İzmir’de CHP’nin aday belirleme sürecinde
vahim hadiseler yaşandığını ifade eden Dağ “CHP yönetiminin İzmir ile İzmir’den
milletvekili seçilmiş olmaları dışında bir bağlantısı olmayan isimleri, toplum
mühendisliği yaparak şehrimizi kendilerince dizayn etmeye çalışıyorlar.
Geçmişte terörle ilişki kurmuş ve şimdi CHP listelerinden meclis üyeliğine aday
gösterilmiş isimlerle ilgili gerekli açıklamayı İzmirlilere yapmak zorundalar.
” İfadelerini kullandı.
“Kağıt üzerinde göründüğü gibi kolay değil”
İzmir’de 3 radyonun ortak yayınına katılan AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, 31 Mart yerel seçim sürecinde sahada vatandaşlar
tarafından gösterilen teveccühün yüksek olduğuna değinerek “Gittiğimiz her
yerde fazlaca teveccüh ve sahiplenme var. İzmir’in tüm ilçelerinde
vatandaşlarımızın hem o ilçedeki adayımızı hem de Büyükşehir Belediye Başkan adayımızı
sahiplendiklerini çok açık bir şekilde görebiliyoruz.” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başına
geçtiği günden itibaren CHP’yi kendi kimliğinden uzaklaştırdığını ifade eden
Dağ “Kılıçdaroğlu bir şekilde CHP’nin Genel Başkanı oldu ve sonrasında CHP
sistematik olarak Atatürkçü-Sosyal Demokrat kimliğinden uzaklaştı ve marjinal
bir parti görünümüne doğru evrildi. Ben İzmir’de 4 dönemdir milletvekiliyim.
Öncesinde de burada öğrenci oldum, yaşadım. İş hayatına ve siyasete İzmir’de adım
attım. Bu şehri biliyorum ve insanlarını tanıyorum. İzmir’in sosyolojisi
CHP’nin yaptığı gibi bir politika veya aday dayatmasını kabullenmez.
Vatandaşlarımız CHP’nin İzmir’deki yerel yöneticilerinin şahsi kazan-kazan
formülüyle hareket ettiklerinin farkındalar. Bu yüzden bu seçimde gerçekten
İzmir CHP için kağıt üzerinde yaptıkları hesapta olduğu gibi çantada keklik
değil.” şeklinde konuştu.
“Tunç Soyer de trene binmeyi kabul etti mi?”
Buca’da CHP adayı olarak belirlenen Suat Nezir’in yerine son
anda bir başkasının aday gösterilmesi konusuna da değinen ve bu konuda Suat
Nezir’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderdiği e-posta mesajının
altını çizen Hamza Dağ, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Buca’da belirledikleri adayı geri çekip Tuncay Özkan’ın
avukatını aday göstermeleri, kendilerini İzmir’in sahibi zannetmelerinin bir
göstergesi. Orada vahim bir hadise var. Nezir’in Kılıçdaroğlu’na attığı maile
baktığımızda Tuncay Özkan’ın Suat Nezir’e ‘Tren kalkıyor, ya bu trende olursun
ya da inersin. Eğer bu trende olursan seni anandan babandan daha iyi anlatırım,
Büyükşehir Belediye Başkanı bile yaparım. Sen meclis üyeleri listesine iki
arkadaşını yazabilirsin, gerisini ben yazacağım. Sen sokakta vatandaş ile
ilgilen belediyeyi biz yönetiriz. Dediklerimi yapmazsan seni pişman ederim.’
Şeklinde ifadeler kullandığını görüyoruz. Şimdi bu noktada CHP’den aday
gösterilen isimlerin hepsinin bu trene binmeyi kabul edip etmediğini, CHP’nin
kazanacağı ilçe belediyelerinin nereden ve kimler tarafından yönetileceğini
bilmeye tüm İzmirlilerin hakkı vardır. Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç
Soyer bu trene binmeyi kabul ettiği için mi Meral Akşener’in hoşnutsuzluğuna
rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ısrarla aday gösterilmiştir?”
“Nerede durduğunuz kimliğinizi belirler”
CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer’in
geçmişte kayyum atanan belediyelere ve FETÖ’nün yayın organlarına verdiği
desteğe yönelik de değerlendirmede bulunan Dağ “Böyle bir durumda genel
siyaseti ilgilendiren bir hadise yaşandığında bir partinin Genel Başkanı, Grup
Başkanvekili, Milletvekilleri yaşanan hadise ile ilgili değerlendirmede
bulunabilirler. Bu siyasetin doğasında olan bir durumdur. Fakat 43 bin nüfuslu
bir ilçe Belediye Başkanı böyle bir meselede haber alır almaz anında tepki
göstererek ‘işte şimdi tankların üstüne çıkma vaktidir, asıl darbe budur’
şeklinde bir açıklama yapıyorsa, bunun altında başka bir şey vardır. Kayyum
atanan belediyelere sahip çıkan ve kazılan hendeklerin planlayıcısı Kandil’dir.
Diğer tarafta FETÖ’nün yayın organları Samanyolu TV ve Zaman Gazetesi’ne
yapılan operasyon var. Orada da Sayın Soyer’in devletin karşısında tavır
aldığını gösteren, devleti bir korku imparatorluğu olarak ifade eden
açıklamaları söz konusu. Tunç Soyer FETÖ’cüdür diyemem, böyle bir şey söz
konusu değil ancak kritik zamanlarda nerede durduğunuz da kimliğinizi belirler.
Bu olaylara baktığımızda birinde Kandil’e, diğerinde ise Pensilvanya’ya çakılan
iki selam görüyoruz.” dedi.
“Bunu İzmir’e açıklamak zorundalar”
İzmir’de 14 ilçede CHP listelerine meclis üyesi adayı olarak giren ve geçmişte terörle ilişkisi bulunmuş 27 kişi olduğunu vurgulayan Dağ “CHP’nin belediye Başkan adayı diyor ki ‘böyle bir şey varsa Devlet müdahale etsin.’Vaktiyle devlet gerekli müdahaleyi etmiş zaten. Şimdi artık burada adaylık için yasal bir mani olmayabilir. Ancak şu bir gerçek ki CHP’nin listelerinde geçmişte terörle kurduğu ilişki aşikar olan isimler var. Bu yönde yaptığımız açıklamaya herhangi bir itiraz gelmiş değil. Ortada bir gerçeklik olduğu için bunu inkar edemiyorlar. Biz İzmir’e karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik ve görevimizi ifa ettik. CHP yönetimi ve Tunç Soyer de üstlerine düşeni yapmalı ve İzmirlileri bu konuda aydınlatmalıdırlar. Tepkimizi manipüle ederek İzmirlileri aldatmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Çünkü artık tüm İzmir CHP’nin kurduğu oyunun ve bu oyunun aktörlerinin kimler olduğunun bilincindedir. Bu listelerde yer alan isimlerin İzmir’in değerlerine ve insanlarına hizmet edebileceklerini düşünmek ancak yersiz bir iyi niyetin göstergesidir. Bu durumu CHP’liler İzmir’e ‘Yatmış çıkmış gelmiş siyaset yapıyor, ne var ki bunda’ şeklinde söyleyip geçemezler. Bu meseleyi İzmir’e, İzmir’in vatanperver insanlarına açıklamak zorundalar.” diyerek sözlerini noktaladı.