Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - Bir dizi programa aktılmak üzere İzmir'e gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in son durağı Ege Sanayiciler ve İşinsanları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen 'Ekonomik Vizyon Buluşmaları' oldu. Buluşmaya Akşener'in yanı sıra ev sahibi ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Danışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, Odalar ve Sivil Toplum Kuruluşları başkanları katılım gösterdi.AKŞENER: BİR SAYI DEĞİŞİR HERŞEY DEĞİŞİRPartinin kuruluşunu kısaca anlatan Genel Başkan Akşener, "Bu çatı altında benim sizlerle 2'nci buluşmam. Birşey değişecek her şey değişecek. Matematik problemlerinde de vardır. Bir sayı değişir, bütün sonuçlar değişir. Bizim partimizin kuruluşu böyle birşeyle oldu. 2017'de henüz partimiz yoktu ama Anadolunun pek çok şehrine gittik. Kendi imkanlarımızla Anadoluyu dolaştık. Bugünleri anlattık. Bu sistem yanlış bir sistemdir, bu sistem önce sahiplerini vuracak dedik. Nitekim de vurmuştur. Ekonominin patronu güven vermelidir denir. Güvense eğer güveni sağlayacak şey hukuk üstünlüğü, yargının tarafsızlığıdır ve tam anlamıyla uygulanan demokrasidir. Yatırımın yerlisini yabancısını buraya yatırım yapmaya getiren bu saydığım meseledir. Öngörülebilirliğiniz varsa ister yerlisi ister yabancısı gelir buraya üretime yönelik yatırım yapar. Şimdi kapıdan yabancı yatırımcı üretim tesisi yapmak için yola çıktığınızda ayak bastı parasıyla karşılaşıyorsanız, yargıya dair herhangi bir inancınız yoksa, hukukun üstünlüğüne dair bir inancınız yoksa elbette yatırım yapamazsınız. Sürekli varlık barışını ilan ettiğiniz, nereden geldiği belli olmayan paraların geldiği ama nereye geldiği belli olmayan sistemle karşı karşıya kalırsınız" dedi. "KEŞKE BİZ HAKSIZ ÇIKSAYDIK"Anadoluda seçmene anlattıklarının gerçekleştiğini ifade eden Akşener, "Bütün bunlar gerçekleşti. Keşke biz haksız çıksaydık. 2017 bizim için mihenk taşıdır. Ondan sonra 2017 referandumundan sonra 25 Ekim 2017'de biz partimizi kurduk. Bize özgü denilen ama partili cumhurbaşkanı denilen bu yapının dışına çıkalamayan bir dönemde İYİ Parti'yi kurduk ve tek amacımız bu ucube sisteminin bu ülkeden demokrasi ile sizin iradenizle sandıktan gitmesini sağlamak üzere bu part kuruldu. İYİ Parti zor şartlar içinde kuruldu. İYİ Parti çözüm üreten siyasi partidir. Biz tam seçime gideceğiz "siz seçime giremezsiniz" dendi. Ben bizzat giderek CHP'den 15 milletvekili talep ettim. Bu demokrasi adına atılan önemli bir adım. Bu neyi getirdi biliyor musunuz? Bu İstanbul, Ankara gibi belediye başkanlıklarının alınmasını getirdi. "Cumhurbaşkanı adayınız kimdir" diye tepinen abilerin feryadını getirdi. Şimdi Türkiye nerede, kader bak kadare bak..." dedi. DEMOKRAT PARTİ ÖRNEĞİ1946 yılında yaşanan bir olayı anlatarak konuşmasına devam eden Akşener, "Yıllarca rahmetli İnönü üzerinde CHP sistemi üzerinden bağıranlar çağıranlar... Şimdi size bir hikaye anlatacağım; yıl 1946, seçimleri olur. o günkü şartlar elbette bugün anladığımız manada demokrasi yoktur ama demokrasiye dair adımlar vardır. Demokrat Parti seçime girer, biraz problemli seçimdir. seçim olur... sonuçta Demokrat Parti bir grup kurur ve meclise girer. Fakat kanunlar uygun değildir. 1947'de bir kongre yapar Demokrat Parti, orada hürriyet misaki diye beyanname yayınlarlar. Orada bir ültimatom vardır. Demokrat Parti'nin Genel Başkanı rahmetli Celal Bayar'dır. Sonuç itibariyle Celal Bey İsmet Bey'e çıkar " sine-i millete gideceğiz," Bu nedir? Cumhurbaşkanının partili cumhurbaşkanı olmaktan ayrılmasıdır. Makamların ayrılmasıdır, partinin başına partinin yöneticilerin geçmesidir. Diğer siyasi partilere saygı duyan bir başbakanın getirilmesidir. Parlamenter demokrasinin çok partili sistemin bütün gerekililerin yerine getirilmesidir. İsmet Bey Celal Bey'e der ki, "gitmeyin biz bunu yapalım" der" ifadesini kullandı."1946'NIN KURALLARIYLA YÖNETİLİYORUZ"1946 yılındaki gibi yönetildiğini ifade eden Akşener, "Biz şimdi 1946'dayız. Dijital demokrasi diye bir kavram tartışılıyor. Z kuşağı diyerek ahkam kesiyoruz ancak 1946’nın kuralları ve anlayışı ile yönetiliyoruz. 