödül
Sanatçı Haluk Levent, bireysel olarak başladığı sosyal
sorumluluk çalışmalarına Ahbap Derneği çatısı altında devam ediyor. Bu
bağlamda, yürütülen yardım çalışmalarıyla 7'den 77'e herkesin gönlünü fetheden
sanatçı Haluk Levent'in kurduğu Ahbap Derneği’ne ödül verildi.
Sanatçı Haluk Levent: “Bu ödül benim için çok anlamlı”
Yoğun programı nedeniyle törene katılamayan Haluk Levent
adına ödülü AHBAP Derneği İstanbul Şehir Başkanı Buse Vurucu aldı. AHBAP
Derneği Başkanı Haluk Levent, ödülle ilgili duygularını çektiği video ile
paylaştı. Haluk Levent, mesajında “Üsküdar Üniversitesi'nin değerli öğretim
üyeleri, öğrencileri ve gönül verenleri ve yöneticileri… Hepinize sevgilerimi
sunuyorum. Hep bir koşuşturmacadayım. Bu ödül benim için anlamlı. Çok teşekkür ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Sevil Atasoy, AHBAP’a ödülünü takdim etti
AHBAP Derneği İstanbul Şehir Başkanı Buse Vurucu, ödülünü
Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy’dan aldı. Buse
Vurucu, başta Haluk Levent olmak üzere bütün Ahbaplar adına kendilerini bu
ödüle layık gördüğü için Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür etti. AHBAP’ın şu an
an aktif olarak 74 şehir 65 üniversitede 30 bine yakın gönüllüyle eğitim,
insanlık, yardımlaşma, çevre olmak üzere 8 farklı grupta çalışmalarına devam
ettiğini kaydeden Buse Vurucu, “Pandemi öncesinde sahada gerçekleştiriyorduk
etkinliklerimizi, şehirlerimizde ahbaplarımız yüz yüze etkinlikler
gerçekleştiriyorlardı. Ama tam bir senedir ne yazık ki pandemi sebebiyle
etkinliklerimizi online ortamda gerçekleştiriyoruz. Yardımlaşma görevlerimiz
olsun, Ahbaplarımızın kişisel gelişimleri için organize ettiğimiz etkinlikler,
seminerler olsun hepsini online ortamda gerçekleştiriyoruz. Hiç ara vermedik ve
ara vermeden devam edeceğimizin sözünü size burada da verebilirim. 2017 yılında
sevgi ve gerçeğin peşindeyiz diyerek çıktığımız bu yolda hayatına dokunduğumuz
kişilerin yüzündeki tebessümü görmek bizleri çok mutlu ediyor o kişilerin
hayatlarını hala devam edeceğimizin de destekleriniz için bizleri bu ödüle
layık gördüğünüz için çok teşekkür ediyorum sağ olun, var olun” dedi.
Merhum Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu’na ödül
Çapa Tıp Fakültesinde gördüğü koronavirüs tedavisi sırasında
yaşamını yitiren İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Dahiliye Bilim Dalı
Profesörü merhum Dr. Cemil Taşcıoğlu’na “Koronavirüsle mücadelede canlarını
veren tüm sağlık çalışanları adına” ödül sunuldu. Cemil Taşcıoğlu’nun ödülü,
törene son dakika gelişen durum nedeniyle katılamayan oğlu Onur Taşcıoğlu
yerine meslektaşı Halk Sağlığı Uzmanı, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur’a takdim edildi. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu’nun
ödülünü, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk takdim
etti.
Prof. Dr. Haydar Sur: “Hüznü ve sevinci bir arada yaşıyoruz”
Prof. Dr. Haydar Sur, kendisi için “hüzünlü bir ödül alış”
olduğunu belirterek “Dünya tezatlar dünyasıymış. Hüzün sevinçlerin içine,
sevinç hüznün içine böyle girebiliyor. Ben de Cemil Taşcıoğlu hocamızı rahmetle
anıyorum. Onun şahsında, hayatını toplumun bu belasını savuşturmaya adamış olan
tüm sağlık çalışanları hatta sadece sağlıkçılarla da limitlemeyip, emniyet
görevlileri ve benzeri toplumun yararına canlarını feda etmiş bütün kahraman
insanlarımızı buradan rahmetle anarak atıfta bulunmak istiyorum. Öyle
meslektaşları gururla da anıp öğrencilerimize ve kendimize tabii ki her zaman
örnek göstererek yaşamaya devam edeceğiz. Saygılar sunuyorum. Üsküdar Üniversitemize
de ne güzel bir üniversite olduğunun bir kere daha ortaya koyduğu için, bu
üniversitenin mensubu olmaktan da gurur duyduğumu bir kez daha ifade ediyorum”
dedi.
Ödül alanlara “Hisseden İnsan” heykeli ve Çekül Vakfı fidan
sertifikası takdim edildi. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da sunulan
ödüller kapsamında 2021-2022 Akademik Yılı’nda bir öğrencinin bursu ödül alan
kişiler adına verilecek.