Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Elazığ Gönül Dostları
Buluşması’nda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu’nun açıklamaları ise şöyle;
“Hesabını birileri
vermek zorunda”
“Zaman içinde verdiği tüm vaatleri yerine getiren bir
hükümetleri vardı, şimdi o kitlelerin hüzne gark olması, İstanbul seçimleriyle
birlikte derin bir ümitsizliğe sürüklenmesinin hesabını birileri vermek
zorundadır. Bunun hesabını veremeyip bizim haklı eleştirilerimizi bölünme
çabası olarak göstermek isteyenler bilsinler ki, biz bu kitleler bölünmesin
diye başbakanlık makamından ayrıldık” diyen Davutoğlu, kendisinin tasfiye
sürecinde rol oynayan Pelikan grubunu işaret ederek, “Devlet makamlarını trol
çetelerine mahkum edenler karşısında 3 yıl sustuk. Eğer işler iyi gitseydi,
eğer AK Parti’yi iktidar yapan milletin değerleri egemen olsa kıyamete kadar
susardık ama eğer İstanbul seçimlerinde olduğu gibi 13 bin oyla kaybedilen
seçimin yenilenmesinde 800 bin oy farkla kaybetmişsek, bunun sorumlusu büyük
bir Meclis çoğunluğuyla devretmiş bir Başbakan değil, o günden bugüne söylemde,
eylemde, ahlakta, siyasi hayatta ciddi savrulmaya sebep olanlardır”
“AK Parti bir
kişinin, bir ailenin, bir kesimin partisi değildir”
“Bakınız partiler ve siyasi hareketler tavanda bölünmez.
Tavanda bölünmüşse ciddi bir sıkıntı değildlir. Bizim hareketimizde de 2 kez
bölünme oldu ama eğer tabanda bir kayma varsa işte tehlikeli olan odur. Yüzde
15’lik kitle bir başka yere doğru gitmişse kimse bunu engelleyemez. 1 Kasım
2015’te biz Türkiye’de yüzde 49,5 oy aldık. Şimdi cumhur ittifakı olarak yüzde
44 oy aldılar. Yüzde 8 ile 10 oy oranında MHP’ninse AK Parti’nin oy oranı yüzde
34’lere çekilmiştir. Sorulması gereken soru ne yanlışlar yaptık ki parti bu
banda geriledi ve bir kopuş yaşandı? AK Parti bir kişinin, bir ailenin, bir
kesimin partisi değildir, böyle çıkmamıştır böyle değildir.”
“Ne yanlışlar yaptık
ki bugün bu noktadayız?”
“Bir oy da olsa seçim geçerlidir deyip tutum değiştirmek,
bir seçimde beka kaygısından bahsedip neredeyse bu şekilde düşünmeyen herkesi
terörist olarak itham ederek, diğer seçimde İmralı’yla temasa geçmek milletin
vicdanından kopuştur.
Bugün susma vakti değildir. Kapılar kapılar ardında konuştuğumuz kapı önlerinde gerçekleri susma vakti değildir. Ne yanlışlar yaptık ki bugün bu noktadayız? Yoksa şu veya bu kişinin bir partiden ayrılmasıyla o parti bölünmez. Tabanda büyük kitleler kopmaya başladıysa insanları neyle tehdit ederseniz edin o çözülüşü durduramazsınız. Yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var.”