1946’nın bir tık gerisindeyiz. Bu yönetilebilir bir Türkiye değildir. Bunun değişmesi için partimiz kurduk. Buradan değişmemiz mümkün değil. 15 milletvekili ile başlayan hikaye 11 büyükşehiri getirdi. İYİ Parti’nin bu ülkenin kilit taşı olduğuna inanıyorum. Bu nedenle İYİ Partinin üstüne gidiliyor. Bunun için İYİ Parti sürekli Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Cumhur İttifakı’nın paydaşları tarafından dürtülüyor ve zaman zaman bizi üzeren hakaretler ile de karşılaşıyoruz. Ancak gelinen noktada ise İYİ Parti’nin denklemi içinde bulunmadığı hiçbir birleşen bir şey yapılmıyor. Bundan dolayı arada yerli ve milli olarak ilan ediliyoruz. Bütün bunların anlamı biz şımarmadan, seçmenimizi milletimiz velinimet sayarak, kutuplaştırmanda, alt tarafı siyaset yapıyoruz diyerek, hizmeti beceremiyorsanız bu içselleştirici bir yol yapıyoruz. El sıkışmaların birbirini anlamaya gayretlerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmek istedim. Patronun seçmen olarak sizler olduğunuzu hatırlatmak istedim” ifadelerini kullandı.ZORLU: ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ EKONOMİGeçtiğimiz yılda gerçekleşen toplantıya değinen ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Zorlu, "Neredeyse bir yıl önce, 27 Aralık 2021 tarihinde, “ESİAD Liderler Buluşması” kapsamında Sayın Akşener ve ekibinin görüşlerini dinleme fırsatı bulmuştuk. Bu defa, “ESİAD Ekonomik Vizyon Buluşmaları” kapsamında bir araya geldik. Ülkemizde ve dünyada çok yoğun ve hızla değişen bir gündemle karşı karşıyayız. Günümüzde jeopolitik, ekonomik ve siyasi unsurlar birbirinden bağımsız değil. Hepimizin bildiği üzere, 2022 yılına Rusya-Ukrayna Savaşı damgasını vurdu. Savaş, Avrupa’da ciddi bir enerji krizinin ortaya çıkmasına ve giderek küresel boyut kazanmasına neden oldu. Enerji fiyatlarının yükselmesi ve hammadde sorunlarının ortaya çıkması tüm dünyada enflasyonist baskıları getirdi. Ayrıca, Covid-19 kriziyle ortaya çıkan tedarik zincirlerindeki aksamalar son bulmuş değil. Bütün bunların neticesinde küresel düzeyde bir resesyona gidiş söz konusu. Ülkemizdeki duruma baktığımızda ise bir yandan küresel krizler, diğer yandan Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum, sanayimizi ve iş dünyamızı derinden etkiliyor. 2023 yılının ilk yarısında yapılacak seçimlerle ilgili konular ekonomi gündeminin önüne geçmeye başladı. Ancak, mevcut ekonomik tabloyu göz önünde tuttuğumuzda, seçimlerden sonra da ülkemizin en önemli gündem maddesinin yine ekonomi olacağı aşikar" dedi. "YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİRMEK GEREKİYOR" Genel ekonomik sorunların yanı sıra rekabet güç bakımından ciddi yatırım gerektiren alanların kendilerini beklediğini ifade eden Zorlu, "Önümüzdeki dönemde, özellikle Avrupa pazarından pay alabilmek için yeşil dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor. AB ile aramızdaki Gümrük Birliğinin güncellenmesi de bir başka önemli konu. Yeşil dönüşümün yaratacağı maliyetin belirlenmesi ve gerekli desteklerin oluşturulması, Türkiye’nin 2053 karbon nötr hedefi için kilit unsurdur. Ülkemizde henüz gerekli destek mekanizmaları, teşvikler, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum konusunda bütçeden ayrılacak pay konusunda sanayiciye yol gösterecek kapsamlı bir plan, program bulunmuyor. Yeşil dönüşümün tamamlayıcısı niteliğinde olan dijital dönüşüm ise sanayiden hizmetlere tüm sektörlerde önceliklerimiz arasında yer almak zorunda. Bu da gerekli alt yapının geliştirilmesi ve yatırım anlamına geliyor" şeklinde konuştu. "ÜRETMEK ARTIK CİDDİ FEDAKARLIK ANLAMINA GELİYOR"Sanayicilerin bir yandan yüksek döviz kuruyla gerekli hammaddeyi ve ara malları temin etmeye çalışırken diğer yandan yüksek enerji maliyetleri ile mücadele ettiğini ifade eden Zorlu, "Türkiye'nin enerji ithalatı için ödediği tutar bir yılda neredeyse yüzde 100 artış kaydetti. 2021 yılı Ağustos ayında ödenen 4,37 milyar dolarlık enerji ithalatı faturası bu yılın aynı ayında 8,73 milyar dolara yükseldi. Sanayicinin en temel amacı ülke kalkınmasına ve refahına katkıda bulunmaktır. Çalışanlarının mutluluğu da sanayicinin en büyük motivasyon kaynağıdır. Mevcut koşullarda üretmek artık ciddi fedakarlık anlamına geliyor. Bu da ne yazık ki beraberinde imalat sanayinden kaçışı getiriyor. Bu noktada yüksek teknolojiyi ve katma değeri önceleyen ve ithal girdiyi düşürecek üretim, sanayimizin geleceği bakımından hayati önemde. Doğru bir kalkınma ve finansman modeli ile sürdürülebilir ve döngüsel ekonomi için stratejik bir planlamaya ihtiyacımız var. Teknopark alanlarının ve kapasitelerinin artırılmasını bu bağlamda son derece önemli görüyoruz. Ayrıca OSB’lerin genişletilmesini, teknoparkların etrafında konuşlanacak ihtisas bölgeleri oluşturulmasını bekliyoruz. ÜR-GE ve AR-GE desteklerinin devlet politikası haline gelmesini savunuyoruz. İş insanlarının işletme sermayesine desteklerin daha fazla olması gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz" diye konuştu. "KAYBETTİĞİMİZ ZAMANIN BİR AN ÖNCE TELAFİ EDİLMESİNİ SAVUNUYORUZ"Sanayicilerin ve iş dünyasının finansmana erişimdeki sıkıntıların giderek büyüdüğünü söyleyen Zorlu, "Öngörülebilirlikten uzak uygulamalar, Türk ekonomisine güven sorunu, küresel gerçeklerle uyumlu olmayan kısa vadeli adımlar, finansal kaynaklara erişimi zorlaştıran unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. AB ile bütünleşme politikalarının izlendiği, AB’ye uyum reformlarının hayata geçirildiği dönemlerde enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü, doğrudan yabancı yatırımlarda önemli bir artış olduğunu hatırlatmak isterim. AB’ye katılımın vazgeçilmez perspektifimiz olması gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan sürdürülebilir kalkınma yolunda atmamız gereken hızlı ve kapsamlı adımların sekteye uğramaması için ülkemizin karşı karşıya kaldığı düzensiz göç olgusunun doğru yönetilmesi gerekiyor. Tüm bu sorunların yanı sıra nitelikli eğitim meselesini ülkemizin en önemli sorunu olarak görüyoruz. Yüksek teknolojiye dayanan katma değerli üretimin ancak her kademede nitelikli insan gücü ile mümkün olabileceğini biliyoruz. Bu bağlamda, teknolojik gelişmeleri, inovasyonu temel alan mesleki eğitim seferberliği başlatılması gerektiğini, kaybettiğimiz zamanın bir an önce telafi edilmesini savunuyoruz" dedi. "KADINLARIN SİYASETE VE KARAR ALMA MEKANİZMALARINA KATILIMI DÜŞÜK"Zorlu son olarak ise şu ifadeleri kullandı; "Ülkemizin sürdürülebilir kalkınması ancak kadınların toplumsal hayatın her alanına aktif katılımı ile mümkündür. Türkiye’nin uluslararası endekslerde gerilerde kalmasının nedeni, kadınların istihdama, siyasete ve karar alma mekanizmalarına katılımının düşük olmasıdır. Bu durum dikkate alındığında, 30 yıllık bir geçmişe sahip olan ESİAD’ın ilk kez bir kadın başkanı olması sebebiyle bugün Kurucu Kadın Siyasi Parti Lideri Sayın Akşener’in Derneğimizi ziyaret edip, toplantımıza katılmasından onur duyuyorum. Türkiye’nin ekonomisiyle, stratejik konumuyla, her türlü fedakarlığa hazır olan insanıyla, çok güçlü bir ülke olduğuna inanıyoruz. Hukukun üstünlüğünün tam olarak tesis edildiği, çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirildiği bir Türkiye’nin, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkacak kapasiteye sahip olduğuna inanıyoruz."
Siyaset
17 Kasım 2022 - 17:16
Güncelleme: 17 Kasım 2022 - 17:20
Akşener İzmir'den yüklendi: 1946'nın bir tık gerisindeyiz!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ülkenin şu anda 1946 yılındaki kural ve anlayışı ile yönetildiğini ifade ederek, "1946’nın bir tık gerisindeyiz. Bu yönetilebilir bir Türkiye değildir. Bunun değişmesi için partimizi kurduk. Buradan değişmemiz mümkün değil. 15 milletvekili ile başlayan hikaye 11 büyükşehiri getirdi. İYİ Parti’nin bu ülkenin kilit taşı olduğuna inanıyorum" dedi.
Siyaset
17 Kasım 2022 - 17:16
Güncelleme: 17 Kasım 2022 - 17:20